geçici teminat mektubu formata uygun olmadığı gerekçesiyle değerlendirme dışı bırakılması sonucu işin daha yüksek bedelle ihale edilmesi

 

Temyiz Kurulu Kararı

 

Saymanlık Adı : Ankara Büyükşehir Belediyesi Hesap İşleri Daire Başkanlığı
Yılı : 2005
Dairesi : 2
İlam No : 870
Dosya No : 30493
Tutanak No : 31685
Tutanak Tarihi : 07.10.2010 
TEMYİZ KURULU KARARI

Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra gereği görüşüldü:

1- 870 sayılı ilamın 1. maddesiyle, Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’na ait itfaiye araçlarının isteğe bağlı kasko sigortası yaptırılarak kasko bedelinin mevzuata aykırı olarak Belediye bütçesinden karşılandığı gerekçesiyle 65.500-YTL ‘ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi temyiz dilekçesinde özetle, Belediyenin tüm araçlarının değil sadece itfaiye araçlarının Daire Başkanlığının talebi üzerine sigorta yaptırıldığını, İtfaiye Biriminin kendine özgü birim olduğunu her an risk içinde bulunduğundan kasko sigortası yaptırmanın zorunlu olduğunu, itfaiye araçlarının özel teknoloji ile üretildiğini bu nedenle maliyeti çok yüksek olduğunu, belediyenin ve devletin herhangi bir kaybının söz konusu olmadığını, Sayıştay’ın bu konuda çeşitli kararları bulunduğunu belirterek tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 106. maddesinde (Değişik:25/6/1988-KHK-330/7 md.; Aynen kabul:31/10/1990-3672/6 md.); “Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere,il özel idarelerine ve belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, bu Kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır. Bu kuruluşlar, 85 inci maddenin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere 101 inci maddedeki şartları haiz milli sigorta şirketlerine mali sorumluluk sigortası yaptırmakla yükümlüdürler.” denilmek suretiyle belediyelere ait motorlu araçlara sadece mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu getirilmiştir.

5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanununun 24. maddesinin (i) bendinde “faiz, borçlanmaya ilişkin diğer ödemeler ile sigorta giderleri” denilerek sigorta giderleri, belediyenin giderleri arasında sayılmıştır. Ancak burada ifade edilen sigorta giderleri mevzuatın izin verdiği sigorta giderlerini kapsamaktadır.

19.02.1994 tarih ve 21854 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan “Belediye Bütçe ve Muhasebe Usulü Yönetmeliği” nin Harcamalara İlişkin Formül başlıklı R- Cetveli’ nin “340 Tarifeye Bağlı Ödemeler.” Ayrıntı Kodu’ nun (b) bendinde aynen;

“Sigorta giderleri: Diğer harcama kalemlerinin esas giderlerine ilişkin olarak ödenen sigorta giderleri dışında belediye mallarının sigorta edilmemesi esastır.

Ancak;

ba) Yanıcı, patlayıcı maddeler, gemi ve ilaç depolama yerlerinin sigorta giderleri,

bb) Evrakı müsbitelerine göre ayrılması mümkün olmayan sigorta ve navlun giderleri” denilmek suretiyle istisna olarak sayılan giderler dışında belediye mallarının sigorta edilmemesinin esas olduğu ilkesi kabul edilmiştir. Yönetmeliğin bu hükmü Ankara Büyükşehir Belediyesi 2005 Mali Yılı Bütçesi R-Cetveli’ ne (Harcamalara İlişkin Formül) aynen alınmıştır.

Belediyeler devletten ayrı tüzel kişiliğe sahip oldukları için malları da devlet malı tanımı içine girmez. Bu sebeple Genel Bütçe Kanununda sayılan istisnalar dışında Devlet malının sigorta edilmemesinin esas olduğu ilkesi belediyeler için bağlayıcı değildir. Ancak 19.02.1994 tarih ve 21854 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan “Belediye Bütçe ve Muhasebe Usulü Yönetmeliği” nin Harcamalara İlişkin Formül başlıklı R- Cetveli’ nin “340 Tarifeye Bağlı Ödemeler.” Ayrıntı Kodu’ nun (b) bendinde yer alan istisna olarak sayılanlar dışında belediye mallarının sigorta edilmemesinin esas olduğu ilkesi ve bu düzenlemenin Ankara Büyükşehir Belediyesi 2005 Mali Yılı Bütçesi Harcamalara İlişkin Formül başlıklı R-Cetveli’ ne de aynen alınmış olması Ankara Büyükşehir Belediyesi için bağlayıcıdır ve bu hükümlere uymak mecburiyetindedir.

Bu nedenle, “Belediye Bütçe ve Muhasebe Usulü Yönetmeliği” nin ve Ankara Büyükşehir Belediyesi 2005 Mali Yılı Bütçesinin Harcamalara İlişkin Formül başlıklı R- Cetveli’ nin “340 Tarifeye Bağlı Ödemeler.” Ayrıntı Kodu’ nun (b) bendinde yer alan istisna olarak sayılan giderler dışında belediye mallarının sigorta edilmemesinin esas olduğu ifade edildiğinden ve araçlara ait kasko sigortası da istisnalar arasında sayılmadığından araçlara ait kasko sigortası bedelinin belediye bütçesinden ödenmesine imkan görülememektedir.

Öte yandan, Temyiz Kurulu’nun 22.06.1993 tarih ve 23084 sayılı Kararında; Daire ilamı ile verilen tazmin hükmünün yasal gerekçesinde açıklanan Genel Bütçe Kanunundaki hükmün Mahalli İdareleri kapsamadığı belirtilerek tazmin hükmünün kaldırılmasına karar verilmiştir. Buna karşın, 870 sayılı ilamda hüküm tesisine esas alınan yasal gerekçeler söz konusu Kararda belirtilen yasal gerekçeler aynı olmayıp Belediye Bütçe ve Muhasebe Usulü Yönetmeliği ve buna paralel hükümlere yer verilen Ankara Büyükşehir Belediyesi 2005 Mali Yılı Bütçesi yasal gerekçe olarak esas alındığından 23084 sayılı Temyiz Kurulu Kararının emsal olarak gösterilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, dilekçi iddialarının reddi ile 870 sayılı ilamın 1. maddesi ile 65.500-YTL ‘ye ilişkin olarak verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE;

