Sosyal Güvenlik Kurumundan alınan ilişiksiz belgesinin idareye verilmesinin ardından kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların tamamının yükleniciye iade edilecek olup Yüklenicinin bu iş nedeniyle idareye ve Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borçları ile ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan Kanuni vergi kesintilerinin hizmetin kabul tarihine kadar ödenmemesi durumunda protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin ve ek kesin teminatın paraya çevrilerek borçlarına karşılık mahsup edilir

 

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/188 Esas
KARAR NO : 2019/506
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/10/2017
NUMARASI : 2017/572 ESAS – 2017/1050 KARAR
DAVA : ALACAK (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/03/2019
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA:Davacı vekili 23.05.2014 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketlerin bir araya gelerek oluşturduğu adi ortaklıkla davalı şirket arasında 24.02.2012 tarihinde “Özel Güvenlik Hizmet Alımı İşi”ne ait bir sözleşme ile eki olarak idari ve teknik şartnamelerin imzalandığını, işin süresinin 23 ay olarak belirlendiğini, buna göre sözleşmenin sona erme tarihinin 26.01.2014 tarihi olduğunu,müvekkili firma tarafından davalı şirkete sözleşme hükümlerine göre … Bankasından alınmış 23.02.2012 tarih ve 250.000,00TL tutarlı 01.06.2014 tarihine kadar geçerli kesin teminat mektubu verildiğini, davalının açmış olduğu hizmet alım ihalesini kazanan müvekkkillerinin imzalamış olduğu sözleşme hükümlerine uygun olarak süresinde işe başladığını, müvekkillerinin davalı şirketin işlerinde, hali hazırda zaten çalışmakta olan taşeron işçiler ile sözleşmeye konu güvenlik hizmetine devam ederek, sözleşme bitim süresine kadar işini eksiksiz ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yürüttüğünü, davacı şirketin sözleşme süresince hiçbir işçinin işine son vermediğini, ihale süresi bitiminde yeni ihaleyide kazanamayan müvekkilinin 18.02.2014 tarihli hak ediş düzenlemesi ve 05.03.2014 tarihli 167.669,54 TL tutarlı fatura ile son hak ediş bedelinin ödenmesi için davalıya müracaat edildiğini, iş bitirme belgesinin düzenlenmesinin davalıdan talep edildiğini,davalı tarafından hak ediş bedellerinin ödemesi yapılmayınca müvekkilinin Ankara … Noterliğinde düzenlenen 07.04.2014 tarihli ihtarname ile davalıya hak ediş bedellerinin ödenmesi için bir ihtarname gönderildiğini, davalı tarafça, işin kabulünün teknik şartnamenin X .maddesinin 5. ve 6. fıkralarında belirtilen hususların sözleşmeye uygun olarak tamamlanmadığı bahisle reddedildiğini, davalı tarafından işçilerin özlük haklarını aldıklarını gösterir ibranamelerin sunulmadığı ,bu hususun teknik şartnamenin X. madde hükümlerini ihlal ettiği bahisle hak ediş ödemelerinin yapılması taleplerinin reddedildiğini,13.05.2014 tarihli SSK ilişiksizlik belgesinin davalıya 15.05.2014 tarihinde teslim edildiğini,13.05.2014 tarihli yazı ile çalışmakta olan tüm işçilerden istenilen ibranemelerin 7 gün içinde sunulması aksi halde 01.06.2014 tarihinde süresi dolacak olan teminat mektubunun nakte çevrileceği, tüm hakedişler ile sair hak ve alacakların davalı bünyesinde tutulacağını ihtar eden bir yazıda gönderildiğini, davaya konu sözleşme kapsamında çalıştırılan işçilerin, taşeron işçi olarak tanımlanan, aynı iş yerinde, aynı asıl işverene fakat farklı taşeron firmalar yanında çalışan işçiler olduğunu, bu işçilerin taşeron firmalar değişse bile çalışmalarına değişen taşeron firmalar yanında zincirleme iş akitleri ile çalışmalarını sürdürdüğünü, iş yeri veya işyerinin bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde,devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçları ile devralana geçeceğini,müvekkili firmanın devir tarihi itibarı ile doğmuş olan tüm işçilik hak ve alacaklarını eksiksiz çalıştırdığı işçilere verdiğini, davacı şirketin teminat mektubunun iade edilmemesine bir sebebin kalmadığını, hizmet süresi bitimi ile hizmet sözleşmesinin yasa gereği işçiler açısından sonlanmayacağı için yeni taşeron (devir alan) firmada çalışmasına devam eden işçilerden müvekkilinin hak ve alacaklarını aldıklarına dair ibranameler almasının yasal olarak mümkün olmadığını, davalının hakedişlerin ödenmesine, teminat mektubunun geri iadesine engel olarak gördüğü, teknik şartname maddelerinin kamu ihale kurumunun karar organı olan Kamu İhale Kurulunca alınan 21.12.2009 tarihli kararla, yasaya, kamu düzenine ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu hukuken geçersiz olduğunun tespit edildiğini,fakat davalının haksız ve yasal olmayan teknik şartname hükümlerini ısrarla uygulamak istediğini iddia ederek, 250.000,00 TL bedelli teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ile teminat mektubunun müvekkiline iadesine, yargılama sırasında teminat mektubunun nakte çevrilmesi halinde teminat mektubu değeri 250.000,00 TL nin nakte çevirme tarihinden işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte ve son hakediş bedeli olan 157.353,98 TL nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, iadesi talep edilen … Bankası Ankara Yıldız Şubesi tarafından düzenlenmiş teminat mektubunun 01.06.2014 tarihine kadar süresi ve geçerliliği olan bir teminat mektubu olduğunu, süresi geçmesine rağmen müvekkili şirket tarafından bankaya ibraz edilip paraya çevrilmediğini, süresi dolmuş olduğundan paraya çevrilme ihtimali kalmadığını, sadece yazılı bir kağıt hükmünde olduğunu,söz konusu talebin konusuz kaldığını, ayrıca müvekkili tarafından teminat mektubunun paraya çevrilmiş olsa idi yine davacı taleplerinin reddi gerektiğini,davacı şirketin basiretli bir tacir gibi imzalamış olduğu sözleşme ve teknik şartname hükümlerini tam olarak yerine getirmediğini,müvekkilinin ihale makamı sıfatı ile yaptığı ihalelerde işi üstlenen yüklenicinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu çerçevesinde, istisna Sözleşmesi hükümlerince anahtar teslimi olmak üzere işi üstlendiğini, sözleşmeyi imzalayarak işi ve iş yerini teslim aldığını, müvekkilinin asıl işveren olmayıp, işi üstlenen yüklenicilerle arasında taşeronluk veya asıl işveren alt işveren ilişkisinin olmadığını, çünkü ihale ile verilen işlerde müvekkilinin hiçbir personelinin çalışmadığını,bir an için asıl işveren ve alt işveren ilişkisi var olduğu düşünülse dahi davacı taleplerinin reddi gerektiğini, davacı tarafın dava konusu işin ihalesine girmeden ihale dökümanını aldığını okuduğunu, incelediğini, davacının bir tacir olup basiretli davranması gerektiğini, Yargıtay 13. H.D nin 04.10.2011 tarihli, 2011/6259 esas, 2011/13824 karar sayılı ilamı ile, teknik şartname deki açık ve tereddüte yer vermeyen düzenleme karşısında davacı kurumun, dava dışı işçilere ödemek zorunda kaldığı tazminatların tamamını davalı yükleniciden rücuan talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir denilerek, davacının hem teknik şartname hükümlerinin geçersizliği iddiaları hem de kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer işçilik alacaklarından sorumlu olmadığına dair iddialarının dayanaksız olduğunun ortaya çıktığını, davacı tarafın iş akdine son verdiği 66 personeline hiçbir tazminat ödemediği gibi, tazminat dışındaki, yıllık izin alacakları, var ise fazla mesai alacakları, var ise bayram ve hafta tatili alacakları ile diğer işçilik alacaklarının tamamının ödendiğine dair herhangi bir ibranameyi personel ile yapılmış bir protokol ve hatta taleplerine rağmen personelin