sağlık tesislerinde verilecek olan ve ihale ile davalı şirket uhdesinde kalan hizmet alımı işleri ile alakalı tüm gelir ve giderlerin %50 oranında paylaşılması

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/350
KARAR NO : 2019/1014

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2018
KARAR TARİHİ : 16/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …ve … Devlet Hastanelerinin hizmet binalarında Tıbbi Görüntüleme Hizmetinin Manyetik Rezonans, Bilgisayarlı Tomografi cihazları ile yapılan tetkik sonuç hizmetlerinin satın alınması işine ait ihalenin davalı şirket uhdesinde kaldığını, ihalenin davalı şirket uhdesinde kalmasından önce aynı sağlık tesislerinde 2008-2016 yılları arasında davacı şirket tarafından hizmet verilmesi ve davacı şirketin bu faaliyet alanındaki derin tecrübesi nedenleriyle tarafların işin birlikte yapılması/yürütülmesi amacıyla bir iş ortaklığı sözleşmesi akdettiklerini, davacı şirketin 2016 yılında aynı alanda Kazakistan Cumhuriyetindeki faaliyetlerinin yoğunluk kazanması nedeniyle bahsi geçen sağlık tesislerindeki işini ve bu işte kullandığı tüm tomografi, MR ve benzeri cihaz ve ekipmanı taraflar arasında ortaklık kurulmak suretiyle bila bedel devrettiğini ve yeni ihaleye de davalı şirketin girmesini sağladığını, taraflar arasındaki sözleşmenin konusunun, bahsi geçen sağlık tesislerinde verilecek olan ve ihale ile davalı şirket uhdesinde kalan hizmet alımı işleri ile alakalı tüm gelir ve giderlerin %50 oranında paylaşılması, gelir ve gider usulünün hesaplanması ve işte kullanılacak cihaz ve demirbaşların mülkiyet oranlarının belirlenmesinden ibaret olduğunu, akabine Sağlık Bakanlığı tarafından 17/11/2017 tarihinde gerçekleştirilen yeni bir ihale ile KDV hariç 884.639,60 TL bedelli hizmet alımı yapıldığını, bu ihalenin daha önceki ihalenin devamı niteliğinde olup bu hizmet alımının da davalı şirketin ve taraflar arasındaki iş ortaklığı sözleşmesi dolayısı ile davacı şirketin uhdesinde kaldığını, sonrasında 07/02/2018 tarihinde yeni bir ihale yapıldığını, bu defa 36 ay süreli KDV hariç 10.035.258,00 TL bedelli hizmet alımı gerçekleştirildiğini, sözleşme ile davalı şirkete birtakım ek yükümlülükler getirildiğini, sözleşmenin 3.14.maddesi ile bu ek yükümlülüklerin ihlal edilmesi halinde davacı şirketin uğrayacağı zararların davalı şirket tarafından tazmin edileceği hususunun da hüküm altına alındığını, davalı şirketin bu ek yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmediğini, davacı şirkete sözleşmede geçen raporların verilmediğini, davacı şirket ile her ay düzenli yapılması gereken hesap mutabakatının sağlanamadığını, yapılan işler, tutulan kayıtlar, elde edilen gelirler, doğan giderler gibi ortaklar arasında olabilecek en temel bilgilerin dahi paylaşılmadığını, davacı şirketin ortaklık adına adı geçen hastanelerde verilen hizmetten elde edilen gelir ve konuya ilişkin kayıtlarından sağlıklı bir bilgisi bulunmadığını, dolayısı ile davalı şirketten alacağının olup olmadığını bilmediğini, bahsi geçen sağlık tesislerinde verilen hizmet ile ilgili elde edilen gelir, gider v.b.diğer tüm kayıtların davacı şirket ile paylaşılması, kar ve zarar hesabı yapılması ve ortak bir irade ile belirlenecek bir bağımsız denetim kuruluşu vasıtasıyla bunların incelenmesi hususunda davalı şirketle defalarca sözlü olarak çağrıda bulunulmasına karşın hiçbir yanıt alınamadığını, bu hususta davalı şirkete gönderdikleri ..Noterliğinin 29/03/2018 tarih ve …yevmiye sayılı ihtarnamesine de herhangi bir cevap verilmediğini, bu ihtarnamede 07/02/2018 tarihli yeni ihale konusu işler kapsamındaki ortaklığın şart ve hükümlerinin, şeffaflık ve hesap verilebilirliğe önem verildiği yönetim anlaşılının daha etkin olduğu yeni bir sözleşme ile belirlenmesi taleplerini de ilettiklerini, davacı şirketi bu ihtarnameyi göndermeye itenin davalı şirket yetkilisinin davacı şirkete gönderdiği 10/01/2018 tarihli