ihalede yapılan çalışma sırasında müvekkil şirkete ait tesislere hasar verildiği müvekkil şirket personelince arızanın giderilmesi ve eneıji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan KDV dahil *TL hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirilmesi

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/68 Esas
KARAR NO : 2021/58

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/09/2019
KARAR TARİHİ : 19/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalı/ borçlular tarafından müvekkil şirket tesislerine verilen hasar bilgileri, a) 11/06/2018 tarihinde Beyoğlu Çelebi mah. … cad. no: … BEYOĞLU /İSTANBUL adresinde davalılar tarafından yapılan çalışma sırasında müvekkil şirkete ait tesislere hasar verildiği, müvekkil şirket personelince arızanın giderilmesi ve eneıji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan KDV dahil 2.153,63 -TL hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiği davalı/borçlu tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine 2.153,63 TL hasar bedeli 93,99 -TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 2.247,62-TL1 nin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapılmış ve borçluya ödeme emri gönderildiği, davalı/borçlu ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra, borca, faize, vekalet ücretine, diğer borçlu ise borca, yetkiye, faize ve fertlerine itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettiği, icra takibine konu olan alacağın dayanağı hasar bedeli olduğu, söz konusu hasarlar sebebiyle borç tahakkuku ve akabinde de icra takibine geçildiği, borçluların haksız fiilden kaynaklı müvekkil kuruma vermiş oldukları zararı henüz tazmin etmediği, hasar bedeli alacağına ilişkin icra takibine de kötü niyetle itiraz ettiği, söz konusu tutanaklar ekte olup, incelendiğinde davalıların tüm itirazlarının haksız olduğunun ortaya çıkacağı, açıklanan nedenlerle, borçlunun itirazının iptaline ve hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde belirtilen yüklenici firma atasında yapılan sözleşme eklerinde yer alan Yapım İşleri Genel Şartnamesinin “İş ve işyerlerinin korunması ve sigortalanması ” başlıklı 9. Maddesinin 4,6,7,10 paragraflarında ihale kapsamında yürütülen çalışmalar esnasında meydana gelen maddi ve manevi zararlardan yüklenici sorumlu denildiği, müvekkil idare hasara konu tarihte ve yerde herhangi çalışma yapmadığı, dolayısıyla müvekkil idarenin sorumlu olmadığı, ihale yüklenicisi ile yaptığı Yapım İşleri Genel Şartnamesi madde 9 / 6 fıkrasında “Teminat dışında kalan haller” maddesinde belirtilen yüklenicinin kusurlu olduğu hallerde kusur nedeni ile sigortanın ödemediği bedeller için yüklenici idareden hiçbir talepte bulunamıyacağı, işin devamı süresince verilecek her türlü zarardan yüklenicinin sorumlu olacağı, Madde 9/10. Fıkrasında “İş yeri ve çevresindeki bölgede, yeterli güvenlik önleminin alınmaması sebebi ile doğacak hasar ve zararların ödenmesinden yüklenici sorumludur. Yüklenici kazaların, zarar ve kayıpların meydana gelmesini önlemek amacıyla bütün tedbirleri almak ve yapı denetim görevlileri tarafından kaza, zarar ve kayıp ihtimallerini azaltmak için verileoek talimatlara uymak zorundadır.’ denildiği, müvekkil idare ile yüklenici firma arasında yapılan ihale sözleşmesinin Yapım İşleri genel Şartnamesi 22.1 maddesinde; yüklenici ve alt yüklenicinin sorumluluğuna ilişkin hususlarda Yapım işleri Genel Şartnamesinde yer alan hükümler uygulanır” denildiği, yukarıda izah edilen sebeplerle dava konusu hasar olayında müvekkil idare adına çalışmayı yürüten yüklenici firma sorumluluğu açık olmakla birlikte müvekkil idarenin hukuki sorumluluğu bulunmadığı, açılan davanın bir tazminat davası olduğu, borçlar kanununun 41. Maddesine göre tazminat sorumluluğunun doğması için, tazminat talep edilenin, zarar neden olan kasıt, ihmal, teseyyüp ya da kusurunun olması, tazminat talep edilen ile hasar arasında illiyet bağının bulunması gerektiği, müvekkil idarenin olayda kasta, kusuru, ihmali bulunmadığı gibi zararla müvekkil idare arasında illiyet bağının kurulması da mümkün olmayacağını, davanın usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVAP:Davalı … İnş. Ve … San. ve Tic. A.Ş. vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde belirtilen İİK 67. Maddesi icra takibine karşı borçlunun yapağı itirazın iptali ile İİK. 66. Maddesine göre itiraz üzerinde duran takibin devamının amaçlandığı,bu zamana İcadar davacıdan müvekkil şirketlere ulaşan zararla ilgili sözlü yada yazılı bir talepte bulunmadığı, talep edilen miktarın fahiş tutarda bir bedel olduğu, gerçekten önce davacının bir zarar gördüğünü ardından ise zararın giderimi için yapılan masrafi ispatlaması gerektiği, oysa davacının delilleri hasar keşif formu, işletme zarar tablosu, günlük şantiye defteri gibi delillerin tamamı tek taraflı ve her zaman düzenlenen belgeler olması sebebi ile delil olma vasfında olmadığı, davaya konu kazı alanındaki iş ‘ 2018 yılı Avrupa 1. Bölge Abone işleri daire Başkanlığı İçmesuyu ve atıksu yapım, Bakım ve onaran işi ” olup, … nezdinde çalışmalar hale devam ettiği, davaya konu hasar tarihi 11/06/2018 olduğu bu dönemde …inşaat tarafından çalışmaların sürdüğü, davacı tarafin dava dilekçesinin ekinde belirttiği hasar tutanağında görüleceği gibi tarafımıza herhangi bir tebliğ yapılmadığı gibi tarafımıza bilgilendirme yapılmadığı, Kazı yerlerinde … tarafından yapılan kazıların … Koordinasyon Müdürlüğü bilgisinde olmasına karşın nezaretçi personel bulundurulmadığı, … kablolan yer altı elektrik hatlarının fen işlerine ve imara aykın olarak döşenmekte, kabloların yeri kazı yapılana kadar hatta yapıldıktan sonra dahi tespit edilemediği, … tarafından döşenen elektrik hatlarında ayırt edici uyaran veya dolgu malzemesi kullanılmamakta, nezaretçi bulundurulmamakta, kablolar yer üstüne çok yakın ve korumasız döşendiğini, açıklanan nedenlerle; davanın husumet yokluğundan ve esastan reddine, davanın …ltd.şti. -…Sigorta A Ş. ile … Sigorta A.Ş. ‘ye ihtarına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER:
İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası, hasar tespit ve hasar keşif tutanakları, …Koordinasyon Daire Başkanlığı müzekkere cevabı, arabuluculuk son tutanak aslı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava hukuksal niteliği itibariyle, davalı borçlular tarafından gerçekleştirilen haksız eylem neticesinde davacı şirketin tesislerinde oluşan zararın tazmini için başlatılan icra takibine vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık 11/06/2018 tarihinde davalılar … ve … tarafından gerçekleştirilen alt yapı çalışmaları nedeniyle oluşan zarar arasında uygun illiyet bağı olup olmadığı, diğer davalı …’nin sorumlu olup olmadığı, var ise tespit edilen zarar kalemlerinin davalının haksız fiiline nazaran kadri maruf olup olmadığı, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı konularında toplanmaktadır.
