ihaleye katılma üzere  istekli adayının ihale tarihinden  önce  ihale teklif dosyasını kargo ile gönderiminin ihale tarihine kadar kargo firması tarafından  adresi yazılı bulunan  idareye  teslim etmeyen kargo şirketinin  ihaleye teklif  vermek isteyen  firmanın ihaleye katılmamasından kaynaklanan zararını gidermek zorunda olduğu gerekçesi ile bedel ödemesi hk dava kararı

 

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2019/1205 – 2021/582
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1205
KARAR NO : 2021/582
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2019
NUMARASI :
DAVANIN KONUSU :Maddi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/06/2019 tarih ve ……../………. E. – ………./…….. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu tarafından 13.03.2017 tarihinde yapılan ihaleye katılmak için gerekli belgeleri ihale sahibi Kuruma gönderilmek üzere davalıya 07.03.2017 tarihinde teslim ettiğini ancak gönderinin süresinde alıcısına teslim edilmediğini, davalı Şirketin internet sitesinde standart kargoların Ankara’dan İstanbul’a 1 gün içerisinde gönderileceğini taahhüt ettiğini, kaldı ki süre taahhüdünde bulunmamış olsa dahi TTK 873. maddesi hükmü uyarınca özenli bir taşıyıcının makul sürede eşyayı teslim etmekle yükümlü olduğunu, belirtilen süreler içinde taşımanın yapılmaması nedeni ile müvekkilinin ihaleye giremediğini ve kâr kaybına uğradığını, sonradan yapılan görüşmeler neticesinde müvekkilinin verdiği teklifin en düşük teklif olduğunun ve ihaleye katılmaları halinde ihaleyi kazanacaklarını öğrendiklerini, davalının gönderiyi alıcısına teslim etmemesi nedeniyle müvekkilinin uğradığı zarardan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, belirsiz alacak davası olarak şimdilik 100,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 20/05/2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini 11.079,83 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili, davacının TTK’nın 889/3. maddesinde öngörülen sürede ihbarda bulunmadığını, bu nedenle dava hakkının düştüğünü, aynı Kanun’un 864/b maddesi uyarınca da gönderenin kusurlu olmasa dahi taşıma senedine yazılan bilgilerdeki gerçeğe aykırılıklar ile yanlışlık ve eksikliklerden kaynaklanan taşıyıcı zararlarından sorumlu olduğunu, davacının tacir olması nedeni ile basiretli davranma yükümlülüğü bulunduğunu, bu nedenle süreli teslimi gereken kargo konusunda açık talimatını ve alıcı ismi/adresi vb. bilgileri tam olarak taşıyıcıya bildirmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı tarafından, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu İstanbul ili ………. bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği tarafından açılan ve 13/03/2017 tarihinde yapılacak olan 2017 yılı Diş Sarf Malzemeleri alım ihalesine katılmak üzere ihale dokümanlarının davalı aracılığıyla gönderildiği, kargo üzerine “Kamu Hastaneleri …… ….. ………. ……………./İstanbul” adresinin yazıldığı, söz konusu gönderinin 15/03/2017 tarihinde muhatabına ulaştırılmaksızın davacıya iade edildiği, davacının bu nedenle ihaleye katılamadığı, kargo üzerinde yazılı olan adresin, kargo alıcısının bilinen bir kamu kurumu olması ve adres içeriğinde İl-İlçe-Mahalle-Sokak adı yazması sebebiyle özünde aynı bulunduğu, bu nedenle kolinin muhatabına ulaşması önünde herhangi bir engel bulunmadığı, davalı tarafın TTK’nın 889. maddesi kapsamında ihbar yapılmaması nedeniyle dava hakkının düştüğünü savunmuş ise de anılan hükmün, taşınanın ziyaı veya hasara uğraması halini düzenlediği ve somut olayda taşınanın hiç teslim edilmemesi nedeniyle bu hükmün uygulanamayacağı, somut olayda teslim hiç gerçekleşmediğinden sözleşmenin ifa edilmemesinin söz konusu olduğu, taşıma sözleşmelerine aykırılık halinde ziya, hasar ve geç teslim TTK’da özel olarak düzenlenmekle beraber bu haller dışındaki sözleşmeye aykırılıklara ilişkin sadece sorumluluk miktarına ilişkin düzenleme bulunduğundan taşıyıcının sözleşmenin hiç ifa edilmemesi halinde sorumluluğunun TBK hükümlerine göre belirlenmesinin gerektiği, TBK’nın 112. maddesi uyarınca davalının, borcun ifa edilememesinde kendisine hiçbir kusurun isnat edilemeyeceğini ispatlayamaması nedeniyle davacının ihaleye katılmamasından kaynaklanan zararını gidermek zorunda olduğu, TTK’nın 882. maddesinde taşıyıcının sorumluluğu sınırlandırılmış ise de aynı Kanun’un 886. maddesinde, zarara kasten veya pervasızca bir davranışla sebebiyet verilmesi halinde taşıyıcının sınırlı sorumluluktan faydalanamayacağının düzenlendiği, davalı taşıyıcının, sözleşmede öngörülen edimi hiç yerine getirmediği ve zararın nasıl meydana geldiğini açıklayacak geçerli bir neden de açıklamadığı, bu durumun pervasızca davranış olduğu ve davalının sınırlı sorumluluktan yararlanamayacağı, gönderinin ulaşmaması nedeniyle davacının uğradığı zararın 11.079,83 TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 11.079,83 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili, davacının, 15.03.2017 tarihinde teslim aldığı kargo nedeniyle süresinde bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeden 11.04.2017 tarihinde dava açmış olması nedeniyle davanın reddinin gerektiği, davacının adresi yanlış yazması nedeniyle kolinin ihale makamına ulaştırılamadığını, davacının kargonun içeriği ve süreli teslimi gerektiği konusunda müvekkilini bilgilendirmediğini, müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu ve pervasızca bir davranışının bulunmadığını, davacının ihaleye katılması halinde fiziksel özellikleri karşılamıyor gerekçesi ile kabul edilmeme ihtimalinin bilirkişi raporunda irdelenmediğini, Diş Üniti Tabla Örtüsü için de salt maliyet satış fiyatları üzerinden davacı zararının hesaplanmasının doğru olmadığını, belirsiz alacak davası açılabilmesi için zarar miktarının belirlenmesinin objektif imkansızlığa dayanması gerektiğinden davacının açtığı davanın kısmi dava olduğunun kabulünün zorunlu olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesine aykırılık iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu gönderinin, alıcısına hiç teslim edilmemesi nedeniyle 6102 sayılı TTK’nın 889/3. maddesinin somut olaya uygulanamayacağı, davacı tarafından bildirilen adresin, gönderi alıcısının bilinen bir kamu kurumu olduğu da gözetildiğinde gönderinin alıcısına teslimini sağlayacak açıklıkta bulunduğu, dolayısıyla bu yöndeki davalı savunmasının da yerinde olmadığı, davalının edimini ifa etmemesi ve bunun gerekçesini de açıklayamaması karşısında davalı eyleminin pervasızca bir davranış olduğu, bu itibarla davalının sınırlı sorumluluktan yararlanamayacağı, aynı nedenle TTK’nın 855/5 maddesi kapsamında üç yıllık zaman aşımı süresinin de dolmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması 756,86 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 233,62 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 523,24 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/04/2021 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.