ihaleye katılan isteklilerin, şahıs şirketi olması hâlinde tüm ortaklarının, sermaye şirketi olmaları hâlinde sermayesinin yarısından fazlasına sahip ortakları ile başvuru veya teklifi imzalayan yani ihaleye katılan vekil ve temsilcilerinin de ihalelere katılmaktan yasaklı olup olmadığının Kurum’dan teyit ettirilmesi gerektiği hk

Danıştay Kararı – 13. D., E. 2015/1760 K. 2019/567 T. 26.2.2019

ihaleye katılmaktan yasaklanma, teklifi imzalayan kişinin yasaklı olması

T.C.

D A N I Ş T A Y

ONÜÇÜNCÜ DAİRE

Esas No : 2015/1760

Karar No : 2019/567

DAVACI : ….

DAVALI : ….

DAVANIN KONUSU : Kamu İhale Genel Tebliği’nin ‘Teyit İşlemleri’ başlıklı 30.5. maddesinin 30.5.2. fıkrasının II. alt bendinde yer alan ” ….teklifi …imzalayan, başka bir ifade ile ihaleye katılan vekil ve temsilcilerinin de ihalelere katılmaktan yasaklı olup olmadığı sorgulanacak ve Kurumdan teyit ettirilecektir.” düzenlemesinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : …. Bankası A.Ş. Yatırım ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığı tarafından “….. İçme Suyu ve İçme Suyu Paket Arıtma Tesisi İnşaatı” ihalesine iş ortalığı olarak katıldığı, iş ortaklığının özel ortağı olduğu, teklifi vekâletname ile sunan…’in ihale tarihi itibarıyla yasaklı olduğundan bahisle teklifinin değerlendirme dışı bırakılarak 1 yıl süre ile kamu ihalelerine katılmasının yasaklandığı, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 58. maddesinde yasaklama kararının kimlere uygulanabileceğinin tahdidî olarak sayıldığı, sermayesinin yarısından fazlasına sahip olmamakla birlikte yasaklı olduğu hâlde temsile yetkili olarak teklif mektubunu sunan kişi dolayısıyla sermaye şirketinin de yasaklanacağına ilişkin bir düzenleme yer almadığından dava konusu Tebliğin hukuksal dayanaktan yoksun olduğu ve kanun hükmünü aşar biçimde düzenlendiği, Tebliğin vekâlet verilen şahsın firma ile SSK ilişkisi içerisinde olup olmadığının araştırılmasını gerekli kılmadığı, düzenleme ile, ortağı olmayan şahıs tarafından ihalelere katılmaktan yasaklanmasına karar verilmesine imkân tanındığı, bu durumun Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesine açıkça aykırılık teşkil ettiği, yasaklama kararı idari yaptırım olduğundan ceza hukuku ilkelerinin uygulanmasının zorunlu olduğu, 4734 sayılı Kanun’un 11. maddesindeki düzenlemenin, yasaklanmış bir firmanın başka bir firma arkasına gizlenerek ihalelere katılmasının önlenmesi amacını taşıdığı, vekâlet ile ihaleye katılımın kamu düzeninin parçası olan ihale düzenini bozmadığı gibi kamu zararına da sebep olmadığı, ihalelere katılımın engellenmesinin hem katılımcı bir fiyat yarışmasının engellenmesi nedeniyle 4734 sayılı Kanun’un 5. maddesinde yer alan rekâbet ilkesine hem de Anayasa’nın 48. maddesinde güvence altına alınan çalışma ve sözleşme hürriyetine açıkça aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI : Öncelikle, usule ilişkin olarak davanın süresinde açılmadığı ileri sürülmüş; esasa ilişkin olarak ise, yasaklama kararının malî sonuçları olan ve yasaklanan kişiler üzerinde ekonomik etki doğuran bir tedbir niteliğinde olduğu, tedbirin uygulanırlığının sağlanmasının 4734 sayılı Kanun’un 5. maddesinde sayılan temel ilkelerin sağlanması açısından da önem arz ettiği, 4734 sayılı Kanun’un 11. maddesinde kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olanların kendileri veya başkaları adına ihaleye katılamayacaklarının belirtildiği, ihalelere katılmaktan yasaklı olan bir kişinin vekil (temsilci) sıfatıyla bir başka kişi adına vekâleten ihaleye katılması durumunda, vekilin (temsilcinin) ihalelere katılmaktan yasaklı olması nedeniyle anılan Kanun’un 11. maddesinin ihlâl edilmiş olduğu sonucuna ulaşılması gerektiği, vekilin (temsilcinin) temsil ettiği kişi adına hareket etmesi sebebiyle temsile yetkili bulunduğu kişinin ihalelere katılmaktan yasaklı bir temsilci ile ihaleye dolaylı katılım sağladığı dikkate alındığında, temsil edilen kişinin de 11. maddeyi ihlâl ettiği, zira tevkil edilen ya da temsilci tayin edilen kişinin ancak asilin sahip olduğu hak ve yetkiler çerçevesinde hareket edebileceği belirtilerek düzenlemenin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI … DÜŞÜNCESİ : Dava, Kamu İhale Genel Tebliği’nin ‘Teyit İşlemleri’ başlıklı 30.5. maddesinin 30.5.2. fıkrasının II. alt bendinde yer alan ” ….teklifi… imzalayan, başka bir ifade ile ihaleye katılan vekil ve temsilcilerinin de ihalelere katılmaktan yasaklı olup olmadığı sorgulanacak ve Kurumdan teyit ettirilecektir.” düzenlemesinin iptali istemine ilişkindir.

