bilirkişiler kurulu raporunda yüklenici namına yapılan iş bedeli olarak * TL gecikme cezası olarak hesaplanan * TL ve ek ihale masrafı olarak belirlenen *TL olmak üzere toplam *TL olarak hesaplanmışken ek bilirkişiler kurulu raporlarında herhangi bir hesaplama yapılmadan * TL olarak kabul edilmiş ve mahkemece bu miktar esas alınmak suretiyle karar verilmiştir raporlar arasında oluşan bu çelişki giderilmeden ve son olarak belirlenen bedelin ne şekilde bulunduğu da bilirkişilere açıklattırılmadan hükme varılması doğru olmadığı gibi teminat mektubu bedeli * TL’den mahsubu yerine *TL’den mahsubu da doğru değildir

 

  1. Hukuk Dairesi         2013/3237 E.  ,  2014/3908 K.
  •  

“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Ankara 4. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :16.10.2012
Numarası :2009/244-2012/383

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında iş sahibi idareye teslim edilen banka teminat mektuplarının iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin yerinde olmayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddesi uyarınca, çözümü hukuk dışında özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde mahkemece bilirkişinin görüşüne başvurulması mümkün olup aynı Kanun’un 278. maddesi uyarınca, bilirkişi görevini mahkemenin sevk ve idaresi altında yürütür. Yine Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 279/2. maddesinde, bilirkişilerin görevlendirildikleri hususlarda gözlem ve inceleme konusu yapılan maddi vakıalar ile gerekçelerini raporlarında göstermeleri gerektiği ifade edilmiştir. Başka bir anlatımla, bilirkişilerce hazırlanan raporların gerekçeli ve mahkeme denetimine elverişli olması zorunludur. Bu nedenle, Kanun 281. maddesinde, mahkemeye bilirkişi raporunda eksik görülen hususları ya da belirsizlikler ile çelişkileri bilirkişilerden ek rapor almak ya da yeni bir bilirkişi seçmek suretiyle giderme ve açıklattırma ödevi yüklemiştir. Bu bakımdan, mahkemece çelişkiler ve belirsizlikler içeren, gerekçesi yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu hükme dayanak alınamaz.
05.09.2002 tarihli sözleşmenin konusunu oluşturan dershane, laboratuvar, yabancı dil laboratuvarı ve amfi binası yapımı işinde kesin kabul eksikliklerinden yüklenici mirasçılarının sorumlu tutulması gereken tutar, ikinci ek bilirkişiler kurulu raporunda, yüklenici namına yapılan iş bedeli olarak 19.928,37 TL, gecikme cezası olarak hesaplanan 18.723,38 TL ve ek ihale masrafı olarak belirlenen 1.103,30 TL olmak üzere toplam 39.755,05 TL olarak hesaplanmışken; 3 ve 4. ek bilirkişiler kurulu raporlarında herhangi bir hesaplama yapılmadan 55.170,84 TL olarak kabul edilmiş ve mahkemece bu miktar esas alınmak suretiyle karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan ilkelere göre, raporlar arasında oluşan bu çelişki giderilmeden ve son olarak belirlenen bedelin ne şekilde bulunduğu da bilirkişilere açıklattırılmadan hükme varılması doğru olmadığı gibi, teminat mektubu bedeli 176.220,00 TL’den mahsubu yerine 176.000,00 TL’den mahsubu da doğru değildir.
Yine bu sözleşme kapsamında geçici kabul eksikliklerinin hangilerinden yüklenici mirasçılarının sorumlu tutulmaması gerektiği bilirkişiler kurulu kök ve ek raporlarında açıklanmış olduğu halde teminat mektubu bedelinden mahsubu gereken kısımla ilgili bir hesaplama yapılmamış olması da doğru olmamıştır.
Diğer taraftan, 05.09.2002 tarihli sözleşme kapsamında kalan, davalı iş sahibi idarece dava dışı üçüncü kişi F.A.a ek ihale ile yaptırılan işlerden bir kısmında, açık ayıplı imalatların geçici kabulde belirtilmemiş olmasına göre kesin kabul aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olmadığı ifade edilmişse de, hukuki nitelikteki bu konu bakımından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddesine aykırı biçimde bilirkişi raporuyla bağlı kalınması ve sözleşmenin 23. maddesinde gösterilen garanti süresi içerisinde ayıbın ortaya çıkmış olması nedeniyle iş sahibinin ayıp ihbarına dahi gerek olmaksızın bu işlerin bedelini yükleniciye ait teminat mektubu bedelinden mahsup edebileceğinin gözetilmemiş olması da hatalıdır.
Ayrıca, 07.01.2003 tarihli öğrenci yemekhanesi, mutfak ve yemekhane binası yapımı işinde eksik kalan işlerin tamamlanması için çıkılan ihale nedeniyle belirlenen 1.457,30 TL ek ihale masrafından dolayı yüklenicinin sorumlu olacağı raporda açıkça kabul edildiği ve mahkemece de bu görüş benimsendiği halde, belirlenen bu bedelin yüklenicinin sorumlu tutulacağı miktara eklenmemiş olması da kabul edilemez.
O halde mahkemece yapılacak iş, yukarıda açıklanan çelişki ve eksikliklerin giderilmesine esas olmak üzere bilirkişiler kurulundan mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, hüküm kurmaya uygun olacak şekilde, tarafların rapora yönelik itirazlarını gerekçeli olarak inceleyen ek rapor almak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Açıklanan ilkelere uygun düşmeyen bilirkişiler kurulu kök ve ek raporuyla hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.