İtirazın iptâli davasını gören mahkeme öncelikle takip dosyasındaki icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı karara bağlaması gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması bu incelemenin yapılmasına etkili değildir. Diğer yandan itirazın iptali davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli bir takip yoksa itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen imkan yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemez. O halde mahkemece icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği gözetilerek eldeki davada öncelikle bu itiraz incelenerek sonuçlandırılmalıdır

<![CDATA[T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2013/3536 Karar No:2014/3369
  1. Tarihi:26.5.2014
  Mahkemesi       :İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi Tarihi     :27.11.2012 Numarası            :2011/53-2012/305   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, eser sözleşmesine dayalı iş bedelinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve % 40 icra inkar tazminatı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı taşeron, yüklenici ile anlaşmaları doğrultusunda 3. kişi iş sahibinin Tekirdağ-Çerkezköy’deki soğutma fabrikasındaki birtakım işleri kendisinin yaptığını ancak kesmiş olduğu 3 adet faturadan ikisinin ödenmediğini belirterek İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2010/17068 sayılı dosyası ile icra takibi başlatmış, davalı yüklenici borçlu vekili, müvekkilinin ikametgahının Büyükçekmece olduğundan bahisle bu yer icra dairelerinin yetkili olduğunu belirterek icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmiştir. Daha sonra cevap süresi içinde davalı borçlu vekilince hem icra dairesinin yetkisine hem de mahkeminin yetkisine itiraz edilmiş, yerel mahkemece 23.03.2011 tarihli ara kararı ile, ticari ilişkinin varlığı kabul edilmiş olduğundan bahisle BK.73, HUMK md.10 gereğince yetki itirazının reddine karar verilmiştir. İtirazın iptâli davasını gören mahkeme öncelikle takip dosyasındaki icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı karara bağlaması gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması bu incelemenin yapılmasına etkili değildir. Diğer yandan itirazın iptali davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli bir takip yoksa itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen imkan yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemez. O halde mahkemece icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği gözetilerek eldeki davada öncelikle bu itiraz incelenerek sonuçlandırılmalıdır. Yanlar arasındaki ihtilaf, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, eser sözleşmelerinde yetkili mahkeme kural olarak, davalının ikametgahı, sözleşmenin ifa yeri veya yetki sözleşmesi ile belirlenen yerlerden birisidir. Bu tür sözleşmelerde para alacakları yönünden yetkili mahkemeyi alacaklının yerleşim yeri mahkemesi olarak belirleyen ve sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK 73. maddesinin uygulama imkanı yoktur. Çünkü bu hüküm sadece para borçlarıyla sınırlı olarak uygulanabilir. Somut olayda, davalı borçlunun ikametgahının İstanbul-Büyükçekmece olduğu, akdin ifa yerinin ise Tekirdağ-Çerkezköy olduğu anlaşılmaktadır. Ne varki davalı borçlu yetkili icra dairesini Büyükçekmece olarak gösterdiğinden yetkili icra dairesi Büyükçekmece icra Daireleridir. Bu nedenle davalı borçlunun İzmir İcra Dairelerinin yetkili olmadığına, yetkili icra dairelerinin Büyükçekmece İcra Daireleri olduğu yönündeki itirazı usul ve yasaya uygun olup yerindedir. O halde mahkemece, İzmir İcra Müdürlüğü’nün yetkili olmadığı ve ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, ortada geçerli bir takip varmışçasına uygulama yeri olmayan 818 sayılı BK’nın 73. maddesine göre yetkiye yönelik itirazın reddi ile işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması sair hususlar incelenmeksizin uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itinazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.  ]]>