ihalede yetkilisinin imzasını taşıyan tarihsiz sözleşme ve kesin hesap mutabakatı içeriğince; davalı yüklenici ile … arasındaki ilişkisinin taşeron yüklenici ilişkisi olduğu, davacının ise davalı yüklenicinin işi eksik bırakıp işleri ikinci yüklenici olarak …’a tamamlattığı iddiasını yasal deliller ile kanıtlayamadığı, …’un imza ve içeriğini kabul ettiği sözleşme ve kesin hesap mutabakatının aksine, duruşmadaki davalı ile ilişkisinin taşeron yüklenici ilişkisi olmadığı yönündeki beyanına itibar edilmesi mümkün değildir

 

T.C.

Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi

 

Esas No:2018/395

Karar No:2018/2626

  1. Tarihi:21.6.2018

 

 

Mahkemesi  :Asliye Hukuk Mahkemesi

İhbar olunan           :…

 

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekili tarafından duruşmalı istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat … geldi. Davalı vekili ile ihbar olunan gelmedi. Davacının temyiz dilekçesinin süresi dışında, davalının temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

 

– K A R A R –

 

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik menfi tespit istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1-Davacı, 03.06.2016 havale tarihli 04.06.2016 tarihinde harçlandırdığı dilekçesi ile temyiz isteminde bulunmuş ise de mahkeme kararı ile temyiz dilekçesinin davacı vekiline 18.05.2016 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz dilekçesinin verildiği ve harcın yatırıldığı tarihte 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 432. maddesinin 1. fıkrası hükmünde öngörülen 15 günlük sürenin geçtiği anlaşıldığından davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmiştir.

2-Davalının temyiz itirazlarına gelince;

Taraflarca dosyaya sunulan “Şartnamedir başlıklı sözleşmelerden, yüklenici tarafından sunulan belgede çıkıntı ve çizintiler mevcut olup bu belgeye yönelik olarak sahtecilik ile ilgili yapılan yargılamaya ait … 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/322 Esas sayılı ceza dosyası derdesttir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ve Dairemizin yerleşmiş içtihatlarında da belirtildiği gibi sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan ve zaman bakımından uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi) uyarınca ceza yargılamasında sübuta eren maddi olgular hukuk hakimini bağlar. Bir başka deyişle ceza davasında, sübuta eren maddi vakıaların hukuk davasında nazara alınması gerekeceğinden ceza davasının sonucunun beklenmesi gerekmektedir. Verilen beraat kararının ilgili Yargıtay Ceza Dairesi’nce onanıp kesinleşmesi halinde ise ceza mahkemesi kararı ile maddi vakıanın sübutu sağlanamayacağından 1086 sayılı

HUMK’nın 298. maddesindeki düzenleme de dikkate alınıp taraflarca sunulan sözleşmenin hangisinin geçerli ve tarafları bağlayıcı olacağının değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bununla birlikte; davalı yüklenici tarafından dosyaya sunulan ve ihbar olunan …’un da kabul ettiği, … ile davalı yetkilisinin imzasını taşıyan tarihsiz sözleşme ve kesin hesap mutabakatı içeriğince; davalı yüklenici ile … arasındaki ilişkisinin taşeron yüklenici ilişkisi olduğu, davacının ise davalı yüklenicinin işi eksik bırakıp işleri ikinci yüklenici olarak …’a tamamlattığı iddiasını yasal deliller ile kanıtlayamadığı, …’un imza ve içeriğini kabul ettiği sözleşme ve kesin hesap mutabakatının aksine, duruşmadaki davalı ile ilişkisinin taşeron yüklenici ilişkisi olmadığı yönündeki beyanına itibar edilmesi mümkün değildir.

Bu durumda mahkemece yapılacak iş; gerçekleştirilen imalâtın tamamının yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilip gerekirse teknik bilirkişiden ek rapor alınarak geçerli ve tarafları bağlayıcı olduğu kabul edilen sözleşme ve sözleşme fiyatlarında göre davalının sözleşme kapsamında hak ettiği imalât bedeli, sözleşme dışı imalât yapıldı ise vekaletsiz iş görme hükümlerine göre mahalli piyasa rayicine göre mahalli piyasa rayici içerisinde KDV ve müteahhitlik karı olduğundan ayrıca eklenmeksizin bu suret ile hak edilen iş bedelinin hesaplattırılıp, bu suretle belirlenen iş bedelinden davalının talimatı ile taşeron …’a ödeme yaptığı ispatlanamadığı ve davalının …’a yapılan ödemeleri benimseyerek kabul ettiği de ileri sürülüp ispatlanamadığından bu ödemeler katılmaksızın kanıtlanan ödemeler düşülerek davalının alacağı hesaplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

Açıklanan nedenlerle; eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının süre yönünden reddine, 2. bent uyarınca davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin ve Yargıtay başvurma harçlarının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 21.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

İlgili Maddeler

HUMK 432 Madde

HUMK 298 Madde