2- Aynı ilamın 2. maddesiyle, Belediyeye ait Akçay Eğitim ve Dinlenme Tesislerinin yemek, temizlik ve sağlık hizmeti alım giderlerinin hukuka aykırı olarak Belediye bütçesinden ödenmesi sonucu yersiz ödemede bulunulduğu gerekçesiyle 245.366,60-YTL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi temyiz dilekçesinde, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7. maddesinin v fıkrasında gençler ve çocuklara yönelik her türlü sosyal ve kültürel hizmetleri yürütmek, geliştirmek ve bu amaçla sosyal tesisler kurmak görevinin Belediyenin görevi olarak belirtildiğini, Akçay Eğitim ve Dinlenme Tesislerinde; 20.06.2001 tarih ve 307 sayılı Meclis Kararı doğrultunda Ankara’daki ortaöğretim kurumlarında okuyan başarılı öğrencilerin eğitimlerine destek amacıyla yaz aylarında birer haftalık dönemler içinde çeşitli kurslar verildiğini, ayrıca öğrencilerin bilgi ve görgülerini artırmak amacıyla bölgenin tarihi ve turistik yerlerinin gezdirildiğini, bu verilen hizmetlerin Belediye personeline veya hizmet kapsamında olmayanlara verilen sosyal tesisi hizmeti olmadığını belediyeye Anayasa ve yasalarla verilen asli ve süreklilik arz eden hizmetler olduğunu, söz konusu Tesislerin hiçbir geliri bulunmadığını ve bu hizmetlerden faydalanan öğrencilerin listelerinin ekte sunulduğu belirterek verilen tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmektedirler.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7. maddesinin v) fıkrasında: “….gençler ve çocuklara yönelik her türlü sosyal ve kültürel hizmetleri yürütmek, geliştirmek ve bu amaçla sosyal tesisler kurmak, …” hükmü uyarınca, Belediyeye ait Akçay Eğitim ve Dinlenme Tesislerinde başarılı ilköğretim ve lisede okuyan öğrencilere yönelik sosyal ve kültürel alanlarda (Yüzme, Resim, Masa Tenisi, Futbol, vb.) çeşitli kurslar düzenlenmesi ve Ege Bölgesinin tarihi ve turistik yerlerinin öğrencilere tanıtılması gibi hizmetler Büyükşehir belediyesinin görev ve sorumlulukları içinde değerlendirilmesi gereken hizmetlerdir.

Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 20.06.2001 tarih ve 307 sayılı oturumunda “şehit aile çocukları öncelikli olarak fakir ve başarılı ilköğretim ve lise öğrencilerinin ücretsiz olarak bu tesisten yararlandırılması” şeklinde karar alınmıştır. Alınan bu karar doğrultusunda, Belediyenin mülkü olan Akçay Eğitim ve Dinlenme Tesislerinde fakir ve başarılı orta dereceli okullarda okuyan öğrencilere yönelik sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler düzenlenmiş olup bu tür hizmetler Belediyenin süreklilik arz eden asli görev ve sorumluluğu kapsamında bulunmaktadır. Kaldı ki, Akçay Eğitim ve Dinlenme Tesislerinden Belediye personelinin veya Belediye hizmetleri ile ilgisi olmayan kimselerin yararlandığı ve bunlardan ücret alındığı dolayısıyla gelir elde edildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge dosya içerisinde mevcut değildir.

Bu itibarla, spor, sosyal ve kültürel etkinlikler için yapılan giderlerin Belediye bütçesinden ödenmesinde kanuna aykırılık bulunmadığından 870 sayılı ilamın 2. maddesiyle verilen tazmin hükmünün KALDIRILMASINA;

3- Aynı ilamın 3. maddesiyle, hizmet binasının inşasında kullanılmak üzere, Belediye bütçesinden EGO Genel Müdürlüğü’ne aktarılan 10.000-YTL lik tutardan verile emri düzenlendiği halde damga vergisi kesilmemesi sonucu 75.000-YTL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi temyiz dilekçesinde, 75.000-YTL danga verginin 06.07.2007 tarih ve 10473 sayılı Muhasebe İşlem Fişi ile EGO Genel Müdürlüğü’nden alındığı belirtilmektedir.

Yargılama tarihi 24.04.2008 dir.

870 sayılı ilamın 3. maddesiyle verilen tazmin hükmüne ilişkin olarak dilekçi tarafından tahsilat bildirilmekte ise de, hüküm tarihinden önce yapılmış olan tahsilat temyiz konusu olmayıp yargılamanın iadesi ile ilgili bulunduğundan, bu hususta kurulumuzca yapılacak işlem olmadığına ve gereğinin ifasını teminen dosyanın ilgili DAİREYE GÖNDERİLMESİNE;

4- Aynı ilamın 4. maddesiyle, Belediyeye ait sosyal tesislere (Şentepe Hanımlar Lokali, Ahmetler Hanımlar Lokali ve Çocuk Kulübü, Akçay Eğitim ve Dinlenme Tesisleri) yapay ağaç alımı ile bu tesislerin bakım –onarım giderlerinin hukuka aykırı olarak Belediye bütçesinden ödenmesi sonucu yersiz ödemede bulunulduğu gerekçesiyle 37.030-YTL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi temyiz dilekçesinde, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7. maddesinin v fıkrasında kadınlar, gençler ve çocuklara yönelik her türlü sosyal ve kültürel hizmetleri yürütmek, geliştirmek ve bu amaçla sosyal tesisler kurmak görevinin Belediyenin görevi olarak belirtildiğini, 11.04.2002 tarih ve 180 sayılı Meclis Kararı doğrultunda Ankara’da yaşayan çocukların okuldan arta kalan zamanlarının değerlendirilmesi amacıyla Çocuk Kulüpleri açıldığını, yine 19.08.1999 tarih ve 490 sayılı Meclis Kararı ile Hanımlar Lokali açıldığını bu verilen hizmetlerin Belediye personeline veya hizmet kapsamında olmayanlara verilen sosyal tesisi hizmeti olmadığını belediyeye Anayasa ve yasalarla verilen asli ve süreklilik arz eden hizmetler olduğunu, söz konusu Tesislerin hiçbir geliri bulunmadığını ve bu hizmetlerden faydalanan öğrencilerin listelerinin ekte sunulduğu belirterek verilen tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmektedirler.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7. maddesinin v) fıkrasında: “….kadınlar, gençler ve çocuklara yönelik her türlü sosyal ve kültürel hizmetleri yürütmek, geliştirmek ve bu amaçla sosyal tesisler kurmak, …” hükmü uyarınca, kadınlar ve çocuklara yönelik sosyal ve kültürel hizmetleri sunmak ve bu hizmetlerin ifası için sosyal tesisiler kurmak Büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları içinde değerlendirilmesi gereken hizmetlerden olduğu anlaşılmaktadır.

Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 19.08.1999 tarih ve 490 sayılı oturumunda ‘Ankara’da yaşayan hanımların boş zamanlarında sosyal faaliyette bulunabilecekleri, spor yapmalarının sağlanması, panel ve seminerler düzenlemeleri ve ev dışında sosyal hayata katılmaları amacıyla hanım lokallerinin açılması’ şeklinde karar alınmıştır. Alınan bu karar doğrultusunda Belediyenin Ankara’nın çeşitli semtlerinde hanımlara yönelik sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler düzenlenmiş olup bu tür hizmetler Belediyenin asli ve sürekli görev ve sorumluluğu kapsamında bulunmaktadır.

Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 11.04.2002 tarih ve 180 sayılı oturumunda ‘Ankara’da yaşayan çocukların okuldan arta kalan boş zamanlarında sosyal, kültürel ve sportif faaliyette bulunabilecekleri amacıyla Çocuk Kulüpleri açılması’ şeklinde karar alınmıştır. Alınan bu karar doğrultusunda Belediyenin Ankara’nın çeşitli semtlerinde çocuklara yönelik sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler düzenlenmiş olup bu tür hizmetler Belediyenin asli ve sürekli görev ve sorumluluğu kapsamında bulunmaktadır. Belediyenin bu hizmet tesisleri kamu kurumlarına ait sosyal tesisler mahiyetinde olmayıp sosyal ve kültürel hizmetlerin üretildiği hizmet birimlerdir. Kaldı ki, Belediyeye ait bu türden sosyal tesislerden faydalanan vatandaşlardan ücret talep edilmemekte olduğundan Belediye personelinin veya Belediye hizmetleri ile ilgisi olmayan kimselerin yararlandığı ve bunlardan ücret alındığı dolayısıyla gelir elde edildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge dosya içerisinde mevcut değildir.

Bu itibarla, spor, sosyal ve kültürel etkinlikler için yapılan süs malzemesi alınmasına ait giderler ile bu sosyal tesislere ait onarım giderlerinin Belediye bütçesinden ödenmesinde kanuna aykırılık bulunmadığından 870 sayılı ilamın 4. maddesiyle verilen tazmin hükmünün KALDIRILMASINA;

5- Aynı ilamın 5. maddesiyle, müteahhit MERİT Ter. Sosyal Hiz. Ltd. Şti yükleniminde bulunan ‘Belediyeye ait Kulüp, Lokal ve Merkezlerin 45 Günlük temizlik Hizmeti Alımı İşi’yle ilgili 2 Nolu hak ediş ödemesinde, şubat ayı hak edişinin 28 gün üzerinden hesaplanması gerekirken 30 gün üzerinden hesaplanarak ödenmesi fazla ödemede bulunulduğu gerekçesiyle 3.723,01-YTL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi temyiz dilekçesinde, fazla ödenen 3.723,01-YTL’nin 03.11.2008 tarih ve 047762 sayılı Tahsilat Fişi ile alındığı belirtilmektedir.

Yargılama tarihi 24.04.2008’dir.

870 sayılı ilamın 5. maddesiyle verilen tazmin hükmolunan 3.723,01-YTL’nin 03.11.2008 tarih ve 047762 sayılı Tahsilat Fişi ile alındığı bildirilmiş olup, hükümden sonra yapılan bu tahsilat ilam hükmünün infazı mahiyetinde olduğu ve ilam hükmüne karşı herhangi bir itirazda söz konusu olmadığı cihetle bu hususta kurulumuzca YAPILACAK İŞLEM OLMADIĞINA;

6- Aynı ilamın 6. maddesi ile, müteahhitler ALSER İnşaat ve San. Ltd. Şti ile Mehmet Ali ÜNAL İnşaat Taah. San. Ltd. Şti. yükleniminde bulunan ‘Muhtelif Yaya ve Üst Geçitler İnşaat İşi’yle ilgili 6 nolu hak ediş ödemesinde, 25.014 poz nolu Demir İmalatının Kumlanması imalatı birim fiyatının hatalı alınması sonucu fazla ödemede bulunulduğu gerekçesiyle 2.225,70-YTL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi temyiz dilekçesinde, fazla ödenen 2.225,70-YTL’nin 03.09.2008 tarih ve 90316581 nolu Vakıfbank Konya Şubesi dekontu ile tahsil edildiği belirtilmektedir.

Yargılama tarihi 24.04.2008’dir.

870 sayılı ilamın 6. maddesiyle verilen tazmin hükmolunan 2.225,70-YTL’nin 03.09.2008 tarih ve 90316581 nolu Vakıfbank Konya Şubesi dekontu ile tahsil edildiği bildirilmiş olup, hükümden sonra yapılan bu tahsilat ilam hükmünün infazı mahiyetinde olduğu ve ilam hükmüne karşı herhangi bir itirazda söz konusu olmadığı cihetle bu hususta kurulumuzca YAPILACAK İŞLEM OLMADIĞINA;

7- Aynı sayılı ilamın 7. maddesiyle, Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’na ait itfaiye araçlarının isteğe bağlı kasko sigortası yaptırılarak kasko bedelinin mevzuata aykırı olarak Belediye bütçesinden karşılandığı gerekçesiyle 15.138-YTL ‘ye tazmin hükmü verilmiştir.

İşbu tutanağın 1. maddesinde belirtilen gerekçelerle 870 sayılı ilamın 7. maddesiyle verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE,

8- Aynı ilamın 8. maddesiyle, müteahhit ANFA Ankara Altınpark İşletmeleri Ltd. Şti yükleniminde bulunan ‘Gölbaşı Mogan Gölü Çevresi Rekreasyon Alanı İnşaatı İşi’yle ilgili 1 nolu hak ediş ödemesinde, söz konusu iş yıllara sari inşaat işi olduğu halde, işe ilişkin hak ediş ödemelerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmaması sonucu fazla ödemede bulunulduğu gerekçesiyle 194.391,31-YTL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi temyiz dilekçesinde, kesinti yapılmayan 194.391,31-YTL gelir verginin 27.06.2007 tarih ve 8966 sayılı Muhasebe İşlem Fişi ile ilgili firmadan alındığı belirtilmektedir.

Yargılama tarihi 24.04.2008’dir.

870 sayılı ilamın 8. maddesiyle verilen tazmin hükmüne ilişkin olarak dilekçi tarafından tahsilat bildirilmekte ise de, hüküm tarihinden önce yapılmış olan tahsilat temyiz konusu olmayıp yargılamanın iadesi ile ilgili bulunduğundan, bu hususta kurulumuzca yapılacak işlem olmadığına ve gereğinin ifasını teminen dosyanın ilgili DAİREYE GÖNDERİLMESİNE;

9- Aynı ilamın 9. maddesiyle, müteahhit ANFA Ankara Altınpark İşletmeleri Ltd. Şti yükleniminde bulunan ‘Altınpark Çok Amaçlı depo İnşaatı İşi’ne ait hak ediş ödemeleriyle ilgili olarak, söz konusu işe ilişkin sözleşme üç nüsha düzenlendiği halde, sadece tek nüshadan damga vergisi alınması sonucu fazla ödemede bulunulduğu gerekçesiyle 36.720-YTL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi temyiz dilekçesinde, kesinti yapılmayan 36.720-YTL damga verginin 20.08.2008 tarih ve 15084 sayılı Muhasebe İşlem Fişi ile ilgili firmadan alındığı belirtilmektedir.

Yargılama tarihi 24.04.2008’dir.

