Beton Yol Kaplama ihale işinde işin sözleşmesinde belirlenen süresinde bitirilmemesine rağmen gecikme cezası uygulanmaması neticesinde kamu zararına sebebiyet verilmesi hk

Kamu İdaresi Türü          Belediyeler ve Bağlı İdareler

Yılı          2017

Dairesi  7

Karar No              301

İlam No                58

Tutanak Tarihi   11.12.2018

Kararın Konusu İhale Mevzuatı ile İlgili Kararlar

 

________________________________________

 

 

Gecikme cezası:

 

 

 

… İnş.Ener.Mad. Gıda Tem. ve Tic.Ltd.Şti …yükleniminde gerçekleştirilen “… Belediyesi Mahalleleri Sanat Yapıları ve Beton Yol Kaplama işinde; işin sözleşmesinde belirlenen süresinde bitirilmemesine rağmen gecikme cezası uygulanmaması neticesinde kamu zararına sebebiyet verilmesi ile ilgili olarak yapılan incelemede;

 

Yapım İşleri Genel Şartnamesinin “İşin süresi ve sürenin uzatılması” başlıklı 29 uncu maddesinde;

 

“(1) İşin, sözleşmesinde belirlenen zamanda tamamlanıp geçici kabule hazır hale getirilmemesi durumunda, gecikilen her gün için sözleşmesinde öngörülen günlük gecikme cezası uygulanır.

 

(2) Mücbir sebepler nedeniyle süre uzatımı verilebilecek haller aşağıda sayılmıştır:

 

  1. a) Doğal afetler.

 

  1. b) Kanuni grev.

 

  1. c) Genel salgın hastalık.

 

ç) Kısmi veya genel seferberlik ilanı.

 

  1. d) Gerektiğinde Kamu İhale Kurumu tarafından belirlenecek benzeri diğer haller.

 

(3) İkinci fıkrada belirtilen hallerin mücbir sebep olarak kabul edilmesi ve Yükleniciye süre uzatımı verilebilmesi için, mücbir sebep olarak kabul edilecek durumun;

 

  1. a) Yüklenicinin kusurundan kaynaklanmamış olması,

 

  1. b) Taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması,

 

  1. c) Yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemesi,

 

ç) Mücbir sebebin meydana geldiği tarihi izleyen yirmi gün içinde Yüklenicinin İdareye yazılı olarak bildirimde bulunması,

 

  1. d) Yetkili merciler tarafından belgelendirilmesi,

 

zorunludur

 

 

(6) Mücbir sebepler ve/veya idarenin sebep olduğu hallerden dolayı, işte sorumluluğu yükleniciye ait olmayan gecikmelerin meydana gelmesi halinde, durum idarece incelenerek işi engelleyici sebeplere ve yapılacak işin niteliğine göre işin bir kısmına veya tamamına ait süre uzatılır.

 

(7) Yüklenicinin, sürenin uzatılmasını gerektiren hallerin meydana geldiği tarihi izleyen yirmi gün içinde, idareye yazılı olarak bildirimde bulunması ve yetkili merciler tarafından usulüne göre düzenlenmiş belgelerle mücbir sebebin meydana geldiğini tevsik etmesi zorunludur. Yüklenici bildiriminde, iş üzerinde gecikmeye yol açtığını düşündüğü sebeplerin ayrıntılarını, işin süresinin ne kadar uzatılması gerektiğini belirtecektir. Uzatılacak sürenin tespiti o anda mümkün değilse bunun da sebeplerini ayrıca belirtecek, durumun netlik kazanmasından sonra istediği süre uzatımını da ayrı bir yazı ile derhal bildirecektir. Ancak idarenin sebep olduğu süre uzatımını gerektiren gecikmelerde, yüklenicinin yirmi gün içinde yazılı bildirimde bulunma şartı aranmaz.

 

(8) Zamanında yapılmayan yazılı bildirimler dikkate alınmaz ve yüklenici müracaat süresini geçirdikten sonra süre uzatımı talebinde bulunamaz. Mücbir sebeplerin devamı sırasında yapılacak bildirim, yirmi gün öncesinden geçerli olmak üzere dikkate alınabilir…”

 

denilmektedir.

 

Kamu İhale Genel Tebliğinin Kamu İhale Kurumu tarafından belirlenen mücbir sebep halleri başlıklı 25 inci maddesin 3’üncü fıkrasının 2’inci bendinde;

 

“4735 sayılı Kanunda düzenlenen haliyle mücbir sebepler, yüklenicinin sözleşme konusu işi sözleşmede belirtilen şartlarda yapmasını engelleyen durumlardır. Maddede sayılan hallerin taahhüdün ifasını engellemesi durumunda yüklenici tarafından süresi içerisinde idareye mücbir sebep başvurusunda bulunulması gerekmektedir. Yüklenicinin talebinin mevzuat çerçevesinde sonuçlandırılması hususundaki yetki ve sorumluluk idarededir. Anılan Kanun maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen şartların varlığı durumunda, idarece yapılan değerlendirme sonucunda mücbir sebep nedeniyle süre uzatımı verilmesi veya sözleşmenin feshi yönünde karar alınabilecektir. Örneğin süre uzatımına ilişkin başvurularda, yüklenicinin mücbir sebebin meydana geldiği tarihi izleyen 20 gün içinde idareye başvurması, mücbir sebep oluşturan olayları belgelemesi ve idare tarafından, meydana gelen olayın iş üzerinde gecikmeye tesiri olup olmadığı ve bu gecikmenin yüklenici kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığının incelenmesi ve buna göre karar verilmesi gerekmektedir.”

 

4’üncü bendinde;

 

“ (…) 4735 Sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin (a), (b), (c), (d) bentlerinde sayılan mücbir sebep hallerine bakıldığında bu durumlarda hem öngörülmezlik, hem de önlenemezlik şartlarının bir arada gerçekleşmesi gerektiği açıktır. Anılan maddenin (e) bendi çerçevesinde Kurumca belirlenecek “benzeri diğer haller” için de bu iki kriterin bir arada sağlanması şartı aranmaktadır. Buna göre idarelerce yapılacak başvurularda mücbir sebep olarak belirlenmesi istenilen durumun öngörülmezlik ve önlenemezlik kriterlerini birlikte taşıması gerekmektedir.

 

(…)”

 

denilmektedir.

 

2016/272880 ihale kayıt numaralı söz konusu işe ait sözleşmenin “İşe Başlama ve Bitirme Tarihi” başlıklı 9 uncu maddesinde ise;

 

“9.1.Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 3 (üç) gün içinde Yapım İşleri Genel şartnamesi hükümlerine göre yer teslimi yapılarak işe başlanır.

 

9.2.Yüklenici taahhüdün tümünü, işyeri teslim tarihinden itibaren 120 (yüzyirmi) gün içinde tamamlayarak geçici kabule hazır hale getirmek zorundadır. Sürenin hesaplanmasında; havanın fen noktasından çalışmaya uygun olmayan dönemi ile resmi tatil günleri dikkate alındığından bu nedenlerle süre uzatımı verilmez.

 

9.4.Bu iş yerinde havanın fen noktasından çalışmaya uygun olmadığı günler 0-0 tarihleri arasındaki 0 (yok) gündür. Ancak işin bitiminde bu devre dikkate alınmaz ve idare yükleniciden teknik şartları yerine getirerek işin tamamlanması için bu dönemde çalışmasını isteyebilir. Zorunlu nedenlerle ertesi yıla sari hale gelen işlerde çalışmaya uygun olmayan devre ödenek durumuna ve imalatın cinsine göre dikkate alınır.”

 

denilmektedir.

 

Aynı sözleşmenin “Gecikme Halinde Uygulanacak Cezalar ve Sözleşmenin Feshi” başlıklı 25 inci maddesinde;

 

“25.2. Yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak işi süresinde bitirmediği takdirde, gecikilen her gün için sözleşme bedelinin %0,05 (binde 5) oranında gecikme cezası uygulanır.”

 

denilmektedir.

 

7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 1 inci maddesinde aynen;

 

“Deprem (Yer sarsıntısı), yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ, tasman ve benzeri afetlerde; yapıları ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak derecede zarar gören veya görmesi muhtemel olan yerlerde alınacak tedbirlerle yapılacak yardımlar hakkında bu kanun hükümleri uygulanır.

 

Afete uğrayan meskün yerlerin büyüklüğü o yerin tamamında veya bir kesiminde yıkılan, oturulmaz hale gelen bina sayısı, zarar gören yapı ve tesislerin genel hayata etki derecesi, mahallin ekonomik ve sosyal özellikleri, zararın kamu oyundaki tepkisi, normal hayat düzenindeki aksamalar ve benzeri hususlar göz önünde tutulmak suretiyle afetlerin genel hayata etkililiğine ilişkin temel kurallar, İçişleri ve Maliye Bakanlıklarının mütalaaları da alınarak İmar ve İskan Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle belirtilir.

 

Yukarda yazılı afetlerin meydana gelmesinde veya muhtemel olması halinde zararın o yerin genel hayatına etkili olup olmadığına, yönetmelik esasları gereğince, İmar ve İskan Bakanlığı tarafından karar verilir.

 

Şu kadar ki, afetin meydana gelmesi halinde bu kanun gereğince alınması lazım gelen acil tedbirlerin ittihazına afetin meydana geldiği bölgenin valisi yetkilidir.”

 

Denilmektedir.

 

Yine aynı Kanun’un 2 nci maddesinde ise aynen;

 

“Su baskınına uğramış veya uğrayabilir bölgeler, İmar ve İskan Bakanlığının teklifi üzerine Devlet Su İşlerinin bağlı bulunduğu Bakanlıkça; yer sarsıntısı, yer kayması, kaya düşmesi ve çığ gibi afetlere uğramış veya uğrayabilir bölgeler ise, İmar ve İskan Bakanlığınca tespit ve bunlardan şehir ve kasabalarda meydana gelen ve gelebileceklerin sınırları imar planına, imar planı bulunmıyan kasaba ve köylerde de belli edildikçe harita veya krokilere işlenmek suretiyle, afete maruz bölge olarak Cumhurbaşkanınca kararlaştırılır ve bu suretle tespit olunan sınırlar, ilgili valiliklerce mahallinde ilan olunur.

 

…”

 

Denilmektedir.

 

Afetlerin Genel Hayata Etkililiğine İlişkin Temel Kurallar Hakkında Yönetmeliğin “Kapsam” başlıklı 1 inci maddesinde aynen;

 

“Olmuş veya olması muhtemel afetlerin o yerin genel hayatına etkili olup olmadığı, 7269 sayılı Afetler Kanununun 1051 sayılı Kanunla değiştirilen 1 nci maddesi uyarınca hazırlanan bu Yönetmelik esaslarına göre tespit olunur.”

 

“Genel hayata etkililiğin tespitinde göz önünde tutulacak diğer hususlar” başlıklı 5 inci maddesinde;

 

“Aşağıda (a-f) fıkralarında belirtilen hallerde, durum imar ve Iskan Bakanlığınca takdir edilmek suretiyle afet genel hayata etkili sayılabilir.

 

  1. a) Afet sebebiyle ölü veya ağır yaralıların bulunması,

 

  1. b) Tarım ürünlerinden en az l/3unun zarar görmüs olması,

 

  1. c) Büyük ve küçükbaş hayvanın telef olması,

 

  1. d) O yerde kışların çok şiddetli ve inşaat mevsiminin kısa süreli olması,

 

  1. e) O yerdeki kamu tesislerinin (Yol, su, elektrik, kanalizasyon v.s.) kullanılamayacak veya çalışamayacak derecede hasar görmüş olması,

 

  1. f) Ulaşım imkanlarının çok sınırlı olması,

 

“Genel Hayata etkililik kararı” başlıklı 6 ncı maddesinde;

 

“Meydana gelen veya gelmesi muhtemel olan afetlerin genel hayata etkili olup olmadığına, bu Yönetmelikte belirtilen ölçü ve esaslara dayanarak imar ve Iskan Bakanlığınca karar verilir.”

 

Hükümleri yer almaktadır.