e-posta olduğunu, e-postada bahsi geçen 2017 yılının sonuna kadarki davalı şirket yetkilisi tarafından yapılacağı iddia edilen hesapların davacı şirkete hiçbir zaman ulaşmadığını, bu e-postada ne denmek istendiği ve ne şekilde bir hesaplama yapılacağının anlaşılamadığını, davalı şirketin bu eylemleri nedeniyle davacı şirketin sözleşmeye bağlı kalmasının dürüstlük kuralı uyarınca kendisinden beklenemeyecek bir hal aldığını, bu nedenlerle ifadan vazgeçerek davalı şirketin tüm ticari defter ve kayıtları incelenerek bahsi geçen sağlık tesislerinde 16/05/2016 tarihinden beri verilen hizmet kapsamında elde ettiği gelir ve giderler ile kar ve zararlarının belirlenmesine, davacı şirkete yapılan bir takım ödemelerin mahsubundan sonra davacı şirketin bir alacağının olup olmadığının tespitine, varsa bunun davalı şirketten tahsiline, 07/02/2018 tarihli ihaleyle alınan iş ile ilgili kazanç hesabı yapılarak, davacı şirketin mahrum kalacağı kar miktarının davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin merkezi Konya’da olup yetkili mahkemenin Konya Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında iddia edildiği gibi bir iş ortaklığı ilişkisi kurulmadığını, dava dilekçesi ekinde İş Ortaklığı Sözleşmesi başlıklı ve altında…’ın imzasının bulunduğu evrak sunulduğunu, davalı şirketi temsil ve ilzama şirket ortaklarından … ile…’ın müştereken yetkili olduklarını, davalı şirketin çift imza ile temsil edildiğini, dolayısı ile davacı tarafın dayanak olarak sunduğu sözleşmede çift imza olmaması sebebiyle davalı şirketi söz konusu sözleşmeden sorumlu tutmaya olanak olmadığını, taraflar arasında akdedildiği iddia edilen sözleşmeyle alakalı olarak davalı şirketin ortağı… ile görüşüldüğünü ancak diğer şirket ortağı …’in iş ortaklığına onay vermemesi nedeniyle sözleşmenin geçerlilik kazanmadığını, taraflar arasında geçerlilik kazanmayan sözleşmenin 3.5 maddesinde taraflar arasında her ayın 30’unda görülecek hesaba göre belirlenecek alacağı karşılığında … adına fatura düzenleneceğinin yazılı olduğunu, oysa davacı yanca davalı şirket adına her ay için tanzim edilmiş bir fatura bulunmadığını, davacı ile iddia ettiği gibi bir ilişki kurulmasa da davacıdan da muhtelif hastaneler için ihtiyaç duyuldukça … Tetkik Raporlandırma Hizmeti alındığını, davalı şirket ticari defter ve belgeleri ile faturaları üzerinde yapılan incelemede 2015 yılında davacı şirketten faturaya dayalı olarak toplam 43.466,19 TL tutarlı … Tetkik Raporlandırma hizmeti alındığı ve fatura bedellerinin ödendiği, 2017 yılında ise davacıya toplam 167.450,17 TL avans ödenmiş ise de 36.140,80 TL tutarlı hizmet faturası haricindeki bakiye 131.309,37 TL’nin faturasının düzenlenmediği, yine 2018 yılında alınan … Tetkik Raporlandırma Hizmeti için 30/01/2018 tarihinde 37.000 TL tutarlı ödeme yapılmış ise de davacı yanca verilen hizmetlerin faturalandırması yapılmadığından ötürü davalı şirketin toplam 168.309,37 TL alacaklı olarak gözüktüğünü, davacının hizmetlerini faturalandırmamış olması ve verilen hizmeti de layıkıyla sunmamış olması karşısında kendisiyle artık çalışılmayacağının davalı şirket yetkililerince bildirilmesine kızmış olsa gerek geçerlilik kazanmayan bu sözleşmeye dayanarak haksız ve kötü niyetli olarak uyuşmazlık çıkardığını, MR ve benzeri diğer cihaz ve ekipmanların taraflar arasında ortaklık kurulması suretiyle bila bedel devredildiği iddiasının da asılsız olduğunu, bu iddiaların hiçbir delile dayanmamakta olup tamamen soyut beyandan ibaret olduğunu, davacının iddialarını ispatla yükümlü olduğunu, bu nedenlerle öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini, taleplerinin kabul görmemesi halinde ise davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Davaya konu ilgili hastanelerden 16/05/2016 tarihiyle 20/04/2018 tarihi arasındaki hakediş ödemeleri ve dökümleri ile davalı şirket tarafından düzenlenen faturaların örnekleri getirtilmiştir.
