idare tarafından yaptırılan yol çalışması sırasında yeterli önlem alınmadığından zarara uğrandığı iddia edilerek tazminat istendiği

 

Y4HDEsas : 2011/7858Karar : 2012/11647Tarih : 05.07.2012 HİZMET KUSURU ( Görev – Zararda Gerçek Kişi Şirketin Sorumluluğu – Yol Yapımında Oluşan Gölette Boğulma )
HAKSIZ FİİL SEBEBİYLE MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Hizmet Kusuru – Görev – Yol Yapımında Oluşan Gölette Boğulma )
GÖREV ( Kamu Hizmetinden Doğan Zarar Sebebiyle Tazminat )

2577 Sa.Ka.2

Davaya konu edilen olayda davacı tarafça, davalı idare tarafından yaptırılan yol çalışması sırasında yeterli önlem alınmadığından zarara uğrandığı iddia edilerek tazminat istendiğine göre, yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçe ile işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmemiştir.fk

DAVA VE KARAR:

Davacı İ.B. vdl. vekili tarafından, davalı K… Şti. vdl. aleyhine 18/09/2007 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda;

davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/04/2011 günlü kararın Yargıtay`ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ KARARI:Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz olunmuştur.

Davacılar dava dilekçesinde;   davalı Köylere Hizmet Götürme Birliği`nin ihale ile diğer davalı şirkete yaptırdığı ve davalı H.K`nin sorumlusu olduğu yol yapım işi için dereden kum alınmasıyla oluşan gölette, destekleri olan 14 yaşındaki Ö.B.`nin yüzmek isterken boğularak öldüğünü, davalıların gerekli önlemleri almadıklarından olayda kusurlarının bulunduğunu beyanla, maddi ve manevi zararlarının tazminini istemiştir.

Mahkemece, davalıların gerekli önlemleri almamaları nedeniyle olayda kusurlu olduklarından istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının I. bendinde açıkça belirtildiği gibi,
Bir kamu kurumu tarafından verilen kararlar üzerine plan ve projesine göre bir yol yapılması dolayısıyla evinin duvarı yıkılan veya
bodrum katını sel basan,   bir su tesisi yapılması neticesinde tarlasındaki sular çekilip ağaçları ve mahsulleri kuruyan veya tarlası ekilemez hale gelen yahut tarlasının kenarından geçen derenin kuruması yüzünden tarlası susuz kalan veya
su tesisinin bozukluğu yahut bakımındaki ihmal yüzünden tarlasını sular basıp bu suların getirdiği kumlardan dolayı tarlası artık ekilemeyecek duruma düşen;
kimsenin uğradığı zararlar gibi zararlar idari kararın ve fiilin neticesinde meydana gelen zararlardır.

Zira bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere plan ve projeler yapıp o plan ve projeler gereğince işi görmesi veya gördürmesi de verilen kararın neticesi olan birer idari eylemdir. O halde sözü edilen kararda örnek olarak belirtilen bu eylemlerden doğan zararların ödettirilmesi istekleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b maddesi hükmünce bir tam yargı davasıdır ve bu davalara bakma görevi idari yargı yerine aittir.

Hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı İdari Yargılama Usulü Yasası`nın 2/1-b maddesi gereğince, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir.

Davaya konu edilen olayda davacı tarafça, davalı idare tarafından yaptırılan yol çalışması sırasında yeterli önlem alınmadığından zarara uğrandığı iddia edilerek tazminat istendiğine göre, yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçe ile işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ:

Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle (  BOZULMASINA ), oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI :

İdari Yargılama Usulü Kanunu gereğince idari yargı yerinde, ancak idare aleyhine dava açılabilir. Gerçek kişilere karşı idari yargı yerinde dava açılamaz. Bu nedenle özel hukuk tüzel kişisi olan K. Ltd. Şirketi ile davalı H.K. yönünden de idari yargının görevli olduğu biçimindeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Y4HD 05.07.2012 E.2011/7858 – K.2012/11647