Şikayet davası, ihale gününe ilişkin tebligatın usulüne uygun yapılmadığı iddiası ile ihalenin feshine ilişkindir. Satış ilanı tebligatının şikayetçiye, tebligat zarfı üzerine “Mernis adresi” yazılmak suretiyle Tebligat Kanunu’nun hangi maddesine göre tebliğ edileceği şerh edilmeden tebliğe çıkarıldığı “Adres kapalı olup evrak üzerinde gösterilen muhatabın Mernis adresine TK’nın 21. maddesine göre mahalle muhtarına teslim edildi, 2 no’lu haber kağıdı adresin kapısına yapıştırıldı” şerhiyle tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Daha önce bu adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ döndüğüne ilişkin dairemize gönderilen dosya içerisinde bir tebligat parçasına rastlanmadığı, şikayetçiye çıkarılan satış ilanı tebligatının bu haliyle TK 10/2 maddesine ve Tebligat Yönetmeliği’nin 16/2 maddesine aykırı olduğu ve bu haliyle TK’nın 21/2 maddesine uygun bir tebligatın bulunmadığı görülmüştür. Ayrıca, muhatabın tevziat saatlerinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği hususunun TK’nın 21/1 ve Tebligat Yönetmeliği’nin 30. maddesi gereğince araştırılmadığı, tebligatın muhtara teslim edildiğinin muhataba haber verilmek üzere komşuya yöneticiye veya kapıcıya bildirilmediği anlaşıldığından dolayı da tebligat TK’nın 21/1, 23/7. ve Tebligat Yönetmeliği’nin 30 ve 35/1-f maddelerine göre usulsüzdür. Dairemizin süreklilik arz eden içtihatlarına göre, borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğundan mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.

T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
E: 2017/1280 K: 2017/10555 K.T.: 12.09.2017

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Alaca İcra Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 08/10/2015

NUMARASI : 2014/24-2015/17

DAVACI : BORÇLU: İlhami Öztürk

DAVALI : ALACAKLI: Bayram Çobaner

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Semiha Uyar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; sair iddialarının yanında ihale gününe ilişkin tebligatın usulüne uygun yapılmadığı iddiasıyla ihalenin feshini talep ettiği, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Yasa’nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.

Aynı Kanun’un tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine, 6099 sayılı Yasa’nın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.

Söz konusu 7201 sayılı Yasa’nın 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde, kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, ancak yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 sayılı Kanun’a göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.

7201 sayılı Yasanın 21. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde ise, 21/1. maddeye göre bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, 10. madde gereği adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak başkaca araştırma yapılmaksızın o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır. Bunun yapılabilmesi için de tebligatı çıkaran merciin, adresin, adres kayıt sistemindeki mernis adresi olduğunu tebliğ evrakında belirtmesi gerekmektedir.

Tüm bu açıklamalar doğrultusunda kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa adres kayıt sistemindeki adresine buna ilişkin şerh verilerek 21/2. madde uyarınca tebligat çıkartılmalıdır.

Ayrıca Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 16/2.maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir” denilmiştir. Bu yönetmeliğe göre 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur. Yani; tebligatı çıkaran merci tarafından adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerh verilmeden dağıtıcı tarafından 2l/2.maddesine göre tebliğ işlemi yapılamaz.

Somut olayda satış ilanı tebligatının şikayetçiye, tebligat zarfı üzerine “mernis adresi” yazılmak suretiyle Tebligat Kanunun hangi maddesine göre tebliğ edileceği şerh edilmeden tebliğe çıkarıldığı “Adres kapalı olup evrak üzerinde gösterilen muhatabın mernis adresine TK’nun 21.maddesine göre mahalle muhtarına teslim edildi, 2 nolu haber kağıdı adresin kapısına yapıştırıldı” şerhiyle tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Daha önce bu adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ döndüğüne ilişkin dairemize gönderilen dosya içerisinde bir tebligat parçasına rastlanmadığı, şikayetçiye çıkarılan satış ilanı tebligatının bu haliyle TK.’nun 10/2.maddesine ve Tebligat Yönetmeliğinin 16/2.maddesine aykırı olduğu ve bu haliyle TK.’nun 21/2.maddesine uygun bir tebligatın bulunmadığı görülmüştür. Ayrıca muhatabın tevziat saatlerinden sonra adrese döneceği TK.’nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30.maddesi gereğince araştırılmadığı, tebligatın muhtara teslim edildiğinin muhataba haber verilmek üzere komşuya yöneticiye veya kapıcıya bildirilmediği anlaşıldığından dolayı da tebligat TK.’nun 21/1, 23/7. ve Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35/1-f maddelerine göre usulsüzdür.

Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre, borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Hal böyle olunca, mahkemece, şikayetçi borçluya, satış ilanı usulüne uygun tebliğ edilmediğinden ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.