ihale kapsamında üst işveren nezdinde çalışan tüm işçilerin maaşları, personel servisleri ve SGK primlerinin alt işveren müvekkili tarafından aylık gönderilen yazılı talimatlara bağlı olarak müvekkilinin hakediş bedelinden kesilerek bizatihi davalı kurum tarafından ifa edildiğini, davalı işletme tarafından haksız ve mesnetsiz olarak nakte çevrildiğini iddia ettiği iki adet kesin teminat bedeli tutarı *TL ‘nin nakte çevrilme tarihi itibariyle ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili talepli dava kararı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1334 Esas
KARAR NO: 2021/554
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2018
NUMARASI: 2016/866 Esas, 2018/122 Karar
DAVA: İSTİRDAT (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 21.01.2016 tarihli dava dilekçesinde, taraflar arasında, davalının, “ Mardin Yolu … Km. … Köyü Mevkii … Diyarbakır “ adresinde bulunan Diyarbakır Hipodrom Müdürlüğü için Özel Güvenlik ve Koruma Hizmetlerinin, müvekkili tarafından ifası amacı ile 18.09.2013 tarihinde “ Güvenlik Hizmeti Alımı Sözleşmesi “ isimli alt işverenlik sözleşmesinin tanzim ve imza altına alındığını, sözleşme ve sözleşmenin yenilemelerle devam ettiği süre sonu olan 17.09.2015 tarihine kadar, davalı üst işverenin, işletmenin Diyarbakır Hipodromunda alt işveren olarak belirlenen hizmeti ifa ettiğini, müvekkilinin sözleşmesinin sona ermesi sonrasında da öncesinde olduğu gibi güvenlik hizmeti alımını yapılan ihale sonucu belirlenen yeni alt işveren firması vasıtası ile devam ettirdiğini, davalı ile sözleşmesi sona eren alt işverenler yanında çalışan işçilerin, ihale sonucu belirlenen yeni alt işveren bünyesinde sigortalanmak suretiyle uygulama ve mevzuat hükümleri çerçevesinde 4857 sayılı yasanın 6. maddesinde tanımlı işyeri devri kurallarınca görevlerine devam ettiğini, 31 adet İşçinin iş akitlerinin davalı ile akdedilen sözleşmenin sona ermesi nedeni ile fesh edildiğini, ilgili SGK Müdürlüğüne “ İşin sona ermesi kodu” beyan edilerek kurum nezdinde ilgili işçilerle ilişik kesildiğini, devamında söz konusu işçilerin tamamının davalı işletmenin yeni alt işvereni tarafından sigortalanarak İş akitlerinin kesintiye uğramadan devam ettiğini, davalı üst işveren nezdinde ki Güvenlik Hizmetine dair 18.09.2013 tarihinde başlayan alt işverenlik sözleşmesinin 17.09.2015 tarihinde sona erdiğini, müvekkili şirketin, davalı üst işverende mevcut olan iki adet kesin banka teminat mektubunun, yeni alt işverence devralınan ve İş akitleri fesh edilmemiş işçilerin kıdem, ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağı için nakde çevrilmiş olduğunu, usul ve yasaya aykırı davranıldığını, davalı İşletme tarafından nakte çevrilen kesin teminat mektuplarının, … Bankası Gebze E 5 Şubesi tarafından düzenlenmiş 17.09.2014 tarihli ve 20.000 TL ‘lik kesin teminat mektubu ve 06.09.2013 tarihli 79.000 TL ‘lik kesin teminat mektubu olduğunu, 4735 sayılı Kanunun kesin teminatların iadesi ile ilgili 13. maddesinde bununla ilgili bir düzenleme olmamakla beraber bu işten dolayı idareye borcunun olmaması ibaresinin ekli olduğunu, müvekkilinin sunduğu hizmet kapsamında mevcut hiçbir SGK borcunun bulunmadığını, ihale kapsamında üst işveren nezdinde çalışan tüm işçilerin maaşları, personel servisleri ve SGK primlerinin alt işveren müvekkili tarafından aylık gönderilen yazılı talimatlara bağlı olarak müvekkilinin hakediş bedelinden kesilerek bizatihi davalı kurum tarafından ifa edildiğini, davalı işletme tarafından haksız ve mesnetsiz olarak nakte çevrildiğini iddia ettiği iki adet kesin teminat bedeli tutarı 99.000,00 TL ‘nin nakte çevrilme tarihi itibariyle ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, sözleşmenin kesin teminat başlıklı 4. maddesinde, kesin teminatın sözleşme süresinin sonunda işin sorunsuz olarak yapıldığının, firmanın sözleşmeden dolayı …‘ ya herhangi bir borcunun bulunmadığının ve SGK’dan alınacak ilişiksiz belgesinin teslim edilmesine müteakip 7 İş günü içinde firmaya iade edilecektir hükmünün mevcut olduğunu, davacının üstlenmiş olduğu yükümlülükleri yerine getirmediğini, davacının dava konusu teminat mektuplarını geri alabilmesi için sözleşmenin şartı olarak SGK’dan borcu yoktur yazısını getirmesi gerektiğini, ancak davacının 17.09.2015 tarihinde sözleşmenin sona ermesine rağmen ilgili yazıyı getiremediğini, bu sebeplerle de teminat mektuplarının kendisine iade edilmediğini, müvekkilinin, sözleşme süresince davacının müteaddid defa Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından gönderilen borçlarını ödediğini, sözleşme sona erdikten sonrada, davacının işten çıkardığı işçilerinin müvekkiline kıdem ve ihbar tazminat taleplerinin gönderildiğini, davacı tarafla görüşülmüş olmasına rağmen işçilerin haklarının ödenmediğini, bunun üzerine davacıya Çınar Noterliğinin 24.12.2015 tarihli ihtarnamesi İle işçilik alacakları sebebi ile teminat mektuplarının nakte çevirilerek ilgili taleplerin ödeneceğinin ihtar edildiğini, davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, işçilerin tazminat haklarının doğmadığı iddiasının asılsız olduğunu, davacının Sosyal Güvenlik Kurumuna yaptığı bildirimlerin tüm sorumluluğunun kendisine ait olduğunu, davacı ile yeni ihaleyi alan firma arasında işçi nakli olmadığını, davacının dava konusu teminat mektuplarını iade alamamasının sebebinin sözleşmeye uygun olarak ilişiksiz yazısı getirememesinin olduğunu savunarak, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir. BAKIRKÖY 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 2016/37 ESAS, 2016/399 KARAR ve 14.07.2016 TARİHLİ KARARI ile, Görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu gerekçesiyle, davanın mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI; Mahkemece, bilirkişi raporunda. SGK kayıtlarına göre 31 İşçinin davacı tarafından kod 18 ile işin sona ermesi nedeniyle 17.09.2015 tarihinde işten çıkışlarının yapıldığı ancak işçilerin kesintisiz işyerinde çalıştıklarını bunun işyeri devri niteliğinden değerlendirilmesi gerektiği söylenmiş ise de Diyarbakır Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün cevabı yazısında … Güvenlik A.Ş ‘nin işlerinde çalıştırılan sigortalıların sigortalı hizmet listesi ile bu işin sona ermesinden sonra 18.09.2015 tarihinden itibaren 2017 tarihine kadar halen devam eden … ve … Ltd.Şti iş ortaklığı adı altında işyeri dosyası sigortalı hizmet listesi getirtildiği, işin sona erme sebebi olarak 18’den bahsedildiği yani işin sona ermesi nedeniyle kurumsal açıdan zorunlu olarak yeni alt işveren olan … Limited Şirketine SGK’lısı olarak sigortalı işyerinin girişlerinin yapıldığının anlaşıldığı, ancak davacı tarafın 12.02.2018 tarihli celsede … Güvenliğin, … ve … Güvenlik Şirketleri arasında herhangi bir organik bağının olmadığı, her birinin değişen alt işveren olduğu, sözleşmenin kendiliğinden bitmesi nedeniyle 31 çalışanının yeni işveren tarafından sigortalandığını, kendilerinin iş akitlerini feshetmediklerini işçilerin kod 18 ile yeni alt işverene özel madde ile geçiş yaptıklarının kesintisiz çalıştıklarını söylemiş olsa da, dosyada bulunan işçilerin talep dilekçeleri, işin sona ermesinden sonra İş akdinin sonlandırılıp işçi çıkışlarının yapıldığı, yeni işveren tarafından yeniden sigortalı olarak çalışmaya devam ettikleri, işçilerin işçilik haklarını