Davalı idarenin usule yönelik iddiaları yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi:

4734 sayılı Kanunun 53’üncü maddesinin yedinci fıkrasında, “Kurum, Kurul kararıyla bu Kanunun ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun uygulanmasına ilişkin standart ihale dokümanı, tip sözleşme, yönetmelik ve tebliğler çıkarmaya yetkilidir. Kurul ve Kurum yetkilerini, düzenleyici işlemler tesis ederek ve özel nitelikli kararlar alarak kullanır.” hükmü yer almaktadır. Bu itibarla, Kurumun 4734 sayılı Kanunda öngörülen hükümlere yönelik olarak düzenleyici işlemler hazırlayarak yürürlüğe koymak suretiyle uygulamayı-yönlendirme görev ve yetkisi bulunmaktadır.

Anılan Kanun’un “İhaleye katılamayacak olanlar” başlıklı 11’inci maddesinde bu Kanun ve diğer kanunlardaki hükümler gereğince geçici veya sürekli olarak idarelerce veya mahkeme kararıyla kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olanların, doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak, kendileri veya başkaları adına ihaleye katılamayacakları, bu yasağa rağmen ihaleye katılanların ise ihale dışı bırakılarak geçici teminatlarının gelir kaydedileceği, “Yasak fiil ve davranışlar” başlıklı 17’nci maddesinde ihalelerde yasak olan fiil ve davranışlar sayılmış ve bu yasak veya davranışlarda bulunanlar hakkında aynı Kanun’un dördüncü kısmında belirtilen hükümlerin uygulanacağı belirtirken “Yasaklar ve Ceza Sorumluluğu” başlığını taşıyan dördüncü kısmının “İhalelere katılmaktan yasaklama” alt başlıklı 58’inci maddesinde ise, 17’nci maddede belirtilen fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler hakkında, fiil veya davranışlarının özelliğine göre, bir yıldan az olmamak üzere iki yıla kadar, üzerine ihale yapıldığı halde mücbir sebep halleri dışında usulüne göre sözleşme yapmayanlar hakkında da altı aydan az olmamak üzere bir yıla kadar, Kanun kapsamı dışında olan kurum ve kuruluşlar ile istisna edilenler de dahil bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılmaktan yasaklama kararı verileceği belirtilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacı firmanın, …Bankası Anonim Şirketi Yatırım ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığına ait “…İçmesuyu ve İçmesuyu Paket Arıtma Tesisi İnşaatı” ihalesine … İş ortaklığı olarak katıldığı, ancak yapılan değerlendirmede, anılan iş ortaklığının özel ortağı olan davacı firmanın teklifini vekaletname ile sunan … ‘in, ihale tarihi itibarıyle yasaklı olduğundan bahisle ihaleyi yapan idarece, teklifinin değerlendirme dışı bırakılarak kamu ihalelerine 1 yıl süreyle katılımının yasaklanmasına karar verilmesi amacıyla hazırlık işlemlerinin yapılmasının davalı idareye bildirildiği anlaşılmıştır.

Kamu İhale Kanunu’nun 58. maddesinde öngörülen “ihaleden yasaklama” yaptırımının Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesi nezdinde yapılan başvuruda Anayasa Mahkemesince; “Kamu İhalelerinde Türk Ceza Kanunu’na göre şuç teşkil eden fiil veya davranışlarda bulunduğu iddiasıyla haklarında kamu davası açılanların yargılama süresince kamu ihalelerine katılmaktan yasaklı olmalarının, yasa koyucu tarafından getirilen idari bir önlem niteliği taşıdığı” gerekçesi ile yasaklamanın bir idari tedbir niteliğinde olduğunun kabul edildiği görülmüştür.

