İhale sözleşmesinin uygulanması aşamasında ihalenin başında amaçlanan işler dışında başka işler yapılması nedeni ile ihalenin sözleşme bedeli içerisinde kalarak yürütülmesi hedefinden uzaklaşıldığı gibi davacı tarafın bu uygulaması neticesinde fahiş miktarda kar elde ettiği hk (İstinaf Mahkeme kararı)

İhale sözleşmesinin uygulanması neticesinde fahiş miktarda kar elde ettiği 

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/750
KARAR NO : 2021/1395
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2017
NUMARASI: 2014/333 Esas, 2017/1293 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit,Tazminat
KARAR TARİHİ : 08/07/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Asıl davada; davacı vekili, 25.10.2005 tarih ve 2005/65 nolu ihale kapsamında müvekkili şirketin Beyazıt İşletme Müdürlüğü hizmet alanındaki bölgede ekonomik ömrü dolmuş, tehlike arz eden demir direkler ve havai hatların elektrik tesisat işlerini tamamlayarak teslim ettiğini, geçici ve kesin kabullerinin yapıldığını, buna rağmen yüklenilen işin gereği olarak teslim edilen teminat mektuplarının kendilerine iade edilmediği gibi, paraya çevrilmesi için girişimde bulunulduğunu belirterek, teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesini, teminat mektubunun iadesine veya iptaline karar verilmesini, anılan iş sebebiyle müvekkil şirketin borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili; davacı firmanın yüklenicisi olduğu 2005/65 nolu ihale kapsamındaki işlerin Maliye Bakanlığı’nın 08.02.2008 tarihli talimatı gereği inceleme kapsamına alınarak, yapılan inceleme ve soruşturma sonucu düzenlenen 02.09.2008 tarihli inceleme raporunda yer alan adli disiplin ve mali yönlerden yapılması gerekli işlemlerin ikmali için TEDAŞ Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından …’a gönderilen 04.12.2008 tarihli yazı gereği müvekkili şirketçe ikmal edilmesi istenilen tüm işlemlerin ilgili birimlerince yerine getirildiğini;

davacı şirket hakkında … tarafından alınan kararların hukuka ve Kamu İhaleleri Mevzuatına uygun olduğunu, Maliye Bakanlığı’na bağlı olarak yapılan soruşturma neticesi tespit edilen kamu zararının tahsili için … tarafından alacak davasının açıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Birleşen davada davacı vekili, müvekkili idare ile davalı yüklenici şirket arasında imzalanan 25.10.2005 tarihli ihale sözleşmesi ile davalı şirketin Beyazıt İşletme Müdürlüğü hizmet alanındaki muhtelif AG-OG elektrik tesis işlerini yüklendiğini, davalıların müteahhit firma ve yine müteahhit firma ile akdedilen ihale sözleşmesinin ihale hazırlık ve yürütülmesi çalışmaları sırasında görevli kurum personeli olduğunu, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Üyeler Kurulunun 14.12.2007 tarihli toplantısında ihaleye ilişkin hazırlanan özel inceleme raporunun kabul edildiğini ve raporda belirtilen hususların Maliye Bakanlığı müfettişlerince incelenmesi önerisi üzerine de gerekli olurlar alınarak Muhasebat Başkontorlörü tarafından hazırlanan rapora göre 1.488.109,92 TL tutarında oluşan kurum zararının davalılardan tahsilini talep edilmiştir.

Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; 27/10/2017 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak asıl davanın davacısı- birleşen davanın davalısı … Tic. Ltd. ‘nin yaptığı işin davalı … tarafından onaylı projesine uygun olarak davalı … kontrol ve talimatı ile gerçekleştiği ve davalı şirket ile kordineli çalışarak işin yapıldığı, geçici ve kesin kabul işlemlerinin mevzuata uygun olduğu, kamu zararının oluşmadığı ve birleşen dosya davalılarının kamuyu hiçbir şeklide zarara uğratmadıkları ve bu konuda İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 2014/1003 Esas, 2014/2478 Karar sayılı ilamı ile de kamu zararının meydana gelmediğinin kesin olarak tespit edildiği gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile, davacının İstanbul Beyazıt İşletme Müdürlüğü Hizmet alanında muhlelif … elektrik tesis işlerini kapsar iş sebebiyle davalı … borçlu olmadığının tespiti ile, davacı tarafından bu iş sebebiyle davalı …’a verilen 3 adet teminat mektubunun davalı … tarafından davacıya iadesine; birleşen davanın reddine karar verilmiştir.Asıl davada davalı birleşen davada davacı … vekili istinaf dilekçesi ile; davacı tarafından sözleşmenin uygulanması aşamasında ihalenin başında amaçlanan işler dışında başka işler yapılması nedeni ile ihalenin sözleşme bedeli içerisinde kalarak yürütülmesi hedefinden uzaklaşıldığı gibi davacı tarafın bu uygulaması neticesinde fahiş miktarda kar elde ettiğini;

sözleşme eki ve şartnamelere aykırı olarak, davacı tarafından yaklaşık maliyet cetvellerinde yer alan iş kalemlerinin miktarlarının herhangi bir sebep gösterilmeksizin ve bu hususta bir karar veya onaya ihtiyaç duyulmaksızın eksiltilmesi, artırılması ve proje kapsamından çıkarılması sonucu ihale sözleşmesi ile amaçlanan sözleşme bedelinde büyük ölçüde bir artışa sebep olunarak 1.260.855,14 TL’si hak edişlerden, 227.253,78 TL’si fiyat farkından olmak üzere toplam 1.488.108,92 TL tutarında kurum zararı oluştuğunu;

 ihale aşamasında davacı tarafından bütün iş kalemleri bazında işçilik tutarlarını belirten açıklama yazısı verildiği ve ihalenin davacı tarafa bırakıldığını; ancak sözleşmenin uygulanması aşamasında ihale keşfine göre yapılması gereken, değişiklikler için müvekkili şirketin kararına, onayına veya yazısına ihtiyaç duyulmadığı, ihale sözleşmesi konusu işlerin yapımı ihale keşfinde belirlenen ve planlanan iş miktarlarından farklı olarak gerçekleştirildiğini; bilirkişi raporunda ihalenin bir tesis ihalesi olmaktan çıkıp, ihale keşfinde öngörülen işler dışındaki iş kalemlerinin yapıldığı başka bir ihale şekline dönüştürüldüğü, dolayısıyla sözleşmenin niteliğinin değiştirildiği hususunda herhangi bir açıklama yapılmamış olmasının bilirkişi raporunun hatalı ve eksik değerlendirmeler içerdiğini ortaya koyduğunu; sözleşme ve YİGŞ’nin 13. maddesinin 4. ve devamı fıkraları ile 15. maddesi gereği, müvekkili şirketin yetkili makamından onay alması gerekirken, herhangi bir onay veya yazı almaksızın iş kalemlerinde büyük ölçüde değişiklikler yaptığını; bilirkişi tarafından, ihalenin ilgili mevzuata uygun hazırlanıp hazırlanmadığı ve yine ilgili mevzuata uygun sonuçlandırılıp sonuçlandırılmadığı hususlarının incelenmediğini; 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 24. maddesine aykırı davacı tarafından müvekkil şirketin bilgisine sunulmaksızın ve yine müvekkil şirketin onayına ihtiyaç duyulmaksızın iş kalemlerinde yapılan artışların mevzuat hükümlerine aykırılık oluşturduğunu; davacı tarafın uygulamasının 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 25. maddesi gereği yasaklanmış davranışlardan olduğundan bahisle hukuka aykırılık oluşturduğunu; Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü Başkontrolörü tarafından hazırlanan raporda müvekkili şirketin zarara uğratıldığı hususu teknik gerekçeleri ile birlikte açıkça tespit edilmiş olmasına rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkili şirketin sözleşmenin hazırlanması ve yürütülmesi aşamalarında zarara uğradığı hususunda yeterli inceleme yapılmadığını; İstanbul 1.İdare Mahkemesinin 14.08.2009 tarihli bilirkişi raporunda davalı kurum personelinin müvekkili şirketi kusurlu fiilleri ile zarara uğrattıkları ve … firmasının da kusur teşkil eden eylemlerle müvekkil şirketi zarara uğrattığının açık olduğunu; bilirkişi raporlarında yapılan iş ile ihale keşfi sonucu belirlenen iş kalemleri arasında müvekkili şirketi zarara uğratacak mahiyette farklılıklar tespit edilmiş olmasına rağmen, zarara uğramadığı şeklinde hatalı kanaate ulaşılması, mahkemenin dosya kapsamına aykırı ve kendi içerisinde çelişkili olan bilirkişi raporlarını benimseyerek, itirazların göz ardı edilerek hüküm kurulduğunu belirterek kararın kaldırılarak asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Asıl davada davacı yüklenici, davalı ise iş sahibi; birleşen davada ise davacı iş sahibi davalılar ise yüklenici ve yüklenici ile akdedilen sözleşmenin ihale hazırlık ve yürütülmesi çalışmaları sırasında görevli kurum personelidir

