şirketin aracı ihale ile bir yıl süreli olarak belediyeye tahsis etmiş oluşu nedeniyle müvekkilinin aslında “işleten” konumunda olmadığını, olaydan sonra SGK’nın davacıya raporlu olduğu günler için geçici iş göremezlik aylığı bağlamış olmasına rağmen kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik aylığı bağlayıp bağlamadığının SGK’dan sorulmadığını, manevi tazminatın da sebepsiz zenginleşmeye yol açacak derecede ve fahiş olduğunu” iddia ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talepli dava kararı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1034 Esas
KARAR NO: 2020/1390
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/10/2016
NUMARASI: 2014/44 E. – 2016/1119 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 16/09/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 356. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma açılarak yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, ” müvekkilinin bulunduğu … plakalı aracın yoldan çıkması sonucunda tek taraflı kaza meydana geldiğini ve bu kazada müvekkilinin ağır yaralandığını, 10 gün yoğun bakımda kaldığını, halen dahi ciddi bir rahatsızlığı bulunduğunu, müvekkilinin asgari ücret ile çalıştığını, kaza tek taraflı olduğundan araç sürücüsünün kusurlu olup olmamasının önemli olmadığını” iddia ile iş günü kaybından dolayı şimdilik 10.000 TL’nin, tedavi giderleri için de şimdilik 785 TL’nin 17/08/2013 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle, “Trafik poliçesinin 250.000 TL limitli olduğunu, sigorta şirketinin müşterek sorumluluğunun da yargılama masrafı ve avukatlık ücreti dahil, bu miktara isabet eden oran ile sınırlı olduğunu, ancak araç sürücüsünün kusurlu olduğu hallerde sigorta şirketinin tazminat yükümlülüğü bulunmadığını, davacının araçta yolcu olduğunun anlaşıldığını, 2918 sayılı KTK’nın değişik 98. maddesi gereği trafik kazalarına bağlı sağlık giderlerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından karşılanacağını, bu gibi hallerde hastanelerin sağlık hizmet bedellerini ilgili sigorta şirketinden karşılayacaklarına dair KTK’nın 8. maddesinin de yürürlükten kaldırıldığını ve 59. madde gereği de bundan sonra sağlık hizmetleri bedelinin SGK tarafından karşılanacağını, dolayısıyla müvekkilinden sağlık gideri için tazminat istenemeyeceğini, öte yandan davacının gelirinin somut belgelerle ispatlanmasının hatır taşımacılığı olup olmadığının araştırılmasının, kazazedenin gerekli belgelerle birlikte sigorta şirketine başvurmadığı takdirde, sigorta şirketinin temerrüdünün söz konusu olmayacağını ve bu takdirde faiz hesabının ancak dava tarihinden itibaren söz konusu olacağını, istenebilecek faizin de ticari değil, yasal faiz olduğunu” savunarak davanın reddini istemiştir. Birleşen Bursa 2. Ticaret Mahkemesi’nin 2015/518 sayılı dosyada davacı vekili dava dilekçesinde asıl davadaki olayı ve iddiaları tekrarla, kazadan sonra kendisi ile ilgilenilmediğini, ciddi sağlık sorunlarının halen devam ettiğini ve tam olarak iyileşemediğini belirtmek suretiyle … şirketinden sürekli iş gücü kaybı için 10.000 TL belirsiz maddi tazminat alacağı ile 80.000 TL manevi tazminat alacağının, olay tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Birleşen davada davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle, “mahkemenin yetkisiz olduğunu, … şirketinin Afyon Belediyesine ait olduğunu ve kamu hizmeti gördüğünü, araç sürücüsünün şirketten habersiz olarak arkadaşı olan davacıyı şirket aracına bindirdiğini, davacının da müterafik kusurlu olduğunu, davacının sigortalı bir işte çalışmadığını ve maluliyet oranının belli olmadığını, maluliyet varsa da bunun kazadan dolayı ortaya çıkıp çıkmadığının belli olmadığını, davacıya SGK tarafından ödeme yapılmış ise bunun araştırılması gerektiğini, kazada ölen araç şoförünün şirketten habersiz ve izinsiz olarak aracı mücavir dışına çıkarmış oluşu nedeniyle şirketin kusursuz olduğunu” savunarak davanın reddini istemiştir. 