Yasa koyucunun, bu yönden bir yaptırım öngörmesindeki hukukî yararın, ihale sürecinin mevzuatta öngörülen şekle uygun olarak yürütülüp sonuçlandırılması olup, bu hukuki yararın korunması adına, yasaklı olanların doğrudan yada dolaylı olarak ihalelere teklif sunmasının da mümkün olmaması gerekmektedir.

Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 40. maddesinde; yetkili bir temsilci tarafından bir başkası adına ve hesabına yapılan hukuki işlemin sonuçları, doğrudan doğruya temsil olunanı bağlar, hükmüne, kanunun takip eden maddelerinde de ticari temsilciler ile ticari vekillere ilişkin özel düzenlemelere yer verildiği, İhale Uygulama Yönetmeliğinde ise; isteklilerin, vekil aracılığı ile ihaleye katılması halinde sunmak zorunda oldukları belgelerin belirlendiği görülmektedir.

Bu durumda, ihaleye katılmak isteyen isteklinin ihaleye bizzat başvuracağı gibi vekil veya temsilci aracılığı ile başvuracağı, vekil veya temsilci sıfatına haiz kişinin temsil ettiği kişi adına dolaylı ihaleye başvurmuş olduğuna göre, asıl istekli için aranan “ihaleye katılma koşullarının” temsilci için de aranması gerekliliğinin kanun koyucunun hedeflediği amaç olduğunun kabulü gerekmektedir.

Bu durumda, yasaklı olduğu yönündeki kararı kesinleşmiş olan temsile yetkili kişinin aracılığı ile ihalelere teklif verilmesi yukarıda açıklanan mevzuat hükmünce mümkün bulunmadığından, bu paralelde düzenlenen Kamu İhale Genel Tebliği’nin uyuşmazlığa konu 30.5. maddesinin 30.5.2. fıkrasının II. alt bendinde mevzuata ve hukuka aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce duruşma için taraflara önceden bildirilen 26/02/2019 tarihinde, davacı vekili ‘un ve davalı idare vekili Av. …geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :

…Bankası A.Ş. Yatırım Koordinasyon Dairesi Başkanlığı tarafından ….tarihinde gerçekleştirilen “… İçme Suyu ve İçme Suyu Paket Arıtma Tesisi İnşaatı Yapım İşi” ihalesine katılan …. İş Ortaklığı adına birim fiyat teklif mektubunu davacı şirket adına imzalayan …’in ihale tarihi itibarıyla ihalelere katılmaktan yasaklı olduğu tespit edilmiştir.

20/02/2015 tarih ve 2015/34 sayılı İhale Komisyonu kararı ile, iş ortaklığının teklifi 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 11. maddesi, ihaleye ait İdari Şartname’nin 9. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 53. maddesinin birinci fıkrası ve 53. maddesinin dördüncü fıkrası ile Kamu İhale Genel Tebliği’nin 30.5.2. maddesi gereğince değerlendirme dışı bırakılmıştır.

13/03/2015 tarih ve 29294 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kararı ile de davacı şirket 1 yıl süre ile kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmıştır.

Bunun üzerine, davacı şirket tarafından, söz konusu ihalede değerlendirme dışı bırakılmalarına gerekçe olarak gösterilen Kamu İhale Genel Tebliği’nin 30.5.2. maddesinin II. alt bendinde yer alan ” ….teklifi …imzalayan, başka bir ifade ile ihaleye katılan vekil ve temsilcilerinin de ihalelere katılmaktan yasaklı olup olmadığı sorgulanacak ve Kurumdan teyit ettirilecektir” düzenlemesinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

USUL YÖNÜNDEN:

Davalı idare tarafından, davanın süresi içinde açılmadığından reddi gerektiği ileri sürülmüştür.

2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hâllerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; 4. fıkrasında ise, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabileceği belirtilmiştir.

Bakılan davanın düzenleyici işlemin uygulanması üzerine açıldığı, uygulama işleminin ise 20/02/2015 tarihli İhale Komisyonu kararı olduğu ve davanın 15/04/2015 tarihinde, yasal dava açma süresi içinde açıldığı anlaşıldığından davalı idarenin süreye ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.

ESAS YÖNÜNDEN:

4734 sayılı Kanunu’nun “” başlıklı 53. maddesinde, “… Kurum, Kurul kararıyla bu Kanun’un ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun uygulanmasına ilişkin standart ihale dokümanı, tip sözleşme, yönetmelik ve tebliğler çıkarmaya yetkilidir. Kurul ve Kurum yetkilerini, düzenleyici işlemler tesis ederek ve özel nitelikli kararlar alarak kullanır. Standart ihale dokümanları, tip sözleşmeler, yönetmelik ve tebliğler Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulur …” kuralı bulunmaktadır.