.Somut olayda; … ile yüklenici … şirketi arasında birim fiyatlı açık ihale usulü ile ihale edilen “Beyazıt İşletme Müdürlüğü Hizmet Alanındaki Muhtelif AG-OG Elektrik Tesis İşleri” işine ilişkin 25.10.2005 tarihli sözleşme imzalandığı; geçici kabul ve kesin kabulün yapıldığı, kesin hakedişin ise yapılmadığı; iş sahibi Bedaş tarafından 24.12.2008 tarihli karar ile yüklenici … şirketine kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine girme yasağı getirildiği ve kati teminat mektubu olarak 269.339,36TL nin irad kaydedilmesinin yapılmasına karar verildiği;

asıl davada yüklenici tarafından iş sahibine borcun bulunmadığının tespiti ile sözleşme gereği verilen teminat mektuplarının iadesi talep edilmiş; birleşen davada ise iş sahibi tarafından sözleşme eki ve şartnamelere aykırı olarak ihale sözleşmesi ile amaçlanan sözleşme bedelinde büyük ölçüde bir artışa sebep olunarak kurum zararına sebebiyet verildiği gerekçesi ile yüklenici ve idare görevlileri hakkında dava açılmış; mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı iş sahibi tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Davacı iş sahibi tarafından yapılan soruşturmada Tedaş Başmüfettişi tarafından hazırlanan 23.07.2007 tarihli raporda; ihale keşfinin yanlış hazırlanmış olduğu, personelin herhangi bir kastının olduğu şeklinde kanaate ulaşılamadığı; yüklenici … Şirketinin ihale keşfinin yanlış yapılmasından sorumlu olmadığı gibi, işi fiili olarak gerçekleştirdiği, yüklenicilerin iş kalemleri bazında vermiş oldukları teklif fiyatları nedeniyle herhangi bir müeyyide uygulanmasının da mümkün olmadığı; disiplin yönünden personel yönünden işlem yapılması, teşekkül hakları yönünden, iş kalemleri fiyatlarının revize edilmesi sırasında artış miktarının yanlış alınmasından kaynaklanan 4.431,11-TL’lık farkın yükleniciden kesilmesi, ihale keşfini hazırlayan birimlerin yazılı olarak uyarılması gerektiği belirtilmiştir. Maliye Bakanlığı Başkontrolörü tarafından hazırlanan 02.09.2008 tarihli inceleme raporunda; sözleşmenin uygulanması sırasında … Ltd. Şti.nin yükümlülüklerini sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi nedenleriyle kamu zararına sebebiyet verilmesinde sorumlulukları bulunanlar belirlenerek adli yönden, disiplin yönünden işlem yapılması ve mali yönden toplam 1.488.108,92 TL tutarındaki kurum zararının belirlenen görevlilerden tahsil edilmesi; yüklenici Firma … şirketi hakkında 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 25ve 26 ncı maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği belirtilmiştir.Mahkemece yaptırılan inceleme sonucu alınan 06.10.2009 tarihli bilirkişi raporunda, ihale keşfinin yanlış hazırlandığını, işin yapıldığı Fatih Belediye Başkanlığının AG havai hatlarının ve bunlara ait muhtelif tipteki demir direklerin kaldırılması şeklinde sürekli talepte bulunduğu, bu durumda bu direklerin bir an önce kaldırılmasında etkili olduğu saptanmıştır denilerek, disiplin işlemleri yönünden; keşif hazırlayan personelin bu keşfi hazırlarken yaptığı hatalı işlem nedeniyle herhangi bir kastının olduğu şeklinde bir kanaate ulaşılmamakla beraber, bazı personelin kınama cezası ile bazısının 1 yevmiye kesimi ile tecziye edilmeleri, idari işlem yönünden, ihale keşfi hazırlanırken keşiflerde yer alan iş kalemlerinin gerçekçi olması hususunda ihale keşfini hazırlayan birimlerin yazılı olarak uyarılması gerektiği; 8.01.2010 tarihli ek raporda ise kurum zararının oluştuğundan bahsedilemeyeceği, davacı yüklenici şirketin davalı işveren şirkete taraflar arasındaki sözleşme gereğince bir borcunun bulunmadığı kanaatlerine varıldığı belirtilmiştir. 25.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda; muhasebat başkontrolörünün, raporda birimlerin yanlış olarak alındığını;

 teklif birim fiyatlı ihalelerde; teklif birim fiyatı yaklaşık maliyetin altında olan iş kalemlerinin fazla yaptırılması, teklif birim fiyatı yaklaşık maliyetin üzerinde olan iş kalemlerinin de yaptırılmaması veya sadece sözleşme miktarı kadar yaptırılması diye bir kural ve yöntem sözleşme dosyasında, sözleşme ve şartnamelerde bulunmadığını; ihale sözleşmesinin 31 maddesinde, her hangi bir iş kaleminde artış olması halinde ne şekilde uygulama yapılacağı açık ve net olarak belirtildiğini; projesinde yer alan ve teknik gerekçelerle ve sözleşmesine uygun olarak bu işlerin zorunlu olarak yaptırıldığını; dosyada bulunan yüklenici teklif birim fiyatları ve yaklaşık maliyet birim fiyatları mukayeselerinin kurum zararının meydana gelmemesi için gerekenin yapıldığını gösterdiğini;

sözleşmeye uygun olarak hareket edilen ve buna uygun olarak ödemelerin yerindeki tespit tutanaklarına göre ve sözleşme kurallarına, fen ve sanat kurallarına uygun yapılan bir işte kurum zararının meydana gelmediği belirtilmiştir.