müvekkili kurumu ibrasına ilişkin bir belgeyi sunamadığını, davacı tarafın 23 ay süre ile çalıştırdığı personelin kendi bünyesinde çalıştırdığı döneme ilişkin işçilik alacaklarından bizzat sorumlu olduğunu, bu sorumluluğun mevzuattan kaynaklandığı gibi, tacir olarak sözleşme serbestisi ile imzaladığı sözleşme ve teknik şartnamedende kaynaklandığını,bu durumda süresi dolmuş olan ve paraya çevrilmeyen teminat mektubunun hükmü kalmadığından, davalı kurumca bloke edilen ve teminat hesabina aktarılarak davacıya ödenmeyen 157.334,82 TL Ocak 2014 ayına ait hak ediş bedeli ödenmesi talebinin kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin davacının işten çıkarmış olduğu 66 personeline ait işçilik alacaklarının ödendiğini gösterir ibraname ve diğer belgeleri ibraz ettiğinde ödenmemiş hak ediş bedelini ödemeye hazır olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemenin, 2014/705 Esas, 2016/1005 Karar ve 28.12.2016 tarihli kararı ile, kanıtlanamayan davanın reddi ile teminat mektubunun süreli olup süreside geçtiğinden bu mektubun davalı taraftan davacıya iadesine ilişkin hükmünün davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi sonucunda, hüküm, Dairemizin 2017/522 Esas, 2017/515 Karar ve 03.05.2017 tarihli ilamı ile, hükmün gerekçesiz olması, delil değerlendirilmesi yapılmadan verilmiş olması nedeniyle, davacıların istinaf başvuruları esasa dair hususlar incelenmeksizin kaldırılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasında 24.02.2012 tarihli Özel Güvenlik ve Hizmet Alım Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında davacının davalıya … Bank 23.02.2012 tarihli 250.000, 00 TL ‘lik kesin teminat mektubu verdiği, teminat süresinin 01.06.2014 olduğu, sözleşmede davacı şirketin davalı şirkete özel güvenlik hizmeti vermeyi üstlendiğinin tüm dosya kapsamından anlaşıldığı, davacının bakiye hak ediş bedelini talep etmişse de, davacının sözleşmeye göre, işçilerin işçilik hak ve alacaklarını eksiksiz aldıklarına dair imzalı ibranameleri ve sigorta primlerinin eksiksiz ödendiğini, davalı idareye sunmadığından, davalının son ve kesin hak edişe esas alacak bedelini ödemekten kaçınabileceği ve teminat mektubunu dava tarihine kadar haklı olarak elinde tutup iadeden kaçınabileceği ve böylece sözleşmeye göre üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini ispatlayamayan davacının davalıdan edimleri yerine getirmesini isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacılar vekili istinaf nedenleri olarak; bilirkişi raporları ile teminat mektubunun davalı tarafından iade edilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen mahkemece bilirkişi raporlarının aksine davanın kabulü yerine davanın reddine karar verildiğini, hizmet alım ihalesi sözleşmesine göre davacı şirketlerin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiklerini,öncelikle belirtilmesi gerekenin müvekkili şirketten istenen ibranamelerin asıl ve tek konusunun kıdem tazminatı ödenmesinin yapılmamış olması olduğunu, her ne kadar mahkemece dava dışı işçilerin SGK primlerinin ve ücretlerinin ödendiğine dair dosyada herhangi bir belge olmadığı belirtilmişse de dava dilekçesi ekinde SSK prim borçlarının bulunmadığına dair ilişiksiz belgesinin bulunduğunu, teminat mektubunun kıdem tazminatı açıklaması ile hapis tutulduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, mahkemenin sigorta primlerinin ve işçi ücretlerinin ödendiğine dair bir belge bulunmadığına dair kararının son derece hatalı ve eksik incelemeye dayalı olduğunu, davalı tarafın dava konusu hakedişi ve teminat mektubunu, kıdem tazminatı açıklaması ile hapis tuttuğunu belirttiğini, bu durumun bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, davalı şirketin, hakediş ödemelerini yapmadan