imar işleminin iptal edilmesi nedeniyle imar öncesi kadastral sicilin canlandırılmasının amaçlandığı bu tür sicile yönelik davalarda mülkiyetin özüne dokunan bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan ve imar işleminin davalıların iradesi dışında gerçekleştirilen kamusal bir uygulama olduğu hususları dikkate alındığında, eldeki davanın maktu harca tabi davalardan bulunduğu gözetilerek maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi de yerinde değildir.

1. Hukuk Dairesi         2017/882 E.  ,  2017/2507 K.
“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve dahili davalı … tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, kadastral parselin ihyası isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davalı …’si yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının çekişme konusu taşınmazın öncesinde tescilsiz alandan ihdasen Hazine adına tescil edildiğini ve … Belediyesince başka bir çok parselle birlikte 37 nolu imar düzenlemesine tabi tutulduğunu, bu imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilmesi üzerine bilahare davalı … Belediyesi tarafından yapılan etap imar düzenlemesinin de idari yargı yerinde iptal edildiğini, bu nedenlerle çekişmeli taşınmazın kayıtlarının dayanaksız hale geldiğini ileri sürerek davacının imar öncesi duruma dönülmesi ve ihdasen oluşan parselin yeniden Hazine adına tescili istekli eldeki davayı açtığı, çekişme konusu taşınmazın da içinde bulunduğu alanın yargılama sırasında yeni kurulan … Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dâhil edildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; iptal edilen imar düzenlemesi gereği çekişme konusu ihdas parselinin geometrik olarak bulunduğu yerin park, yol ve orman gibi benzeri alanlara terk edilmiş olması da sonuca etkili değildir.
Mahkemece, sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanaksız hale geldiği ve sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davalı … belediyesi yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, diğer davalılar yönünden eski hale ihya davasının kabulüne karar verilmiş olmasında kural alarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Gerçekten de; davanın açılmasına davalı … Belediyesi ile … Belediyesi’nin yapmış oldukları işlemlerin sebep olduğu, çekişme konusu bölümün yargılama sırasında yeni kurulan … Belediyesi sınırları içerisine dahil edilerek … Belediyesi ile ilgisinin kalmadığı, ancak anılan Belediyenin yapmış olduğu işlemlerden halefiyet ilkesi gereği … Belediyesi’nin sorumlu olduğu bu durumda asıl davada yargılama giderlerinin tamamından ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davalı … ile … Belediye Başkanlığının sorumlu tutulması gerektiği tartışmasızdır.
Dâhili davalı … Başkanlığının husumete yönelik, davacı Hazine’nin sair temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Öte yandan, mahkemece eski hale ihya kararı verilmiş ancak bu kararın uygulanması için son imardüzenlemesi ile oluşan tapuların iptaline karar verilmeyerek hüküm fıkrasının infazda sorun çıkaracak biçimde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesine aykırı şekilde tesis edilmiştir.
Ayrıca, ihyasına karar verilecek olan dava konusu kök parseller belirlenmeden ve bu parsellerin hangi imar parsellerine isabet ettiği hususu saptanmadan, infaza elverişli olmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de, imar işleminin iptal edilmesi nedeniyle imar öncesi kadastral sicilin canlandırılmasının amaçlandığı bu tür sicile yönelik davalarda mülkiyetin özüne dokunan bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan ve imarişleminin davalıların iradesi dışında gerçekleştirilen kamusal bir uygulama olduğu hususları dikkate alındığında, eldeki davanın maktu harca tabi davalardan bulunduğu gözetilerek maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi de yerinde değildir.
Hal böyle olunca; çekişme konusu taşınmazların eski hale ihyasına ilişkin kök parsellerin tespit edilmesi, bilirkişilerden açıklayıcı, doyurucu ve infaza imkan verecek şekilde krokili rapor alınması, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir.
Davacı Hazine vekili ve dahili davalı … Belediyesi vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.