Davacı vekili, tarafların %50’şer hisse ile ortağı olduklarını ihale şirketinin *tarihinde vergi dairesince “faaliyette bulunmadığı”nın tespit edildiğini ve vergi kaydından terkin edildiğini şirketin *yıllarında  ihale yoluyla iş alan ortaklığının taşeronu olarak iş yaptığını tahsil edemediği bir kısım iş bedeli tahsili hk

 

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/561 Esas
KARAR NO : 2019/1372
DAVA : Davalı Yöneticinin Temsil Yetkisinin Kaldırılması
DAVA TARİHİ: 28/05/2015
KARAR TARİHİ: 28/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Davalı Yöneticinin Temsil Yetkisinin Kaldırılması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, tarafların ——- %50’şer hisse ile ortağı olduklarını; şirketin —- tarihinde vergi dairesince “faaliyette bulunmadığı”nın tespit edildiğini ve vergi kaydından terkin edildiğini; şirketin — yıllarında — ihale yoluyla iş alan ——- ortaklığının taşeronu olarak iş yaptığını; tahsil edemediği bir kısım iş bedeli için —–karşı Kadıköy 2. İcra Müdürlüğünün ( bilahare İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğünün ) — sayılı dosyası ile — TL üzerinden icra takibi başlatıldığını; takibe itiraz eden borçlu şirketin takibi durdurduğunu; —tarafından açılan ve Kadıköy ( Anadolu ) 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin — Esas — Karar sayılı dosyasında davanın ret olduğunu zira borçlu şirketin bu borcu kestiği çekler üzerinden ödediğinin ortaya çıktığını; böylece müvekkilince tahsilatın davalı yönetici … tarafından gerçekleştirilip, paranın şirkete aktarılmadığının anlaşıldığını; ayrıca — borçlu olmadığı ——- isimli firmaya da, şirket ana sözleşmesi gereğince çift imza ile ödeme yapılması gerekirken, davalının tek imzası ile —-TL ödeme yapıldığını, oysa bu ödemeyi gerektirecek hiç bir borcun bulunmadığını; bundan ötürü de davalının İstanbul Anadolu 21. Asliye Ceza Mahkemesinin – Esas — Karar sayılı dosyası ile güveni kötüye kullanmaktan dolayı yargılandığını ve ceza aldığını; davalının yapmış olduğu usulsüzlüklerin halen tespitine müvekkilince devam edildiğini ve —- TL üzerinde zimmetine para geçirdiğine dair kuvvetli şüphelerinin bulunduğunu belirterek; davalı yöneticinin temsil yetkisinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, tarafların ortağı oldukları —— tarihli sözleşme ile dava dilekçesinde bahsi geçen ve — yaptırdığı işle ilgili taşeronluk sözleşmesi imzaladıklarını; yapacakları işin bedelinin —- TL olduğunu; Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin — Esas —- Karar sayılı dosyası ile İpek İnşaattan olan alacaklarının sadece ——- TL olduğunun belirlendiğini; davacı ortağın şirket işleri ile ilgilenmediğini; oysa müvekilinin —– hesabına kendi cebinden —- tarihinde—— numaralı şahsi hesabından —- TL yatırdığını; şirketin yaptığı harcamaların buradan karşılandığını; bu nedenle — ihalesini alan ve kendilerine işveren adi ortaklıktaki —– çekini; şirkete verdiği —–TL karşılığında tahsil ettiğini; bu sebeple çek bedelini şirket kayıtlarına geçirmediğini; keza ——– arasında milyonluk ticari ilişkiler bulunduğunu; akdi ilişki mevcut olduğunu, bu nedenle davacının söz ettiği —–TL’lik çekin ——verildiğini, müvekkilince şirket içini boşaltma gibi bir kastının bulunmadığını; davacı tarafça iddia edilen ve ——- TL’yi bulan zimmetle ilgili iddialarının ise, tamamen soyut olduğunu belirterek, müvekkili hakkında açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, TTK’nun 630/2 madde gereğince açılan yöneticinin yönetim hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılması davasıdır. TTK’nun 630/2. Maddede “her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir” denmektedir.
Mahkememizce, taraf delilleri toplanmış, davalı yöneticinin yargılandığı İstanbul Anadolu 21. Asliye Ceza Mahkemesinin —– Esas sayılı dosyası takip edilmiş; tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Tarafların eşit hisse ile ortak oldukları ——tarihinde —- tarafından resen terkin olmuştur. Bu nedenle dava dışı şirketin tüzel kişiliği sona ermiştir. Ancak şirket davada taraf olmadığından dolayı ihya ettirilmesi söz konusu değildir.
Dava anında mevcut olan hukuki menfaatin, dava devamında da ve karar aşamasında da korunuyor olması gerekir. Yargılama devam ederken, dava dışı şirket tüzel kişiliğini yitirdiğinden artık davalının şirket yöneticiliğinin devam ettiği söylenemez. Şirket yöneticiliği de sona ermiştir. Bu nedenle davalının temsil yetkisinin kaldırılmasına karar verilmesi mümkün değildir. Dava, konusuz kalmıştır. Ancak konusuz kalan davada yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden dava anındaki haklılık önem kazanmakta olup; mahkememizce iddiasında davacı haklı bulunmuştur.
Her ne kadar davacı, —- kayıtlarının incelenmesi için ara karar kurulmamasını, bilirkişi inceleme ücretini karşılamayacağını beyan etmiş ve bu nedenle dava dışı şirketin kayıtları inceletilememiş ise de; —— yöneticisinin davalı … olduğu, …’nun da şirket adına yapması gereken çek tahsilatını, yapıp şirket hesabına aktarmaması nedeniyle, İstanbul Anadolu 21. Asliye Ceza Mahkemesinin —- Esas sayılı dosyasında yargılandığı; hakkında mahkumiyet kararı verildiği; o dosyanın kapsamında ve bizzat sanık …’in esas hakkındaki savunmasında, — yılında şirket adına tahsil ettiği paraları kendi zimmetine geçirdiği en azından bir müddet sonra — TL olarak yatırdığı, yine —-TL bedelli çeki de tahsil ettiğini; tahsil etmek içinde oğlu —-çeki ciro ettiğini, parayı alıp kullandığını, o dönemlerde bir çok çeklere imza atarak tahsil işlemi yaptığını ancak amacının şirketi dolandırmak olmadığını beyan etmek karşısında; şirket namına yaptığı tahsilatları şirket kayıtlarına geçmediği açıkça anlaşıldığından; bu durumda davacının davalı yönünden temsil yetkisinin kaldırılmasını istemekte dava anı itibariyle haklı olduğu kanaati mahkememizde oluşmuş; bu sebeple yargılama gideri ve vekalet ücretine eksik harçtan davalı sorumlu tutulmak suretiyle aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
TARAFLARIN İLGİLİ OLDUKLARI————- TARAFINDAN İŞ BU DAVA AÇILDIKTAN SONRA RESEN TERKİN EDİLDİĞİ VE TÜZEL KİŞİLİĞİ KALMADIĞINDAN ÖTÜRÜ; DAVA ESNASINDA VAR OLAN HUKUKİ MENFAATİN DAVA DEVAMINDA KALMADIĞINDAN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Dava maktu harca tabii bulunduğundan, maktu harçtan eksik 16,70 TL’nin davalıdan alınıp, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan 55,40 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcı ile 10 davetiye gideri 80,00 TL’nin toplamı 135,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.28/11/2019