02/08/2016 tarihli Adli Tıp raporunda davacının %20,2 işgücü kaybına uğradığı ve geçici iş göremezliğin 4 ay sürebileceği bildirilmiştir. 11/04/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda ise “%20,2 iş göremezlik oranına, asgari ücret düzeyindeki emekli aylığında her yıl %10 artış ve SGK tarafından yapılan ödeme düşüldüğünde, davacının bedensel zararının 107.236,30 TL olduğu” görüşünü açıklamıştır. Davacı vekili 23/06/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 107.236,30 TL ‘ye yükseltmiş ve bu miktarı …’tan kaza tarihinden itibaren … sigortadan ise dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Mahkemece 31/10/2016 tarihinde maddi ve manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 107.236,30 TL bedensel zarar ve efor tazminatının … şirketi yönünden 17/08/2013 kaza tarihinden itibaren, … sigorta yönünden ise 03/02/2014 dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, 785 TL tedavi gideri için açılan davanın feragat nedeniyle reddine 50.000 TL manevi tazminatın davalı … şirketinden kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı … vekili 16/11/2016 tarihli istinaf dilekçesinde “kazanın, araç sürücüsünün izinsiz olarak şirket aracının belediye mücavir alanı dışına çıkarmasından ve hatır taşımacılığından kaynaklandığını, davacının bu araca ne için bindiği ve aralarındaki ilişkinin mahkemece araştırılmadan hatır taşımacılığı talebinin reddedildiğini, davacının şirket işçisi olmamasına rağmen gerekçede böyle bir ifadenin yer aldığını, muhtemelen bu kısmın başka bir karardan kopyalandığını, KTK’nın 87. maddesi gereği tazminattan uygun bir indirim yapılması gerektiğini, şirketin aracı ihale ile bir yıl süreli olarak belediyeye tahsis etmiş oluşu nedeniyle müvekkilinin aslında “işleten” konumunda olmadığını, olaydan sonra SGK’nın davacıya raporlu olduğu günler için geçici iş göremezlik aylığı bağlamış olmasına rağmen kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik aylığı bağlayıp bağlamadığının SGK’dan sorulmadığını, manevi tazminatın da sebepsiz zenginleşmeye yol açacak derecede ve fahiş olduğunu” iddia ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve yargılama yapılarak davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde ” maddi tazminatın her iki davalı tarafından icraya ödendiğini, dolayısıyla bu yönden bir uyuşmazlık kalmadığını, müvekkilinin SGK’dan bir ödeme olmadığını, hatır taşımacılığın mevcut olmadığını, böyle olsa bile indirim gerekmediğini manevi tazminatın da normal olduğunu” savunarak istinaf talebinin reddini istemiştir. Dairemizce Afyonkarahisar Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden … şirketinin sicil kaydı celp edilmiş, ayrıca Afyonkarahisar Belediye Başkanlığına tezkere gönderilerek kazaya karışan araç ile aracı kullanan … ile ilgili istihdam ve varsa görevlendirme bilgisi sorulmuş, gelen tezkere cevaplarına göre inceleme yapılmıştır. Afyon Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 01/03/2017 tarihli cevabi yazısına göre … hakim ortağı Afyonkarahisar Belediye Başkanlığı olan çok ortaklı bir belediye şirketidir. Afyon Belediye Başkanlığı’nın 27/02/2017 tarihli cevabi tezkeresinde ise … plakalı … aracın 01/01/2013 tarihinde belediye hizmetlerinde kullanılmak üzere … şirketi ile yapılan protokol gereği belediyeye tahsis edildiği, kazanın meydana geldiği tarihte harhangi bir görevlendirmenin yapılmadığı ve aracın, Belediye Başkanlığı’nın bilgisi dışında … şirketi işçisi olan ve kazada ölen … tarafından, bulunduğu otoparktan gizlice alınarak götürüldüğü, bu kişi hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtilmektedir.
GEREKÇE: Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucunda 26/05/2017 tarih, 2016/327 Esas, 2017/1824 Karar sayılı ilamla somut olayda hatır taşımacılığı bulunduğu ve davacının konumu gözetilerek takdiren %35 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği, ayrıca mahkemece hükmedilen 50.000,00 TL manevi tazminatın da fahiş olduğu, somut davada 10.000 TL manevi tazminat takdirinin oluşa ve hakkaniyete uygun bulunduğu, davalı … A.Ş’nin işleten sıfatının bulunduğu ve bilirkişi raporunda SGK’dan yapılan ödemenin tazminat hesabından düşüldüğü gerekçeleriyle davalı … A.Ş vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ıslah edilmiş haliyle maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, 69.703,60 TL bedensel zarar ve efor tazminatının davalılardan tahsiline fazlaya ilişkin talebin reddine, 785,00 TL tedavi gideri yönünden feragat nedeniyle reddine, 10.000 TL manevi tazminatın davalı … A.Ş’den tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, işbu kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 27/11/2019 tarihli kararıyla davacı vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz isteminin miktar yönünden kesin olması nedeniyle reddine, hatır taşıması nedeniyle %20 oranında indirim yapılması gerekirken %35 oranında indirim yapılmasının doğru olmadığı, ayrıca davalı … şirketinin ise istinaf talebinde bulunmaması nedeniyle hakkında hatır taşıması indirimi yapılmasının da doğru olmadığından bahisle dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiş, bozma sonrası yapılan yargılamada usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozmasına uyularak yargılama sonuçlandırılmıştır. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Dava konusu kaza sonucunda davacının %20.2 oranında iş gücü kaybına uğradığı ve 4 ay iş göremez durumuna düştüğü, somut olayda hatır taşıması bulunduğu, bilirkişi raporunda davacının uğradığı bedensel zararın 107.236,30 TL olarak belirlendiği, buna göre bu tutardan Yargıtay bozmasında da işaret edildiği üzere %20 oranında davalı … A.Ş yönünden indirim yapılması gerektiği, ayrıca ilk derece mahkemesince verilen karara davalı … şirketinin istinaf başvurusunda bulunmaması nedeniyle davalı … şirketi yönünden ilk derece mahkemesince verilen tazminat tutarının kesinleştiği, yine davalı … A.Ş aleyhine ilk derece mahkemesince 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş ise de, dairemizin ilk kararında bu tutarın fahiş olduğu gözetilerek dairemizce kurulan hükümde 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş olup bu hükme yönelik davacı vekilinin temyiz isteminin kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle Yargıtay tarafından reddedildiği, ayrıca 785,00 TL’lik tedavi gideri yönünden de feragat edildiği ve dairemizin gerek tedavi giderlerine, gerekse manevi tazminata dair kararlarının kesinleştiği gözetilerek davalı … A.Ş vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü, kısmen reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı …nin istinaf isteminin kısmen kabul kısmen reddi ile Bursa 1.ATM’nin 2014/44 E. – 2016/1119 K.sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2,3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile davalı … şirketinin 107.236,30 TL’den sigorta limiti dahilinde sorumlu olmak, diğer davalı …nin ise tazminattan %20 hatır taşıması indirimi yapılması suretiyle 85.789,04 TL’den sorumlu olmak kaydıyla, … şirketi yönünden 17.08.2013 kaza tarihinden, sigorta şirketi yönünden 03.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müşreken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, 3-785,00 TL tedavi gideri ve manevi tazminata ilişkin verilen Dairemizin 26.05.2017 tarihli 2016/327 E. – 2017/1824 K.sayılı kararı kesin olmakla bu hususlarda yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, 4-Alınması gereken 7.325,31 TL harçtan, peşin alınan 673,68 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.651,63 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irad kaydına (davalı …nin sorumluluğunun 5.321,30 TL’yi aşmamak kaydıyla) 5-Davacı tarafından yapılan 60,80 TL ilk giderler, 209,85 TL posta ve tebligat giderleri, 551,75 TL talimat gideri, 330,00 TL bilirkişi ücreti ve 673,68 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.826,08 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine (davalı …nin sorumluluğunun 1.460,86 TL’yi aşmamak kaydıyla), bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 7-Maddi tazminat yönünden davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 11.950,58 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (davalı … Şirketi ilk kararı istinaf etmediğinden ilk kararda aleyhine hükmedilen vekalet ücreti 11.328,91 TL olduğundan davalı … şirketinin sorumluluğunun 11.328,91 TL’yi aşmamak üzere) 8-Maddi tazminat yönünden davalı …lehine reddedilen dava değeri üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 9-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalı …ye iadesine, 10- İstinaf aşamasında davalı …tarafından yapılan yargılama gideri olan 79,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 44,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 123,70 TL’nin davacıdan alınarak davalı …ye verilmesine, 11-Taraf vekilleri istinaf duruşmasına katılmadıklarından istinaf duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 12-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Temyiz Yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.