Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı yüklenici tarafından düzenlenen taşeron kesin hakedişinin doğru olduğu kabul edilmiş, alacak-borç hesabı hakedişteki veriler ve kesintiler denetlenmeksizin aynen alınmak suretiyle yapılmıştır. Oysa bu hakedişte yalnızca davalı şirket adına atılmış imzalar mevcut olup, davacı taşeron …’nin imzası bulunmamaktadır. Davalı yüklenici tarafından tektaraflı çıkarılan ve davacı taşeron imzasını içermeyen taşeron kesin hakedişinin kesinleştiği ve davacı taşeronu bağladığı kabul edilemeyeceğinden kesin hesabın sözü edilen hakediş dayanak alınarak değil, mahallinde keşif ve ölçüm yapılarak teknik bilirkişi aracılığıyla çıkarılması gerekir. O halde mahkemece işin uzmanı teknik bilirkişi marifeti ile mahallinde keşif yapılarak davacı tarafından yapılan işler ve metrajları belirlenmeli, sözleşme birim fiyatlarıyla değerlendirilerek yapılan tüm işin bedeli bulunmalı, davalı işin ayıplı olması nedeniyle iş bedelinden 1.670,00 TL kesinti yapılması gerektiğini savunduğundan bu savunma üzerinde durularak işin ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği, süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, ayıplar nedeniyle bir kesinti yapılması gerekip gerekmediği, yapılacaksa miktarı belirlenmeli, belirlenen miktar düşülerek davacının hakettiği iş bedeli kesin olarak saptanmalıdır.

<![CDATA[T.C. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas No:2012/6847 Karar No:2013/5519 K. Tarihi:9.10.2013 Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: – K A R A R – Uyuşmazlık eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup, davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Davada iş bedelinin ödenmeyen kısmının tahsili istemiyle başlatılan ilâmsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptâli ile takibin devamı ve %40 icra inkâr tazminatının tahsili istenmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, asıl alacağın 2.750,00 TL’lik kısmına ilişkin itirazın iptâline, bu miktar borç da takip tarihinden sonra ödenmiş olduğundan takibin devamı konusunda karar verilmesine yer olmadığına, fazla talebin reddine, kabul edilen ve reddedilen miktarlar yönünden taraflar lehine karşılıklı icra inkâr ve kötüniyet tazminatına karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Yanlar arasındaki uyuşmazlık kesin hesap alacağına ilişkindir. Davacı taşeron 29.528,00 TL iş bedeline hak kazandığını, bu miktarın 22.500,00 TL’lik kısmının ödendiğini, bakiye 7.028,00 TL alacağı bulunduğunu iddia etmekte, davalı yüklenici ise düzenlediği taşeron kesin hak edişine göre davacının 26.728,42 TL’lik imalât yaptığını, bu miktardan ayıplı imalâtlar nedeniyle 1.670,00 TL kesinti yapıldığında davacı taşeronun 25.058,42 TL alacağı kaldığını, takip tarihinden önce yapılan 22.500,00 TL’lik ödeme ile takipten sonra 06.06.2011 tarihli posta havalesi ile yapılan 2.750,00 TL’lik ödeme düşüldüğünde bakiye borç bulunmadığını savunmaktadır. Mahkemece davalının savunması doğrultusunda hesaplama yapan hukukçu bilirkişi raporu dayanak alınarak dava sonuçlandırılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı yüklenici tarafından düzenlenen taşeron kesin hakedişinin doğru olduğu kabul edilmiş, alacak-borç hesabı hakedişteki veriler ve kesintiler denetlenmeksizin aynen alınmak suretiyle yapılmıştır. Oysa bu hakedişte yalnızca davalı şirket adına atılmış imzalar mevcut olup, davacı taşeron …’nin imzası bulunmamaktadır. Davalı yüklenici tarafından tektaraflı çıkarılan ve davacı taşeron imzasını içermeyen taşeron kesin hakedişinin kesinleştiği ve davacı taşeronu bağladığı kabul edilemeyeceğinden kesin hesabın sözü edilen hakediş dayanak alınarak değil, mahallinde keşif ve ölçüm yapılarak teknik bilirkişi aracılığıyla çıkarılması gerekir. O halde mahkemece işin uzmanı teknik bilirkişi marifeti ile mahallinde keşif yapılarak davacı tarafından yapılan işler ve metrajları belirlenmeli, sözleşme birim fiyatlarıyla değerlendirilerek yapılan tüm işin bedeli bulunmalı, davalı işin ayıplı olması nedeniyle iş bedelinden 1.670,00 TL kesinti yapılması gerektiğini savunduğundan bu savunma üzerinde durularak işin ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği, süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, ayıplar nedeniyle bir kesinti yapılması gerekip gerekmediği, yapılacaksa miktarı belirlenmeli, belirlenen miktar düşülerek davacının hakettiği iş bedeli kesin olarak saptanmalıdır. Öte yandan posta havalesiyle yapıldığı iddia olunan 2.750,00 TL’lik ödeme de çekişmelidir. Temyiz dilekçesine ekli olarak sunulan…. Genel Müdürlüğü… Posta İşletme Dairesi Başkanlığı’nın 02.08.2012 gün 020256 sayılı yazılarında 06.06.2011 tarihli posta havalesi ile davalı tarafından davacıya gönderilen 2.750,00 TL’lik ödemenin havale alıcısının adreste bulunmaması nedeniyle iade edildiği, bu tutarın havale göndericisi tarafından geri alınmak üzere…. …Merkez Müdürlüğü’nde bekletildiği bildirilmiştir. O halde bu paranın akıbeti araştırılmalı, varılacak sonuca göre hak edilen iş bedelinden kanıtlanan ödemeler düşülerek varsa kalana hükmedilmeli, davacının icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davacı kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmayarak davalının kötüniyet tazminatına ilişkin istemi de reddedilmelidir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 09.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.]]>