olayda taraflar arasında tarihsiz adi yazılı şekilde eser sözleşmesi yapılmıştır. Davacı taşeron yapılmış olan bu sözleşme hükümleri uyarınca yapmış olduğu işin bedeli ile sözleşmede belirtilen cezai şartın tahsilini istemiştir. Oysa sözleşmede iş bedelinin inşaatın yapıldığı 3 parseldeki 9 nolu bağımsız bölümün tapusunun taşerona devredilmesi suretiyle ödeneceği belirtildiğinden, resmi şekilde yapılmamış olan bu sözleşmede yer alan cezai şartın tahsili de istenemez. Bu sebeple davacı taşeronun geçersiz olarak yapılmış bir sözleşmeye dayanarak istemiş olduğu cezai şartın tahsili talebinin reddi gerekirken kısmen kabulü yolunda hüküm kurulması doğru olmamış, kararın açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir

<![CDATA[  Özet:     Dava ve sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 355 ve devamı hükümlerine göre kural olarak; eser sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılmasına gerek yoktur. Yazılı yapılmamış olması geçerlilik değil, ispat koşuludur. Ancak, sözleşmede mülkiyet naklini içeren bir hüküm varsa bu sözleşmenin resmi şekilde yapılması geçerlilik şartıdır. Resmi şekil şartına uyulmaksızın yapılmış olan bir eser sözleşmesinin ifası istenemeyeceği gibi, böyle bir sözleşmede yer alan ve müspet zarar kapsamında bulunan cezai şartın tahsili de istenemez....   Somut olayda taraflar arasında tarihsiz adi yazılı şekilde eser sözleşmesi yapılmıştır. Davacı taşeron yapılmış olan bu sözleşme hükümleri uyarınca yapmış olduğu işin bedeli ile sözleşmede belirtilen cezai şartın tahsilini istemiştir. Oysa sözleşmede iş bedelinin inşaatın yapıldığı 3 parseldeki 9 nolu bağımsız bölümün tapusunun taşerona devredilmesi suretiyle ödeneceği belirtildiğinden, resmi şekilde yapılmamış olan bu sözleşmede yer alan cezai şartın tahsili de istenemez. Bu sebeple davacı taşeronun geçersiz olarak yapılmış bir sözleşmeye dayanarak istemiş olduğu cezai şartın tahsili talebinin reddi gerekirken kısmen kabulü yolunda hüküm kurulması doğru olmamış, kararın açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir....       Fıkra:Tümü-0       T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2013/4302 Karar No:2014/2903
  1. Tarihi:28.4.2014
    Mahkemesi       : Ankara 25. Asliye Hukuk Hakimliği Tarihi     : 20.03.2013 Numarası            : 2010/163-2013/186   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, iş bedelinin ve cezai şartın tahsili istemiyle açılmış, mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava ve sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı hükümlerine göre kural olarak; eser sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılmasına gerek yoktur. Yazılı yapılmamış olması geçerlilik değil, ispat koşuludur. Ancak, sözleşmede mülkiyet naklini içeren bir hüküm varsa bu sözleşmenin resmi şekilde yapılması geçerlilik şartıdır. Resmi şekil şartına uyulmaksızın yapılmış olan bir eser sözleşmesinin ifası istenemeyeceği gibi, böyle bir sözleşmede yer alan ve müspet zarar kapsamında bulunan cezai şartın tahsili de istenemez. Somut olayda taraflar arasında tarihsiz adi yazılı şekilde eser sözleşmesi yapılmıştır. Davacı taşeron yapılmış olan bu sözleşme hükümleri uyarınca yapmış olduğu işin bedeli ile sözleşmede belirtilen cezai şartın tahsilini istemiştir. Oysa sözleşmede iş bedelinin inşaatın yapıldığı 3 parseldeki 9 nolu bağımsız bölümün tapusunun taşerona devredilmesi suretiyle ödeneceği belirtildiğinden, resmi şekilde yapılmamış olan bu sözleşmede yer alan cezai şartın tahsili de istenemez. Bu sebeple davacı taşeronun geçersiz olarak yapılmış bir sözleşmeye dayanarak istemiş olduğu cezai şartın tahsili talebinin reddi gerekirken kısmen kabulü yolunda hüküm kurulması doğru olmamış, kararın açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca diğer temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 28.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.    ]]>