 

Afet ve Acil Durum Harcamaları yönetmeliğinin “Tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinde ise afet “Toplumun tamamı veya belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan doğal, teknolojik veya insan kaynaklı olaylar” olarak tanımlanmıştır.

 

Yükleniciye 02.09.2016 tarihinde iş yeri teslimi yapılmıştır. Buna göre işin bitmesi gereken tarih 31.12.2016’dır. Yüklenici 19.12.2016 tarih ve 3691 sayılı dilekçesinde; hava şartlarından dolayı işe devam edemediklerini ve süre uzatımı verilmesi hususunu belirterek Belediyeye başvurmuştur. Belediye söz konusu talebi uygun bularak 30.12.2016 tarih 2526 sayılı yazısında “…Mülga Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğünün 07.07.1982 tarih ve 10156-B sayılı yazıları ile il ve ilçelerinde günler … il ve İlçeleri için belirtilen 1 Ocak 15 Mart tarihleri arasında çalışılmayacağı kabul edilerek…” şeklinde belirterek 15 Mart 2017 tarihinden geçerli olmak üzere 60 (altmış) gün süre uzatımı vermiştir. Ancak, Yüklenici süre uzatımı neticesinde 15.05.2017 tarihinde bitirmesi gereken işi yine tamamlayamamış ve 15.05.2017 tarih ve 2116 sayılı dilekçeyle İdareye bir kez daha başvurarak;

 

“…sanat yapılarının yapılacağı mahallelerdeki yollarda heyelan olması nedeniyle ulaşım sıkıntısı yaşanmıştır. Yolların temizlenerek ulaşıma açılamamasından kaynaklanan gecikmeden … Mahallelerinde Sanat Yapıları ve Beton Kaplama İşi Yapılması İşi için ikinci bir ek süre verilmesi hususunda…” şeklinde belirterek tekrar süre uzatımı talep etmiştir. Belediye, 29.05.2017 tarih ve 1708 sayılı onay yazısında;

 

“…Mülga Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğünün 07.07.1982 tarih ve 10156-B sayılı yazıları ile il ve ilçelerinde günler … ili ve İlçeleri için belirtilen 1 Ocak 15 Mart tarihleri arasında çalışılmayacağı kabul edilerek,30.12.2016 tarih ve E.2526 sayılı yazı ile 15.03.2017 tarihinden itibaren 60 (altmış) gün süre uzatımı verilmiştir.

 

Bu süre zarfında kalan işin yapılacağı yerlerde heyelan sonucu yollar kapanmış ve zamanında yollar açılmadığından verilen ek sürede işin tamamı bitirilememiştir.

 

Yapılacak olan imalatların tamamlanabilmesi için 15 Mayıs 2017 tarihinden itibaren 60 (altmış) gün ikinci bir ek süre verilmesi uygun görülmüştür.” şeklinde belirtmiş ve ikinci ek süre talebini de uygun bularak süre uzatımı vermiştir.

 

Hangi durumlarda süre uzatımı verilebileceği Yapım İşleri Genel Şartnamesinde hüküm altına alınmıştır. Doğal afetler de süre uzatımı verilebilecek durumlar arasında sayılmaktadır. Ancak, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin yukarıda da değinilen 29 uncu maddesinde de belirtildiği üzere, yüklenicinin, sürenin uzatılmasını gerektiren hallerin meydana geldiği tarihi izleyen yirmi gün içinde, idareye yazılı olarak bildirimde bulunması ve yetkili merciler tarafından usulüne göre düzenlenmiş belgelerle mücbir sebebin meydana geldiğini tevsik etmesi gerekmektedir. Yine aynı madde uyarınca, yüklenici bildiriminde, iş üzerinde gecikmeye yol açtığını düşündüğü sebeplerin ayrıntılarını, işin süresinin ne kadar uzatılması gerektiğini belirtmek zorundadır. Şayet uzatılacak sürenin tespiti o anda mümkün değilse bunun da sebeplerini ayrıca belirtecek, durumun netlik kazanmasından sonra istediği süre uzatımını da ayrı bir yazı ile derhal bildirmesi gerekmektedir. Yine aynı madde de, zamanında yapılmayan yazılı bildirimlerin dikkate alınmayacağı, yüklenicinin müracaat süresini geçirdikten sonra süre uzatımı talebinde bulunamayacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Uygulamada ise yüklenici, 30.12.2016 tarihli ilk dilekçesinde, hava şartlarından dolayı işe devam edemediğinden dolayı süre uzatımı talebinde bulunmuştur. 15.05.2017 tarihli ikinci dilekçesin de ise, sanat yapılarının yapılacağı mahallelerdeki yollarda heyelan olması nedeniyle ulaşım sıkıntısının yaşandığı, yolların temizlenerek ulaşıma açılamamasından kaynaklanan gecikmeden dolayı ikinci kez süre uzatımı talebinde bulunmuştur.