önce dava dışı işçilerin maaşlarının yatırılmasını, SGK primlerinin ödenmesini ve sair işçilik alacaklarının öncelikle ödenmesinin şart koşulduğunu, ancak bu ödemelere ilişkin belgeler hakediş dosyasına sunulduktan sonra aylık ödemelerin gerçekleştirdiğini, bu nedenle dava dışı işçilere karşı işin sonunda işçilerden haksız ve yasaya aykırı olarak istenilen ibraname alınması şartı dışında, davacı şirketlerin yerine getirmediği, hiçbir yükümlülüğün bulunmadığını, davalının ticari defterlerinde hapis tutulan paraya ilişkin kıdem tazminatı karşılığı açıklaması karşısında mahkemenin sigorta primlerinin ve işçi ücretlerinin ödendiğine dair bir belge bulunmadığı yönündeki kararının son derece hatalı ve eksik incelemeye dayalı olduğunu, ihale süresi bitiminde alt işveren değişikliğinin iş akdinin feshi niteliğinde olmadığından müvekkkillerinin ödeme ve ibraname alma yükümlülüğü doğmadığı gibi, sözleşme de bulunan ibraname alınması hükmünün yasa ve içtihatlara açıkça aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere 4857 sayılı İş Kanunun 2/6 maddesinde, bir işverenden, iş yerinde yürüttüğü mal ve hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde iş alan ve o iş için görevlendirdiği işçilerini sadece o iş yerinde aldığı işte çalıştıran kişinin( alt )işveren, iş veren (asıl) işveren ve aralarındaki ilişkinin ise asıl işveren ve alt işveren olarak tanımlandığını, dava dışı işçilerden iş akdi devam ederken alınan ibranamelerin yasal olmayıp geçersiz olacağını, iş akdi devam eden bir işçiden ibraname alınmasını talep etmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sözleşmede yer alan bu hükmün yok hükmünde olduğunu, yeni ihaleyi alan firmada çalışmasına devam eden işçilerden velevki ibraname alınmış olsa dahi bu ibranamelerin geçersiz olduğunu, dava dışı 3. kişi durumunda bulunan işçilerden alınması istenen ibranamelerin konusu olan kıdem tazminatı haklarının henüz doğmamış olup ne zaman doğacağı veya doğup doğmayacağının belli olmadığını,zamanı ve sonucu belli olmayan ve zaten davacı müvekkili şirketlerden sonra gelen diğer dava dışı alt işvereninde sorumlu olduğu bir ödeme ihtimali nedeni ile müvekkili şirketin sözleşmeye dayalı edimlerini yerine getirmediğinden bahisle hakediş ve teminat mektubunun bloke edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, 4735 sayılı Kamu İhale Kanununda teminatların iadesi şartlarında ibraname alınması zorunluluğu düzenlenmediğini, kıdem tazminatı ödenmesinin sözleşme bedeline dahil giderler kapsamında olmadığını, 6552 sayılı torba yasa kapsamında yapılan düzenlemeler ile ibranameye konu kıdem tazminatlarından doğan sorumlulukların davalı şirkete yüklendiğini, şayet davalının bir zararının doğması halinde müvekkili şirketten rücuan tahsilini talep etmesinin mümkün olduğunu, eksik ve hatalı inceleme ile davanın reddedildiğini, red kararının kaldırılarak, haklı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, özel güvenlik hizmet alımı sözleşmesi kapsamında, teslim edilen teminat mektubu veya paraya çevrilmişse bedeli ile hak ediş bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, 24.02.2012 tarihinde, yüklenicinin davacı şirketler, idarenin davalı şirket olduğu, ihale sonucu özel güvenlik hizmet alımı sözleşmesinin imzalandığı, işin konusunun ve kapsamının teknik şartnamenin 1. maddesinin 1. Bendinde, idareye ait Genel Müdürlük, … bina ve müştemilatında, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair kanun ve ilgili mevzuat kapsamında silahlı özel güvenlik hizmet alımı işi olarak tanımlandığı, sözleşmenin 5. maddesinde ise işin tanımının, 66 özel güvenlik personeli ile 23 ay süreli özel hizmeti alımı işi olarak belirtildiği, sözleşmenin 11. maddesine teminata ilişkin hükümlerin düzenlendiği, 