talep ettikleri bu nedenle işyeri devrinin söz konusu olamayacağı, işçilerin yeni bir işyerinde yeni bir iş sözleşmesi ile çalıştığının kabulü gerekeceği, bilirkişi raporuna itibar edilmediği, davalı tarafça teminat mektubunun paraya çevrilerek işçilik haklarının ödenmesinin yasal olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ; Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, iddialarını aynen tekrar ederek, davacının asıl işverenin SGK numarası üzerinden aldığı alt işveren koduna bağlı olarak çalıştırdığı işçilerin, yeni alt işverende kesintisiz çalışabilmeleri için eski alt işveren kaydının kurumsal olarak kapatılmasının mecburi olduğunu, bu işleminde ancak ve ancak SGK kod 18 ile yapılabileceğini, bu işlemin asla bir iş akdi fesih işlemi olmadığını, iş akitleri fesh edilmeyen işçilerin aynı işyerinde aralıksız ve yeni alt işveren SGK lısı olarak çalışmaya devam etmelerinin 4857 sayılı İş Kanunun 6. maddesinde işyeri devir niteliğinde olduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, işyeri devrine bağlı olarak İş akitlerinin yeni alt işverende kesintisiz olarak devam eden işçilerin feshe bağlı haklar olan kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin haklarının henüz doğmadığını, davalı üst işverenin 21.10.2015 tarihinde matbu olarak hazırladığı ve 31 işçiye imzalatarak oluşturduğu dilekçeleri üst işveren olarak kendisi tarafından e-mail yolu ile ve 23.10.2017 tarihinde müvekkiline göndererek kıdem ve yıllık ücretli izin alacaklarının ödenmesini yeniden talep ettiğini, davalı tarafın bizzat hazırlayarak işçilere imzalattığı bu belgeleri yargılama sırasında somut olayda işçiler iş ilişkisi biten firmadan işçilik alacaklarını iştemiş olarak mahkemeye sunduğunu, raporun tüm beyanlarını teyit etmesine rağmen, mahkemenin rapora ve taraflarınca sunulan emsal ilamlara itibar etmeyerek davanın reddine karar verildiğini, iş sözleşmesinin tarafı olan tarafların birbirlerine ilettikleri fesih irade bildirimin söz konusu olmadığını, işyeri devri olgusuna haksız ve mesnetsiz olarak itibar etmeyen mahkemenin davacının sorumluluğunun hiçbir zaman oluşmayacağı alanlarda dahi teminat mektuplarının tahsil yolu ile müvekkilinin mağdur edildiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın esastan kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, güvenlik hizmet alımı sözleşmesi kapsamında nakte çevrilen kesin teminat mektup bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında “ … At Yetiştiriciliği ve Yarışları İktisadi İşletmesi Diyarbakır Hipodrom Müdürlüğü Güvenlik Hizmet Alımı Sözleşmesi “nin imzalandığı, sözleşme tarihinin 18.09.2013 olduğu, sözleşmede davacının “Firma”, davalının “… “ olarak anıldığı, sözleşmenin konusu ve süresinin “2”. maddede düzenlendiği, maddede, davalı işletmenin Diyarbakır Hipodromunun Özel Güvenlik ve Koruma Hizmetlerinin 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ve Diğer Kanun ve Yönetmeliklede belirtilen çerçevede, yarış sezonunda 1 koruma ve güvenlik şefi, 10 adedi silahlı, 30 güvenlik görevlisi olmak üzere toplam 31 güvenlik personeli, yarış sezonu dışında 1 koruma ve güvenlik şefi 21 silahlı güvenlik görevlisi olmak üzere toplam 22 güvenlik personeli ile ve 1 yıl süreyle güvenlik hizmetinin firma tarafından ifa edilmesine İlişkin hükümleri ihtiva ettiği şeklinde belirtildiği, sözleşmenin “2”. maddesinde genel şartların yer aldığı, 3.6. bendinde, firmanın, personelini işçi sağlığı ve iş güvenliği kurallarına uygun olarak çalıştıracağı. 