Yüklenici şirket yetkilisi sanıklar ile dosya davalıları hakkında İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/287 Esas sayılı dosyası ile açılan davada, 23/05/2013 tarihinde verilen kararın Yargıtay 15.Ceza Dairesinin 2017/36062 Esas, 2018/523 Karar sayılı kararı ile “raporlar arasında çelişkiler bulunduğu, çözümü hukuki ve teknik bilgi gerektiren uyuşmazlıkla ilgili olarak; tüm raporları ve hukuki mütalaaları da kapsayan, çelişkileri gidermeye yönelik konusunda uzman Sayıştay Denetçileri ve kamu ihale uzmanlarından oluşan bilirkişi heyeti kurularak her bir suç bakımından tüm sanıkların hukuki durumunun tartışıldığı yeni bir bilirkişi raporu alınması, özellikle bir kısım sanıkların temyiz dilekçelerinde de tekrar ettikleri dağıtım şebekesi iyileştirme projesinde imar ve kamulaştırma problemleri yüzünden teknik şartnamede yer alan bazı işlerin zaten belediyeler tarafından yapılması nedeni ile imalatından ya da inşasından vazgeçildiği, bazı yerlerde de coğrafi nedenlerle güzergah değişikliğine gidildiği, bazı bölgelerin ise sonradan ringe dahil edildiği, şehrin gelişimi nedeni ile zorunlu proje değişikliklerinin yapıldığına yönelik savunmaları da gözetilip her bir iddianın ayrı ayrı araştırılması, bu kapsamda edimin ifasına fesat karıştırma suçu bakımından ihalede öngörülen işlerin eksik bırakılıp bırakılmadığı da tespit edilerek,

Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü baş kontrolörünün raporunda yer alan ve ilgili makamların onayı alınmadan revize sözleşme yapıldığına dair hükme esas kabul edilen değerlendirmenin diğer raporlarda farklı olarak yer aldığı gözetilerek, her şeyden önce, ihale belgelerinde sözleşme hükümlerinde sonradan değişiklik yapılabilmesi için yetki içeren hüküm bulunup bulunmadığı, varsa revize proje için ilgili makamların onayının alınıp alınmadığı, idare ile yüklenici firma arasında imzalanan sözleşmenin 31. maddesinde belirtilen revize işlemlerinin ihale bedelinin %20’sini geçmeyeceğine dair hükme göre yenilenen ihale kalemleri ile ilgili olarak bu oranın aşılıp aşılmadığı, suça konu ihale nedeni ile kamunun zarara uğrayıp uğramadığı, zarara uğramışsa miktarının tespiti ile hangi sanığın, ne gibi eylemleri nedeni ile zararın doğmasına sebep verdiğinin ayrı ayrı izah ettirilmesinden sonra, her bir suçlama için ihalenin hazırlık aşamasından sözleşmenin imzalanmasına kadar geçen sürenin ihaleye fesat karıştırma iddiası bakımından, sözleşmenin imzalanmasından kesin kabule kadar ki aşamanın ise edimin ifasına fesat karıştırma iddiası bakımından incelenip, bu suçların unsurlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılıp, suçların sübutu halinde hilenin bu suçların mı yoksa nitelikli dolandırıcılık suçunun mu yoksa her bir suç için ayrı ayrı mı gerçekleştiği belirlenip karar yerinde gösterilmesi ve sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 235/4 maddesi yollaması ile görevi kötüye kullanma suçuna vücut verip vermediği değerlendirilip sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,” gerekçesi ile bozulması üzerine mahkemece 2018/124 Esas sayılı dosya ile yargılamaya devam olunduğu; dosyada alınan 04.02.2013 tarihli bilirkişi raporunda, “sanıklara atılı suçlar ile şimdiye kadar yapılan tespitler birlikte incelendiğinde, … görevlilerin idareyi zarara uğratıcı, yanıltıcı ve eksik hesaplama yapılması gibi bir durumun fiili olarak olmadığı belirtilerek raporun sonuç bölümünde sanıkların ihalede sadece kendilerine verilen görevleri yaptıkları, suç işleme amacıyla örgüt kurma, ihaleye fesat karıştırma görevi kötüye kullanma, kamu kurum ve kuruluşların zararına dolandırıcılık yapma suçlarının unsurlarının somut olayda gerçekleşmediği kanaatine varılmış olduğu” belirtilmiştir. İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 03.12.2009 tarih, 2009/51 Esas ve 2009/1906 Karar sayılı kararı ile “idarenin zarara uğratıldığının açık olduğu, tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı şirket tarafından temyizi üzerine Danıştay 13. Dairesi’nin 28.02.2011 tarih, 2010/111 esas ve 2011/844 karar nolu kararı ile ” 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu Kapsamındaki ihale sonucunda davacı ile davalı idare arasında imzalanan ve tarafların serbest iradelerine dayanan özel hukuk sözleşmesi niteliğindeki sözleşme hükümlerinden kaynaklanan, dolayısıyla sözleşmenin uygulanmasından doğduğu anlaşılan kesin teminatın irat kaydedilmesine ilişkin uyuşmazlığın Adli Yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden, davanın kesin teminat irat kaydedilmesine ilişkin kısmının 2574 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15/1-a maddesi uyarınca görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek verilen idare mahkemesi kararının bu bölümünde hukuki isabet bulunmadığı…, davacı şirketin 2 yıl süreyle bütün Kamu Kurum ve Kuruluşlarının ihalelerine katılmaktan yasaklanmasına ilişkin kısmıyla ilgili olarak da mahkemece tayin edilen bilirkişilerin isimlerinin ve meslek niteliklerinin taraflara bildirilmediği ve bu kişilerce hazırlanan bilirkişi raporu üzerine bilirkişi heyetinin niteliklerine yapılan itiraz da kabul edilmeyerek sunulan rapor doğrultusunda karar verildiği anlaşılmakta olup,