Görev itirazı yönünden;Türk Ticaret Yasası’nın 18. maddesinde; kendi kuruluş yasaları gereğince özel hukuk hükümlerine göre idare edilmek veya ticari biçimde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin tacir sayılacakları belirtilmiş; aynı Yasa’nın 12/11. maddesinde de, su, gaz, elektrik dağıtma, telefon, radyo ile haberleşme ve yayın yapma gibi işlerle uğraşan müesseselerin ticarethane sayılacakları düzenleme altına alınmıştır. 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Yasa gereğince … Genel Müdürlüğü’nün genel kurul, yönetim kurulu ve genel müdürlük ile yönetileceği; denetçileri aracılığı ile denetleneceği yıllık çalışma ve yatırımlarının bilançolarda belirlenerek genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülüne göre düzenleneceği belirtilmiştir. Belirtilen yasal düzenlemeler gereğince davalı …’nin 2560 sayılı Yasa kapsamında bir kamu kurumu olduğu ve kamu hizmeti yaptığı ancak, çalışmalarının özel hukuk hükümlerine bağlı bulunduğu ve tacir sıfatını taşıdığı kabul edilmelidir. Davalının, haksız eylem niteliğindeki tutumundan kaynaklanan uyuşmazlığın da, adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir. Bu yöndeki yargısal uygulamalar yerleşiktir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 21/09/1983 gün ve 1980/11-2721, 1983/823; 29/11/1995 gün ve 1995/11-647, 1995/1043 sayılı kararları). Açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin görev itirazının dava konusunun haksız fiilden kaynaklanması ve TTK 4/1 maddesi gereğince Mahkememiz görevli olduğundan itirazı öninceleme duruşması ile reddedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacının İstanbul … İcra Dairesinin …E. sayılı takip dosyasında 05/12/2018 tarihinde haksız fiilden kaynaklanan 2.153,63 TL asıl alacak ve 93,99 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.247,62 TL üzerinden davalılara yönelik icra takibinin yapıldığı, davalıların icra takibine itiraz ettikleri, icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce ilk alınan 07/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişi tarafından yapılan zarar hesaplamasının hangi esaslara göre yapıldığı belli olmadığı, zarar kalemlerinin davacı tarafından davalılardan istenebilip istenemeyeceğine dair tespitlerin bulunmadığı ayrıca bilirkişi tarafından hasar bedeli fatura olarak kabul edilip faizinin gecikme zammı üzerinden hesaplandığı oysa ki davanın haksız fiilden kaynaklandığı ve fatura alacağı olmadığı anlaşılmakla düzenlenen raporun hükme ve denetime elverişli olmadığı anlaşılmakla itibar edilmemiş ve yeniden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Elektrik mühendisi bilirkişinin 07/12/2020 tarihli 11 sayfadan ibaret raporunda özetle; … koordinesinde yürütülmekte olan iş kapsamında “Beyoğlu Çelebi mah. …cad. No:.. Beyoğlu/İstanbul” adresinde 11/06/2018 tarihinde…A.Ş.’nin; altyapı sisteminin hasara uğratılması akabinde …A.Ş. Yetkililerince hasar tespit tutanağı tanzim edildiği ve akabinde Kullanılan Malzeme ve işçilikle ilgili olarak Hasar ve Giderilme Detayı düzenlendiği, hasar nedeniyle davacının maddi zarar talebinin 2.153,63 TL olduğu, hasar nedeniyle hasarın onarımı için kullanılan emtiaların kullanılması gerekli ve hasar onarım bedelinin haddi layığında olduğu, talep edilen tutarın makul tutarlar içinde ve …Elk. birim fiyatlarına uygun olduğu, davacının kendi adamları tarafından yaptırılmış ise işçilik ve araç personel bedelinin hasara dahil edilemeyeceği ( 110,82 TL+796,07 TL=906,89 TL) aksi durumda söz konusu bedelinin hasara dahil edilebileceği, dava dosyasında bu husus ile ilgili bir bilgi bulunmadığından takdir mahkemenin olduğu, davalı koordinesinde yürütülmekte olan iş kapsamında alt yapı müsaadesi alınmadan çalışmaya başlandığı, çalışmaya başlamadan önce gözcü talep edilmediği, alt yapı çalışma izni alınmış olsa idi ilgili belediyece bölgede alt yapısı olabilecek kuruluşlara yönlendirilerek kazı yapılacak bölgede alt yapı olan kuruluşlar haberdar edilebileceği, davacının kablo kazı derinliği yeter şartını sağlamadan kablo dösemesi nedeniyle; kusurlu olduğu, davalının kılavuz talep etmeden kazı çalışmalarına başlaması nedeniyle; kusurlu olduğu ve Yargıtay 3. Hukuk dairesinin E.2007/16515 ve K.2007/17740 sayılı 22/11/2007 tarihli içtihatı gereği; Davalıların müştereken ve mütelselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği şeklinde rapor hazırlamışlardır.
