mahkemece yapılacak iş, maddi gerçeğin ortaya çıkması için HMK'nın * maddesi uyarınca konusunda uzman bir bilirkişi marifetiyle yerinde keşif yapılarak, yukarıda açıklanan esaslar dairesinde * tarihli proforma faturanın ilk 30 sırasında sayılan işlerin yapıldığı * yılı itibarıyla mahalli serbest piyasa fiyatlarına göre bedeli hesap ettirilmeli, belirlenen bu iş bedelinden davalı tarafından ödendiği ispatlanan * TL mahsup edilerek davacının kalan alacağı saptanmalıdır. Bu yönteme uygun düzenlenmeyen bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru olmamış, eksik incelemeye dayalı mahkeme kararının bozulması gerekmiştir

<![CDATA[T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2015/3564 Karar No:2015/5632
  1. Tarihi:9.11.2015
    Mahkemesi       :İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi Tarihi     :22.12.2014 Numarası            :2014/922-2014/456   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın kısmen kabulüne dair kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacı davasında, davalı ile yapmış oldukları sözlü taşeron sözleşmesi uyarınca 20.10.2011 tarihli proforma faturada belirtilen işlerle ilgili olarak T.. M.. T..Oteli’nin bodrum, zemin ve 1. kat işlerini yaptığını, yine aynı faturanın 31,32,33,34 ve 35 sırasında belirtilen gemi imalatında kullanılmak üzere paslanmaz malzemeleri imal ederek davalının Sakarya’da faaliyet gösteren dava dışı G…Mobilya Dekorasyon İnş. ve temizlik San. Tic. Ltd. Şti’ye teslim ettiğini, yapılan bu işlerin bedeli olan 86.387,27 TL’den sadece 23.000,00 TL’sinin ödendiğini, bakiyesinin ise ödenmediğini, düzenlenen proforma faturanın da davalıya tebliğ edilmesine karşın itiraz edilmediğini ileri sürerek, bakiye 63.387,27 TL alacağının tahsilini istemiştir. Taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu konusunda bir ihtilaf yoktur. İhtilâf iş bedelinin miktarında toplanmaktadır. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığından ve işin bedeli önceden kararlaştırılmadığından sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 366. maddesi uyarınca iş bedelinin yapıldığı yılın mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi gerekir. Toplanan deliller ve mahkemenin kabulüne göre, davacı tarafından düzenlenen 20.10.2011 tarihli proforma faturada sayılan 35 kalem işten, 31,32,33,34 ve 35. sıradakilerin yapılmadığı, diğerlerinin ise imâl edilerek davalıya teslim edildiği anlaşılmaktadır. Proforma fatura niteliği itibarıyla Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenen bir fatura olmayıp, teklif mektubu niteliğindedir. Bu sebeple karşı tarafa tebliğ edilip süresi içerisinde itiraz edilmese dahi içeriği kesinleşmez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, maddi gerçeğin ortaya çıkması için HMK’nın 281/3. maddesi uyarınca konusunda uzman bir bilirkişi marifetiyle yerinde keşif yapılarak, yukarıda açıklanan esaslar dairesinde 20.10.2011 tarihli proforma faturanın ilk 30 sırasında sayılan (30.sıra dahil) işlerin yapıldığı 2011 yılı itibarıyla mahalli serbest piyasa fiyatlarına göre bedeli hesap ettirilmeli, belirlenen bu iş bedelinden davalı tarafından ödendiği ispatlanan 23.000,00 TL mahsup edilerek davacının kalan alacağı saptanmalıdır. Bu yönteme uygun düzenlenmeyen bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru olmamış, eksik incelemeye dayalı mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2. bent uyarınca BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 09.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. İlgili Maddeler HMK 281/3 Madde]]>