HER ORTAK ŞİRKETİN KÂRINA İŞTİRAK HAKKINA SAHİP OLDUĞUNDAN, ORTAĞIN KİŞİSEL ALACAKLILARI, BORÇLU ORTAĞIN ŞİRKETTEKİ KÂR PAYINI ÎÎK’NIN 89. MADDESİNE GÖRE HACİZ ETTİREBİLİR. AYRICA ADİ ORTAKLIĞIN TASFİYESİ HALİNDE BORÇLUYA İSABET EDECEK TASFİYE PAYININ HACZİ DE MÜMKÜNDÜR. TASFİYE YAPILMADIĞINA GÖRE TASFİYE PAYINA HACİZ KONULAMAZ.

12. Hukuk Dairesi 2008/8288 E., 2008/10535 K.ADİ ORTAKLIK PAYININ HACZİ

ŞİKAYET

 

“ÖZET”

HER ORTAK ŞİRKETİN KÂRINA İŞTİRAK HAKKINA SAHİP OLDUĞUNDAN, ORTAĞIN KİŞİSEL ALACAKLILARI, BORÇLU ORTAĞIN ŞİRKETTEKİ KÂR PAYINI ÎÎK’NIN 89. MADDESİNE GÖRE HACİZ ETTİREBİLİR. AYRICA ADİ ORTAKLIĞIN TASFİYESİ HALİNDE BORÇLUYA İSABET EDECEK TASFİYE PAYININ HACZİ DE MÜMKÜNDÜR. TASFİYE YAPILMADIĞINA GÖRE TASFİYE PAYINA HACİZ KONULAMAZ.

“İçtihat Metni”

Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Şikayetçi P… Yapı Ltd. Şti.-A.A. Grup İnş. San. Tic. A.Ş. adi ortaklığı vekili tarafından İcra Mahkemesine sunulan şikayet dilekçesinde; adi ortaklardan P… Ltd. Şti.’nin borcu nedeniyle ortaklığa ait istihkak üzerine haciz konulmasının BK’nın 533.-534. maddelerine aykırı olduğu belirtilmiş ve haczin kaldırılması talep edilmiştir.

Açıklanan bu şekli ile, başvuru, İİK’mn 16. maddesi gereğince İcra Müdürünün işlemini şikayetten ibaret olup, incelenip sonuçlandırılması İcra Mahkemesinin görevine girer.

BK’nın 522 ve 523. maddeleri gereğince her ortak, şirketin kârına iştirak hakkına sahip olduğundan, ortağın kişisel alacaklıları, borçlu ortağın şirketteki kâr payını İİK’nın 89. maddesine göre haciz ettirebilirler. Ayrıca, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır. İcra Müdürlüğü’nce haczi istenilen hakedişin kâr payı olmadığı açıktır. Henüz adi ortaklığın tasfiyesi de yapılmadığına göre BK’nın 534, 535 ve İİK’nın 94. maddeleri gözetilerek şikayetin reddi yerine olaya uygun bulunmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukanda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.