sözleşmede işin süresinde bitirilmemesi halinde yüklenicinin her gün için sözleşmede belirlenen oranda günlük ceza ödemesi kararlaştırılmış olup bu cezanın ifaya ekli ceza niteliğini taşıması nedeniyle sözleşmede aksine bir hüküm de bulunmadığından mahkemenin kabulünde olduğu gibi fesih halinde istenmesi mümkün değil ise de sözleşme maddesinde belirlenen 30 günlük feshedilemeyen süre için davacının gecikme cezası istemesi mümkün olduğundan mahkemece gecikme cezasının tümüyle reddi doğru olmamıştır

  1. Hukuk Dairesi         2019/3378 E.  ,  2020/2914 K.

“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalılar vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalılar vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalılar avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı davasında, davalıların 30.11.2011 tarihli sözleşmeye göre davacı vakfa ait … Hanı’nın inşası işini KDV dahil 2.041.269,29 TL bedelle üstlendiklerini, davalılara iş başlangıcında 346.000,00 TL iş avansı ve 09.04.2012, 15.05.2012 ve 01.08.2012 tarihli hakediş raporları ile 896.152,79 TL toplamda 1.242,152,79 TL ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemelere karşılık davalılar tarafından yapılan inşaatın programa uygun şekilde ilerlemediği ve programın gerisinde kalınması nedeniyle davalılar ile temasa geçtiklerini ve … 16. Noterliği aracılığıyla ihtarname gönderilerek eksik imalâtların bir an önce tamamlanması aksi halde sözleşmenin feshedileceği hususunun davalılara ihtar edildiğini, inşaatın aksaması ve programın gerisinde kalınması nedeniyle imalâtların da zarara uğramaya başladığını, bu durumu … 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/12 Değişik iş sayılı dosyası ile tespit ettirdiklerini açıklayarak 30.11.2011 tarihli sözleşmenin feshine, bilirkişi raporu ile tespit edilen 332.334,59 TL
alacağın ve inşaatın zamanında tamamlanmamış olması nedeniyle uğranılan zararların davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş yargılama sırasında talebini ıslah ederek 658.822,37 TL’ye çıkarmıştır.
Davalılar savunmalarında davacı yanın yer teslimini gecikmeli olarak yaptığını, hakedişlerinin ödenmediğini, davacının fesih iradesinin ekonomik sebeplere dayandığını, hakedişten fazla ödeme yapılmadığını, işin KDV hariç toplam bedelinin 1.729.899,23 TL olduğunu, davacıdan 150.000,00 TL alacaklı olduklarını,davacının işe özel olarak sipariş verdiği ve bedelini kendilerinin ödediği taş, mermer ve doğramaların bedelinin 250.000,00 TL olduğunu, başka yerlerde kullanılması mümkün olmayan malzemelerden dolayı zarara uğradıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin götürü bedelli sözleşme olduğu, davacının fesihte haklı olduğu, sözleşmenin feshedilmiş olması nedeniyle davacının ifaya ekli cezayı talep edemeyeceğinden buna ilişkin talebin reddi gerektiği, alınan bilirkişi kurulu raporuna göre yapılan imalâta göre davacıya fazla ödeme yapıldığı, ayrıca eksik ve ayıp giderim bedellerinin de karşılanması gerektiği belirtilerek davacının sözleşmeyi fesihte haklı olduğunun tespitine, 510.100,37 TL’nin 08.01.2013 ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde 332.334,59 TL talep etmiş olup, bu miktarın davanın açılmasından önce yaptırdığı tespit dosyasına göre belirlenen fazla ödeme ile eksik kusurlu imalâtların giderim bedeli toplamı ve 103.793,00 TL gecikme cezasının toplamı olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonra yapılan ıslah ile dava değeri 326.487,78 TL arttırılıp 658.822,37 TL’ye çıkarılmış, mahkemece bu arttırımın dava dilekçesindeki eksik ayıp giderim bedeli ile fazla ödeme toplamı olan 228.541,59 TL ile ilgili olduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme götürü bedelli sözleşme olup götürü bedelli sözleşmelerde iş sahibinin iş bedelinin tamamını ödememesi halinde eksik işlerin giderim bedelini talep etmesi mümkün olmayıp bu halde Dairemiz uygulamalarına göre fiziki oran yöntemi olarak adlandırılan, eksik ve kusurlar da dikkate alınıp düşülmek suretiyle, gerçekleştirilen imalâtın işin tamamına göre fiziki oranının tespiti ile bu oranın götürü bedele uygulanması suretiyle hesaplanması ve bulunacak bu miktardan kanıtlanan ödeme düşülerek belirlenmesi gerekir. Yine taraflar arasındaki sözleşmede işin süresinde bitirilmemesi halinde yüklenicinin her gün için sözleşmede belirlenen oranda günlük ceza ödemesi kararlaştırılmış olup bu cezanın ifaya ekli ceza niteliğini taşıması nedeniyle sözleşmede aksine bir hüküm de bulunmadığından mahkemenin kabulünde olduğu gibi fesih halinde istenmesi mümkün değil ise de sözleşmenin 11. 1. maddesinde belirlenen 30 günlük feshedilemeyen süre için davacının gecikme cezası istemesi mümkün olduğundan mahkemece gecikme cezasının tümüyle reddi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılması gereken iş hükme esas alınan bilirkişi kurulundan alınacak ek rapor ile davalı tarafından yapılan imalâtın eksik ve kusurlar dikkate alınarak mevcut hali ile tüm işe göre oranının bulunarak bu oranın tüm iş bedeline oranlanarak davalının hak ettiği
miktarın belirlenip bu miktardan davacı tarafından kanıtlanan ödemelerin düşürülerek davalıya fazla ödeme bulunup bulunmadığının saptanması, ayrıca sözleşme 11. 1 maddesinde belirlenen 30 günlük gecikme cezasının hesaplattırılıp bulunacak miktara davacının 08.01.2013 tarihli ihtarnamesi herhangi bir ödeme miktarı belirtilmediğinden davalıyı temerrüde düşürücü nitelikte olmadığından dava ve ıslah tarihine göre faiz uygulanmak suretiyle tahsil kararı verilmesinden ibaret olup açıklanan bu nedenle eksik incelemeye dayalı kararın taraflar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden taraflar yararına BOZULMASINA, 2.540,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödenenden 5766 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya, 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalılara iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 05.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi