sözleşme kapsamında yaptığı imalâtın toplam bedelinin * olduğunu, bu iş bedelinden *TL'sinin ödendiğini, bakiye * TL'sinin ise ödenmediğini, ayrıca sözleşme dışı *TL tutarında imalat da yaptığını ve bunun bedelinin de ödenmediğini ileri sürerek toplam * TL alacağının kaldığını belirtmiştir. Dosya kapsamından ve yargılama sırasında alınan bilirkişi kurulu raporlarından, davacının sözleşme kapsamı dışında yapmış olduğunu iddia ettiği imalâtların da sözleşme kapsamında olduğu, böylece sözleşme dışı iş yapmadığı anlaşılmıştır. Şu halde davacının sözleşme dışı imalâtlara ilişkin * TL tutarındaki talebi yerinde değildir. Bu durum karşısında mahkemece, davacı vekilinin .. tarihli cevaba cevap dilekçesindeki açıklaması dikkate alınarak, sözleşme kapsamında yapılan işlerin bedelinin * TL olduğunun kabulüyle, hakedilen bu iş bedelinden ödenen * TL mahsup edilerek sonuçta davacının bakiye alacağının * TL olduğu anlaşılmakla, bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekirken HMK'nın * maddesi gözardı edilerek davanın tümden kabulüne karar verilmesi doğru olmamış açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir

<![CDATA[T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2015/3381 Karar No:2016/1873
  1. Tarihi:24.3.2016
  Mahkemesi       :Ticaret Mahkemesi   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat … ile davalı vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, bakiye iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine karşı yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacı taşeron davasında, davalı yüklenici ile 09.09.2008 tarihli sözleşmeyi imzaladıklarını, sözleşmenin B maddesi uyarınca, davalının Libya’nın Sirt bölgesinde pis su arıtma taahhüdü için gerekli ekipmanları ve bu ekipmanlara ilişkin hizmeti yerine getirdiğini, 23.03.2009 ile 12.01.2011 tarihleri arasında toplam 8.773.798,16 TL tutarında satış ve teslimat yaptığını, iş bedelinin 5.406.619,96 TL’lik kısmının ödendiğini, ancak; 3.367.178,20 TL’sinin ödenmediğini, bu alacağının tahsili için yürütülen icra takibine de itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptâli ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davacı tarafından cevaba cevap dilekçesiyle istemi açıklanmış ve davacı, 10.11.2011 tarihli dilekçesiyle, sözleşme kapsamında yaptığı imalâtın toplam bedelinin 8.090.145,20 TL olduğunu, bu iş bedelinden 5.406.619,96 TL’sinin ödendiğini, bakiye 2.683.525,30 TL’sinin ise ödenmediğini, ayrıca sözleşme dışı 589.776,44 TL tutarında imalat da yaptığını ve bunun bedelinin de ödenmediğini ileri sürerek toplam 3.273.301,74 TL alacağının kaldığını belirtmiştir. Dosya kapsamından ve yargılama sırasında alınan bilirkişi kurulu raporlarından, davacının sözleşme kapsamı dışında yapmış olduğunu iddia ettiği imalâtların da sözleşme kapsamında olduğu, böylece sözleşme dışı iş yapmadığı anlaşılmıştır. Şu halde davacının sözleşme dışı imalâtlara ilişkin 589.776,44 TL tutarındaki talebi yerinde değildir. Bu durum karşısında mahkemece, davacı vekilinin .. tarihli cevaba cevap dilekçesindeki açıklaması dikkate alınarak, sözleşme kapsamında yapılan işlerin bedelinin 8.090.145,20 TL olduğunun kabulüyle, hakedilen bu iş bedelinden ödenen 5.406.619,96 TL mahsup edilerek sonuçta davacının bakiye alacağının 2.683.525,30 TL olduğu anlaşılmakla, bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekirken HMK’nın 26. maddesi gözardı edilerek davanın tümden kabulüne karar verilmesi doğru olmamış açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca diğer temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, 1.350,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 24.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.  ]]>