sözleşme dışı imalâtların bedellerinin hesaplanmasına ilişkin yöntem ve şartlar belirlenmiş Şartnamede götürü bedelli işlerde sözleşme kapsamında kalması halinde %10 fazla imalâtın sözleşme fiyatlarıyla yaptırılacağı hükmü bulunmaktadır. Bu nedenle sözleşme dışı imalâtlar yönünden inceleme yapılırken sözleşmenin ilgili hükümleri ile şartname hükümlerinin dikkate alınması zorunludur. Yapılacak incelemede %10’u aşan imalâtın tespiti halinde ise, bedelinin sözleşme ve işin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan TBK maddesi ve devamı maddeleri gereğince, iş sahibi yararına olması koşuluyla, yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle belirlenmesi gerekir

  1. Hukuk Dairesi         2020/1606 E.  ,  2020/2699 K.
  •  

“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, fazla iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar, davalı … ve davalı … vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı yüklenici, davalı … ise iş sahibidir.
Davacı davasında; 11.07.2008 tarihli sözleşme ile… İlköğretim Okulu’nun ek bina inşaatının yapımını üstlendiklerini, iş devam ederken fazla yapılan çevre düzenleme imalâtların bedelinin de ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında talebini ıslah ederek 86.496,084 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı Bakanlık savunmasında; davacı tarafça gerek yapım işleri genel şartnamesinde ve gerekse diğer ihale dokümanlarında, iddialarını ispatlayacak nitelikte dayanakların bulunmadığını; devlet kurumlarının işlemlerini sözlü anlaşma ile yerine getirmediğini, tüm işlemlerin yasal mevzuat çerçevesinde yazılı olarak yerine getirildiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini; davalı … savunmasında, mevzuat gereğince ihale onay belgesinin düzenlenmesinden sözleşmenin onaylanmasına kadar sorumlu olduklarını, davanın husumetten reddini talep etmiştir.
Mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulü ile, 86.496,084 TL’nin, dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
1-Davalı …’nin temyiz itirazları incelendiğinde;
Sözleşmeler Hukuku’nun en temel ilkelerinden birisi olan sözleşmelerin nispiliği kuralı gereği sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Bu nedenle, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları aynı zamanda sözleşmenin
taraflarıdır. Yargıtay İçtihatları ve öğretide bu durum taraf sıfatı olarak adlandırılmaktadır. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacılık sıfatı, dava konusu hakkın sahibini; davalılık sıfatı ise, dava konusu hakkın yükümlüsünü ifade eder. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti; davalı sıfatı ise, pasif husumeti karşılayacak şekilde kullanılmaktadır. Dava konusu değer üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise davanın o kişi veya kişilere karşı açılması gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının önemli özelliği, def’i niteliğinde olmayıp itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebilmesi ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile bu hususun mahkemece re’sen nazara alınmasıdır.
Somut olaya gelince; davacı taraf, dava dilekçesinde dava konusu işlerin yapılması konusunda davalı kurumlar ile dava konusu köy okulunun tadilatı hususunda sözleşme yaptıklarını beyan etmiş, … tarafından verilen cevap dilekçesinde de davacı ile Bakanlık arasındaki akdi ilişki kabul edilmiştir. Diğer davalı … ise, tarafları ile davacı arasında bir akdi ilişki bulunmadığını savunmuştur. Taraflar arasındaki 11.07.2008 tarihli sözleşme davacı ile Milli Eğitim Müdürlüğü adına Kars Valiliği tarafından imzalanmış olup davalı … sözleşmeye taraf olmadığından ve kendisine husumet yöneltilemeyeceğinden, mahkemece davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Davalı …’nın temyiz itirazlarına gelince;
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı bakanlık vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
3-Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede yapılacak işin tanımı;…kağızman ilçesi… Köyü İlköğretim Okulu 16 Derslikli Ek Bina İnşaatı olarak tanımlanmış olup, bedel 1.650.033,40 TL götürü bedel olarak kararlaştırılmıştır. Aynı sözleşmenin 9. maddesinde de Yapım İşleri Genel Şartnamesi sözleşmenin eki olarak sayılmıştır. Sözleşmenin eki olan Yapım İşleri Genel Şartnamesi 6100 sayılı HMK’nın 193. maddesine göre delil sözleşmesi niteliğinde olup, mahkemelerce görevi gereği kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Şartnamenin 21. ve 22. maddelerinde ise; varsa sözleşme dışı imalâtların bedellerinin hesaplanmasına ilişkin yöntem ve şartlar belirlenmiştir. Şartnamenin 21. maddesinde götürü bedelli işlerde sözleşme kapsamında kalması halinde %10 fazla imalâtın sözleşme fiyatlarıyla yaptırılacağı hükmü bulunmaktadır. Bu nedenle sözleşme dışı imalâtlar yönünden inceleme yapılırken sözleşmenin ilgili hükümleri ile şartname hükümlerinin dikkate alınması zorunludur. Yapılacak incelemede %10’u aşan imalâtın tespiti halinde ise,
bedelinin sözleşme ve işin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nin 526 ve devamı maddeleri gereğince, iş sahibi yararına olması koşuluyla, yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle belirlenmesi gerekir.
Yargılama sırasında mahkemece alınan bilirkişi raporunda ise taraflar arasındaki sözleşmenin eki olan şartnameler ile taraflar arasındaki yazışmalar incelenmemiş, bedeli talep edilen imalâtların Yapım İşleri Genel Şartnamesi 21. maddesinde belirlenen %10 fazla imalât kapsamında olup olmadığı değerlendirilmemiş, yine şartnameye göre %10 kapsamında kalan imalâtların bedellerinin sözleşme fiyatlarıyla, bunu da aşan kısımlar yönünden piyasa fiyatlarıyla değerlendirilmesi gerekirken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2011 yılı birim fiyatlarına göre belirlendiğinden bu rapora göre karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılması gereken iş; bilirkişilerden alınacak ek rapor ile sözleşme dışı imalâtların bedellerinin Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 21. maddesine göre yukarıda açıklanan esaslar dikkate alınarak göre hesaplattırılıp sonucuna göre karar verilmesinden ibaret olup, eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı …’nın sair temyiz itirazlarının reddine, 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalı …’nin, 3. bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalı …’nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu davalılar yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 267,80 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalı …’ne iadesine,
karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 05.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.