maddi vakıaları ileri sürüp ispatlamak taraflara, hukuki tavsif hakime aittir. Taraflar arasındaki sözleşmenin hukuki niteliğine ve sözleşmenin feshinin tek taraflı, karşı tarafa varması gerekli irade beyanı şeklinde bir hukuki işlem olmasına göre, dosya kapsamında yer alan belgeler ve özellikle dava dilekçesi içeriği incelendiğinde, davacı talebinin feshin haksızlığının tespit edilerek bu kapsamda işin tasfiye kesin hesabının çıkarılması, oluşan bedelin de tahsili istemi olarak kabulü gerekir…. Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece görev itirazının reddi ile tarafların delilleri sorulup toplanarak işin yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde ve esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle yargı yolu nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir

<![CDATA[

T.C. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi

Esas No:2013/2155 Karar No:2013/5661 K. Tarihi:21.10.2013 Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: – K A R A R – Dava, ihale kaynaklı sözleşmenin feshine dair encümen kararının iptâli ve işin tasfiyesinin yapılması istemine ilişkin olup, mahkemece davanın yargı yolu yönünden reddine ve dosyanın idari yargı merciine gönderilmesine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasında, iş sahibi idarenin açmış olduğu ihalenin davalı üzerinde kalması üzerine imzalanan 11.04.2011 tarihli sözleşme, davalı idarece 27.09.2011 tarihli Belediye Encümeni kararıyla feshedilmiş, davacı yüklenici ise, feshe ilişkin idari işlemin iptâli ile işin tasfiyesini talep etmiştir. 1086 Sayılı HUMK’nun 76. maddesi ve 6100 Sayılı HMK’nun 33. maddesi uyarınca maddi vakıaları ileri sürüp ispatlamak taraflara, hukuki tavsif hakime aittir. Taraflar arasındaki sözleşmenin hukuki niteliğine ve sözleşmenin feshinin tek taraflı, karşı tarafa varması gerekli irade beyanı şeklinde bir hukuki işlem olmasına göre, dosya kapsamında yer alan belgeler ve özellikle dava dilekçesi içeriği incelendiğinde, davacı talebinin feshin haksızlığının tespit edilerek bu kapsamda işin tasfiye kesin hesabının çıkarılması, oluşan bedelin de tahsili istemi olarak kabulü gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.03.2001 gün 2001/257-285 sayılı kararı, Dairemizin yerleşik uygulama ve içtihatları ile Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 03.02.1997 gün 4/3 sayılı kararlarına göre; kamu kurumlarının taraf olduğu eser sözleşmelerinden doğan davalarda sözleşmenin imzalanmasından sonra ortaya çıkacak ihtilâflarda adli yargı görevlidir. Uyuşmazlık, taraflar arasında özel hukuk hükümlerine göre düzenlenen sözleşmenin feshi nedeniyle tasfiyesi istemine ilişkin olduğundan, Adli Yargının görev alanında kalmaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece görev itirazının reddi ile tarafların delilleri sorulup toplanarak işin yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde ve esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle yargı yolu nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yüklenici vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yüklenici yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 21.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.]]>