870 sayılı ilamın 9. maddesiyle verilen tazmin hükmolunan 36.720-YTL’nin 20.08.2008 tarih ve 15084 sayılı Muhasebe İşlem Fişi ile tahsil edildiği bildirilmiş olup, hükümden sonra yapılan bu tahsilat ilam hükmünün infazı mahiyetinde olduğu ve ilam hükmüne karşı herhangi bir itirazda söz konusu olmadığı cihetle bu hususta kurulumuzca YAPILACAK İŞLEM OLMADIĞINA;

10-Aynı ilamın 10. maddesiyle, müteahhit KİPMAN İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti yükleniminde bulunan ‘ Eskişehir Yolu Tahsin Banguoğlu Öğrenci Yurdu Önü-Aile yaşam Merkezi önü-C. Bayar Bulvarı- gazi Üniversitesi Önü yaya Üst Geçitleri İnşaatı İşi’yle ilgili 1 nolu hak ediş ödemesinde, söz konusu iş yıllara sari inşaat işi olduğu halde, işe ilişkin hak ediş ödemelerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmaması sonucu fazla ödemede bulunulduğu gerekçesiyle 19.522,96-YTL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi temyiz dilekçesinde, kesinti yapılmayan 19.522,96-YTL gelir verginin 20.06.2007 tarih ve 8649 sayılı Ödeme Emri Belgesi ile ilgili firmadan alındığı belirtilmektedir.

Yargılama tarihi 24.04.2008’dir.

870 sayılı ilamın 10. maddesiyle verilen tazmin hükmüne ilişkin olarak dilekçi tarafından tahsilat bildirilmekte ise de, hüküm tarihinden önce yapılmış olan tahsilat temyiz konusu olmayıp yargılamanın iadesi ile ilgili bulunduğundan, bu hususta kurulumuzca yapılacak işlem olmadığına ve gereğinin ifasını teminen dosyanın ilgili DAİREYE GÖNDERİLMESİNE;

11- Aynı ilamın 11. maddesiyle, müteahhit METROPOL İmar A. Ş. yükleniminde bulunan ‘Ankara Çevik Kuvvet Hizmet Binası İnşaatı İşi’yle ilgili 1 nolu hak ediş ödemesinde,

A)söz konusu iş yıllara sari inşaat işi olduğu halde, işe ilişkin hak ediş ödemelerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmaması sonucu fazla ödemede bulunulduğu gerekçesiyle 25.353,93-YTL’ye,

B)İhaleye katılan firmalardan Remzi TEKDAL’ın geçici teminat mektubu formata uygun olmadığı gerekçesiyle değerlendirme dışı bırakılması sonucu işin daha yüksek bedelle ihale edilmesi nedeniyle fazla ödenen 234.820-YTL’ye,

Olmak üzere toplam 260.176,93- YTL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

A)Dilekçi temyiz dilekçesinde, kesinti yapılmayan 25.353,93-YTL gelir verginin 27.06.2007 tarih ve 8941 sayılı Ödeme Emri Belgesi ile ilgili firmadan alındığı belirtilmektedir.

Yargılama tarihi 24.04.2008’dir.

870 sayılı ilamın 11. maddesinin A bendiyle verilen tazmin hükmüne ilişkin olarak dilekçi tarafından tahsilat bildirilmekte ise de, hüküm tarihinden önce yapılmış olan tahsilat temyiz konusu olmayıp yargılamanın iadesi ile ilgili bulunduğundan, bu hususta kurulumuzca yapılacak işlem olmadığına ve gereğinin ifasını teminen dosyanın ilgili DAİREYE GÖNDERİLMESİNE;

B) Dilekçi temyiz dilekçesinde özetle, 4734 sayılı Kanunun 36. maddesinde geçici teminat mektuplarının usulüne uygun olup almadığının kontrol edilmesi hükmünün bulunduğu, aynı kanunun 35. maddesinde teminat mektuplarının kapsam ve şeklinin Kamu İhale Kurumunca tespit edileceğinin belirtildiği, verilen bu yetkiye istinaden Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinin 61. maddesinde teminat mektubunun ekteki forma uygun olması gerektiği ifade edildiğini, bu mevzuat hükümlerinin emredici nitelik taşıdığını dolayısıyla idarenin başka türlü hareket edemeyeceğini, Sayıştay’ın bu konuda yerindelik denetimi yapamayacağını beyan ederek tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmektedir.

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 35. maddesinin birinci fıkrasında: “Bu Kanun kapsamında verilecek teminat mektuplarının kapsam ve şeklini tespite Kamu İhale Kurumu yetkilidir.”

Üçüncü fıkrasında: “İlgili mevzuatına aykırı olarak düzenlenmiş teminat mektupları kabul edilmez” hükmüne yer verilmiştir.

Kamu İhale Kurumunca 11.09.2003 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlan ‘Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 61. maddesinde: “İsteklilerden 4734 sayılı Kanun hükümleri ve Tip İdari Şartnamelerde yapılan düzenlemeler esas alınarak geçici teminat istenir.

Teminat mektubu verilmesi halinde, bu teminat mektuplarının kapsam ve şeklinin, bu yönetmelik ekinde yer alan standart formlara uygun olması zorunludur.(standart formlar KİK029.0/Y, KİK029.1/Y, KİK029.2/Y)” hükmü bulunmaktadır.

Mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinde, teminat mektuplarının kapsam ve şeklini tespit etme yetkisinin Kanunla Kamu İhale Kurumu’na verildiği ve Kuruma verilen bu yetkinin de ‘Uygulama Yönetmelik’leri çıkarmak suretiyle kullanıldığı görülmektedir.

Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 61. maddesinde Geçici Teminat Mektubunun kapsam ve şekli EK-1 yer verilen KİK029.0/Y numaralı standart form ile belirlenmiş olup uygulamalarda idarelerin tespit edilen bu kapsam ve şekil şartlarına uygun olan teminat mektuplarını kabul etmesi zorunluluğu getirilmiştir.

Bu çerçevede, istekli Remzi TEKDAL’a ait geçici teminat mektubunda “İşbu teminat mektubunun tazmini halinde, mektup tutarı *63.000,00* YTL (ALTMIŞÜÇBİN-ytl) olarak tarafınıza ödenecektir.” ibaresi bulunmasından dolayı İhale Komisyonunca teminat mektubunun standart forma uygun olmaması nedeniyle teklifin değerlendirme dışı bırakılması kararında mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.

Bu itibarla, dilekçi iddialarının kabulü ile 870 sayılı ilamın 11. maddesinin B bendiyle verilen tazmin hükmünün KALDIRILMASINA;

12-Aynı ilamın 12. maddesiyle, müteahhit BELKO Ltd. Şti yükleniminde bulunan ‘Ankara’nın Muhtelif Cadde ve Bulvarlarına Sıcak Karışım Asfalt Kaplama Yapılması İşi’yle ilgili 13 nolu hak ediş ödemesinde,

A)07.006/K4, 07.006/K5, 07.006/K7 ve 07.006/K11 poz nolu iş kalemlerinin 2003 yılı nakliye mesafelerinde düşme olduğu halde, bu mesafelere göre ödenmesi gerekirken 2002 yılı sözleşme yılı fiyatları ile ödenmesi sonucu fazla ödemede bulunulduğu gerekçesiyle 42.435,89-YTL’ye,

B)üstyapı işlerinde kırılmak üzere konkasöre taşınan ocak taşı miktarının kullanılan kırılmış ocak taşı miktarını geçmesi sonucu fazla ödenen 4.181,96-YTL’ye,

Olmak üzere toplam 46.617,85-YTL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi temyiz dilekçesinde, ilamın 12. maddesinde belirtilen 46.617,85-YTL’nin 08.09.2008 tarih ve 16247 sayılı Muhasebe İşlem Fişi ile ilgili firmadan alındığı belirtilmektedir.

Yargılama tarihi 24.04.2008’dir.

870 sayılı ilamın 12. maddesiyle verilen tazmin hükmolunan 46.617,85-YTL’nin 08.09.2008 tarih ve 16247 sayılı Muhasebe İşlem Fişi ile tahsil edildiği bildirilmiş olup, hükümden sonra yapılan bu tahsilat ilam hükmünün infazı mahiyetinde olduğu ve ilam hükmüne karşı herhangi bir itirazda söz konusu olmadığı cihetle bu hususta kurulumuzca YAPILACAK İŞLEM OLMADIĞINA;

13- Aynı ilamın 13. maddesiyle, park, yol, meydan, vb. yerlere ait elektrik tüketim bedellerinin Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş. ye ödenmesinde hatalı tarifenin esas alınması sonucu fazla ödemede bulunulduğu gerekçesiyle 311.669,70-YTL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi temyiz dilekçesinde özetle, 03.04.2004 tarih ve 284/2 Enerji Piyasası Kurulu Kararının G bendinin b maddesinde Genel Aydınlatma“ İl, İlçe, Belde ve köylerdeki, cadde, sokak ile kamuya ait ücretsiz girilen park ve bahçe gibi halka açık yerlerin aydınlatılmasıdır. Genel aydınlatma projesi dışında yapılmış olan özel ve dekoratif amaçlı aydınlatmaları yapan gerçek ve tüzel kişilerin ait oldukları abone gurubunda değerlendirilir.” şeklinde tanımı yapıldığı dolayısıyla elektrik aboneliklerinin “Esasları“a uygun olduğu, bu nedenle söz konusu abonelikler BEDAŞ tarafından resmi daire statüsünde değerlendirildiğini, BEDAŞ dekoratif aydınlatmayı genel aydınlatma statüsünde kabul etmediğini, resmi yazı ile BEDAŞ’a sorulduğunu, BEDAŞ’ın 29.07.2009 tarihli yazsında Belediyeye ait aboneliklerin tarifelere uygun olduğunun bildirildiği, ilamda yer verilen bazı abonelerin zaten genel aydınlatma sınıfında bulunduğunu ayrıca bazı abonelerde resmi dairelerin yer aldığını beyan ederek tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmektedir.

Rapor dosyası ve eki belgelerin incelenmesinde, 870 sayılı ilamın 13. maddesi fazla ödeme tablosunda abone numaraları belirtilen park, yol, meydan gibi yerlerdeki elektrik aboneliklerinin tümünün resmi daire tarifesi üzerinden ödemesi yapılmasına rağmen daha düşük tarife olan genel aydınlatma tarifesi esas alınması gerektiği belirtilmekte ise de, BEDAŞ’ın 29.07.2009 tarihli yazısında ilama konu edilmiş aboneliklerin dekoratif amaçlı aydınlatmalar olduğu ve bu abonelerin 03.04.2004 tarih ve 284/2 Enerji Piyasası Kurulu Kararının G bendinin b maddesinde tarifi yapılan genel aydınlatma kapsamında bulunmadığı ifade edilmektedir.

Diğer taraftan, ilamda elektrik aboneliklerinden hangilerinin genel aydınlatma tarifesi grubundan hangilerinin resmi daire tarifesi grubundan bulunduğu tespiti yapılmadığı anlaşılmaktadır. İlamda abone numaraları yazılı faturaların incelenerek aboneliklerin hangi tarifelerde bulunduğunun tefrik edilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, eksik incelemeye dayalı hüküm tesis edildiği anlaşıldığından 870 sayılı ilamın 13. maddesiyle verilen tazmin hükmünün BOZULMASINA ve belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak yeniden hüküm tesisi için dosyanın ilgili DAİREYE GÖNDERİLMESİNE;

14- aynı ilamın 14. maddesiyle, Belediye bünyesinde “Estetik Kurul” adı verilen bir kurul oluşturularak Kurul üyelerinin tümüne huzur hakkı ödemesi yapılmak suretiyle fazla ödemede bulunulduğu gerekçesiyle 76.421,93-YTL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi temyiz dilekçesinde özetle, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 21. maddesi ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanununun (7/g) maddesinde belirtilen belediyenin amaçları gerçekleştirmek üzere Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 19.11.2004 tarih ve 1372 sayılı kararı ile Estetik Kurul oluşturulduğunu, Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 13.05.2005 tarih ve 1303 sayılı kararı ile de kabul edilen Estetik Kurul Çalışma Esas ve Usullerine İlişkin Yönerge’sine göre, kurul üyelerine toplantı başına net 200 YTL huzur hakkı ödenmesi hükmüne yer verildiğini, ayrıca 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 24. maddesinin n) ve r) fıkralarında kanunla verilen görevlerin Mimarlar Odası, üniversiteler, serbest mimarlar ve diğer belediyelerin katılımıyla yapılmasında kamu yararı bulunduğu, bu karar ve hükümler doğrultusunda Estetik Kurulun çalıştığını, huzur hakkının kanun hükümleri ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin çıkarmış olduğu yönerge hükümlerine göre yapıldığını, Belediye Meclisi Kararları kapsamında istihdam edilen kurum dışı üyelere çalışmaları karşılığında ücret ödenmemesi açıkça anayasa ve mevzuat hükümlerine aykırı olacağını, diğer taraftan bu ödeme belediye meclisinin anılan kararına göre yapıldığına göre Sayman ve Tahakkuk Memuruna bu hususta sorumluluk yüklenmesinin yersiz ve haksız olduğunu beyan ederek tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmektedir.

Dilekçinin, huzur hakkı ücreti ödemelerinden kendisi yerine Belediye Meclisi üyelerinin sorumlu olmalarına ilişkin itirazı bulunmaktadır. Bir kısım kamu görevlilerinin Sayıştay’a karşı mali sorumluluğu konusu 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunda düzenlenmiş bulunmaktadır.

Anılan Kanununun 22. maddesinin E bendinde: “Adı ne olursa olsun bir komisyon veya kurul gibi bir organ ya da uzman bir görevli tarafından düzenlenen keşif, hak ediş, tutanak, rapor, karar ve benzeri belgelere dayanılarak yapılan ödemelerde Sayıştayca saptanacak sorumluluğa, tahakkuk memuru ve saymanla birlikte, söz konusu belgeleri düzenleyen ve onaylayan kişiler de katılır” hükmü bulunmaktadır.

