Davalı idareler tarafından firmanın yapması gereken imalatları zamanında tamamlamaması ve sözleşme hükümleri gereğince yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı noter aracılığıyla  ihtarname gönderildiği ihtarnamede belirtilen sürenin dolmasına rağmen yüklenici firma tarafından hiçbir çalışma yapılmadığı ihale Kanunun maddesinde belirtilen fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler hakkında yasaklama kararının Bakanlık tarafından verileceğinin belirtildiği şayet kanun koyucunun amacı bu onayların bizzat Bakan tarafından verilmesi olsaydı Bakanlık yerine açıkça Bakan tabirinin tercih edileceği yetkinin bir an için Bakanlık makamında olduğu kabul edilse bile dava konusu tarihte yürürlükte olan 655 sayılı KHK nın yetki devri başlığına  göre dönemin İmza Yetkileri Yönergesine göre söz konusu onayın Bakan adına müsteşarlık makamı tarafından imzalanabileceği kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmesi hk

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/3679 E.  ,  2019/3448 K.

  •  

“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/3679
Karar No:2019/3448

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR): 1. … 2. …

KARŞI TARAF (DAVACI): …

İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu uyarınca ihalelere katılmaktan 1 (bir) yıl süre ile yasaklanmasına ilişkin tarih ve sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; Dairemizin 06/03/2019 tarih ve E:2013/179, K:2019/672 sayılı kararı ile bozulması üzerine bozma kararına uyularak; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 58. maddesi uyarınca, bir bakanlığa bağlı kurumlar tarafından yapılan ihalelerde, ihalelere katılmaktan yasaklama kararının bakan tarafından verilmesi gerektiği, Danıştay 13. Dairesi’nin benzer dosyalarda birden çok ara kararı ile davalı idareden, ihalelere katılmaktan yasaklamaya ilişkin “olur”un Bakanlık Müsteşarı tarafından imzalanabileceğine ilişkin olarak Bakan tarafından müsteşarlık makamına herhangi bir yetki devri veya müsteşar adına herhangi bir imza devri yapılıp yapılmadığı sorulduğu, davalı idare tarafından, ihalelere katılmaktan yasaklamaya ilişkin işlemin müsteşar tarafından tesis edilmesine imkân sağlayan yazılı yetki devrini gösteren bir belgenin sunulmadığının görüldüğü, bu itibarla, müsteşar tarafından imzalanmak suretiyle tesis edilen ihaleden yasaklama işleminde yetki yönünden hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idareler tarafından, firmanın yapması gereken imalatları zamanında tamamlamaması ve sözleşme hükümleri gereğince yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı noter aracılığıyla 24/08/2010 tarihli ihtarname gönderildiği, ihtarnamede belirtilen 20 günlük sürenin dolmasına rağmen yüklenici firma tarafından hiçbir çalışma yapılmadığı, 4734 sayılı Kanunun 58. maddesi uyarınca, 17. maddesinde belirtilen fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler hakkında yasaklama kararının “Bakanlık” tarafından verileceğinin belirtildiği, şayet kanun koyucunun amacı bu onayların bizzat “Bakan” tarafından verilmesi olsaydı, “Bakanlık” yerine açıkça “Bakan” tabirinin tercih edileceği, yetkinin bir an için Bakanlık makamında olduğu kabul edilse bile, dava konusu tarihte yürürlükte olan 655 sayılı KHK’nın “yetki devri” başlıklı 32. maddesine göre, dönemin İmza Yetkileri Yönergesine göre söz konusu onayın Bakan adına müsteşarlık makamı tarafından imzalanabileceği, kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, işin taahhütlere uygun yerine getirildiği, davalı idare tarafından ihale dökümanında yer almayan ve taahütleri arasında bulunmayan işlerin de ihale kapsamında bedelsiz olarak yapılmasının istenildiği, hak edişlerin ödenmemesi üzerine TCDD aleyhüne . Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açıldığı, yargılama sonucunda sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğinin tespit edildiği, alacakların ödenmesi ile teminat mektuplarının iadesine karar verildiği, davalıların yetki yönünden iptal gerekçesine yönelik olarak bir iddiasının olmadığı, ileri sürülen temyiz itirazlarının yersizliğinin ise adli yargı yerinin kararı ile sabit olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalıların temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde yürütmenin durdurulmasını isteyen davalı idareye iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 05/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.