 

Öncelikle, yüklenicinin mücbir sebebin meydana geldiği tarihten itibaren 20 gün içerisinde idareye yazılı bildirimde bulunması gerekmektedir. Yüklenici tarafından verilen 19.12.2016 tarihli dilekçede, mücbir sebebin hangi tarihte meydana geldiğine dair bir ifade bulunmamaktadır. Yine yüklenici tarafından verilen dilekçede, yetkili merciler tarafından usulüne göre düzenlenmiş ve mücbir sebebin meydana geldiğini tevsik edici herhangi bir belge de bulunmamaktadır. Yüklenici dilekçesinde, iş üzerinde gecikmeye yol açtığını düşündüğü sebeplerin ayrıntılarına yer vermediği gibi işin süresinin ne kadar uzatılması gerektiğini dair bir tespitte de bulunmamıştır.

 

Görüleceği üzere, her iki süre uzatımı talebinde de yukarıda değinilen mevzuat hükmü uyarınca belirlenen 20 günlük süre dikkate alınmamış, ayrıca bildirimde yer alması zorunlu bulunan bilgi ve belgelere de yer verilmemiştir. Mevzuatına uygun olarak verilmemiş söz konusu süre uzatımı taleplerine dayanarak idarece yükleniciye süre uzatımı verilebilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır.

 

Sorumlularca yapılan savunmalarda özetle, 2016 yılında bölgelerinde yağan şiddetli yağmurlar sonucu meydana gelen sel ve heyelan sonucu kapanan bir kısım yolların temizlenmesinin ve ulaşıma açılmasının uzun zaman aldığını, bu olumsuz faktörlerin de işin zamanında tamamlanamamasına sebebiyet verdiğini belirtmişlerdir. Ayrıca sorumlular savunma ekinde, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünden ve Meteoroloji Genel Müdürlüğü …Bölge Müdürlüğünden alınan yazılar ile 112 acil çağrı merkezinden alınan çağrıları gösteren liste sunularak İdarece verilen süre uzatımının mevzuata uygun olduğunu ifade edilmiştir.

 

Öncelikle, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar doğrultusunda, süresinde yapılmayan ve usulüne uygun olmayan bildiriler sebebiyle yükleniciye süre uzatımı verilebilme olanağı bulunmamaktadır. Başka bir ifadeyle, Denetçi sorgusu üzerine yapılan açıklamaların ve gönderilen belgelerin hukuki bir sonuç meydana getirme olanağı bulunmamaktadır. Kaldı ki, savunmalarda yapılan açıklama ve gönderilen belgelerin herhangi bir hukuki sonuç ortaya çıkarma olanağının bulunmaması yanında, ortada gerçekten bir doğal afet bulunduğunu gösterir kanıtlayıcı belge ve bilgi de mevcut değildi.

 

Şöyle ki;

 

Afet ve Acil Durum Harcamaları yönetmeliğinin yukarıda da değinilen “Tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinde afet “Toplumun tamamı veya belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, normal hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan doğal, teknolojik veya insan kaynaklı olaylar” olarak tanımlanmıştır.

 

Yine 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 1 inci maddesinde, saymak suretiyle hangi doğa olayların doğal afet sayılacağı belirlenmiştir. Buna göre; deprem (Yer sarsıntısı), yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ, tasman ve benzeri afetler bu kapsamda belirlenmiştir.

