yüklenici tarafından hakedişteki metrajlara meblağlara ve ödemelere sözleşme eki Uygulama İşleri Genel Şartnamesinde belirtildiği şekilde itiraz edilmediği anlaşıldığından hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılır. Bu nedenle mahkemece asıl davada davacı yüklenicinin taş nakli ve moloz taşı nakli fiyat farkı talep edemeyeceği gözetilerek bu istemler yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekir iken, hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır

  1. Hukuk Dairesi         2020/2203 E.  ,  2020/2850 K.
  •  

“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş
olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Asıl dava, sözleşme dışı iş bedelinin tahsili, birleşen dava fazla ödenen bedelin iadesi istemlerine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karar asıl dava davalısı tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava davacısı – birleşen dosya davalısı yüklenici, asıl dava davalısı – birleşen dosya davacısı ise iş sahibidir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl dava davalısı iş sahibinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Asıl davada davacı yüklenici, taraflar arasında imzalanan 18.11.2006 tarihli sözleşme ile Niğde Ulukışla … Kervansarayı Restorasyon işini götürü bedelle yapmayı üstlendiğini, işin sözleşmeye uygun olarak ifa edildiğini, ancak sözleşme dışı iş yapılmasına rağmen bedelinin ödenmediğini iddia etmiş; davalı idare davacı yüklenicinin sözleşme dışı iş yapmadığını, sözleşme kapsamında yapılan işlerin bedelinin de ödendiğini savunmuş; birleşen davasında da davacı idare, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan soruşturma sonucunda yükleniciye fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini belirterek fazla ödenen bedelin yükleniciden ve sorumlu olan idare elemanlarından tahsilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu dayanak alınarak asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Davada uyuşmazlığa konu 18.11.2006 tarihli sözleşme götürü bedelli düzenlenmiş olup; sözleşmenin 9. maddesinde sözleşmenin ekleri sayılmış, 9.2.1. maddesinde ihale dokümanını oluşturan Uygulama İşleri Genel Şartnamesi birinci sırada sözleşmenin eki olarak kabul edilmiştir. Sözleşme eki Uygulama İşleri Genel Şartnamesi’nin geçici hakedişlerle ilişkili 39/13 maddesinde, yüklenicinin geçici hakedişlere itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği ve bir örneğini de hakediş raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunu “idareye verilen … tarihli dilekçemde yazılı ihtirazî kayıtla” cümlesini yazarak imzalaması gerekir. Eğer yüklenicinin hakediş raporunu imzalamasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçeyle idareye yapmak zorundadır. Yüklenici hakedişlere bu şekilde itiraz etmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı hükmü getirilmiştir. Yine kesin hakediş raporu ve hesap kesilmesiyle ilgili anılan şartnamenin 40. maddesinde yüklenicinin kesin hakedişe itirazı olduğu takdirde, itirazların 40. maddesindeki usuller çerçevesinde idareye bildirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Uygulama İşleri Genel Şartnamesi’nin 39 ve 40. maddesindeki bu düzenleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 193. maddesi ile sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 287. maddesi uyarınca delil sözleşmesi niteliğinde olup, taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece ve Yargıtayca re’sen gözetilmelidir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu incelendiğinde bilirkişilerin, sözleşme kapsamında iş olduğu anlaşılan yonu taşı ile moloz taşının sözleşme ve eklerinde nereden getirtileceği belli olmadığından davacı yüklenicinin yonu taşını Kayseri Tomarza’da bulunan taş ocağından, moloz taşını ise Niğde taş ocağından getirmesi nedeniyle nakliye fiyat farkı hesapladığı, mahkemece de bu nakliyeler için fiyat farkına hükmedildiği anlaşılmış ise de, 02.11.2007 tarihli 4 nolu hakedişin ödemeye esas pursantaj cetveli incelendiğinde söz konusu nakliyelerin 118, 119 sıralarında yer aldığı, davacı yüklenicinin bu hakediş ve eklerini ihtirazi kayıtsız olarak imzaladığı, bu işler bedelini de tahsil ettiği anlaşılmıştır. Az yukarıda açıklandığı üzere davacı yüklenici tarafından hakedişteki metrajlara, meblağlara ve ödemelere sözleşme eki Uygulama İşleri Genel Şartnamesinin 39/13. maddesinde belirtildiği şekilde itiraz edilmediği anlaşıldığından hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılır. Bu nedenle mahkemece asıl davada davacı yüklenicinin yonu taşı nakli ve moloz taşı nakli fiyat farkı talep edemeyeceği gözetilerek bu istemler yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekir iken, hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı- birleşen dosyada davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile kararın asıl davada davalı- birleşen dosyada davacı yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 437,00 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısına iadesine,
karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 22.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.