3.16. bentte, firmanın istihdam ettiği güvenlik yöneticisine brüt ücret olarak, brüt asgari ücretin en az %40 fazlasını, güvenlik personeline brüt ücret olarak brüt asgari ücretin en az %10 fazlasını ödeyeceği, firmanın çalıştıracağı güvenlik personelinin 4857 sayılı iş Kanunundan kaynaklanan tüm yasal hakları ( ücret, fazla mesai, yıllık izin vb işçilik alacakları ) ve tazminatları ( kıdem, ihbar, işe iade, maddi ve manevi tazminatlar ) firma tarafından karşılanacağının belirtildiği, sözleşmenin “4”. maddesinde “ Kesin Teminat “ başlığı ile firmanın sözleşmenin akdedilmesi esnasında, sözleşme konusu işin teminatı olarak ihale bedelinin %15 tutarındaki kesin teminatı … ‘ya ibraz edeceği, kesin ve 5 yıl süreli teminat mektuplarını kesin teminat olarak ibraz edebileceği, ikinci fıkrasında, İşbu kesin teminatın sözleşme süresinin sonunda işin sorunsuz olarak yapıldığının, firmanın sözleşmeden dolayı …’ya herhangi bir borcunun bulunmadığının tespit edilmesi ve SGK’dan ilişiksiz belgesinin teslim edilmesini müteakip 7 iş günü içinde firmaya iade edileceğinin ifade edildiği, 15. maddede, sözleşmenin ekleri başlığı ile idari şartname, teknik şartname, teklif mektupları, teminat mektubu vb eklere yer verildiği ve sözleşmenin ayrılmaz parçaları olduğunun belirtildiği, davacı şirket tarafından, davalıya, … Bankası Gebze-5 Şube tarafından 06.09.2013 tarihinde düzenlenen, 06.09.2018 tarihine kadar geçeri 79.000,00 TL bedelli ve17.09.2014 tarihli 20.09.2017 tarihine kadar geçerli 20.000,00 TL bedelli kesin teminat mektuplarının düzenlendiği, dava dışı banka şubesinin 09.02.2016 tarihli mahkemeye hitaben yazılan cevabı yazılarında, 20.000,00 TL bedelli ve 79.000 TL bedelli kesin teminat mektubunun tazmin edildiği ve davalı işletme hesabına ödeme yapılmış olduğunun belirtildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Diyarbakır Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 12.02.2016 tarihli cevabı yazısında, davacı şirketin 18.09.2013 tarihinden 17.09.2015 tarihine kadar bildirimde bulunulduğu, tahakkuk eden prim borçlarının ödendiği, ihale kurumu olan idare ile yapılan yazışmalar sonucunda bildirimlerde mutabakat sağlanıldığı, ilgili ilişiksizlik belgesinin verildiğinin görüldüğü, faaliyetin son ayı aylık prim ve hizmet belgesinde de görüleceği üzere tüm sigortalıların 17.09.2015 tarihlerinde çıkışının yapıldığı ve çıkış kodlarının 18 ( işin bitimi ) kodu ile verildiğinin anlaşıldığının belirtildiği, davacı şirkette çalışan işçiler tarafından, davacı şirkete hitaben, işin 17.09.2015 tarihinde sona ermesi ve çıkışlarının yapıldığı tarihten itibaren yaklaşık bir ay sonra 21.10.2015 tarihli dilekçelerini sundukları, dilekçede “Şirketinizde 18.09.2013 tarihinden beri çalışmaktayım. … ile olan sözleşmeniz 17.09.2015 tarihinde sona erdiği için 17.10.2015 tarihinde şirketinizden çıkışım verilmiştir. … Güvenlik A.Ş ‘den çalıştığım sürelere ait yasal haklarımın ve yıllık izin ücretlerimin tarafıma ödenmesini talep etmekteyim “ ifadelerine yer verildiği, davalı … tarafından davacı şirket için 24.12.2015 tarihinde Çınar Noterliğinin …020 yevmiye nolu ihtarnameyi gönderdiği, ihtarnamenin konusunun izin ve kıdem tazminatları hakkında olduğu, içeriğinde, 17.09.2013 tarihinden 17.09.2015 tarihine kadar işyerinde ihale ve sözleşmeli olarak verilen güvenlik hizmetinin sözleşme gereği 17.09.2015 tarihinde sonlandığından ve sözleşme süresi zarfında şirket bünyesinde çalışan ekli tabloda gösterilen çalışanların izin ve kıdem tazminatı alacaklarının şirket tarafından ödenmediğinden kurum tarafından nakte dönüştürülen teminat mektuplarından karşılanmak suretiyle ödeneceği, tablo rakamlarının kontrolü ve varsa farklılıklarının bildirilmesi aksi halde tablo rakamlarının ödeneceğinin belirtildiği, ihtarname ekinde, izin ve kıdem tazminat