Anılan Kanun’un “İhaleye katılamayacak olanlar” başlıklı 11. maddesinde, “Aşağıda sayılanlar doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak, kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde ihalelere katılamazlar: a) Bu Kanun ve diğer kanunlardaki hükümler gereğince geçici veya sürekli olarak idarelerce veya mahkeme kararıyla kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olanlar ile 12/04/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan veya örgütlü suçlardan veyahut kendi ülkesinde ya da yabancı bir ülkede kamu görevlilerine rüşvet verme suçundan dolayı hükümlü bulunanlar…”; “Yasak fiil veya davranışlar” başlıklı 17. maddesinde, “İhalelerde aşağıda belirtilen fiil veya davranışlarda bulunmak yasaktır: … e) 11 inci maddeye göre ihaleye katılamayacağı belirtildiği halde ihaleye katılmak. Bu yasak fiil veya davranışlarda bulunanlar hakkında bu Kanunun Dördüncü Kısmında belirtilen hükümler uygulanır.”; “Yasaklar ve Ceza Sorumluluğu” başlıklı dördüncü kısmının “İhalelere katılmaktan yasaklama” alt başlıklı 58. maddesinde ise, “17. maddede belirtilen fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler hakkında fiil veya davranışlarının özelliğine göre, bir yıldan az olmamak üzere iki yıla kadar, üzerine ihale yapıldığı hâlde mücbir sebep halleri dışında usulüne göre sözleşme yapmayanlar hakkında ise altı aydan az olmamak üzere bir yıla kadar, 2. ve 3. maddeler ile istisna edilenler dahil bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılmaktan yasaklama kararı verilir. …” kuralı yer almaktadır.

Kamu İhale Genel Tebliği’nin 30.5.2. maddesinde, “4734 sayılı Kanun’un 40. maddesinde, sadece ihale üzerinde kalan istekli ile varsa ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi isteklinin, 42. maddesinde de sadece ihale üzerinde kalan isteklinin yasaklı olup olmadığının Kurumdan teyit ettirilmesinden söz edilmiş ise de, 11. maddede, ihalelere katılmaktan yasaklanmış olanların hiçbir şekilde ihalelere katılmamalarının sağlanmasının amaçlandığı dikkate alındığında, ihale tarihi itibarıyla ihaleye katılan tüm isteklilerin ihalelere katılmaktan yasaklı olup olmadığının sorgulanması ve teyit edilmesinin zorunlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple: I- Başvuru veya ihale tarihi itibarıyla tüm aday ve istekliler için, ihale kararı ihale yetkilisince onaylanmadan önce ihale üzerinde kalan istekli ve varsa ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi için, sözleşmenin imzalanacağı tarihte ise sadece ihale üzerinde kalan istekli için ihalelere katılmaktan yasaklı olup olmadığı sorgulanacak ve Kurumdan teyit ettirilecektir. II- Yasaklılık teyidi yapılırken aday ve istekliler ile bunların şahıs şirketi olmaları halinde tüm ortakları, sermaye şirketi olmaları halinde sermayesinin yarısından fazlasına sahip ortakları ile başvuru veya teklifi ya da sözleşmeyi imzalayan, başka bir ifade ile ihaleye katılan vekil ve temsilcilerinin de ihalelere katılmaktan yasaklı olup olmadığı sorgulanacak ve Kurumdan teyit ettirilecektir. III- Bu çerçevede yapılan teyit işlemi sonucunda; a) Başvuru veya ihale tarihi itibariyle haklarında ihalelere katılmaktan yasaklı kararı bulunan aday ve istekliler 4734 sayılı Kanunun 11. maddesi gereğince ihale dışı bırakılacak, geçici teminatı gelir kaydedilecek ve anılan Kanunun 17. maddesinin atıfta bulunduğu 58 inci madde uyarınca ihalelere katılmaktan yasaklama kararı tesis edilecektir. …” kuralına yer verilmiştir.

