Hakedişten İdarece Yapılan %5 Pirim Kesintisi

<![CDATA[  Karar Veren Mahkeme: Yargıtay 3. Hukuk Mahkemesi Karar Tarihi: 04.07.2011 Karar Sayısı : E:2011/5753, K: 2011/11493 Olay Özeti Karar ve Sonuç: Davacı temizlik şirketi ile davalı belediye arasında düzenlenen 02.03.2009-30.07.2009 tarihli sözleşme gereğince davacının yüklenici olarak davalı idarenin temizlik hizmeti alımı işinin taahhüdünü üstlendiğini, davacının bu hizmetini ifa ederken 5510 sayılı yasanın 81.maddesinde belirtilen sigortalıların malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden işveren hissesinin hazinece karşılanacak beş puanlık kısma tekabül eden 3357 TL’nın davalı idare tarafından davacının hak edişinden kesilerek davacıya 3357 TL eksik ödeme yapıldığını, bu kesintinin davalı tarafından yapılamayacağı ileri sürülerek fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak 3357 TL’nın davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir. Mahkemece davanın 5510 sayılı yasanın uygulanmasından kaynaklandığı, aynı yasanın 101.maddesine göre bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların tarafları ne olursa olsun iş mahkemelerinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin 13.1 maddesinde “ödemeler aylık olarak düzenlenecek olan hakediş raporları ile ödenecektir. Yüklenici çalıştırdığı işçilerin tahakkuk ettirilmiş aylık ücret bodroları, bir önceki aya ait aylık sigorta bildirgesi ile sigorta primlerinin ödendiğini gösterir makbuzu diğer kanuni kesintilerin listesi ile ilgili kurumlara yatırıldığını gösterir makbuzları o aya ait fatura ile birlikte idareye ibraz edecektir, idarece asılları görülerek tasdik edilecek örnekleri hak edişe bağlayacaktır. Söz konusu belgeler idareye ibraz edilinceye kadar hakediş ödemesi yapılmayacaktır” hükmü yer almaktadır. Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, taraflarca ileri sürülmesi bile mahkemece yargılamanın tüm aşamalarında re’sen nazara alınır. Iş Mahkemeleri 5521 sayılı kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. Somut olayda, uyuşmazlık 5510 sayılı yasadan değil taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinden kaynaklandığı, SGK’nın davada taraf olmadığı, davacı (yüklenici) tarafından 5510 sayılı yasanın 81/1 madesi gereği hazineye karşı açılan bir davanın da bulunmadığı nazara alındığında davada görevli mahkeme iş mahkemeleri değil genel mahkemelerdir. Ancak, davacı taraf fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kısmi dava açmıştır. Konusu para olan alacak davalarında görevli mahkeme, dava dilekçesinde istenen asıl alacağın miktarına göre belirlenir (HUMK md.2, 2). Ancak, alacaklı dava açarken fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş ise o takdirde alacağın tamamı çekişmeli demektir ve HUMK.nun 4.maddesi gereğince mahkemenin görevi dava edilen alacak miktarına göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir. Davacı, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakkını saklı tuttuğuna göre, müddeabihin davacıdan sorularak ya da bilirkişi raporu ile belirlenerek oluşacak sonuca göre miktarın 7.230 TL’yi geçmesi halinde davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi, 7230 TL yi geçmediği takdirde davanın esasına girilerek sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.]]>