ihaleyi alan davalı iş sahibinden dava dışı yüklenici ile yaptığı ihale ve işlem dosyası getirtildikten sonra, konusunda uzman teknik bilirkişiler marifetiyle gerekirse mahallinde keşif de yapılıp bilirkiş kurulundan, dava dışı yüklenici ile davalı arasındaki sözleşme maddesinde yapım işleri genel şartnamesi sözleşmenin eki olduğundan dava dışı yüklenicinin sözleşme konusu işlerle ilgili sözleşme fiyatlarıyla, sözleşme dışı işlerle ilgili de  Genel Şartname maddesi hükümlerini gözönünde tutarak hakettiği bedel ile temliknamenin davalıya tebliğinden önce davalının dava dışı yüklenici ya da 3. kişilere yaptığı ve kanıtladığı ödemeler düşüldükten sonra yüklenicinin davalı iş sahibinden alacağı kalıp kalmadığı ve miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna uygun bir karar

  1. Hukuk Dairesi         2020/1141 E.  ,  2020/2419 K.
  •  

“İçtihat Metni”

Mahkemesi:Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, dava dışı yüklenici yüklenicinin davalı ile olan eser sözleşmesi ilişkisi sebebiyle tahakkuk etmiş ve edecek alacaklarını temlik alan sözleşme dışı 3. kişi tarafından açılmış olup, alacağın tahsili istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın pasif husumet yokluğundan reddedilmiş, davacının istinaf kanun yolu başvurusu da …Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince esastan reddedilmiş, davacı verilen kararı yasal süresi içinde temyiz etmiştir.Davalı ile dava dışı …inş. Müt. San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasında … 300 kişilik Pansiyon ve Spor Salonu projesinin yapımı konusunda 13.01.2016 tarihinde eser sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşmenin imzalanmasından sonra dava dışı yüklenici şirket …3. Noterliği’nin 10.05.2016 gün 10167 yevmiye nolu temliknamesi ile sözleşme konusu işten dolayı tahakkuk etmiş ve edecek alacaklarının 2.160.000,00 TL’lik kısmını davacıya temlik etmiş, davalı dava dışı yükleniciye hitaben yazdığı 13.05.2012 gün 99643061-000-11293 sayılı yazısı ile alacağını temlik etmesinde (temlik koydurmasında) sakınca bulunmadığını bildirmiştir.Davacı davasında temlike onay verilmesine ve yüklenici yararına imalât yapılmasına rağmen düşük ödemeler yapıldığı, davalının kusuru ile zarara uğradığını ileri sürerek alacak talebinde bulunmaktadır.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183/I. maddesine göre alacaklının, alacağını üçüncü bir kişiye devri mümkün olup, temlik yazılı şekilde yapıldığından aynı kanunun 184. maddesi gereğince geçerlidir. Alacağın geçerli bir temlik belgesi ile temlik edilmesi halinde,borçlu temliknamenin kendisine tebliği tarihi itibariyle temlik eden alacaklısına ödemediği borçlarını temlik miktarıyla sınırlı olarak, TBK’nın 187, 188, 189. maddelerindeki kaçınma ve savunma haklarını kullanması hali dışında temlik alana ödemek zorundadır. Bu durumda ilk derece mahkemesince tarafların delilleri toplanıp, temlik sözleşmesinin davalıya tebliğ edilip edilmediği de araştırılıp saptandıktan ve davalı iş sahibinden dava dışı yüklenici ile yaptığı ihale ve işlem dosyası getirtildikten sonra, konusunda uzman teknik bilirkişiler marifetiyle gerekirse mahallinde keşif de yapılıp bilirkiş kurulundan, dava dışı yüklenici ile davalı arasındaki sözleşmenin 8.2-1-1 maddesinde yapım işleri genel şartnamesi sözleşmenin eki olduğundan dava dışı yüklenicinin sözleşme konusu işlerle ilgili sözleşme fiyatlarıyla, sözleşme dışı işlerle ilgili de Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 21.22 maddesi hükümlerini gözönünde tutarak hakettiği bedel ile temliknamenin davalıya tebliğinden önce davalının dava dışı yüklenici ya da 3. kişilere yaptığı ve kanıtladığı ödemeler düşüldükten sonra yüklenicinin davalı iş sahibinden alacağı kalıp kalmadığı ve miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu ilk derece mahkemesince davanın ve bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun reddedilmiş olması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile… Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının kaldırılarak, ilk derece mahkemesi hükmünün davacı yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 267,80 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 14.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.