SGK PRİM GECİKME ZAMMI ÖDEME EMRİ

T. C. YARGITAY

21. Hukuk Dairesi

2004/10238 E., 2005/2494 K.

SGK PRİM GECİKME ZAMMI ÖDEME EMRİ

İçtihat Metni

Davacı, davalı Kurumca resen düzenlenen 2002/447 sayılı ödeme emrinin iptaline ve tahakkuk ettirilen miktarın terkinine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, mahkemece 2098 ve 3395 sayılı Yasalara tabi olarak çalıştıklarına ve itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerektiğine karar verilen sigortalılar ile ilgili olarak işveren tarafından geriye yönelik olarak Kuruma verilmesi gereken sigorta primleri bildirgelerinden kaynaklanan fark sigorta primlerine gecikme zammı uygulanıp uygulanmayacağına ilişkindir.Mahkeme, itibari hizmet süresinden yararlanıp yararlanılmayacağı önceden bilinmediğinden zamanında hesaplanarak yatırılmasının mümkün bulunmadığı gerekçesiyle işverenin gecikme zammından sorumlu olmadığına karar vermiştir. 506 sayılı Yasanın 80. maddesi uyarınca işveren bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur. Öte yandan itibari hizmet hükümlerinin yer aldığı 2098 ve 3395 sayılı Yasalarda (506 sayılı Yasa ek madde 5) kimlerin yararlanabileceği ve şartları gösterilmiştir. Yasada gösterilenler dışında kalanlar itibari hizmetten yararlanamazlar. Bu koşullar sigortalı çalışırken yasada belirtilen varolan koşullardır, sonradan mahkeme kararı ile yaratılan bir durum söz konusu değildir. Yargı kararı ile sadece varolan ancak işveren tarafından gözetilmeyen olgu tespit edilmektedir. Bu durumda zamanında işverence kabul edilmeyen şartların yasa gereğince varolduğu belirlendiğine göre 506 sayılı Yasanın 80/1-5-9 maddeleri uyarınca primden sorumlu olması gerektiği gibi gecikme zammından da sorumlu olması gerektiği de açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde bulundurularak davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmektedir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.3.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.