ihale sonucunda taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince, ihale konusu ürünler sözleşmeye uygun olarak Davalıya teslim ettiğini,*tarihli muayene ve kabul işlemlerinin tamamlanmasını müteakip müvekkil şirketçe *tarihli *TL tutarında fatura düzenlenerek Davalı tarafa teslim edildiğini,Sözleşme’nin *maddesi ile muayene ve kabul işlemlerinden sonra en geç * gün içinde sözleşme bedelinin ödenmesinin kararlaştırıldığını, Davalı taraf * tarihinde *TL ve *tarihinde *TL ödemiş ise de sözleşmede belirlenen sürenin üzerinden uzun bir vakit geçmesine rağmen borcunun tamamını ödemediğini,Davalı verilen makul sürede borcunu ödemeyerek * tarihinde temerrüde düştüğünü, bahsi geçen süre için hesaplanan temerrüt faizinin ödenmesi için * İcra Müdürlüğü’nün *dosyasından gönderilen ilamsız takiplere ilişkin ödeme emri Davalı/Borçluya tebliğ edilmiş ise de Davalı/Borçlu tarafça *tarihinde borca ve fer’ilerine itiraz ettiğinden takibin durduğunu, bu sebeplerle yapılan itirazın iptalini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir

T.C.
BAKIRKÖY
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/307
KARAR NO : 2018/305

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2018
KARAR TARİHİ : 26/03/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH:27/03/2018

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;23.03.2015 tarihli … İKN no’lu “Sistem Network, Sunucu ve İp Santral Alımı” ihalesi sonucunda taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince, ihale konusu ürünler sözleşmeye uygun olarak Davalıya teslim ettiğini,20.08.2015 tarihli muayene ve kabul işlemlerinin tamamlanmasını müteakip müvekkil şirketçe 20.08.2015 tarihli 3.464.480,00.TL tutarında fatura düzenlenerek Davalı tarafa teslim edildiğini,Sözleşme’nin 12.2.2. maddesi ile muayene ve kabul işlemlerinden sonra en geç 180 gün içinde sözleşme bedelinin ödenmesinin kararlaştırıldığını, Davalı taraf 16.03.2016 tarihinde 190.000,00.TL ve 08.04.2016 tarihinde 100.000.TL ödemiş ise de sözleşmede belirlenen sürenin üzerinden uzun bir vakit geçmesine rağmen borcunun tamamını ödemediğini,Davalı verilen makul sürede borcunu ödemeyerek 28.04.2016 tarihinde temerrüde düştüğünü, bahsi geçen süre için hesaplanan temerrüt faizinin ödenmesi için Küçükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2018/732 E. sayılı dosyasından gönderilen ilamsız takiplere ilişkin ödeme emri Davalı/Borçluya tebliğ edilmiş ise de Davalı/Borçlu tarafça 02.02.2018 tarihinde borca ve fer’ilerine itiraz ettiğinden takibin durduğunu, bu sebeplerle yapılan itirazın iptalini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVA ;Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına davalı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/(4). maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde, Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması kararın kaldırılmasını gerektirecek bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
Davacı şirketin, uyuşmazlık konusunu oluşturan satışın davacının ticari işletmesi ile ilgili olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Buna karşılık, davalı belediyenin, TTK’nın 16/(2) maddesindeki “Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri … tacir sayılmazlar.” düzenlemesi karşısında, davalı belediyenin tacir olarak kabulü mümkün değildir.
Davalı … tacir niteliği taşımadığından, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden, 6102 sayılı TTK’nın 4/1 maddesi hükmünce, davayı ticari dava saymak ve Asliye Ticaret Mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir. Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan mahkemece davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekmektedir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup taraflarca görev hususu ileri sürülmese dahi mahkemece re’sen görev hususunun gözetilerek davada “Asliye hukuk mahkemesinin görevli olması nedeniyle” davanın görev dava şartının yokluğu nedeniyle usulden reddine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Dosyanın kararı kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Bakırköy Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucundan tensiben karar verildi. 26/03/2018

Katip …

Hakim …