itirazen şikâyet dilekçelerinin basit birer form şeklinde olduğu, dolayısıyla başvuru formuna sığabilecek kadar kısa ifadelerle iddiaların dile getirildiği fakat dilekçe ekinde ayrıntılı şekilde belge sunulduğu bu nedenle şekil yönünden redde ilişkin dava konusu Kurul kararının iptali gerektiği ileri sürülmektedir İhale süreçlerinde isteklilerin itirazen şikâyet başvurularında ileri sürülen iddialarının sebepleri ve dayandığı deliller açısından konunun geniş yorumlanması gerekmekte olup aksi hâlde, Kanun’da zorunlu idarî başvuru yolu olarak öngörülen itirazen şikâyet başvurusunun işlevini yerine getiremeyeceği; davacı tarafından yapılan şikâyet ve itirazen şikâyet başvurularında dilekçeler idare tarafından teslim alındığı sırada ek olarak gösterilen belgelerin bulunup bulunmadığını denetleme görevinin de idarede olduğu açıktır Bu itibarla, davacının itirazen şikâyet başvurusunun itirazen şekil yönünden reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır.” gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline” karar verilmiştir (Danıştay Kararlı)

Toplantı No 2022/034
Gündem No 26
Karar Tarihi 29.06.2022
Karar No 2022/MK-210
BAŞVURU SAHİBİ:
İbrahim Fevzi Karadeniz
İHALEYİ YAPAN İDARE:
İzmir Büyükşehir Belediyesi Satınalma Daire Başkanlığı Mal Alımları Şube Müdürlüğü
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2016/224348 İhale Kayıt Numaralı “Aydınlatma Malzemesi Alımı” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
KARAR:

İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı Satınalma Daire Başkanlığı Mal Alımları Şube Müdürlüğü tarafından yapılan 2016/224348 ihale kayıt numaralı “Aydınlatma Malzemesi Alımı” ihalesine ilişkin olarak İbrahim Fevzi Karadeniz itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuş ve Kurulca alınan 03/08/2016 tarih ve 2016/UM.III-1979 sayılı karar ile “Başvurunun reddine” karar verilmiştir.

 

Davacı İbrahim Fevzi Karadeniz tarafından anılan Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, Ankara 4. İdare Mahkemesi’nin 09.11.2016 tarih ve E:2016/3522, K:2016/3760 sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmesi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 20.04.2022 tarih ve E:2017/285, K:2022/1759 sayılı kararı ile “Davacı tarafından uyuşmazlık konusu ihaleye yönelik olarak yapılan şikâyet ve itirazen şikâyet başvuru dilekçelerinin ekinde Teknik Şartname’nin ilgili maddelerinin yanında, “ihaleye konu aydınlatma malzemelerinin teknik tanımlarının, çizimlerinin, ölçülerinin tek bir markayı işaret ettiği, ihalede her bir kısım için tek bir markaya yönlendirici unsurlar olduğu ve bu hususun ihalede rekabeti önleyici bir unsur oluşturduğu” iddialarını ispatlayan, üretici firmalara ait kataloglardan alınan belge ve çizimlerin de sunulduğu görülmektedir.

Davacı tarafından dava ve temyiz dilekçelerinde, itirazen şikâyet dilekçelerinin basit birer form şeklinde olduğu, dolayısıyla başvuru formuna sığabilecek kadar kısa ifadelerle iddiaların dile getirildiği, fakat dilekçe ekinde ayrıntılı şekilde belge sunulduğu bu nedenle şekil yönünden redde ilişkin dava konusu Kurul kararının iptali gerektiği ileri sürülmektedir. İhale süreçlerinde isteklilerin itirazen şikâyet başvurularında ileri sürülen iddialarının sebepleri ve dayandığı deliller açısından konunun geniş yorumlanması gerekmekte olup aksi hâlde, Kanun’da zorunlu idarî başvuru yolu olarak öngörülen itirazen şikâyet başvurusunun işlevini yerine getiremeyeceği; davacı tarafından yapılan şikâyet ve itirazen şikâyet başvurularında dilekçeler idare tarafından teslim alındığı sırada ek olarak gösterilen belgelerin bulunup bulunmadığını denetleme görevinin de idarede olduğu açıktır.

Bu itibarla, davacının itirazen şikâyet başvurusunun 4734 sayılı Kanun’un 54. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendi uyarınca itirazen şekil yönünden reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır.” gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline” karar verilmiştir.

 

Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.

 

Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

 

Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.

 

Açıklanan nedenlerle; 4734 sayılı Kanun’un 65’inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 30 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere,

 

1- Kamu İhale Kurulunun 03/08/2016 tarih ve 2016/UM.III-1979 sayılı kararının iptaline,

 

2- Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, başvuru sahibinin iddialarının esasının incelenmesine,

 


Oybirliği ile karar verildi.