tablolarının yer aldığı, ayrıca yukarıda yer verilen dava dışı işçilere ait işçilerin taleplerine dair dilekçelerinde mevcut olduğu, taraflar arasında daha önceden e-posta yazışmalarının olduğu, davacı şirket vekili, davalı şirketin talebini, dava dilekçesinde ileri sürülen iddialara benzer iddialar ile müvekkili şirkete bağlı olarak çalışan işçilerin alt işverenlik sözleşmesinin bitimini takiben yeni alt işveren nezdinde aralıksız olarak çalışmalarını sürdüren hiçbir işçinin iş akdinin müvekkili tarafından fesh edilmediği, ilgili işçilere dair müvekkili şirketten talep edilen, kıdem, ihbar, yıllık ücretli izin haklarının feshe bağlı haklar olduğunu şu an muaccel olmuş durumda bulunmadığını belirttiği, davacı şirketin davalı ihtar yazısı sonrasında iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.Taraflar arasında, hizmet alım sözleşmesi, sözleşmenin başlangıç ve bitişi, mail yazışmaları, davalının kesin teminat mektuplarını dava tarihinden önce nakte çevirerek tahsil etmiş olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, iş bu davada, iş kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanmasının gerekip gerekmediği ve mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. 18.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda, davalı işletmenin güvenlik hizmetini, davacı firma ile 18.09.2013/17.09.2015 tarihleri arasında üst-alt işverenlik sözleşmesi ile yaptığı, 17.09.2015 tarihinde ise ihaleyi başka bir firma aldığı için İş ilişkisinin sona erdiği, davacı firmanın güvenlik görevlisi olarak çalışan 31 işçisinin tamamının ihaleyi alan yeni firma ile çalışmaya devam ettiği, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Diyarbakır Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 24.04.2017 tarihli cevap yazısında ki SGK kayıtlarına göre 31 İşçinin davacı tarafından kod 18( işin sona ermesi ) ile 17/09 tarihinde işten çıkışlarının yapıldığı, davacı firma tarafından kod 18 e göre işten çıkışı yapılan 31 İşçinin tamamının dava dışı … Ltd.Şti- …Ltd.Şti tarafından 18/09 tarihinde işe girişlerinin yapıldığının anlaşıldığı, davalı işletmesinde çalışmaya devam eden işçiler açısından kıdem sürelerinde herhangi bir kesinti olmadığı, çalışmalarında kesinti meydana gelmediği, İş sözleşmelerinin kesintiye uğramadığı, bu nedenle Yargıtay 9. HD yerleşik içtihatları doğrultusunda söz konusu işlemin işyeri devri niteliğinde değerlendirilmesi gerektiği, çalışan işçilerin kıdem hakları ile tüm işçilik alacakları taleplerinin doğmadığı, teminat mektuplarının, çalışanların izin ve kıdem tazminat alacakları henüz doğmadığı için bu gerekçe ile nakte çevirmenin yerinde olmadığı belirtilmiştir. Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz ederek, beyan ve işçi dilekçelerinin hiç incelenmediğini iddia ederek, yeni bir rapor veya ek rapor alınarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Bilirkişi raporunun, ağırlıklı olarak, işçi ve işveren arasında görülen davalara özgü inceleme ve değerlendirmeyi kapsadığı ve iş bu davada esas alınmasının isabetli olmayacağı kanaatine varılmıştır. Mahkemece, dosya kapsamına göre davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında, işçi ve işveren ilişkisi mevcut değildir. Dolayısıyla, doğrudan doğruya uygulanması gereken İş Kanunu veya ilgili mevzuat hükümleri de mevcut değildir. Taraflar arasında, davalının gerçekleştirmiş olduğu ihale sonucu kurulan sözleşme ve ekleri ile sözleşmede açıkça belirtildiği üzere, sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olan ve 15.maddede, sözleşmenin ekleri mevcuttur. Ekler arasında yer verilen teknik şartname dosya içerisinde olmamakla