İhaleyi alan firmanın alt taşerona verdiği işlerde çevreye  verilen zararların tahsilinde  davalının alt yüklenici olarak hizmet vermediğinin belirtilmesine, bununla ilgili imalat güzergahlarını gösteren krokilerin gönderilmiş olmasına davacı tarafça tutulan tutanakta davalı çalışanı olarak gözüken görevlinin tutanak tutulduğu tarihte davalının SGK çalışanı olmadığının tespit edilmesi

 

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/763
KARAR NO : 2021/854
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2018
NUMARASI: 2016/3 Esas – 2018/1270 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ 15/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 03.01.2014 tarihinde, Doğa Evleri Mevkii Safranyolu Yalova mevkiinde …. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan kazı çalışmaları sırasında, davacı şirketin üzerinden kamu hizmeti niteliğindeki haberleşme hizmeti verdiği altyapının, bahsi geçen mahaldeki ve ekli kroki, tutanak ve fotoğraflarla belgelenen kısmına hasar verildiğini, davacı şirket altyapısına davalı tarafından verilen bu hasarın giderilmesi için davacı tarafça yine davacı tarafın çözüm ortağı … Ltd. Şti. firmasının görevlendirildiğini ve bedeli mukabilinde hasarın giderildiğini, söz konusu hasarın giderilmesine ilişkin davacı tarafından sarfedilmek zorunda kalınan tutarın davalıya yapılan bildirime rağmen, bugüne kadar tahsil olunamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydı ile 17.116,87-TL’nin hasar tarihlerinden itibaren, T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için öngördüğü avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, davacının faiz talebinin de haksız olduğunu, haksız fiilin işlendiği tarihten değil de dava tarihinden itibaren faiz talep edilebilecekken davacının faizi olay tarihinden itibaren istemesinin hukuki temelinin olmadığını, davalı şirketin fiilin gerçekleştiği esnada Yalova Belediyesi adına hizmet görmekte olduğunu, dolayısıyla husumetin Yalova Belediyesi’ne yöneltilmesi gerektiğini, olayın gerçekleşmesinde davalı şirketin herhangi bir kusuru bulunmadığını, yetkili mahkemenin Yalova mahkemeleri olduğunu, davanın yetki yönünden de reddi gerektiğini ileri sürererek davanın, öncelikle yetki ve zamanaşımı yönünden, aksi halde ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… Davacı kendisine ait alt yapıya 03/01/2014 tarihinde davalının hasar verdiğini iddia ederek bu hasarın giderilmesi karşılığında yapılan bedel karşılığını talep etmiş, davalı husumet iddiasında bulunarak haksız fiilin meydana geldiği tarihte Yalova Belediyesi adına hizmet gördüğünü ancak yaptıkları araştırma neticesinde davacının belirlediği hasarın kendileri tarafından verilmediğini, söz konusu yerde çalışma yapmadıklarını savunmuşlardır. Yalova Belediyesi’nin ilgili cevabında davalı ile bir altyapı çalışması yaptırılmadığını, … Ltd. Şti. tarafından şebeke inşaat işi yaptırıldığı, bununla ilgili de imalat güzergahlarını gösteren krokiyi göndermişlerdir. Keza Yalova Belediyesi 25/10/2017 tarihli yazısında davalının alt yüklenici olarak ta hizmet vermediğini belirtmiştir. Davanın çözüme kavuşturulması çerçevesinde davacının iddiasına göre tutulan tutanakta davalı çalışanı olarak gözüken görevlinin tutanak tutulduğu tarihte yine davalının SGK çalışanı olmadığı da anlaşılmıştır. Bu tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde her ne kadar davacı haksız fiilin davalı tarafından meydana getirildiğini iddia etmiş ise de hasarın meydana geldiği yerde davalı firmanın bir iş sözleşmesi ve çalışmasının olmadığı tespit edilmiş, yine tutanağı tutan kişinin davalı çalışanı olmadığı anlaşıldığından açılan davanın reddine …” şeklinde karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarını tekrarla davalının, haksız fiilin gerçekleştiği esnada Yalova Belediyesi adına hizmet gördüğünü cevap dilekçesinde bizzat kabul ettiğini, dava konusu hasardan davalının sorumlu olduğunda tereddüt bulunmadığını,Yalova Belediyesi’nden ihale alan firmanın … Firması olmakla beraber davalı firmanın, … taşeronu olarak dava konusu mahalde altyapı çalışmalarını bizzat yürüttüğünü, davalının husumet yönünden yapılan itirazları yersiz olup, aralarında sözleşme varsa yalnızca tarafları bağlayacağını, dava dosyasında mevcut deliller değerlendirilmeksizin hüküm kurulduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız fiil iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.TBK.m.49 uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Madde 50 uyarınca zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, davalı vekilinin dosyaya sunduğu 06.10.2017 tarihli beyan dilekçesinde müvekkili tarafından dava konusu mahalde çalışma yapılmadığının, önceki beyanlarının sehven sunulduğunun belirtilmesine, Yalova Belediyesi’nin 25/10/2017 tarihli yazısında davalının alt yüklenici olarak hizmet vermediğinin belirtilmesine, bununla ilgili imalat güzergahlarını gösteren krokilerin gönderilmiş olmasına, davacı tarafça tutulan tutanakta davalı çalışanı olarak gözüken görevlinin tutanak tutulduğu tarihte davalının SGK çalışanı olmadığının sabit olmasına, dosyada mevcut delil durumuna göre, ispat yükü kendisine düşen davacının iddiasını ispat edememesine, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından, yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/3 Esas – 2018/1270 Karar sayılı mahkeme kararına yönelik davacı vekilinin istinaf isteminin HMK.m.353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcından yatırılan 44,40-TL’nin düşümü ile eksik kalan 14,90-TL harcın istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işlemi ile 302. maddesinin 5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/04/2021