11/06/2018 tarihinde“Beyoğlu Çelebi mah. …cad. No:… Beyoğlu/İstanbul” adresinde … koordinesinde yürütülmekte olan ve davalılar … ve … tarafından gerçekleştirilen çalışma esnasında davacıya ait kablonun kopartılması sonucunda hasarın meydana geldiği anlaşılmıştır.
15/06/2006 tarih ve 26199 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği” nin 4. Maddesinde tanımlandığı üzere “altyapı” kavramı “içme suyu kanalizasyon projeleri, elektrik doğalgaz, telefon, kablolu televizyon bağlantı hatları gibi telekomünikasyon projeleri hafif yaylı toplu taşıma ve metro projeleri, termal ısınma ve enerji besleme projeleri ve benzerleri gibi raylı toplu taşıma sistemleri ile yollar ve kaplamaları” ifade etmekte ve kazı çalışmalarına başlanılmadan alt yapı kazı müsaadesi alınması zarureti olduğu, yüklenicinin kazıyla ilgili belediyeden alt yapı kazı müsaadesi almadan ve bölgede alt yapısı olabilecek kurumdan gözcü talep etmeden, alt yapı araştırması yapmadan kazıya başlanılmış olması nedeniyle kabloya hasar verildiğinin anlaşıldığı, davalının kazı sonucunda verilen hasardan dolayı kusurlu olduğu, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 58/6-11-13 maddeleri ve Elektrik Dağıtım Şebekeleri Enerji Kabloları Montaj (Uygulama) Usul ve Esasları Bölüm II Madde 2/b’ye göre kablo kanalının derinliğinin 80 cm olması, dip genişliğinin 40 cm olması, ağız genişliğinin 60 cm olması gerektiğinin belirtildiği ve bilirkişi raporunda kabloların kazı derinliği yeter şartını sağlamadan döşendiği bu nedenle davacının kusurlu olduğu belirtilmişse de bu konuda dosyada delil bulunmadığı, Mahkememizce kazı yerinde keşfe gidilse dahi kazı çalışmasından sonra hasarın davacı tarafça giderildiği ve yeni kablonun döşendiği anlaşıldığından kazı sonrasındaki gerçek durumu ortaya çıkarmayacağı ve böylece ispatlanamadığı anlaşılmakla davalıların kusurlu olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
Yukarıda anlatılan gerekçelerle yüklenici şirketlerin kazı çalışmalarına başlanılmadan alt yapı kazı müsaadesi alınması zarureti olduğu, yüklenicinin kazıyla ilgili belediyeden alt yapı kazı müsaadesi almadan ve bölgede alt yapısı olabilecek kurumdan gözcü talep etmeden, alt yapı araştırması yapmadan kazıya başlanılmış olması ve çalışmalar sırasında kazı çalışması yapanın daha dikkatli olması, çalışmalarını ona göre yönlendirmesi ve gerekiyorsa elle kazı yapması gerektiğinden , meydana gelen olayda davalıların kazı yaparken dikkatsiz çalıştığı ve gereken tedbirleri almadığı anlaşıldığından davalıların kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı … vekilince müvekkiline husumet düşmeyeceği iddia edilmiş ise de bilirkişi raporlarında belirtildiği ve davalı … tarafından aksi iddia edilmeyen açıklamaya göre benzer olaylarda taraflar arasında düzenlenen TİP sözleşmelerinin ve eki şartnamelerin ilgili maddeleri ile yüklenici firma tarafından yapılacak çalışmalar esnasında verilecek her türlü hasarlardan yüklenicinin sorumlu olacağı hükmü getirilmiş ise de işveren konumunda olan …’nin yüklenici firma tarafından yapılan işlerin yönetmelik ve şartnamelere uygun olarak yapılmasını denetlemek ve kontrol etmekle gözetim ve denetim yetkisi bulunmaktadır. Bu itibarla davalı … meydana gelen zarardan TBK. 66 Maddesi anlamında müteselsilen sorumludur. Zira … tarafından yüklenicisine kazı çalışması yapılacağı sırada davacı şirketten altyapı tesislerine dair projeler ve refakatçi personel istenmemiştir.
