Öte yandan davacı taşeronun alacağı belirlenirken bilirkişi raporu alınmış ve hesaplama yapılmıştır. İİK'nın maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun haksız olmasının yanında alacağın likit yani belirlenebilir olması gerekir. Oysa az yukarıda açıklandığı üzere alacak yapılan yargılama sonucu hesaplama ile belirlenmiştir. Eş deyişle alacak yargılama ile belirlendiğinden alacağın likit olduğundan sözedilemez. Bu durumda İİK'nın 67/1. maddesindeki koşullar oluşmadığından icra inkâr tazminatına da hükmedilmesi hatalı olmuş ve kararın bozulması uygun bulunmuştur

<![CDATA[Özet: Öte yandan davacı taşeronun alacağı belirlenirken bilirkişi raporu alınmış ve hesaplama yapılmıştır. İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun haksız olmasının yanında alacağın likit yani belirlenebilir olması gerekir. Oysa az yukarıda açıklandığı üzere alacak yapılan yargılama sonucu hesaplama ile belirlenmiştir. Eş deyişle alacak yargılama ile belirlendiğinden alacağın likit olduğundan sözedilemez. Bu durumda İİK'nın 67/1. maddesindeki koşullar oluşmadığından icra inkâr tazminatına da hükmedilmesi hatalı olmuş ve kararın bozulması uygun bulunmuştur. ...       Kanun No:2004   Madde No:67   Fıkra:1-0       T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2014/4148 Karar No:2015/2694
  1. Tarihi:21.5.2015
    Mahkemesi         :Asliye Hukuk Hakimliği   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: – K A R A R –   Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın takibine yönelik itirazın iptâli istemine ilişkin olup, davacı taşeron İl Emniyet Müdürlüğü’nün lojman inşaatında PVC işlerinin tarafından yapıldığını, davalı yüklenicinin iş bedellerinin bir kısmını ödemesine rağmen 18.270,00 TL’lik kısmını ödemediğini, bu miktarın tahsili için başlatılan takibe de itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptâli ile inkâr tazminatının hüküm altına alınmasını istemiş, davalı ise davacı ile aralarında bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığını, işin yapımını dava dışı Hacıçolak İnşaat firmasına devrettiğini, davacının bu şirket ile sözleşme yapmış olduğunu, davanın reddine ve % 40 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının 18.104,06 TL üzerinden iptâline ve bu miktar üzerinden takibin avans faizi uygulanarak devamına, asıl alacak üzerinden inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Davacı taşeron dava dilekçesinde davalıdan iş bedeli karşılığı olarak toplam 30.000,00 TL’lik üç çek ve 2.500,00 TL nakit teslim aldığını, bakiye kısmın ödenmediğini iddia ederek dava açmıştır. Mahkemece toplam iş bedeli 49.104,06 TL hesaplanmış olup, bu miktardan ödeme tutarı olan 32.250,00 TL’nin mahsubu ile 16.604,06 TL üzerinden itirazın iptâli gerekirken, 31.000,00 TL’nin mahsubu ile 18.104,06 TL asıl alacak üzerinden hüküm verilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan davacı taşeronun alacağı belirlenirken bilirkişi raporu alınmış ve hesaplama yapılmıştır. İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun haksız olmasının yanında alacağın likit yani belirlenebilir olması gerekir. Oysa az yukarıda açıklandığı üzere alacak yapılan yargılama sonucu hesaplama ile belirlenmiştir. Eş deyişle alacak yargılama ile belirlendiğinden alacağın likit olduğundan sözedilemez. Bu durumda İİK’nın 67/1. maddesindeki koşullar oluşmadığından icra inkâr tazminatına da hükmedilmesi hatalı olmuş ve kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 21.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.  ]]>