11.1 bentte, yüklenicinin bu işe ilişkin olarak 250.000,00 TL kesin teminat verdiği, 11.1.2 bentte kesin teminat süresinin 01.06.2014 tarihine kadar olduğu, kanunda veya sözleşmede belirtilen haller ile cezalı çalışma nedeniyle kesin kabulün gecikeceğinin anlaşılması durumunda teminat süresinin bu işteki gecikmeyi karşılayacak şekilde uzatılacağınına yer verildiği, 11.4 .maddede kesin ve ek kesin teminatın geri verilmesinin düzenlendiği “Taahhüdün ,sözleşme ve ihale dökümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği ve yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra, Sosyal Güvenlik Kurumundan alınan ilişiksiz belgesinin idareye verilmesinin ardından kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların tamamının yükleniciye iade edilecektir.”11.4.2. bentte ise”Yüklenicinin bu iş nedeniyle idareye ve Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borçları ile ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan Kanuni vergi kesintilerinin hizmetin kabul tarihine kadar ödenmemesi durumunda protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin ve ek kesin teminatın paraya çevrilerek borçlarına karşılık mahsup edilir, varsa kalanı yükleniciye iade edilir “düzenlemesine yer verildiği, 22. maddede yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumluluklarına yer verildiği, söz konusu düzenlemede yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve genel şartnamenin altıncı bölümünde belirlendiği, yüklenicinin bunları aynen uygulamakla yükümlü olduğu belirtildiği, sözleşmenin 36.2. maddesinde, yüklenicinin bu işte çalışacak personelleri SGK ve İş mevzuatına uygun, 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ve buna İlişkin yönetmenliğe göre çalıştırılacak ve çalıştırılan personel ile ilgili hükümlerini eksiksiz olarak yerine getireceği ve yapılacak bütün değişikliğe uyulacağının düzenlendiği, 8. maddede Sözleşmenin ekleri, ihale dökümanının bu Sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olduğunun ifade edildiği, 8.2. bentte, ihale dökümanını oluşturan belgelerin sıralandığı, iş bu belgeler arasında, hizmet işleri genel şartnamesi, idari şartname vb yer aldığı, özel güvenlik hizmet alımı işi teknik şartnamenin “X” maddesinde, sevk, İdare, hizmetin niteliği ve sorumluluklar üst başlığı ile, “5” . bendinde “ İstekli, çalıştırdığı personelin iş sözleşmesini İş Kanununda belirtilen şartlarda feshettiğinde kıdem ve ihbar tazminatı ile bakiye izin ücretini banka hesabına yatıracaktır. Banka ödeme belgesi istekli tarafından ibraz edilecektir “, “6” bendinde “ İş Sözleşmesi bitiminde ve bu şartnameye konu olan hizmet sözleşmesi bitiminde, çalıştırdığı elemanların imzaladığı, tüm hak ve akacaklarını aldıklarına dair ibranameler, istekli tarafından idareye ibraz edilecektir.” hükmüne yer verildiği, davalı işveren şirketin, davacı adi ortaklığa, 16.04.2014 tarihli yazı ile, 23 aylık özel güvenlik hizmet alımı işinin kesin kabulü talebini içerir dilekçelerinin incelendiği, teknik şartnamenin X maddesinin 5. ve 6. fıkralarında belirtilen hususların sözleşmeye uygun olarak tamamlanmadığı ve ilgili işin kabule hazır olmadığının tespit edildiği, kontrol teşkilatı tarafından tespit edilen eksikliklerin 20 gün içinde tamamlanarak ulaştırılmasının belirtildiği, davacı adi ortaklığın, davalı şirkete, 07.04.2014 tarihli noter ihtarnamesi göndererek, Ocak 2014 hakedişinden kaynaklı bakiye kalan 157.353,98 TL ‘nin ödenmesini talep ettiği, davalı şirketin ise iş bu ihtara cevaben, 16.04.2014 tarihli yazıyı gönderdiği, cevabı yazıda, söz konusu sözleşme ve şartname ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri gereği, sözleşme gereği iş ortaklığı nezdinde çalıştırılan işçilerin herhangi bir hak veya alacakları doğmuş ise tüm hak ve alacaklarını aldıklarına dair ibranamelerin bulunduğu belgelerin kurumlarına sunulması gerektiği, defalarca sözlü bildirimlere rağmen ibranamelerin bu güne kadar sunulmadığı, kurumun söz konusu ibranamelerin sunulmaması nedeniyle yükleneceği her türlü risk karşılığında, üstlenmiş oldukları iş ile ilgili vermiş oldukları ve kurum nezdinde bulunan tüm hakediş, hak ve alacakları ile nakdi veya gayri nakdi teminatların kurum nezdinde bloke etme hakkının bulunduğu, çalıştırılan işçilerin tüm özlük haklarını aldıklarını gösterir ibranamelerin sunulmaması halinde bloke edileceğinin bildirildiği ve davacıların iş bu davayı açtıkları anlaşılmıştır.Taraflar arasında, gerçekleştirilen hizmet sözleşmesi ve hükümleri, davacı yüklenicilerin davalıya … Bankası Ankara Yıldız Şubesinde düzenlenen 250.000,00 TL tutarlı 23.02.2012 tarihli, 01.06.2014 tarihine kadar geçerli kesin teminat mektubunu verdiği konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık,davacı yüklenicilerin sözleşme kapsamında edimlerini tam olarak gerçekleştirip gerçekleştirmediği, teminat mektubu ile son hak ediş bedelini talep hakkının olup olmadığı, davalının dava dışı işçilerle ilgili ibra belgesi talebinin yerinde olup olmadığıdır.13.05.2015 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda, 250.000,00 TL teminat mektubunun davacı şirketlerin alt işveren sıfatıyla davalı şirkete ait iş yerinde istihdam edeceği işçilerin işçilik haklarının ve bu işçilere ait primlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenmesinin teminatı olarak verildiği, davalı idarenin davacının sözleşmeden doğan doğmuş bir borcu olduğunu ortaya koyamadığı, ancak 11.4.1 hükmü uyarınca davalının davacının işi sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmediğini de iddia etmediği, dava konusu teminat mektubunun süreli olup, süresi geçtiğinden sona erdiğinin tespitine ve sözleşme hükümlerine göre davalı idarenin geri verme sebebi bulunmadığından iadesine, davalı idarenin sözleşmenin 12.1 hükmüne göre her ayın sonunda düzenlenen hakedişe göre ödemekle yükümlü olduğu, davacının diğer talebinin 157.353,98 TL ‘nin ödenmesine ilişkin olduğu, hak ediş raporunda, 26.01.2014 tarihine kadar yapılan işler nedeniyle yüklenici davacıya ödenecek tutarın 163.229,07 TL olarak belirlendiği, sözleşmenin 7. maddesinde işçilik giderlerinin sözleşme bedeline dahil olan giderler olarak belirlendiği, 36.2. hükmü gereğince yüklenicinin, çalışan personel ile ilgili yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getirmeyi yükümlendiği, sözleşmenin eki teknik şartnamenin X/6. bendinde, sözleşme bitiminde ve şartnameye konu olan hizmet sözleşmesinin bitiminde, çalıştırdığı elemanların imzaladığı, tüm hak ve alacaklarını aldıklarına dair ibranamelerin, istekli tarafından idareye ibraz edilecektir, hükmünün bulunduğu, davalı idarenin, davacı taşeronun bu işçi alacaklarını yerine getirmemesi durumunda müteselsil sorumlu tutulabileceğinden, bu sorumluluğu kapsamında davacıya işçilere ödemesi için ödediği işçi alacakları ile ilgili ibraname istemesinin haklı bir talep olduğu, işin kabulü İle kesin hesabı düzenleyen 20.2 hükmünün son cümlesinin yüklenici davacının işin teslimi için sözleşme ve ekleri uyarınca üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesinden doğan zarardan sorumlu olduğunu düzenlediği, sözleşme hükümleri kapsamında, davacının çalıştırdığı elemanlardan tüm hak ve alacaklarını aldıklarına dair imzalı ibranameleri davalı idareye sunmadığı sürece, kesin hesaba esas son hakediş bedelinin kendisine ödenmesini talep edebileceği, davacının dava tarihi itibarı ile davalıdan 23 nolu hakediş tutarı olan 167.669,54 TL alacağının olduğu, ancak davacının, sözleşme hükümlerine göre bünyesinde çalıştırdığı