Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedelinin Tahsili Davasında İmar Planının Kesinleştiği Tarihten İtibaren 5 Yıl İçerisinde Kamulaştırma Görevinin Yerine Getirilmemesi Nedeniyle Bedelinin Ödenmesi Gerektiğine İlişkin Yargıtay Kararı

T.C.

YARGITAY

5. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/3151

K. 2012/8587

T. 17.4.2012

• KAMULAŞTIRMASIZ EL ATILAN TAŞINMAZ BEDELİNİN TAHSİLİ ( İmar Planının Kesinleştiği Tarihten İtibaren 5 Yıl İçerisinde Kamulaştırma Görevinin Yerine Getirilmemesi ve Malikin Mülkiyet Hakkının Süresi Belirsiz Şekilde Kısıtlanması Nedeniyle Bedelinin Ödenmesi Gerektiği )

• İMAR PLANININ KESİNLEŞMESİ ( Kesinleştiği Tarihten İtibaren 5 Yıl İçerisinde Kamulaştırma Görevinin Yerine Getirilmemesi ve Malikin Mülkiyet Hakkının Süresi Belirsiz Şekilde Kısıtlanması Nedeniyle Bedelinin Ödenmesi Gerektiği – Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedelinin Tahsili )

• KAMU HİZMETİNE AYRILMIŞ YERLER ( Park Yol ve Okul Alanı Gibi Yerlere El Atılmamış Olsa Dahi İmar Planının Kesinleştiği Tarihten İtibaren 5 Yıl İçerisinde Kamulaştırma Görevinin Yerine Getirilmemesi Nedeniyle Bedelinin Ödenmesi Gerektiği )

• KAMULAŞTIRMA BEDELİ ( Kamulaştırmasız El Atılan – İmar Planının Kesinleştiği Tarihten İtibaren 5 Yıl İçerisinde Kamulaştırma Görevinin Yerine Getirilmemesi ve Malikin Mülkiyet Hakkının Süresi Belirsiz Şekilde Kısıtlanması Nedeniyle Bedelinin Ödeneceği )

ÖZET : Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemidir. Yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları sonucunda, dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı tespit edilmiş ise de; imar planında park, yol ve okul alanı gibi kamu hizmetine ayrılmış bulunan yerlere el atılmamış olsa dahi 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde imar planındaki konumuna göre sorumlu idarece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle bedeli ödenmelidir. Bu nedenlerle işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 17.12.2009 gün ve 2009/11560 Esas – 2009/18060 Karar sayılı ilama karşı davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, mahkemece davanın reddine dair verilen karar Dairemizce onanmış, davacılar vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazın 25.10.2002 onay tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ilköğretim alanında kaldığı anlaşılmıştır.

Bu nedenle davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 17.9.2009 gün ve 2009/11560-18060 sayılı onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra işin esasının incelenmesinde;

Yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları sonucunda, dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı tespit edilmiş ise de; Hukuk Genel Kurulu’nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetilerek imar planında park, yol ve okul alanı gibi kamu hizmetine ayrılmış bulunan yerlere el atılmamış olsa dahi 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde imar planındaki konumuna göre sorumlu idarece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle bedeli ödenmelidir.

Bu nedenlerle işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi,

Doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan alınan karar düzeltme ve peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 17.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.