ihale Teklif ekinde sunulan ve TEKNİK AÇIKLAMA başlıklı davalı şirketin imza ve kaşesini taşıyan ve delil tespiti dosyası içerisinde bulunan belgenin 2. sayfasında dışarıdaki çelik boru çok uzun zaman içinde korozyon neticesinde incelse bile mevcut graut ve kaplama malzemesi iç basınca karşı gerekli dayanımı sağlıyacaktır düzenlemesi bulunduğu gibi, imzalanan sözleşme maddesinin 2. paragrafında yüklenicinin kesin kabul tarihinden itibaren beş (5) yıl süreyle meydana gelen zarar ve ziyandan sorumlu olduğu açıklanmış olup, HMK maddesi uyarınca delil sözleşmesi niteliğinde olduğundan hakim tarafından resen gözetilmesi ve yüklenicinin sorumlu olduğunun kabul edilmesi ve davacının istek kalemleriyle ilgili olarak araştırma ve inceleme yapılmalı ve bilirkişilerden rapor alınıp hüküm kurulması gerektiği Eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış kararın bozulması uygun bulunmuştur

  1. Hukuk Dairesi         2017/1825 E.  ,  2019/701 K.
  •  

“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıp sebebiyle uğranılan zararın tahsili istemiyle açılmış olup, mahkemece davanın reddine dair verilen hüküm, davacı vekilince temyiz olunmuştur.
Davacı vekili, müvekkili şirketin Tuzlu Su Pompa İstasyonundan gelen 1800 mm. Çapındaki tuzlu su boru hattının boydan boya polietilen plastik malzeme ve özel graud malzeme ile kaplanması işini 650.000,00 TL karşılığında davalı şirket ihale ettiklerini, ancak sözleşemeye uygun olarak yapılmamasından dolayı hattın teslim tarihinden yaklaşık 3 yıl sonra arızalandığını ve davacı şirketin hattı yeniden 726.488,33 TL bedel ile inşa ettirdiğini, davalı tarafa ödenmiş olun 650.000,00 TL’nin şimdilik 500,00 TL’si ile, 3. kişiye yeniden yapım bedeli arasındaki fark olan bedelin şimdilik 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde; davacı şirketin 03.03.2004 tarih ve muhtelif numaralı belgeler ile su hatlarının yenilenmesi işi ile ilgili olarak müvekkili şirketten teklif istediğini, teklif isteme mektubunda dava konusu tuzlu su hattının yenilenmesi işi ile ilgili götürü bedel teklif formunda belirtildiği üzere 3 alternatif teklif verileceğini, hangi alternatifin uygulanacağına sipariş öncesinde Erdemir’in karar vereceğini, ihaleye 5-6 firma girdiğini, ihaleyi kazanarak işi 22.04.2004 tarihinde bitirip devreye alındığını 03.02.2005 tarihinde geçici kabulün, 03.02.2006 tarihinde ise kesin kabulün yapılıp teslim edildiğini, ancak davacının noterliğin 19.07.2007 tarih ve 9834 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle hasardan haberdar olduğunu, ve tespit yaptırdığını, bilirkişi raporlarının kendilerine tebliğ edildiğini, raporlara itiraz ettiklerini, ayrıca hattın davacı tarafından sökülerek delilleri ortadan kaldırdığını, söküm faaliyetlerini durdurmaları ihtar etmelerine rağmen söküm yapıldığını, davacı tarafın sözleşme bedelini istemesinin mümkün olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davalının kusurlu bulunmadığı gerekçesiyle sorumlu tutulmasının mümkün olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Eserin imâl edilip teslim edildiği, geçici ve kesin kabulün yapıldığı da tartışmasızdır. Ne var ki, davacı taraf sözleşmeye aykırı davranılarak eserin ayıplı yapıldığını ve zarara
uğradığını bildirerek teslim tarihinden yaklaşık 3 yıl sonra arızalandığını ileri sürerek zararın tazminini istemiştir. Uyuşmazlık eserin ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği ve sözleşme hükümlerinin değerlendirilmesinde toplanmaktadır. Eser sözleşmesi uyarınca iş sahibi iş bedelini ödemekle yükümlü, yüklenici ise eseri fen ve tekniğini ve iş sahibinin amacına uygun şekilde imâl ve süresinde teslimle mükelleftir. Yine taraflar arasında imzalanan sözleşme “sözleşmeye bağlılık” (ahde vefa) ilkesi uyarınca tarafları bağlar. Taraflar arasında imzalanan sözleşmede muhtelif tuzlu su hatlarının yenilenmesi, bu kapsamda mevcut karbon çelik borunun içine polietilen (PE) malzeme ile kaplama yapılması işi üstlenilmiş ve 16.4.2004 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. 03.02.2005 tarihinde geçici kabul 03.02.2006 tarihinde ise kesin kabul yapılmış olup, davacı şirket boruda hasar oluştuğundan bahisle noterlik aracılığıyla 19.07.2007 tarihinde ihtarname göndermiş ve mahkeme aracılığıyla tespit yaptırmıştır. Çelik boru hattının 4 metrelik kısmında 03.04.2007 tarihinde çatlak (yarılma) olduğu anlaşılmış olup, yüklenicinin sorumlu olup olmadığı konusunun irdelenmesi zorunludur.
Sözleşmenin 29. maddesinde şartnamenin ekleri sayılmış olup, 29.6. maddesinde “tekif eki ve Yazışmalar”da şartname eklerindendir. Teklif ekinde sunulan ve TEKNİK AÇIKLAMA başlıklı davalı şirketin imza ve kaşesini taşıyan ve delil tespiti dosyası içerisinde bulunan belgenin 2. sayfasında, “dışarıdaki çelik boru çok uzun zaman içinde korozyon neticesinde incelse bile mevcut graut ve kaplama malzemesi iç basınca karşı gerekli dayanımı sağlıyacaktır.” düzenlemesi bulunduğu gibi, imzalanan sözleşmenin 11. maddesinin 2. paragrafında yüklenicinin kesin kabul tarihinden itibaren beş (5) yıl süreyle meydana gelen zarar ve ziyandan sorumlu olduğu açıklanmış olup, HMK’nın 193. maddesi uyarınca delil sözleşmesi niteliğinde olduğundan hakim tarafından re’sen gözetilmesi ve yüklenicinin sorumlu olduğunun kabul edilmesi ve davacının istek kalemleriyle ilgili olarak araştırma ve inceleme yapılmalı ve bilirkişilerden rapor alınıp hüküm kurulmalıdır.
Eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 20.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.