Sözlük anlamı ile “düzenli hâle koymak, düzen vermek, tanzim ve tertip etmek” olarak tanımlanan “düzenleme”, kamu hukukunda kural koyma ile eş anlamlıdır. Kural ise; sürekli, soyut, nesnel, genel (kişilik dışı) durumları belirleyen ve gösteren norm olarak tanımlanmaktadır. Yasama organının yasama tasarrufları dışında, idare, Anayasa ve kanunlardan aldığı yetki ile, kural koyma (düzenleme yapma) yetkisine sahiptir. “Kural işlemler” (ya da diğer adıyla “genel düzenleyici işlemler”), üst hukuk kurallarına uygun olarak hukuk düzenine yeni kural getiren ya da mevcut bir kuralı değiştiren veya kaldıran tek yanlı idarî işlemlerdir. Düzenleme yetkisini kullanarak tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge gibi genel düzenleyici işlemleri yapan idarenin bir işleminin düzenleyici nitelik taşıdığının kabul edilebilmesi için, söz konusu işlemin sürekli, soyut, nesnel, genel durumları belirleyen ve gösteren hükümler içermesi, başka bir anlatımla, belirtilen nitelikte kurallar konulmuş olması zorunlu olup, bu genel düzenlemelerin üst hukuk kurallarına aykırı hükümler içermemesi gerekir. (ÖZAY İl Han, Günışığında Yönetim, 2017, İstanbul, s.426)

Aktarılan kurallardan, 4734 sayılı Kanun ve diğer kanunlar uyarınca geçici veya sürekli olarak idarelerce veya mahkeme kararıyla kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olanların doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak, kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde ihalelere katılamayacakları, ihaleye katılan isteklilerin, şahıs şirketi olması hâlinde tüm ortaklarının, sermaye şirketi olmaları hâlinde sermayesinin yarısından fazlasına sahip ortakları ile başvuru veya teklifi imzalayan yani ihaleye katılan vekil ve temsilcilerinin de ihalelere katılmaktan yasaklı olup olmadığının Kurum’dan teyit ettirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Temsilin hükmü” başlıklı 40. maddesinde, “Yetkili bir temsilci tarafından bir başkası adına ve hesabına yapılan hukukî işlemin sonuçları, doğrudan doğruya temsil olunanı bağlar. …” kuralı yer almıştır.

Doğrudan doğruya temsil, kendisine yetki verilmiş olan temsilcinin yapmış olduğu hukukî işlemin hüküm ve sonuçlarının işlemin yapıldığı andan itibaren doğrudan doğruya temsil olunana ait olmasıdır. Doğrudan doğruya temsilin söz konusu olabilmesi için, temsilcinin temsil yetkisine sahip olması ve temsil olunan adına ve hesabına hareket etmesi gerekir.

4734 sayılı Kanun ve diğer kanunlar gereğince geçici veya sürekli olarak kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olanların dolaylı olarak dâhi kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde ihalelere katılamayacakları yönündeki düzenlemeden, ihaleye katılmak isteyen istekli veya temsilciler yönünden 4734 sayılı Kanun ile fiil ehliyetine bir kısıtlama getirildiği ve kanun koyucunun hakkında yasaklama kararı bulunanların dolaylı olarak dahi ihalelere katılmalarını istemediği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, ihaleye katılmak isteyen isteklinin ihaleye bizzat katılabileceği gibi vekil veya temsilci aracılığı ile de katılabileceği, vekil veya temsilci sıfatına haiz kişinin temsil ettiği kişi adına dolaylı olarak ihaleye katıldığı, ihale sürecinde, ihaleye teklif vermek, birtakım taahhütlerde bulunmak ve ihale sürecinin sonunda sözleşme imzalamak gibi hak ve borç doğurucu işlemler söz konusu olduğundan teklifi tüzel kişiliği temsilen imzalayacak kişilerin de kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olmaması, dolayısıyla asıl istekli için aranan ihaleye katılma koşullarının temsilci için de aranması gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Bu itibarla, 4734 sayılı Kanun’daki kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olanların doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak, kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde ihalelere katılamayacağı yönündeki kural uyarınca, isteklilerce, ihalelere katılmaktan yasaklı bulunan temsile yetkili kişi aracılığı ile ihalelere teklif verilmesi mümkün bulunmadığından, bu kurala paralel olarak Kamu İhale Kurulu tarafından kendisine verilen yetki çerçevesinde yapılan, ihaleye katılan isteklilerin vekil ve temsilcilerinin ihalelere katılmaktan yasaklı olup olmadığının Kurum’dan teyit ettirileceği yönündeki dava konusu Kamu İhale Genel Tebliği’nin 30.5. maddesinin 30.5.2. fıkrasının II. alt bendinde yer alan düzenlemede hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

  1. DAVANIN REDDİNE,
  2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …..-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
  3. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ….-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
  4. Fazladan yatırılan …-TL harç ile kullanılmayan ….-TL yürütmeyi durdurma itiraz harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
  5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
  6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 26/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.