İhalenin feshini talep eden şikayetçi tapuda haciz alacaklısı olmasına rağmen kendisine satış ilanı tebliğ edilmediğini beyan ederek ihalenin feshini istemiştir. Satış ilanı tebliğ edilecek ilgililer satış kararının verildiği tarih itibariyle belirleneceğinden, bu tarihte şikayetçi haciz alacaklısı olduğundan tapu sicilindeki ilgili sıfatı bulunmakta olup, satış ilanının şikayetçiye tebliğ edilmemiş olması ihalenin feshi nedenidir. O halde mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekir.

T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
E: 2015/4705 K: 2015/5546 K.T.: 12.03.2015
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : İhalenin feshini talep eden şikayetçi tapuda haciz alacaklısı olmasına rağmen kendisine satış ilanı tebliğ edilmediğini beyan ederek ihalenin feshini istemiştir.
İİK’nun 134/8. maddesi uyarınca ‘ihalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur.’ Yine aynı Kanunun 134/2.maddesinde ihalenin feshini yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek sureti ile ihaleye iştirak edenlerin isteyebileceği belirtilmiştir.
Alacağın temlikini düzenleyen 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183. maddesine göre; “… Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını 3. bir kişiye devredebilir.” 184. maddesinde de, alacağın devrinin geçerliliğinin yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlı olduğu kabul edilmiştir.
Alacağın devri ile alacak hakkı bunu devralan üçüncü kişiye borçlunun rızası olmaksızın geçer. Böylece devralan, daha önce devredene ( temlik eden ) ait olan alacak hakkını kesin olarak iktisap eder ve bunun üzerinde “tasarruf etme” yetkisini kazanır. Devir işlemi ile devreden, borç ilişkisinden çıkar ve onun yerine alacaklı sıfatıyla alacağı devralan üçüncü kişi geçer. Alacakla ilgili her türlü ( dava açma, takip yapma, temlik etme… gibi ) hukuki işlem bu üçüncü kişi tarafından yapılır. Bir takip açıldıktan sonra da ( takip devam ederken ), takip konusu olan mal ve hakkın bir başkasına ( üçüncü kişiye ) devredilmesi ( temlik edilmesi ) mümkündür.
Somut olayda, dosyaya celp edilen 2.9.2013 tarihli son tapu kaydında ihaleye konu taşınmaz üzerinde Küçükçekmece 4. İcra Müdürlüğünün 2007/10076 Esas sayılı dosyasında konulmuş haciz bulunduğu, anılan takibin R. A. tarafından başlatıldığı, R. A.’ün alacağını Büyükçekmece 10. Noterliği’nin 002344 yevmiye numaralı 9.12.2011 tarihli temliknamesi ile G. A.’a devrettiği ve temliknamenin ilgili noterlik aracılığı ile 13.12.2011 tarihinde icra dosyasına tebliğ edildiği görülmektedir.
Satış ilanı tebliğ edilecek ilgililer satış kararının verildiği 26.9.2013 tarih itibariyle belirleneceğinden, bu tarihte şikayetçi haciz alacaklısı olduğundan tapu sicilindeki ilgili sıfatı bulunmakta olup, satış ilanının şikayetçiye tebliğ edilmemiş olması ihalenin feshi nedenidir.
O halde mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.