işçilerin özlük ve tüm alacaklarının ödendiğine ilişkin ibranameleri tevdi etmemesi ve davacının bu ibranameleri dava dosyasına sunmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin son ve kesin hesap edişe esas olacak bu bedeli ödemekten kaçınabileceği belirtilmiştir.Davacılar vekili rapora itiraz eder, davalı vekili rapordaki aleyhe hususlara itiraz eder.21.04.2016 tarihli ek bilirkişi raporunda, dava konusu teminat mektubunun süreli olup, süresinin geçip hükmü kalmadığını, somut olayda, 4857 sayılı İş Kanunun 2/6. maddesi anlamında, asıl işveren – alt işveren ilişkisi oluştuğunu, davacı şirketlerin, sözleşme ile üzerine düşen edimleri yerine getirmediği sonucunun doğduğu, teminat mektubunun süresinin geçirildiği, davacıya verilmesi gerektiği, davacıların sözleşme kapsamında kendi üzerine düşen edimleri yerine getirmemiş olmalarından dolayı istihkak bedelini davacılara ödemekten kaçınabileceği belirtilmiştir.Mahkemece, rapor ve ek rapora göre davanın reddine karar verilmiştir.Taraflar arasında, tarafların serbest iradesi ile hizmet sözleşmesi imzalanmıştır. Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, taraflar arasında, asıl işveren alt işveren ilişkisi mevcuttur. Taraflar, yasa gereğince dava dışı işçilere karşı müteselsilen sorumludurlar. Sözleşme ve eki belgelerde ki işçilere İlişkin hükümler, işçi alacağının güvence altına alınması için düzenlenmiştir.Taraflar arasında ki ilişkide ise, iş hukuku kuralları değil, TBK ve sözleşme ile eki belgelerdeki düzenlemeler esas alınacaktır. Dava dışı işçilere karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular kendi aralarında ki iç ilişki de, bu konudaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Somut olayda, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve sözleşmenin eki idari şartname de, davalı yükleniciye yüklenen edimlerin ne olduğu yukarıda ayrıntılı şekilde ifade edildiği üzere açıkça düzenlenmiştir. Bunlardan birisi ise, teknik şartnamede mevcut olan, hizmet sözleşmesi kapsamında çalıştırılan elamanların sözleşmenin bitiminde imzaladığı ibranamelerin idareye ibraz edilmesidir. Davacı şirketin, adı geçen ibranameleri idareye ibraz etttiğine dair bir iddası yoktur. Sözleşmenin, 11.4. maddesinde kesin teminat ve ek teminatın iadesine dair düzenlemenin 11.4.1. bendinde ise, taahhüdün, sözleşme ve ihale dökümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesi vb ardından kesin teminatların tamamının yükleniciye iade edileceği belirtilmiştir. Somut olayda, davacı yüklenicinin, davalı asıl işverenin ihbarlarında da belirttiği üzere, sözleşme ve eki ihale döküman hükümleri anlamında edimlerini tam olarak yerine getirdiği kabul edilemez. Bu anlamda, davalı işverenin, teminat mektubunu depo etmesi ve teminat mektubunun süresinin dolmuş olması ve işleme konulmaması nedeniyle, yüklenicinin hakediş bedelinden kesinti yapmasında bir aykırılık yoktur. Çünkü, taraflar kendi özgür iradeleri ile imzalamış oldukları sözleşme hükümlerine uymak zorundadır, aksi halde sözleşme kapsamında yapılan işlemlerin haksız olduğuna dair iddiaları sonuçsuz kalacaktır.Açıklanan nedenlerle ve özellikle taraflar arasında imzalanan sözleşme ve ihale dökümanı kapsamı neticesinde, davacı iddialarının yerinde olmadığı, mahkemenin ret kararının bu anlamda usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/572 Esas, 2017/1050 Karar ve 18.10.2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı İle, istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davacıların ayrı ayrı yatırmış oldukları 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 72,40 TL harcın her bir davacıdan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,3- Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/03/2019