birlikte, sözleşmenin 4. maddesinde kesin teminat düzenlenmiş, maddenin ikinci fıkrasında, yukarıda açıkça yer verildiği üzere, kesin teminatın davacı firmaya hangi şartlar neticesinde iade edileceği açıkça düzenlenmiştir. Söz konusu maddede, işin sorunsuz yapılması yanında, davacının sözleşmeden dolayı davalıya borcunun olmaması ve davacı firmanın ilişiksizlik belgesinin teslim edilmiş olması gerekmektedir. Aynı sözleşmenin 3.15 maddesinde ise, firmanın çalıştıracağı güvenlik personelinin 4857 sayılı İş Kanunundan kaynaklanan tüm haklarından ve tazminatlarından davacı firmanın sorumlu olacağı belirtilmiştir. Davacı şirkette çalışırken işin bitimi ile İş akitleri sona eren dava dışı dilekçe sahibi işçilerin, işçilik alacaklarından dolayı, İş kanunu ve ilgili mevzuat gereğince gerek davacı, gerek ise davalı şirketin sorumlu olduğu dikkate alındığında, davacı şirketin sözleşmenin 4. maddesinde yer verildiği üzere, …‘ya herhangi bir borcunun bulunmadığına dair şartın mevcut olduğunun kabulü mümkün olmamıştır. Mahkemenin kabul şekli sözleşme hukuku kapsamında yerindedir. Çünkü, tarafların, serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümleri, sözleşmenin taraflarını bağlayacaktır. İş bu davada tartışılması gereken asıl husus sözleşme ve ekleridir. Çünkü, davacı alacak iddiasını davalı ile yapmış oldukları sözleşmeye dayandırmıştır. Zaten davalı tarafçada, aynı sebebe dayanılarak teminat mektubu nakte çevrilmiştir. Davalı tarafın, davacının teminat mektup bedellerini, işçilerin izin ve kıdem tazminat alacaklarını karşılamak için nakte çevirdiği anlaşılmaktadır. Dava dışı işçiler, davacı şirket tarafından, davalı işinde sözleşme kapsamında çalıştırılmıştır. Taraflar arasında başka bir hukuki ilişki mevcut değildir. Ayrıca, 4857 sayılı İş Kanunun 2/6. maddesinde, asıl işveren – alt işveren açıklanmış ve bu ilişkide asıl işverenin, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işverenle birlikte sorumludur hükmüne yer verilmiştir. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül söz konusudur. Asıl ve alt iş verenler dava dışı işçiye karşı müteselsilen sorumludur.Bu düzenleme işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla alınmıştır.Sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt iş veren arasındaki ilişkide ise iş hukuku değil, yukarıda ifade edildiği üzere, TBK ve sözleşme hükümleri esas alınacaktır. Bu sebeple taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu konudaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Bu durumda yukarıda ifade edildiği gibi serbest iradeleri ile yaptıkları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacaktır. Açıklanan nedenlerle, gerek iş kanunu ve gerekse de İş Kanununda değişiklik getiren 6552 sayılı yasanın ilgili maddeleri işçi alacağını korumaya yönelik olup, alt ve üst işveren arasındaki uyuşmazlıklarda taraflar arasında gerçekleştirilen sözleşme hükümleri esas olduğundan ve sözleşme şartlarına göre işçi alacaklarından işverene karşı davacı alt işveren sorumlu olduğundan, davalı tarafın davacı sorumluluğu kapsamında tahsil ettiği teminat mektubu bedelini davacıya iade yükümlülüğü bulunmadığından davacı vekilinin tüm istinaf nedenlerinin reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ( Emsal, Yargıtay 23. HD’nin 2015/5233 Esas, 2015/8306 Karar ve 21.12.2015 tarihli ilamı).
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/866 Esas, 2018/122 Karar ve 16.02.2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcının davacının peşin olarak yatırmış olduğu 423,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 363,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.22/04/2021