 

Söz konusu madde uyarınca aşırı yağışlar doğal afet olarak sayılmamakla birlikte, Kanun maddesinde “benzeri afetler” ibaresine yer vererek bu listenin genişletilebilmesine olanak sağlanmıştır. Bu ifadeden hareketle, yağmur, kar yağışı, aşırı soğuk gibi mevsimsel olarak beklenen hadiseleri olağan kabul etmekle birlikte, bu hadiselerin boyut ve ağırlığı dahilinde mevsim beklentileri ve geçmiş dönem verilerinin çok üzerinde gerçekleşmesi durumunda bunların da doğal afet kapsamında değerlendirilebileceği açıktır. Ancak söz konusu durumun yetkili mercilerce de onaylanmış belgelerle ortaya konulmuş olması gerekmektedir.

 

Sorumlularca gönderilen belgeler arasında yer alan Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü … inci Bölge Müdürlüğü’nden alınan yazıda, 2016 yılı eylül, ekim, kasım ve aralık aylarına ait yağış miktarları bilgisi yer almaktadır. Söz konusu yazıda, mevsim koşullarının üzerinde olağanüstü bir yağışın meydana geldiğine dair bir tespitte bulunulmamasının yanında, yıllar itibariyle bir karşılaştırmaya da yer verilmemiştir. Kaldı ki, oluştuğu iddia edilen afetin, yerin genel hayatına etkili olup olmadığının tespiti hususunda, Afetlerin Genel Hayata Etkililiğine İlişkin Temel Kurallar Hakkında Yönetmelik uyarınca yetkili olan kurumlarca da bir tespit yapılmamıştır.

 

Sorumlularca ikinci süre uzatımına ilişkin olarak gönderilen savunmanın ekinde, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü raporları sunularak; 2014-2015-2016-2017 yılları içerisinde bölgelerinde yağan şiddetli yağmurların genel hayatı etkileyecek derecede olduğu, yollarda meydana gelen hasarların giderilmesi uzun zaman aldığı, ayrıca yine 112 acil çağrı merkezinden alınan çağrıları gösteren liste sunularak verilen süre uzatımının mevzuata uygun olduğu belirtilmiştir. … İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünün cevabi yazısının ekinde, heyelan nedeniyle meydana gelen afet tarihleri belirtilmiştir. Afet tarihleri dikkate alındığında ise sadece 19.04.2017 tarihinde meydana gelen heyelanın yapım işinin başlangıç ve bitiş tarihleri (02.09.2016-13.07.2017) arasındaki bir tarihe denk geldiği görülmektedir. Söz konusu tarihte vuku bulan olay da yalnızca … mahallesinde meydana gelmiştir. Ayrıca ilgili yazı ekinde sunulan raporlarda, … Mahallelerinde vuku bulan heyelan nedeniyle bazı münferit bina hasarlarından ve zemin bilgilerinden bahsedilmektedir. Ancak söz konusu yapım işinin teknik şartnamesinin ekinde yer alan listede hangi mahallelerde yapım işinin yapılacağı belirtilmiştir. Söz konusu listede 47 mahalle bulunmakta olup yukarıda belirtilen 5 mahalle dışında kalan mahallelerde yapım işinin süresi içerisinde herhangi bir heyelan veya benzeri afetin meydana geldiğini ispat edecek bilgi ve belge sunulmamıştır. Dolayısıyla gönderilen belgenin yapım işinin sürdüğü alanların bütününü etkileyecek bir hadise olmadığı açıktır. Yine savunma ekinde yer alan 27.01.2017-06.02.2017 tarihlerini kapsayan 112 çağrı merkezi listesindeki bilgiler … ilçesindeki tüm vakaları kapsadığından heyelan sonucu zarar görenlerin listesi olarak sunulamayacağı ve dolayısıyla yapım işini etkileyecek tabii afetin varlığını ispat edemeyeceği açıktır.

 

Denetçi tarafından hazırlanan raporun sonuç kısmında, gecikilen sürenin hataen 74 yerine 75 gün olarak hesaplandığı ifade edilmiştir. Bu sebeple, Denetçi sorgusunda yer alan … TL’nin,

 

… TL’si için ilişilecek bir husus bulunmadığına,

 

… TL’sinin, sorumlularına ödettirilmesine