Konya Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davalının ticari defter ve kayıtları üzerinden mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak rapor düzenlenmesi istenmiş, Konya …ATM.’nin …talimat sayısı ile düzenlenen 12/04/2019 tarihli raporda; davalının incelenen 2016 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yaptırıldığı, 2017 yılına ait yasal defterlerin e-defter beratı olarak muhasebe usul ve esasları çerçevesinde tutulmuş olduğu, davalının bahse konu 3 hastaneyle ilgili toplam gelirinin 3.892.567,35 TL olduğu, giderler toplamının 4.113.583,71 TL olduğu, davalı şirketin neticede 221.016,36 TL zarar ettiği, davacının hissesine %50 oranına isabet eden 110.508,18 TL olduğu, davalının %50 oranına isabet eden miktarın 110.508,18 TL olduğu, bu heseplama dışında davalının davacıya 2017 yılında cari hesap ve yevmiye defter ve yasal defter kayıtlarında toplam olarak 131.309,37 TL ödediği, hesaplamalarda bu işlem ödentilerin baz alınmadığı, bunun neticesinde davalının 2017 yılı toplam olarak davacıya ödemiş olduğu miktardan ve ayrıa %50 hisse zararı olmak üzere 241.817,55 TL davalının davacıdan alacaklı olduğu, ilgili bahse konu cihazların davalı şirket tarafından alındığı, bu cihazlarla ilgili davacının bir ödemesinin bulunmadığı belirtilmiştir.
Katılma isteminde bulunan 3.kişi … vekili 01/10/2019 tarihli dilekçesiyle; …’in davacıdan alacaklı olduğunu, alacağını İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasında takibe koyduğunu ve takibin kesinleştiğini, alacağını henüz tahsil edemediğini, …’in davacıdan olan alacağını tahsil etme kabiliyetinin oluşabilmesinin borçlusu olan davacının işbu davada başarıl olmasına bağlı olduğunu, davacı ile davalı arasında adi ortaklık ilişkisi olduğunu, davalının ortaklık ilişkisi gereklerine uymadığını, bu nedenlerle davacı tarafın yanında davaya katılmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 17/10/2019 tarihli dilekçesiyle; sadece davanın tarafı olmayan üçüncü kişi konumundaki kişiler için davaya müdahalenin mümkün olduğunu, somut olayda davacı tarafın yanında katılma isteminde bulunan …’in davacı firmanın tek pay sahibi olup, aynı zamanda davacı firmayı münferiden temsile yetkili olduğunu, dilediği iddia ve savunma vasıtalarını huzurdaki davada ileri sürebileceğini ve davacı firmaya yardımcı olabileceğini, zaten feri müdahale kurumunun amacının da bu olduğunu, bu nedenle davaya feri müdahil olarak katılmasına gerek olmadığını, davacı firmanın temsilcisi olan … üçünçü kişi konumunda olmadığından davaya feri müdahil olarak katılma isteminde hiçbir hukuki yarar bulunmadığını, bu nedenle müdahale talebinin reddine karar verilmesini, bu talepleri kabul görmez ise Türkiye’de ikametgahı olmayan …’in teminat göstermesi gerektiğini, öncelikle başvurma harcı yatırılmadığı sürece geçerli bir talep olmayacağından dilekçenin harçlandırması tamamlanıncaya kadar talebinin değerlendirmeye alınmamasını talep etmiştir.
Dava; taraflar arasında akdedildiği ileri sürülen adi ortaklık sözleşmesi uyarınca davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin bulunup bulunmadığı ve bu sözleşmeden kaynaklı alacağın olup olmadığına yönelik alacak davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Her ne kadar davalı yetki itirazında bulunmuş ise de, taraflar arasında yapılan sözleşmede taraflar arasında vuku bulacak ihtilaflarda İstanbul Mahkemelerinin yetkili bulunmuş olduğu ve işbu yetki sözleşmesinin mahkememizce usul ve yasaya ugun bulunmasından dolayı davalı tarafın yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Yine katılma isteminde bulunan …’in davacı şirket temsilcisi olup 3.kişi konumunda olmadığından ve davacıdan alacağının şahsi alacağı olduğu dolayısıyla davaya feri müdahil olarak katılmasında hukuki bir yararı bulunmadığı anlaşılmakla talebinin reddine karar verilmiştir.
Taraflar tacir olup delil olarak davalı tarafın ticari defterlerine dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 maddeleri uyarınca davalı şirketin ticari defter ve belgeleri nezdinde mali yönden bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmiştir. Mali müşavir bilirkişi aracılığı ile yapılan inceleme ve tespitler uyarınca davacının davalıdan alacağının bulunmadığı, davalı tarafa 241.817,55 TL borçlu olduğunun gözüktüğü, yine davacı tarafından davalıya bila bedel devredildiği iddia edilen cihazların davalı şirket tarafından alındığı, bu cihazlarla ilgili davacının bir ödemesinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenlerle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile 8,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 1.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır