ihaleye teklif veren her 2 şirketin hissedarı olduğu  ayrıca mühendislik diplomasının her 2 şirket tarafından iş deneyim belgesi olarak sunulduğu, bu itibarla, uyuşmazlığa konu ihaledeki tekliflerin aynı hakim etki altında verildiği, başka bir ifadeyle, şirketlerin teklifleri hazırlama aşamasında birbirleri ile irtibatlarının bulunmadığından ve ihale işlemlerinin birbirleri ile etkileşim içinde olmaksızın, rekabet hâlinde yürütüldüğünden söz edilemeyeceği anlaşıldığından, davacı şirketin yasaklanması hk(Danıştay K 2022)

ihaleye teklif veren her 2 şirket tarafından aynı iş deneyim belgesi olarak sunulması

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/2493 E.  ,  2022/4381 K.

“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/2493
Karar No:2022/4381

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

2- (DAVACI) : … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirketin, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 17. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde belirtilen yasak fiil ve davranışta bulunduğundan bahisle 1 (bir) yıl süre ile bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılmaktan yasaklanmasına ilişkin 31/03/2014 tarih ve 28958 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce, Dairemizin 23/03/2021 tarih ve E:2016/1222, K:2021/1029 sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; ihaleye teklif veren her iki şirketin hissedarı olan …’ın ayrıca mühendislik diplomasının her iki şirket tarafından iş deneyim belgesi olarak sunulduğu, bu itibarla, uyuşmazlığa konu ihaledeki tekliflerin aynı hakim etki altında verildiği, başka bir ifadeyle, şirketlerin teklifleri hazırlama aşamasında birbirleri ile irtibatlarının bulunmadığından ve ihale işlemlerinin birbirleri ile etkileşim içinde olmaksızın, rekabet hâlinde yürütüldüğünden söz edilemeyeceği anlaşıldığından, davacı şirketin yasaklanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, şirket ortağının %50 hisse oranına sahip olduğu, şirketin sermayesinin yarısından fazlasına sahip olmadığı için şirketin yasaklanmasına sebep gösterilemeyeceği, yasaklama kararının yasaklamayı gerektiren fiil ve davranışın tespitinden itibaren 45 günlük yasal süre içerisinde verilmediği, yasaklanmasını gerektiren bir durum bulunmadığı için işlemin yasaya ve hukuka uygun olmadığı;
Davalı idare tarafından, mahkemece davanın reddine karar verilmesine rağmen lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediği, kararın vekâlet ücreti yönünden hukuka uygun olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, kararın vekâlet ücretine ilişkin kısmı dışında hukuka uygun olduğu, davacının temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 24. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, kararlarda yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği; 31. maddesinde, yargılama giderleri hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış; anılan madde ile atıfta bulunulan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılama giderlerinin kapsamı” başlıklı 323. maddesinde, karar ve ilam harçları, posta giderleri, keşif ve bilirkişi ücretleri, vekille takip edilen davalarda yasa gereği takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinin birinci fıkrasında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği; 330. maddesinde, vekil ile takip edilen davalarda mahkemece kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücretinin taraf lehine hükmedileceği; 332. maddesinde ise, yargılama giderlerine mahkemece re’sen hükmedileceği kural altına alınmıştır.
2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasında, “Temyiz incelemesi sonunda Danıştay; a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar. b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar.” kuralı yer almıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlık Ücreti” başlıklı 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği belirtilmiştir.
HUKUKÎ DEĞERLENDİRME:
1- Temyize konu İdare Mahkemesi kararının davanın reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
2- Temyize konu kararın vekâlet ücreti yönünden incelenmesi:
2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, Danıştay’ın, temyize konu kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayabileceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, İdare Mahkemesi’nin 19/08/2014 tarihinde tebliğ edilen 21/07/2014 tarihli ara kararı ile davalı idareden dava konusu işleme dayanak bilgi ve belgeler ile savunmanın istenildiği, davalı idarece ara kararına konu bilgi ve belgelerin 25/08/2014 tarihinde mahkemeye sunulduğu, ancak İdare Mahkemesi’nin 28/01/2022 tarihli davanın reddi yolundaki kararında davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmediği görülmektedir.
Bu durumda, davada vekil tarafından temsil edilen ve ara kararı gereğini yerine getirmek suretiyle hukuki yardım sağlayan davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken vekâlet ücretine hükmedilmemesinde usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
Ancak, bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyize konu İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasına, “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.550,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ibaresi eklenmek suretiyle kararın düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki …. İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının hüküm fıkrasına “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ibaresi eklenmek suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 23/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.