hakedişe girmesini istediği fiyat farkı isteminin dayanağı bulunmadığından fiyat farkı alacağı ile bu alacak için işletilen  faiz isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır

<![CDATA[T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2013/5596 Karar No:2014/4815
  1. Tarihi:8.7.2014
  Mahkemesi       :İstanbul/Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi Tarihi     :11.07.2013 Numarası            :2008/221-2013/386     Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat H.T. ile davalı vekili Avukat F.Ö. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:     – K A R A R –   Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fiyat farkı ve işlemiş faizin tahsili istemiyle açılmış, davalı reddini savunmuş, mahkemece ıslah olunan miktara göre davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Taraflar arasında düzenlenen 12.02.2006 tarihli sözleşmenin 8/son maddesinde, taşeron, idare ve işveren arasında yapılmış olan sözleşmenin bu sözleşmenin eki olduğunu kabul eder hükmüne yer verilmiş, davacı yüklenici davalı taşeron olarak sözleşmede tanımlanmıştır. Yüklenicinin iş sahibi İSKİ ile yaptığı 26.08.2005 tarihli sözleşmenin 9.2 maddesinde Yapım İşleri Genel Şartnamesi sözleşmenin ekleri arasında sayılmıştır. Bu şartnamenin 39. maddesine göre yüklenicinin ara hakedişlere itirazı olduğu takdirde karşı görüşlerin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği ve bir örneğini de hakediş raporuna ekleyeceği dilekçemde açıklaması ve hakediş raporunun “idareye verilen …tarihli dilekçemde yazılı ihtirazi kayıtla” cümlesini yazarak imzalaması gereklidir. Hakedişe bu şekilde itirazlarını bildirmediği takdirde olduğu gibi kabul etmiş sayılır. Şartnamenin bu hükmü HUMK’nın 287, 6100 sayılı HMK’nın 193. maddeleri uyarınca delil sözleşmesi niteliğinde olup mahkemece re’sen dikkate alınması zorunludur. Davalının 08.08.2007 tarihli ihtarname ekinde gönderdiği hakediş, davacı tarafından, az yukarıda değinilen şartname hükmüne uygun şekilde ihtirazi kayıt konulmadan imzalanmış ve 14.08.2007 tarihli ihtarnameyle davalıya iade edilmiştir. Bu haliyle davacının hakedişi olduğu gibi kabul ettiği ve kendisi bakımından hakedişin kesinleştiği ortadadır. O halde, bu hakedişe girmesini istediği fiyat farkı isteminin dayanağı bulunmadığından fiyat farkı (10.630,11 TL) alacağı ile bu alacak için işletilen (3.460,10 TL) faiz isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan davada, hakediş alacağının sözleşmede kararlaştırılan sürede ödenmediğinden bahisle işlemiş faizi istenmiş, mahkemece 16.299,55 TL faiz alacağına hükmedilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 104/son maddesi gereğince geçmiş günler faizinin tediyesinde temerrüt sebebiyle faiz yürütülemez. Mahkemenin işlemiş faizi ayrıca 2.359,36 TL faiz hesap edilip hüküm altına alınması da doğru olmamıştır. O halde yapılması gereken iş; 16.299,55 TL işlemiş faiz alacağını, faize ilişkin olması nedeniyle davadan itibaren ayrıca faiz yürütülmeden hüküm kurmaktan, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermekten ibarettir. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 08.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.       İlgili Maddeler HMK 193 Madde HUMK 287, 6100 sayılı H Madde]]>