Belirtilen maddede, düzenleyen ve onaylayanların sorumlu tutulmalarını gerektirebilecek keşif, hak ediş, tutanak, rapor, karar ve benzeri belgeleri imzalanmaları ve bu belgelerin ödemeye dayanak olması yeterli görülmüştür. Ancak, yukarda belirtildiği üzere, yasalara aykırı olarak Estetik Kurul oluşturulması ve bu Kurula yasalarda olmayan yetkiler verilmesi sonucu ve bu çerçevede kurul üyelerine huzur hakkı ücreti ödenmesi yönünde Meclis kararı alınması mümkün olmadığından Belediye Meclisi’nin söz konu kararını, bu ödemelere dayanak teşkil edecek bir belge olarak kabulü mümkün değildir. Dolayısıyla Belediye Meclisi’nin bu şekilde yasaya aykırı olduğu açık olan kararı nedeniyle yukarda belirtilen yasa hükmüne göre saymanın sorumlu tutulmasında mevzuata aykırılık bulunmadığından dilekçinin sorumluluğa ilişkin itirazının Reddine karar verilerek konunun esasına geçildi;

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 21. maddesinde Belediyelerin şehrin yöresel veya çevresel özelliklerine göre yapılar arasında ahenk sağlamak ve güzel bir görünüm elde etmek amacıyla dış cephe boya kaplamaları ile çatının malzemesini ve rengini tayin etmeye yetkili olduğu hükmü ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanununun 7. maddesinde Belediyesinin yetki alanındaki meydan, bulvar, cadde ve anayolların kentsel tasarım projelerine uygun olarak bu yerlere cephesi bulunan yapılara ilişkin yükümlülükler koymaya ilişkin hükümler belediyelerin görev ve sorumluluğu arasında sayılmıştır.

Bu bağlamda, yasaların Büyükşehir Belediyelerine verdiği bu görev ve sorumluluk Belediye Meclisi’nin 19.11.2004 tarih ve 1372 sayılı Kararı ile Estetik Kurul oluşturulmak suretiyle Ankara Büyükşehir Belediyesince yerine getirilmek istendiği görülmektedir. Ancak, geçici değil kalıcı olması planlanan ve danışma niteliğinden ziyade Belediyenin yerine karar alıcı olarak düşünülen bu Kurulun gerek oluşturulma şekli olsun gerekse Kurula verilen görev ve yetkiler açısından olsun 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanununda ve 5393 sayılı Belediye Kanununda buna yasal dayanak olabilecek hüküm bulunmadığı halde Estetik Kurul ihdas edildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla yasal dayanağı bulunmayan söz konusu Kurul hukuka aykırı bir şekilde oluşturulmuştur. Kurulun bu özelliklerini düzenlemek amacıyla da Belediye Meclisi Kararı ile çıkarılan “Estetik Kurul Çalışma Esas ve Usullerine İlişkin Yönergesi” hükümleri çerçevesinde kamu görevlisi olma veya sivil toplum kuruluşlarından gelme ayrımı da yapılmaksızın tüm Kurul üyelerine huzur hakkı ücretleri hukuka aykırı olarak ödenmiştir. Nitekim, daha sonra Estetik Kurul Çalışma Esas ve Usullerine İlişkin Yönergesi yerine aynı başlıkla çıkarılan “Yönetmelik” İdari Yargı yerlerince de bu gerekçelerle iptal edilmiştir.

Memur statüsündeki kamu görevlilerinin mali hakları Anayasanın 128. maddesi gereğince kanun konusu olup, ilgililere ödemeye mesnet teşkil eden konuda huzur hakkı ödenmesin, öngören bir hüküm personel kanununda veya Büyükşehir Belediyesi Kanununda ve Belediye Kanununda mevcut değildir.

Diğer taraftan, gördürülen hizmet dışarıdan hizmet alımı şeklinde olmayıp Belediyeye kanunla verilen görevi yerine getirmek üzere kariyer ve hizmet sınıfı itibariyle ihdas edilmiş kadrolarda asli ve sürekli görevle çalıştırılan kamu görevlilerinin kadro görevlerinin gereğini yerine getirmekten ibarettir.

Açıklanan nedenlerle, dilekçi temyiz talebinin reddi ile 870 sayılı ilamın 14. maddesi ile verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE;

15- Aynı ilamın 15. maddesiyle, Kesikköprü ve Akçay Eğitim ve Dinlenme Tesislerine ait internet, telefon ve elektrik giderlerinin hukuka aykırı olarak Belediye bütçesinden ödenmesi sonucu yersiz ödemede bulunulduğu gerekçesiyle 1.626,75-YTL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

İşbu tutanağın 3. maddesinde belirtilen gerekçelerle tazmin hükmünün KALDIRILMASINA;

16-Aynı ilamın 16. maddesiyle, Belediye ile Yükleniciler arasında imzalanan sözleşmeler tek nüshadan fazla düzenlendiği halde, sadece tek nüshadan damga vergisi alınması sonucu fazla ödemede bulunulduğu gerekçesiyle 9.551,54-YTL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi temyiz dilekçesinde, kesinti yapılmayan 9.551,54-YTL’den 3.703,04-YTL damga verginin 04.07.2007 tarih ve 10397 sayılı Ödeme Emri Belgesi ile ilgili firmadan alındığı, 6278,50-YTL’nin 11.10.2007 tarih ve 1056723 nolu Tahsilat Fişi ile alındığı, kalan 5.220-YTL’nin ise Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan 2008/751 E nolu dosya ile takip edildiği belirtilmektedir.

Yargılama tarihi 24.04.2008’dir.

870 sayılı ilamın 16. maddesiyle 9.551,54-YTL’ye ilişkin olarak verilen tazmin hükmünden 4.331,54-YTL’sinin dilekçi tarafından tahsilat bildirilmekte ise de, hüküm tarihinden önce yapılmış olan tahsilat temyiz konusu olmayıp yargılamanın iadesi ile ilgili bulunduğundan, bu hususta kurulumuzca yapılacak işlem olmadığına ve gereğinin ifasını teminen dosyanın ilgili DAİREYE GÖNDERİLMESİNE;

Kalan 5.220-YTL ile ilgili olarak,

488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde; “Bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar Damga Vergisine tabidir. Bu Kanundaki kağıtlar terimi, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan (Değişik: 5228/59-4/a md.) (Yürürlük: 31.7.2004) belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade eder……..” hükmü ile

Kanun’un 3 . maddesinde; ” Damga Vergisinin mükellefi kağıtları imza edenlerdir. Resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların Damga Vergisini kişiler öder………” hükmü yer almaktadır.

Aynı kanunun 5. maddesinde ise; “Bir nüshadan fazla olarak düzenlenen kağıtların her nüshası ayrı ayrı aynı miktar veya nispette damga vergisine tabidir. Şu kadar ki, poliçe ve emre yazılı ticari senetlerin yalnız tedavüle çıkarılan nüshaları vergiye tabi tutulur.”denilmektedir.