Malzeme Bedeli Yönünden:
Davacı tarafından talep edilen malzeme bedellerin, piyasa fiyatlarına uygun olduğu, davacının davalılardan 42,64 TL malzeme bedeli talep edebileceği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Araç- Personel ve Montaj Bedeli Yönünden
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08/12/2010 tarih 2010/7-530 E. 2010/636 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere; haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ödediği ücretler genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdir. Bunların zarar ile ilgisi bulunmamaktadır. Özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderler zarar kapsamına dahil edilemez. Davacı taraf bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde onarım işlemlerinin İşletme Müdürlüğünün komutasında olan AOB (Arıza Onarım ve Bakım) birimi tarafından gerçekleştirildiğini ve dilekçesi ekinde hizmet alım sözleşmesini sunmuşsa da sözleşmenin incelemesinde götürü bedel usulü ile anlaşıldığı yani sözleşmede belirtilen bedelin önceden ödendiği her bir gerçekleştirilen hasar için ayrı ücret çıkarılmadığı yani dava konusu hasar gerçekleşmese dahi söz konusu sözleşme bedelinin davacı şirket tarafından yüklenici şirkete ödeneceği anlaşılmakla haksız fiillerde gerçek zarar ilkesinin benimsendiği bu anlamda gerçek zarar olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmakla montaj ve araç ve personel gideri olan ( 110,82 TL+796,07 TL=906,89 TL) hasar bedeline dahil edilemeyeceği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Dağıtılamayan Enerji Bedeli Yönünden
Yargıtay 4. HD’nin 2015/10383 E. 2015/12692 K., Yargıtay 3. HD 2012/19781 E. 2012/24032 K.) Sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere;” tüketilmeyen elektrik santrallerde otomatik olarak üretilmeyip ancak kullanıldığı anda üretilerek enerji nakil hatları üzerinden dağıtılan bir enerji türüdür. Kullanılan enerji miktarı günün değişik saatlerinde farklı olduğundan kesinti (inkıta) süresi belirlenemez ve bu sebeple de satılamayan enerji bedeline hükmedilemez.”
“Hasar nedeniyle enerji nakil enerjisinin beslediği mahalde bir miktar elektrik kesintisinin olduğu muhakkaktır. Davacı elektrik enerjisi üreten bir şirket değildir, sadece dağıtımını yapmaktadır. Dolayısıyla kesinti nedeniyle henüz üreticiden bir elektrik almamıştır. Öte yandan mesken ve işyerlerine kullanılan elektrik miktarı günün değişik saatlerinde farklılık göstermektedir. Kablodaki hasar nedeniyle bir mahaldeki kesintinin hasar görmeyen enerji nakil hattından beslenmesi olanağı da mevcuttur. Kullanılan enerjinin kesinti süresinin kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı dikkate alındığında satılamayan enerji bedeli talep edilmesi usul ve yasaya uygun değildir.”(… BAM … HD … E….K.)