bilirkişilerin isimleri taraflara bildirilmeden ve davacı şirketin bilirkişi heyetinde uzman teknik kişilerin de yer alması gerektiği yönündeki itirazı da dikkate alınmadan Naip Üye tarafından seçilen bilirkişi kurulunun hazırladığı rapor dayanak alınarak verilen kararda usul hükümlerine uyarlılık bulunmadığı” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmesi üzerine İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 2014/1003 Esas, 2014/2478 Karar sayılı kararı ile “… bilirkişi raporlarında yer alan analiz ile ulaşılan sonuçlar mahkememizce de uygun bulunarak verilecek karara dayanak alınmasına karar verilmiştir.

Bu durumda yukarıda ayrıntıları ile açıklanan raporda da belirtildiği üzere davacının yüklenicisi olunan ihaleye ilişkin keşfin yanlış yapılmasında davacıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı gibi herhangi bir kamu zararının da meydana gelmediği anlaşıldığından, bu gerekçe ile davacının ihaleden yasaklanması ve kati teminatının irat kaydedilmesine yönelik dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı…” gerekçesi ile karar verilmiş; verilen karar kesinleşmiştir.

6100 sayılı HMK’nın 165/1 maddesinde “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.” hükmü bulunmaktadır.

Ayrıca Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi uyarınca ceza yargılamasında sübuta eren maddi olgular hukuk hakimini bağlar. Yerleşik Yargıtay içtihatları ve Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki 2018/2231 Esas, 2019/3332 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi, görülmekte olan ve henüz kesinleşmediği anlaşılan ceza davasının sonuçları eldeki hukuk davasını etkileyecek niteliktedir.

 Bu durumda mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 165/1. maddesi hükmü gereğince ceza davası bekletici mesele yapılmadan ve sonuçları değerlendirilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.

O halde mahkemece yapılması gereken iş; yüklenici şirket yetkilisi sanıklar ile dosya davalıları hakkında İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinde derdest olan ceza dosyasının kesinleşmesini beklemek, ceza davası kesinleştikten sonra ceza yargılamasında sübuta eren maddi olgular ve toplanan tüm deliller ile taraflar arasındaki sözleşme koşulları değerlendirilmek suretiyle sonuca uygun karar verilmesi gerekir.

Açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı birleşen davada davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, belirtilen şekilde araştırma yapılıp sonucuna uygun bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,

2-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2017 tarih, 2014/333 esas, 2017/1293 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,

3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

4-Davalı-birleşen davada davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,

5-Davalı-birleşen davada davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı-birleşen davada davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 08/07/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.