Damga Vergisi Kanunu açısından nüsha, aslı ile aynı hüküm ve kuvvete sahip kağıtları ifade etmektedir. Bu kağıtların her biri müstakilen ve aynı zamanda farklı mekanlarda ibraz edilebilir mahiyettedirler. Bu nedenle, birden fazla düzenlenmiş olan kağıtlardan her biri nüshadır ve Damga Vergisi Kanununun 5. maddesi gereğince her biri ayrı ayrı aynı miktar veya nispette vergiye tabidir.

İlama konu sözleşmede, “sözleşmenin 5 nüsha düzenlendiği ve 1’er nüshası taraflarca alıkonulmuştur.” ibaresine yer verilerek imza altına alınmış dolayısıyla beş nüsha düzenlenmiş olduğundan her nüshasının ayrı ayrı aynı miktar veya nispette Damga Vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Yukarıda açıklanan sebeplerle, dilekçi iddialarının reddedilerek 870 sayılı ilamın 16. maddesiyle verilen ve henüz tahsil edilmeyen 5.220-YTL.’ye ilişkin tazmin hükmünün TASDİKİNE;

Bu nedenlerle, tazmin hükmünün Kaldırılması gerekir” şeklindeki ayrışık görüşlerine karşı) 832 sayılı kanunun değişik 16. maddesi hükmü gereğince Başkanın bulunduğu taraf üstün tutulmak suretiyle,

17-Aynı ilamın 17. maddesiyle, müteahhit BEL BETON San. Tic. A. Ş. yükleniminde bulunan ‘Ulus- Kızılay-Kuğulu Köprülü Kavşaklar İnşaat İşi’yle ilgili 5-EK nolu hak ediş ödemesinde,

A)16.004, 16.044/1, 16.046/1 ve 23.244/E poz nolu iş kalemlerinin 2003 yılı birim fiyatlarının hatalı alınması sonucu fazla ödemede bulunulduğu gerekçesiyle 1.411,15-YTL’ye,

B)07.001 poz nolu “el arabası ile moloz nakli” imalat bedelinin yersiz ödenmesi sonucu fazla ödenen 2.292,96-YTL’ye,

Olmak üzere toplam 3.704,11-YTL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi temyiz dilekçesinde, ilamın 17. maddesinde belirtilen 3.704,11-YTL’nin 27.06.2007 tarih ve 8950 sayılı Ödeme Emri Belgesi ile ilgili firmadan alındığı belirtilmektedir.

Yargılama tarihi 24.04.2008’dir.

870 sayılı ilamın 17. maddesiyle verilen tazmin hükmüne ilişkin olarak dilekçi tarafından tahsilat bildirilmekte ise de, hüküm tarihinden önce yapılmış olan tahsilat temyiz konusu olmayıp yargılamanın iadesi ile ilgili bulunduğundan, bu hususta kurulumuzca yapılacak işlem olmadığına ve gereğinin ifasını teminen dosyanın ilgili DAİREYE GÖNDERİLMESİNE;

18- Aynı ilamın 18. maddesiyle, “Sosyal Yardımlar İçin Destek Hizmetleri Organizasyonu Hizmet Alım İşi” adı altındaki sosyal yardım almak amacıyla Belediyeye başvuran vatandaşların tespiti ve kayda alınması gibi hizmetlerin ancak memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle gördürülmesi gerekirken Ankara Büyükşehir Belediyesince belediye şirketi olan ANKET A.Ş.’ye ihale yoluyla yaptırılması sonucu yersiz ödemede bulunulduğu gerekçesiyle 109.681-YTL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi temyiz dilekçesinde özetle, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7/v ve 24/o maddelerinde geçen Büyükşehir Belediyesinin “Sosyal Hizmet” verme görevi ile 24/p maddesindeki Büyükşehir belediyesinin giderleri arasında gösterilen belediye hizmetleri için kamuoyu yoklaması ve araştırma giderleri yapma görevi verildiğini, Anayasanın 47. maddesinde yapılan değişikliklerde, modern ve işlevsel bir kamusal hizmet anlayışının getirildiğini, böylece geleneksel kamu hizmeti görme usulleri haricinde idareye modern teknik olanaklara sahip üçüncü kişilerin de kamusal hizmet görme usullerine dahil olabileceğinin gösterildiğini, Sayıştay’ın görevi salt harcamalara ilişkin olduğunu 832 sayılı Sayıştay Kanunu’nda mali denetim esaslarını düzenlemekte olup yerindelik denetimi yapamayacağını ve Belediyenin sosyal devlet ilkesinin gereklerini yerine getirdiğini beyan ederek hukuka aykırı olan tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmektedir.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7. maddesinin v bendinde kentte yaşayan vatandaşlara yönelik her türlü sosyal hizmetlerin yürütülmesi görevi Büyükşehir Belediyelerin sorumluluğuna verilmiş, aynı Kanunun 24. maddesinin j bendinde de dar gelirli ve yoksul vatandaşlara sosyal hizmet ve yardım yapılmasına ilişkin giderlerin Belediyelerce karşılanması imkanı sağlanmıştır.

Ayrıca aynı Kanunun 28. maddesi hükmü uyarınca 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’na aykırı olmayan hükümlerinin Büyükşehir Belediyeleri hakkında uygulanması kuralı getirilmiş olup bu çerçevede, 5393 sayılı Kanunun 14 maddesinin a bendiyle mahalli ortak nitelikteki sosyal hizmet ve yardımların Büyükşehir Belediyelerinin asli görev ve sorumluluğunda olduğu açıkça hüküm altına alınmıştır.

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 4. maddesinde ‘organizasyon işleri’ ile ‘bilgisayar sistemlerine yönelik hizmetler’ “Hizmet” tanımı içerisinde gösterilmiştir. Ayrıca “benzeri diğer hizmetler” denilmek suretiyle hizmet tanımı oldukça geniş tutulmuştur.

Fakir ve muhtaç kişi ve ailelere yönelik sosyal hizmetleri yürütmek, bu vatandaşların tespit edilmesi ve kayda alınması gibi çalışmalar Kamu İhale Kanunu’ndaki “Hizmet” tarifi içinde bulunan işlerden olduğundan Büyükşehir Belediyelerine Kanunla verilen “sosyal hizmet ve yardım” görevleri kapsamında bulunmaktadır. Bu çerçevede, bu tür hizmet sunumuna ilişkin görevlerin Belediyelerin ihale yoluyla yaptırmalarında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan sebeplerle, dilekçi iddialarının kabulü ile 870 sayılı ilamın 18. maddesiyle verilen tazmin hükmünün KALDIRILMASINA;

19- Aynı ilamın 19. maddesiyle, “Sosyal Yardımlar İçin Destek Hizmetleri Organizasyonu Hizmet Alım İşi” adı altındaki sosyal yardım almak amacıyla Belediyeye başvuran vatandaşların tespiti ve kayda alınması gibi hizmetlerin ancak memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle gördürülmesi gerekirken Ankara Büyükşehir Belediyesince belediye şirketi olan ANKET A.Ş.’ye ihale yoluyla yaptırılması sonucu yersiz ödemede bulunulduğu gerekçesiyle 966.683,23-YTL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

