ihale konusu dere yatağındaki duvarın yıkımı ile moloz ve hafriyat işlerinin davalı iş sahibi yararına olup olmadığının tespiti ile iş sahibinin yararına olduğunun tespiti halinde, bu işlerin yapıldığı ileri sürülen *yılı mahalli piyasa rayiçleri ile bedeli konusunda, mahalli piyasa rayiçleri (fiyatları) içerisinde KDV ve yüklenici kârı da bulunacağından bu kalemler ayrıca eklenmeksizin gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen niteliklere uygun düzenlenmeyen ve piyasa rayiçlerine (fiyatlarına) göre hesaplama yapmayan ve ayrıca toplam iş bedeline yüklenici kârını da ekleyen bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın ıslahla arttırılan miktarı üzerinden kabulü kararı ve ardından bu karara karşı istinaf başvuru yargıtay kararı

  1. Hukuk Dairesi         2020/147 E.  ,  2020/1948 K.
  •  

“İçtihat Metni”

Mahkemesi :… Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi :… 4. Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen kararın temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava sözleşme dışı yapılan imalât bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’nce istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
Davacı yüklenici vekili; müvekkilinin 26.12.2014 tarih ve 2014/122920 ihale kayıt numaralı sözleşme ile … … Tanoba Kasabası Çarşağın (Kavaklık) Deresi ıslahı işini üstlendiğini, taahhüt altına girdiği işin ifası için sözleşmede açıkça yazmamasına rağmen dere yatağında yıllar önce imâl edilmiş ve artık işlevini kaybetmiş duvarları yıkmak gayesi ile “patlayıcı madde kullanmadan demirli veya demirsiz beton inşaatın yıkılması” ve “yıkımdan kaynaklanan moloz ve hafriyatı taşıma işini” de yapmak zorunda kaldığını, yaptığı bu yıkım ve kırım işleri için hakediş talebinde bulunan müvekkilinin talebinin reddedildiğini, … Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan delil tespitinde bilirkişilerce davacı firma tarafından 1.879,44 metreküp perde duvar ve temelinin yıkım işinin gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini belirterek, müvekkili tarafından sözleşme dışı yapılan bu iş bedelinin işin yapıldığı 2015 yılındaki rayiçlere göre hesaplanıp %20 müteahhit kârı da eklendikten sonra davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı iş sahibi vekili; dava konusu işin sözleşme kapsamında bulunmadığını, beton kırılması ile ilgili kurumlarınca herhangi bir talimat verilmediğini, davacının bu işi kendi insiyatifi ile yaptığını, şube müdürlüklerince yerinde yapılan incelemede 1.019,490 metreküp beton yıkıldığının tespit edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince; dava konusu sözleşme dışı iş sebebi ile hesaplanan iş bedeline %20 müteahhit kârını da ekleyen 22.11.2018 tarihli 2. bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmış ve 29.11.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile artırılan 248.086,08 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince verilen bu karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, verilen karar süresinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp bir isabetsizlik bulunmaksızın karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davalı iş sahibi tarafından 03.12.2015 tarih ve 797297 sayılı yazıları ile dava konusu duvar kırma imalâtlarının; iş kapsamı, sözleşme ve projesi ile muhtevasında bulunmadığı bildirilmiş olup, alınan bilirkişi raporu ile birlikte değerlendirildiğinde bedeli talep edilen ve yüklenici tarafından yapılan işe, sözleşme dışı imalât olup, sözleşme dışı olan bu işin dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 526 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca, iş sahibinin yararına olması koşuluyla, mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanan bedeli yüklenici tarafından talep edilebilir.
Mahalli piyasa rayiçleri içerisinde, dairemizin yerleşik içtihatları ve uygulamalarına göre yüklenici kârı ve KDV de bulunacağından, mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanacak olan iş bedeline ayrıca yüklenici kârı ve KDV eklenmeyecektir.
Mahkemece teknik bilirkişilerden dava dilekçesinde yapıldığı ileri sürülüp, delil tespit dosyasında belirlenen dere yatağındaki duvarın yıkımı ile moloz ve hafriyat işlerinin davalı iş sahibi yararına olup olmadığının tespiti ile iş sahibinin yararına olduğunun tespiti halinde, bu işlerin yapıldığı ileri sürülen 2015 yılı mahalli piyasa rayiçleri ile bedeli konusunda, mahalli piyasa rayiçleri (fiyatları) içerisinde KDV ve yüklenici kârı da bulunacağından bu kalemler ayrıca eklenmeksizin gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen niteliklere uygun düzenlenmeyen ve piyasa rayiçlerine (fiyatlarına) göre hesaplama yapmayan ve ayrıca toplam iş bedeline yüklenici kârını da ekleyen bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın ıslahla arttırılan miktarı üzerinden kabulü kararı ve ardından bu karara karşı istinaf başvurusunun esastan reddi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi hükmünün davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 30.06.2020 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.