ihale sözleşmesini imzalayan firmanın sözleşmede kararlaştırılan edimlerin kendileri tarafından yerine getirilmiş olmasına rağmen sözleşme maddesi gereğince ödenmesi gereken fiyat farkının ödenmediğini davalının kendilerine ödemesi gerektiğini belirterek; ödenmesine karar verilen fiyat farklarından *tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine denilmiş olmakla kısa karar (hüküm) ile gerekçeli karar arasında çelişki ve tereddüt yaratılmıştır Bu haliyle gerekçeli karar ile kısa karardaki hükmün az yukarıda açıklanan kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olduğu hk dava kararı

  1. Hukuk Dairesi         2018/4638 E.  ,  2020/5115 K.
  •  

“İçtihat Metni”

….. vekili avukat … ile 70. Yıl Hastanesine İzafeten … Bakanlığı vekili avukat … aralarındaki dava hakkında…2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28/05/2015 tarih ve 2014/466-2015/235 sayılı hükmün Dairemizin 19/02/2018 tarih ve 2015/31698-2018/2079 sayılı ilamıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.

KARAR

Davacı ihale yüklenicisi, davalı kuruma bağlı hastanenin 2005 yılı yakıt gereksinimi için yapılan ihale sonucu 08/02/2005 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmede kararlaştırılan edimlerin kendileri tarafından yerine getirilmiş olmasına rağmen sözleşmenin 15.2. maddesi gereğince ödenmesi gereken fiyat farkının ödenmediğini, davalının kendilerine toplam 15.126,00TL ödemesi gerektiğini belirterek; ödenmesine karar verilen fiyat farklarından 507,80TL’sine 10/03/2005, 526,84TL’sine 11/03/2005, 555,90TL’sine 16/03/2005, 558,09TL’sine 18/03/2005, 542,74TL’sine 18/03/2005, 556,99TL’sine 25/03/2005, 1.307,36TL’sine 10/04/2005, 1.364,22TL’sine 16/04/2005, 2.175,61TL’sine 30/04/2005, 1.408,68TL’sine 08/05/2005, 3.257,16TL’sine 19/05/2005, 2.364,63TL’sine 28/05/2005 tarihinden itibaren ticari faiz uygulanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile; 15.126,00-TL toplam alacağının, 1.186,80-TL’nin 16/04/2005 tarihinden itibaren 1.539,68-TL’nin 30/04/2005 tarihinden itibaren, 1.177,11-TL’nin 08/05/2005 tarihinden itibaren, 2.791,35-TL’nin 19/05/2005 tarihinden itibaren, 1.923,41-TL’nin 28/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; kararın davacı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 19/02/2018 tarih ve 2015/31698 Esas, 2018/2079 Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmış, davacı bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
1-6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince, mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca, bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda, mahkemece, kısa kararda; “Davacının davasının kabulü ile; 15.126-TL’nin 10/04/2005 tarihinden itibaren, 1.186,80-TL’nin 16/04/2005 tarihinden itibaren 1.539,68-TL nin 30/04/2005 tarihinden itibaren, 1.177,11-TL’nin 08/05/2005 tarihinden itibaren, 2.791,35-TL’nin 19/05/2005 tarihinden itibaren, 1.923,41-TL nin 28/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” şeklinde hüküm kurulmuş, gerekçeli kararın hüküm kısmında ise; “Davacının davasının kabulü ile; 15.126-TL toplam alacağının, 1.186,80-TL’nin 16/04/2005 tarihinden itibaren 1.539,68-TL’nin 30/04/2005 tarihinden itibaren, 1.177,11-TL’nin 08/05/2005 tarihinden itibaren, 2.791,35-TL’nin 19/05/2005 tarihinden itibaren, 1.923,41-TL’nin 28/05/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” denilmiş olmakla, kısa karar (hüküm) ile gerekçeli karar arasında çelişki ve tereddüt yaratılmıştır. Bu haliyle gerekçeli karar ile kısa karardaki hükmün az yukarıda açıklanan kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Az yukarıda açıklandığı üzere ve 10.4.1992 tarih ve 1991/7 Esas 1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi kısa karar ile bağlı kalınmadan, ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde, yeniden bir karar verilmesi için çelişkili olarak kurulan hükmün bozulması gerekirken, Dairemizce zuhulen düzeltilerek onandığı anlaşıldığından, davacının karar düzeltme isteminin kabulüne, dairemizin 19/02/2018 tarih ve 2015/31698 Esas, 2018/2079 Karar sayılı düzeltilerek onama ilamının kaldırılarak, hükmün az yukarıda açıklana gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının karar düzeltme itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile; Dairemizin 19/02/2018 tarih ve 2015/31698 Esas, 2018/2079 Karar sayılı düzeltilerek onama ilamının kaldırılarak, yukarıda açıklanan gerekçe ile hükmün BOZULMASINA, davacının karar düzeltme sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 24/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.