sözleşmede yer alan hüküm çerçevesinde var olan borç ilişkisi yeni bir borç oluşturulmak suretiyle sona erdirilmediği ve tarafların yükümlülüklerinin yalnızca süresinin uzatıldığı bir akdin yeni bir sözleşme olarak nitelendirilmesi mümkün görülmemektedir Davacının sunmuş olduğu iş deneyim belgesinin dayanağı olan 180 gün süreli olarak imzalanan sözleşmenin “Süre” başlıklı maddesine de uygun olarak aynı şart ve birim fiyat ile  imzalanan protokoller ile süresinin uzatıldığı söz konusu protokollerin ilk sözleşmeden ayrı ve bağımsız birer sözleşme olarak kabulünün hukuken mümkün olmadığı bu itibarla, davacının ihalede sunduğu iş deneyim belgesinin tek bir sözleşmeye dayanılarak düzenlendiği sonucuna varıldığından teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasına karşı yaptığı itirazen şikâyet başvurusunun reddine dair Kurul kararında hukuka uygunluk davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır  gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ve Mahkeme kararının bozulması hk (Danıştay Kararlı)

Toplantı No 2022/018
Gündem No 25
Karar Tarihi 23.03.2022
Karar No 2022/MK-102
BAŞVURU SAHİBİ:
İçkale Gıda İnşaat Temizlik Nakliyesan.Tic.Ltd.Şti.
İHALEYİ YAPAN İDARE:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sosyal Ve İdari İşler Müdürlüğü
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2014/127835 İhale Kayıt Numaralı “36 Aylık Malzemesiz Yemek Hazırlama Ve Servis Hizmet Alımı İşi” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
KARAR:

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Sosyal ve İdari İşler Müdürlüğü tarafından yapılan  2014/127835 ihale kayıt numaralı “36 Aylık Malzemesiz Yemek Hazırlama ve Servis Hizmet Alımı İşi” ihalesine ilişkin olarak, İçkale Gıda İnşaat Temizlik Nakliye San. ve Tic. Ltd. Şti. itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuş ve Kurulca alınan 25.02.2015 tarihli ve 2015/UH.I-635 sayılı karar ile “1) Anılan Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (c) bendi gereğince itirazen şikâyet başvurusunun reddine,” karar verilmiştir.

 

Davacı İçkale Gıda İnş. Tem. Nak. San. ve Tic. A.Ş.  tarafından anılan Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, Ankara 2. İdare Mahkemesinin 10.06.2015 tarihli ve E:2015/746, K:2015/770 sayılı kararı ile “davanın reddine” karar verilmesi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda Danıştay Onüçüncü Dairesinin 20.12.2021 tarihli ve E:2015/4427, K:2021/5221 sayılı kararında “5902 sayılı Kanun ve Afet ve Acil Durum Harcamaları Yönetmeliği çerçevesinde ihalesi gerçekleştirilen hizmet alım işine ilişkin davacı ile AFAD Ceylanpınar Konaklama Tesisleri yönetimi arasında 18/07/2012 tarihinde imzalanan sözleşmenin “Süre” başlıklı 8. maddesinde “Sözleşme, imzalandığı tarih itibariyle yürürlüğe girecektir ve 180 gün yürürlükte kalacaktır. T.C. Başbakanlık Ceylanpınar AFAD Konaklama Tesisleri yönetimince dilediği takdirde sözleşme süresini, İdari Şartname madde 1-(b) bendinde hakları saklı kalmak kaydıyla aynı fiyat ve şartlarla uzatma ve feshetme hakkına sahiptir.” düzenlemesine yer verildiği, anılan hükme istinaden 12/12/2012 tarihinde imzalanan ek protokol ile 19/01/2013-19/07/2013 tarihleri arasında 6 aylık, 19/07/2013 tarihinde imzalanan ek protokol ile 19/07/2013-14/12/2013 tarihleri arasında 5 aylık ve 11/12/2013 tarihinde imzalanan protokol ile 15/12/2013- 15/07/2014 tarihleri arasında 7 aylık olmak üzere aynı şart ve birim fiyat ile sözleşmenin süresinin uzatıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava konusu uyuşmazlığın, davacı ile AFAD Ceylanpınar Konaklama Tesisleri yönetimi arasında imzalanan hizmet alımına ilişkin sözleşmenin yapılan ek protokollerle süresinin uzatılması nedeniyle, anılan uzatma sürelerinin ayrı birer sözleşme olup olmadığı ve bu bağlamda “tek sözleşme” kavramı kapsamında değerlendirilmesi gerekip gerekmediğinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. İki tarafın, hukukî sonuca yönelik karşılıklı ve birbirine uygun iradelerini açıklamalarıyla meydana gelen bir hukukî işlem olan sözleşmenin, süresinin de taraflarca belirlenmesi esastır. Belirlenen sürenin sona ermesi halinde sözleşme ilişkisinin sona ereceği de açıktır. Bununla birlikte, davacı ile AFAD Ceylanpınar Konaklama Tesisleri yönetimi arasında 18/07/2012 tarihinde imzalanan sözleşmenin “Süre” başlıklı 8. maddesi gibi bir hükme dayanılarak, sözleşme ilişkisi sona ermeden ve fasıla verilmedikçe, konusu, tarafları, şartları ve bütün unsurları aynı tutularak mutabakat yahut irade açıklamalarıyla birbirini izleyen süre uzatımına ilişkin protokollerin yeni birer hukukî ilişki niteliğinde olmadığı, aynı sözleşmenin devamı olarak kabulünün, tarafların gerçek iradesine, hukuka ve olayların doğal akışına uygun olduğu değerlendirilmektedir. Başka bir anlatımla, mevcut bir sözleşmede yer alan hüküm çerçevesinde, var olan borç ilişkisi yeni bir borç oluşturulmak suretiyle sona erdirilmediği ve tarafların yükümlülüklerinin yalnızca süresinin uzatıldığı bir akdin, yeni bir sözleşme olarak nitelendirilmesi mümkün görülmemektedir. Davacının sunmuş olduğu iş deneyim belgesinin dayanağı olan 18/07/2012 tarihinde 180 gün süreli olarak imzalanan sözleşmenin “Süre” başlıklı 8. maddesine de uygun olarak aynı şart ve birim fiyat ile 12/12/2012, 19/07/2013 ve 11/12/2013 tarihinde imzalanan protokoller ile süresinin uzatıldığı, söz konusu protokollerin ilk sözleşmeden ayrı ve bağımsız birer sözleşme olarak kabulünün hukuken mümkün olmadığı, bu itibarla, davacının ihalede sunduğu iş deneyim belgesinin tek bir sözleşmeye dayanılarak düzenlendiği sonucuna varıldığından, teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasına karşı yaptığı itirazen şikâyet başvurusunun reddine dair Kurul kararında hukuka uygunluk, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır.” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ve Mahkeme kararının bozulmasına kesin olarak karar verilmiştir.

 

Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.

 

Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

 

Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.

 

Açıklanan nedenlerle, 4734 sayılı Kanun’un 65’inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 30 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere,

 

1- Kamu İhale Kurulunun 25.02.2015 tarihli ve 2015/UH.I-635 sayılı kararının iptaline,

 

2- Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, 4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (b) bendi gereğince düzeltici işlem belirlenmesine,

 


Oybirliği ile karar verildi.