tek taraflı iradeyle sonuç doğuran feshin sadece haksızlığının tespiti istenilmiş, fesih nedeniyle veya edaya yönelik bir istem bulunmadığından feshin haksızlığının tespitinde davacının hukuki yararının varlığından sözedilemez. Başka bir anlatımla, davalı birliğin sözleşmeyi feshedemeyeceğinin kabulünün yasal dayanağı yoktur.

T.C.
Yargıtay
15. Hukuk Dairesi

Esas No:2012/4335
Karar No:2013/3423
K. Tarihi:27.5.2013

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, asfalt yapımı konusunda davalıyla yapılan sözleşmenin feshine ilişkin davalı birliğin encümen kararının sözleşmeye aykırılığının tespitiyle kararın iptâline karar verilmesi istemiyle açılmış, davalı reddini savunmuş, mahkemece davanın kabulü ile encümen kararının sözleşmeye aykırılığının tespitine ve hukuka aykırı encümen kararının iptâline dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 11.08.2009 tarihli sözleşme ile asfalt kaplama yapımı karşılığında 280.000,00 TL ödenmesi kararlaştırılmıştır. Sözleşme hukuki niteliğince imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Yasası’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerindendir. Sözleşmede bedel nakit olarak kararlaştırıldığından tek taraflı irade beyanının karşı tarafa ulaşmasıyla fesih sonuç doğurur. Davada sadece, davalı birliğin 22.10.2010 tarih ve 2010/20 sayılı kararıyla sözleşmeyi haksız feshettiği belirtilerek haksızlığın tespiti ve kararının iptâli istenilmiş, edaya ilişkin başkaca talep yer almamıştır. Bu haliyle davanın tespit ve idari kararının iptâline yönelik olduğu anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davalarının açılması şartı kanunlarda belirtilen istisnalar dışında bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmasıdır. Eldeki davada ise tek taraflı iradeyle sonuç doğuran feshin sadece haksızlığının tespiti istenilmiş, fesih nedeniyle veya edaya yönelik bir istem bulunmadığından feshin haksızlığının tespitinde davacının hukuki yararının varlığından sözedilemez. Başka bir anlatımla, davalı birliğin sözleşmeyi feshedemeyeceğinin kabulünün yasal dayanağı yoktur. Feshin haklı veya haksızlığı bunun sonucuna bağlı olarak açılacak davalarda zaten değerlendirilecektir. Öte yandan encümen kararının iptâli istemine ilişkin davanın kabulü de usul ve yasaya aykırı olmuştur. O halde, yapılması gereken iş, hukuki yararı bulunmadığından davanın tümüyle reddine karar vermekten ibarettir. Bu husus gözetilmeden istemin kabulü usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 27.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.