şirketin % 50 ortağı ve aynı zamanda şirket müdürü olan … ’ün sahibi olduğu off-shore şirketi …. dan yapılan alımlarda şirketin zarara uğratılmış oluğu yönündeki tespit ve değerlendirmelere yer verilmediği ,davalıların genel kurul kararı olmadan kar payı dağıttıklarını, şirkette kendisini sigortalı gösterip primlerini ödettirdiğini, denetim kayyımlarının şirketten ücret aldıkları , davacıların yapacakları usulsüz işlemlerin dahi hukuka uygun olacağını belirtecek kadar menfaatin karşılığını verme çabası içinde oldukları, gerçekte hiç bir denetim yapılmadan yazıldığını, gerçek muhasebe işlemleriyle örtüşmeyen rapor hazırladıklarını, belirterek, denetim kayyımlarının görevlerine son verilerek müvekkili ortağın acilen yönetim kayyımı atama talebi

 

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/703
KARAR NO : 2018/674
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/03/2018 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2014/867 Esas
TALEP : İhtiyati Tedbire ilişkin
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2018 (07/07/2018 yazım tarihli )
İhtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararın davada davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN: Davacı vekili verdiği dilekçe ile 15.3.2018 tarihli oturumda ki beyanıyla ,denetim kayyımların 29/03/2017 tarihli raporunda; davalı şirketin 31/12/2016 tarihli bilançosunda meydana gelen değişikliği açıklamadıkları,şirketin 2016 yılı II. Döneminde Duran Varlıklarda 5.246.550,98- TL artış olduğu , bilgi edinme hakkının mahkeme kararı ile kullanılması neticesinde alınan inceleme raporunda; maddi kayıt hataları, mükerrer ve usulsüz kayıtlar, şirketin % 50 ortağı ve aynı zamanda şirket müdürü olan … ’ün sahibi olduğu off-shore şirketi …. dan yapılan alımlarda şirketin zarara uğratılmış oluğu yönündeki tespit ve değerlendirmelere yer verilmediği ,davalıların genel kurul kararı olmadan kar payı dağıttıklarını, şirkette kendisini sigortalı gösterip primlerini ödettirdiğini, denetim kayyımlarının şirketten ücret aldıkları , davacıların yapacakları usulsüz işlemlerin dahi hukuka uygun olacağını belirtecek kadar menfaatin karşılığını verme çabası içinde oldukları, gerçekte hiç bir denetim yapılmadan yazıldığını, gerçek muhasebe işlemleriyle örtüşmeyen rapor hazırladıklarını, belirterek, denetim kayyımlarının görevlerine son verilerek müvekkili ortağın acilen yönetim kayyımı atanmasını talep etmiştir.
ALEYHİNE İHTİYATİ TEDBİR İSTENEN DAVALI: Davalı vekili, genel kurulunun yapılmamasının sebebinin davacı olduğunu, şirkete denetim kayyımı atandığını bir usulsüzlük olmadığını, alınan bilirkişi raporuna göre müdürlerin rekabet yasağını ihlalinin söz konusu olmadığını belirterek şirkete yönetim kayyımı atanması isteminin reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemce, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı, imkânsız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı konusunda kanaat oluşmadığı,asıl olanın şirketin en yetkili organı olan genel kurul tarafından atanan yöneticiler tarafından yönetilmesi olup; mahkemece yapılacak müdahalenin çok zorunlu hallerde ve kısıtlı olarak yapılması gerektiğini, bu aşamada davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili,şirketin organsız olduğunu, şirket müdürlerinin kendilerine 2014 yılında 397.791,81- TL kar payı dağıttıklarını, 2014 yılında inşaası tamamlnan fabrikaların gelir getirici faaliyeti olmadığını, şirket müdürünün l … Ltd. Şti.’ni kurarak, rekabet yasağını ihlal ettiğini,96 milyon usdlik ihale tamamlanmasına rağmen şirketin içinin boşaltıldığını,Offshore şirketine 15.milyon usd danışmanlık faturası kestiğini, 2 genel kurul kararının sahte imzayla düzenlendiğini, şirketin tek gelir getirici faaliyetinin Türkmenistan’da bulunan 3 fabrikası olduğunu, gelirlerin offshore şirketine aktarıldığını, belirterek şirkete müvekkilinin yönetim kayyımı atanmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Şirketin iki ortağı arasında yoğun ihtilaflar bulunduğu ve 2015 yılında davanın açılmasını müteakip asıl davada şirkete denetim kayyımı kurulu atandığı anlaşılmaktadır.Davacı vekili tarafından denetim kayyımlarının ağır eleştiriye tabi tutularak müvekkili ortağın yönetim kayyımı atanmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.Dosya mevcudu deliller değerlendirilerek davacı ortağın yönetim kayyımı atanması davalı diğer şirket ortağı müdürün azli istemi ile aynı sonucu verecek niteliktedir.Şirketler özel hukuk alanında ticari faaliyet gösterecek kuruluşlar olup ;ilk derece mahkemesinin genel kurul tarafından seçilen yöneticiler ile yönetilmesini esas alınarak ,şirket yönetimine müdahalenin çok sınırlı olması gerektiği,dosyadaki deliller bilirkişi kurulu kök ve ek raporu kapsamında denetim kayyım kurulu atanmasına ilişkin kararı yeterli gören mahkemenin takdirinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacı vekili; davalı şirket müdürü hakkında ki açılan davaları dayanak yapmak ta ise de , açılan dava kesinleşmiş yargı kararı ile sonuçlanmadıkça davanın hiçbir tarafı için bağlayıcı olmayıp bir kanaate varmak için de yeterli değildir.Davalı şirket müdürünün yasak olduğu halde şirketten maaş alması sabit olsa dahi ihtiyati tedbir kararına gerekçe yapılamaz.Dava dosyası dışında ki dosyalarda alınan raporlar ,ceza kovuşturmalarında verilen kararlar ,alınan raporlar ile dosyada alınan rapor ve kayyım raporları arasında çelişkiler mevcut olduğu, ileri sürülerek bunun yönetim kayyım tayini için önemli bir sebep olduğunu ileri sürülmekte ise de her dava ;yapılan tahkikat neticesi dosyada toplanan delillerle bir sonuca bağlanabilir.HMK 389 vd. maddelerinde aranan yaklaşık ispat şartının yerine getirilmediği, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinin hiç birinin somut olayda yaklaşık ispat seviyesinde gerçekleşmediği,davacı ortağın yönetim kayyımı atanmasına ilişkin talebinin reddi kararında isabetsizlik olmadığından yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/06/2018