İşbu tutanağın 18. maddesinde belirtilen gerekçelerle 870 sayılı ilamın 19. maddesiyle verilen tazmin hükmünün KALDIRILMASINA;

20- Aynı ilamın 20. maddesiyle, Ankara Büyükşehir Belediyesine bağlı BELMEK kurslarında kullanılan elektrik tüketim bedellerinin ödenmesi ile ilgili olarak daha düşük tarifeden bedelleri belirlenmiş abone gruplarına ait birim fiyatlar yerine resmi dairelerin içinde bulunduğu abone grubuna ait birim fiyatların uygulanması sonucu fazla ödemede bulunulduğu gerekçesiyle 12.202,62-YTL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi temyiz dilekçesinde özetle, 03.04.2004 tarih ve 284/2 Enerji Piyasası Kurulu Kararının G bendinin b maddesinde Genel Aydınlatma“ İl, İlçe, Belde ve köylerdeki, cadde, sokak ile kamuya ait ücretsiz girilen park ve bahçe gibi halka açık yerlerin aydınlatılmasıdır. Genel aydınlatma projesi dışında yapılmış olan özel ve dekoratif amaçlı aydınlatmaları yapan gerçek ve tüzel kişilerin ait oldukları abone gurubunda değerlendirilir.” şeklinde tanımı yapıldığı dolayısıyla elektrik aboneliklerinin “Esasları“a uygun olduğu, bu nedenle söz konusu abonelikler BEDAŞ tarafından Resmi Daire statüsünde değerlendirildiğini, BEDAŞ dekoratif aydınlatmayı genel aydınlatma statüsünde kabul etmediğini, resmi yazı ile BEDAŞ’a sorulduğunu, BEDAŞ’ın 29.07.2009 tarihli yazsında Belediyeye ait aboneliklerin tarifelere uygun olduğunun bildirildiği beyan ederek tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmektedir.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 08/01/2004 Tarih ve 284/2 numaralı Kararının (5) numaralı Eki olan “Perakende Satış ve Tarife Yapısında Kullanılan Usul ve Esaslar” da abone grupları, abone grubunun tespiti, reaktif enerji tarifesi gibi konularda ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır.

Söz konusu Esasların “Abone Grupları” başlıklı maddesinde, alt başlıklar halinde elektrik tarifesi uygulanacak abone gruplarının tanımları ve açıklamaları yapılmıştır. Bu gruplardan, sorgumuzun konusu ile ilgili olanları inceleyecek olursak:

“1.1.5.Ticarethane, Yazıhane, Resmi Daire, Şantiye ve Geçici Aboneler:

a) …………….

b) Resmi Daire: 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanun’una tabi genel ve katma bütçeli dairelerin bürolarıyla kamu kurum ve kuruluşlarının ticari olmayan bürolarıdır. Bu kuruluşların üretime yönelik tesisleri aynı bina dahilinde olsa bile sanayi abone grubuna dahil edilirler.

(…)

F) Hayır Kurumları, Dernekler, Vakıflar, Müzeler, Resmi Okullar, Resmi Yurtlar, Resmi Üniversite, Resmi Yüksek Okullar, Resmi Kurslar, …

” denilmiştir.

Esasların “2.Abone Grubunun Tespiti” maddesinde ise, abonelerin, yukarıda sayılan gruplar içerisinden, kendilerine en uygun abone grubunu nasıl seçecekleri ve elektrik şirketi tarafından bunun nasıl işleme konulacağı şu şekilde açıklanmıştır:

“Abonenin dahil olacağı grup, abone tarafından yazılı olarak beyan Şirketçe bu beyan incelenerek, 1. maddede belirtilen abone gruplarına bağlı kalmak ve bu abone grupları için istenen belgeler de dikkate alınmak şartıyla grup tespiti yapılır.

Abone grubuna esas olacak belgelerin ibraz edilmemiş olması halinde ticarethane abone grubu kapsamında değerlendirilir. Yapılan grup tespitine Şirketçe dahil edildikleri abone grubuna iki fatura dönemi içinde itiraz etmeyen müşteri Şirketin kararını kabul etmiş sayılır.

Abone grubunda değişiklik yapmak isteyen müşterinin talebi incelenerek, uygun bulunduğu taktirde başvuru tarihini izleyen ikinci faturalama döneminde yerine getirilir.”

kuralları gerilmiştir.

Buna göre, abone grupları Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından yukarıdaki şekilde sayılmış olup, her grubun ödeyeceği elektrik birim fiyatı ise yıl içinde birbirinden farklı belirlenmektedir. Yayımlanan tarifelerde, kimi abone gruplarına, diğerlerine nazaran daha düşük tarife fiyatları uygulanmaktadır. Bu açıdan bakıldığında bir sayacın dahil olacağı abone grubunun yanlış tespit edilmesi, o sayaç için fiyat avantajı sağlayabileceği gibi, ortaya dezavantaj da çıkabilecektir. Örneğin tarifelerde “hayır kurumları” abone grubu için belirlenen birim fiyatlar, “resmi daireler” abone grubu için belirlenen fiyatlardan her zaman daha düşük olmaktadır. Bu durumda, aboneliğin tesisi sırasında aslında “hayır kurumları” abone grubuna dahil edilmesi gereken bir sayaç, taraflardan (elektrik satış şirketi ve abone) birinin veya her ikisinin hatasıyla “resmi daireler” grubu olarak tanımlanmış ise, daha pahalı elektrik fiyatları üzerinden enerji bedeli ödeyecek demektir. Veya ilk kuruluşu sırasında “resmi daireler” grubundan doğru bir şekilde tesis edilen abonelik, daha sonra nitelik değiştirerek “hayır kurumları” niteliğine kavuşmuş ise, bu değişiklikten doğacak avantajdan yararlanabilmek için abonenin şirkete başvurarak aboneliğinin niteliğindeki değişikliği bildirerek, abone grubunun “resmi daireler” grubundan çıkartılması ve “hayır kurumları” grubuna dahil edilmesini talep edebilecektir.

Abone grubunun değiştirilmesi konusunda inisiyatif elektrik şirketinde olmasına karşılık, şirketin, abonenin başvurusu olmaksızın re’sen herhangi bir değişiklik yapma yetkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aboneliğin ilk kez tesisinde ve sonraki değişikliklerde abonenin başvurması halinde şirket abone grubu ilk kez veya değiştirilerek yeniden tespit edebilecektir. Bu nedenle değişikliğe ilişkin sorumluluk esas olarak abonede bulunmaktadır.

Bu açıklamalara göre, Ankara Büyükşehir Belediyesine bağlı BELMEK kurslarında tüketilen elektrik bedelinin ödenmesinde daha ucuz birim fiyatların uygulanması yerine resmi daireler için belirlenen daha pahalı birim fiyatların uygulanması sonucu 12.202,62-YTL belediye zararının oluştuğu anlaşıldığından dilekçi iddialarının reddi ile 870 sayılı ilamın 20. maddesi ile verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE;

Karar verildiği 07.10.2010 tarih ve 31685 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tazmin kılındı.