Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.

 

  1. HD., E. 2017/2805 K. 2018/166 T. 11.1.2018

 

davaya katılma talebi • yargılamanın iadesi talebi • bilirkişi raporu • davanın yenilenmesi • yeniden yargılama • mirasçılık belgesi • paylı mülkiyet

MAHKEMESİ      :Sulh Hukuk Mahkemesi

 

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.04.2015 gününde verilen dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

 

K A R A R

 

Dava, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine dair verilen karara karşı yargılamanın yenilenmesi talebine ilişkindir.

 

Davacı vekili; Dörtyol Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/741 Esas 2013/12 Karar sayılı ortaklığın giderilmesi dosyasında dava dilekçesi ve bilirkişi raporunun müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğini, mahkemece yeterince araştırma yapılmadan ilanen tebligat yapılmasına hükmedildiğini, yapılan ilanen tebligatın hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle bu aşamada satış işlemlerinin teminatsız olarak durdurulmasına ve yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

 

Davalı vekili; davacı tarafın bahsettiği hususların kıymet takdirine itiraz yada ihalenin feshine tabi hususlar olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini istediklerini beyan etmiştir.

 

Mahkemece; yargılamanın yenilenmesi taleplerinin HMK 375. maddesinde tek tek sayıldığı davacının dilekçesinde belirttiği nedenlerinin hiç birinin ilgili kanun maddesinde yer alan sebepleri içermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

 

Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.

 

Yargılamanın iadesi istenen ortaklığın giderilmesi davasında usulüne uygun taraf teşkili sağlanmamış, karar temyiz edilmeden kesinleşmiştir. Bu nedenle maddi hukuk yönünden kesinleşmiş bir karar bulunmadığından istemin yargılamanın iadesi olarak değil, temyiz dilekçesi olarak kabulü ile işin esasının incelenmesine geçilmiştir.

 

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.

 

Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK’nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.

 

Tebligat Kanununun “İlanen tebligat” karar başlıklı 28. maddesinin 1 ila 3. fıkralarında; “Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır.”

 

Yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılamıyan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamıyan kimsenin adresi meçhul sayılır.

 

Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir.”,

 

Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Adresin meçhul olması” karar başlıklı 48. maddesinde; (1) Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca kendisine tebligat yapılamayan, tebliğ memuru tarafından adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresi bulunmayan kişinin adresinin tespiti için tebligatı çıkaran merci tarafından adres araştırması yapılır.

 

(2) Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmî veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırabilir ve tespit ettirebilir. Yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılır.

 

(3) Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır.

 

(4) İlânen tebligat, bu Maddedeki usuller izlendikten sonra başvurulacak son çaredir.”,

 

Hükmüne yer verilmiştir.

 

Somut olaya gelince;

 

Davalılar …, …, …’a dava dilekçelerinin Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği hükümleri nazara alınmaksızın gerekli araştırma yapılmadan ilanen tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

 

Bu durumda mahkemece; adı geçen davalıların belirlenecek adreslerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebligat yapılarak, HMK’nın 27. maddesi uyarınca taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle Dörtyol Sulh Hukuk Mahkemesinin 03.01.2013 gün, 2009/741 E. 2013/12 sayılı Kararının BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.