Bilirkişi raporunda her ne kadar dağıtılamayan enerji bedeli yönünden davacının talep edilebileceği belirtilmişse de yukarıda belirtilen içtihatlar gereğince gerçek zarar ilkesine göre davacının dağıtılamayan enerji bedeli olan 2,89 TL’nin hasar bedeline dahil edilemeyeceği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Eşik Kesinti Süresi Aşım Bedeli Yönünden
Bilirkişi raporunda her ne kadar eşik kesinti süresi aşım bedeli yönünden davacının talep edilebileceği belirtilmişse de Elektrik Dağıtımı Ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliğine göre, abonelerin, yıllık eşik değerlerin aşılmasında veya günlük süreleri aşan kesintilerde dağıtım şirketi tarafından ilgili kullanıcıya tazminat ödenmesi gerekmektedir. Yani, sözü geçen yönetmelik, davacı şirketin abonelere tazminat ödemesine ilişkindir. Bu nedenle, davacı şirketin eşik kesinti süresi aşım bedelini davalıdan talep edebilmesi için sözü geçen bedeli ilgili kullanıcılara ödediğini somut belgelerle kanıtlaması gerekmektedir. Dosyada bu konuda bilgi ve belge bulunmadığı ve ispatlanamadığı anlaşılmakla gerçek zarar ilkesi gereğince eşik kesinti süresi aşım bedeli olan 2,28 TL’nin hasar bedeline dahil edilemeyeceği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Etüd Koordinasyon Bedeli Yönünden
Davacı tarafça sunulan Hasar keşif özetinde, Etüt koordinasyon bedelinin firmanın/yüklenici şirketin kendi personelince karşılandığı dava dosyasında görüldüğünden etüd koordinasyon bedeli olan 870,41 TL’nin hasar bedeline dahil edilemeyeceği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Sonuç itibariyle malzeme bedelinin talep edebileceği, malzeme bedeli 42,64 TL ve 7,68 TL KDV olduğu, toplam 50,32 TL asıl alacaktan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Faiz yönünden; Dava konusu hasar haksız fiil şeklinde gerçekleşmiş olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Faiz bu tarihten itibaren başlayacaktır. 3095 sayılı Yasa’nın 2/3. maddesi uyarınca, gerçek veya tüzel kişi tacirler arasında, haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacaklarda, istek halinde T.C.Merkez Bankası’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi oranında temerrüt faizine hükmedilmesi gerekmekte olup, davacı vekili tarafından yasal faiz talep edildiği görülmüştür. Bilirkişi raporunda her ne kadar faiz hesaplaması yapılmamışsa da bu yönden usul ekonomisi ilkesi gereği ve dava değeri dikkate alınarak tekrar ek rapor alınması gerek görülmemiş ve Mahkememizce faiz hesaplaması yapılmıştır. Haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/06/2018, takip tarihi 05/12/2018 olmakla aradan 177 gün geçtiğinden, davacı taraf takip talebinde yasal faiz talep etmiş olmakla 50,32x177x9/36500=2,19 TL işlemiş faiz bulunmuştur.
İcra İnkar Tazminatı talebi yönünden; uyuşmazlığın haksız fiile dayalı olduğu tartışmasızdır. Diğer bir anlatımla alacak likit olmayıp kimin ne kadar ve hangi sebeple sorumlu bulunduğu yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacı tarafından davalılar aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yöneltilen itirazının kısmen iptaline, takibin 50,32 TL asıl alacak, 2,19-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 52,51 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren, yasal faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 59,30-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 14,90-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 52,51-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalılar … İnş.., … İnş. ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 2.195,11-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar… İnş.., … İnş. Ve … ‘ye eşit şekilde verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvuru, 6,40-TL vekalet harcı, 1.300,00-TL Bilirkişi ücreti ve 285,60-TL posta giderinden ibaret toplam 1.636,40-TL yargılama giderinin kabul ve red oranları dikkate alınarak 38,13-TL sinin davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına;
8-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin kabul ve red oranları dikkate alınarak 30,76-TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine, 1.289,24-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
9-Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde re’sen yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalılar vekillerinin yüzüne karşı kabul edilen ve reddedilen kısım itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2021

Katip
¸e-imzalı

Hakim
¸e-imzalı