Şube Müdürlüğü’nün yüklenici firması olan davacı iş ortaklığı tarafından, A1 adresinde yapılan kanal kazı çalışması sonrasında, “çalışmanın yapıldığı yerde tahrip edilen kaldırımda ve asfalt yolda, onarımın ve geçici dolgunun yapılmadığı, yolda çökmeler olduğu, bu durumun can ve mal güvenliği için tehlike oluşturduğu ve bu nedenle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 34. maddesinin ihlal edildiğinden” bahisle, anılan Kanun’un 42/3. maddesi uyarınca..Şube Müdürlüğü’ne 8.983,02 TL para cezası verilmesine ilişkin  encümen kararının iptali istemiyle açılan dava

İstanbul BİM, 5. İDD, E. 2017/1119 K. 2017/585 T. 25.4.2017

 

İSTEMİN ÖZETİ: Kadıköy İSKİ Şube Müdürlüğü’nün yüklenici firması olan davacı iş ortaklığı tarafından, A1 adresinde yapılan kanal kazı çalışması sonrasında, “çalışmanın yapıldığı yerde tahrip edilen kaldırımda ve asfalt yolda, onarımın ve geçici dolgunun yapılmadığı, yolda çökmeler olduğu, bu durumun can ve mal güvenliği için tehlike oluşturduğu ve bu nedenle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 34. maddesinin ihlal edildiğinden” bahisle, anılan Kanun’un 42/3. maddesi uyarınca İSKİ Kadıköy Şube Müdürlüğü’ne 8.983,02 TL para cezası verilmesine ilişkin 19.01.2016 tarih ve 5/29 sayılı encümen kararının iptali istemiyle açılan davada; “dava konusu encümen kararı ile İSKİ Kadıköy Şube Müdürlüğü’ne para cezası uygulanmasına karar verildiği, buna göre dava konusu işlemin dava dışı İSKİ Kadıköy Şube Müdürlüğü adına tesis edildiği, davacı iş ortaklığı tarafından ise yüklenici firma oldukları gerekçesiyle, yapılan ihale ve sözleşme gereğince muhatabın davacı iş ortaklığı olduğu ve söz konusu para cezasının kendi iş ortaklıklarından tahsil edileceği iddia edilerek anılan encümen kararının iptalinin istenildiği görülmekte olup, dava dışı İSKİ Kadıköy Şube Müdürlüğü hakkında tesis edilen encümen kararının muhatabının davacı iş ortaklığı olmadığı, öncelikle muhatabı olan dava dışı idarenin (İSKİ) menfaatinin etkilendiği, kaldı ki dava konusu encümen kararının davacı iş ortaklığına tebliğ edilmediği, yukarıda aktarılan 2577 sayılı Kanun’un 2. maddesi hükmü dikkate alındığında, dava dışı İSKİ ile davacı iş ortaklığı arasında imzalanan sözleşme hükümlerine göre para cezasının ileride davacı iş ortaklığından tahsil edileceği veya tahsil edilme ihtimalinin bulunduğu gerekçesiyle, davacı iş ortaklığının güncel bir menfaatinden söz edilemeyeceği ve söz konusu gerekçenin davacı iş ortaklığını bu davayı açmakta ehliyetli kılmayacağı, bu durumda; hakkında tesis edilmeyen dava konusu encümen kararının iptalini istemekte davacının güncel ve kişisel menfaatinden söz edilemeyeceğinden, davacı yönünden hukuki bir sonuç doğurmayan encümen kararının iptali istemiyle açılan bu davada, davacının ehliyetinin bulunmadığı” gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin İstanbul 7. İdare Mahkemesi Hakimliği’nce verilen 04/03/2016 tarih ve E:2016/283, K:2016/514 sayılı kararına davacı tarafından yapılan itiraz üzerine İstanbul 7. İdare Mahkemesi Hakimliği’nce verilen 15/08/2016 tarih ve E:2016/283 sayılı itiraz edilmemiş sayılmasına ilişkin kararın, davacı tarafından, kazı çalışmalarının İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi adına kendileri tarafından yürütüldüğü, cezaların ödenmesi halinde ödenen miktarın hakedişlerinden kesileceği itiraz edilerek bozulması istenilmektedir.

 

SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Beşinci İdare Dava Dairesi’nce; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa 6545 sayılı Yasa ile eklenen geçici 8. maddenin 1. fıkrasının istinaf mahkemelerinin faaliyete başladığı tarihten önce verilen kararlar yönünden saklı tuttuğu kanun yolu hakkı sebebiyle 20/07/2016 tarihinden önce verildiği görülen başvuruya konu kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümler çerçevesinde yapılan itiraz başvurusu hakkında 2577 sayılı Yasanın (6545 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki haliyle) 45.maddesi uyarınca işin gereği görüşüldü:

 

İtiraza konu, Kadıköy İSKİ Şube Müdürlüğü’nün yüklenici firması olan davacı iş ortaklığı tarafından, A1 adresinde yapılan kanal kazı çalışması sonrasında, “çalışmanın yapıldığı yerde tahrip edilen kaldırımda ve asfalt yolda, onarımın ve geçici dolgunun yapılmadığı, yolda çökmeler olduğu, bu durumun can ve mal güvenliği için tehlike oluşturduğu ve bu nedenle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 34. maddesinin ihlal edildiğinden” bahisle, anılan Kanun’un 42. maddesi uyarınca İSKİ Kadıköy Şube Müdürlüğü’nden 8.983,02 TL para cezası alınmasına ilişkin 19.01.2016 tarih ve 5/29 sayılı encümen kararının iptali istemiyle açılan davada; davanın ehliyet yönünden reddine karar veren İstanbul 7. İdare Mahkemesi Hakimliğinin itiraz edilmemiş sayılmasına ilişkin 15/08/2016 tarih ve E:2016/283 sayılı kararına davacı tarafından yapılan itiraz istemine ilişkindir.

 

2577 sayılı İdari yargılama Usulü Kanunu’nun (6545 sayılı yasa ihdas edilen geçici 8. maddesi uyarınca halen uygulanabilir kanun yollarına ilişkinn mülga hükümlerine göre) 45/3.maddesinde; itirazın, temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu hükmüne, aynı kanununn (para isteme yazısının yazıldığı tarihte yürürlükte bulunan halinde) 48. maddesinin, 6. fıkrasında “Temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödenmemiş olması halinde kararı veren; merci tarafından verilecek yedi günlük süre içerisinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçilmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, ilgili merci, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verir. Temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde de kararı veren merci, temyiz isteminin reddine karar verir. İlgili merciin bu kararları ile bu maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen temyiz isteminde bulunulmamış sayılmasına ilişkin kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” kuralı yer almakta olup; aynı maddenin 7. fıkrasında, “Temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin ödenmemiş olduğu, dilekçenin 3’üncü madde esaslarına göre düzenlenmediği, temyizin kanuni süre içinde yapılmadığı veya kesin bir karar hakkında olduğunun anlaşıldığı hallerde, 2 ve 6ncı fıkralarda sözü edilen kararlar, dosyanın gönderildiği Danıştay’ın ilgili dairesi ve kurulunca, kesin olarak verilir.” hükmü bulunmaktadır.

 

492 sayılı Harçlar Kanunu’nun Yargı Harçlarını düzenleyen 1 sayılı tarifenin maktu harcı düzenleyen 3-2/a maddesinde itiraz karar harcı alınmasına dair düzenleme bulunmamaktadır.

 

Dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesinden; İstanbul 7. İdare Mahkemesi Hakimliğinin 04/03/2016 tarih ve E:2016/283, K:2016/514 kararının, davacı şirkete 30.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği, bunun üzerine 06.04.2016 tarihli dilekçeyle söz konusu kararın bozulması talebiyle itiraz başvurusunda bulunulduğu, itiraz karar harcı ve posta ücretinin yatırılmadığının anlaşılması üzerine 27.04.2016 tarihli yazıyla davacıya harcın ve posta ücretinin yatırılması hususunun ihtar edildiği, söz konusu yazının 11.05.2016 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, ilk derece mahkemesince davacı tarafından itiraz karar harcı ve posta ücretinin süresinde yatırılmaması nedeniyle itiraz edilmemiş sayılmasına karar verilmiş ise de; Harçlar Kanunu’nun yukarıda alıntısı yapılan düzenlemesi gereğince davacının itiraz karar harcı yatırmasına gerek olmadığı ve ihtar yazısının yazıldığı tarihte dava dosyasında yeterli posta ücretinin olduğu anlaşılmaktadır.

 

Bu durumda, davacı şirketin Harçlar Kanunu uyarınca itiraz karar harcı yatırmasına gerek olmadığı ve ihtar yazısının yazıldığı tarihte dava dosyasında yeterli posta ücretinin olması nedeniyle İstanbul 7. İdare Mahkemesi Hakimliğinin, Mahkeme kararının itiraz edilmemiş sayılması yönündeki 15.08.2016 tarihli kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

 

Öte yandan, davacı tarafından, İstanbul 7. İdare Mahkemesi Hakimliğinin, Mahkeme kararının itiraz edilmemiş sayılması yönündeki 15.08.2016 tarihli kararına yedi gün içinde itiraz edilmemiş ise de; itiraz isteminde davacı tarafından bulunulmasına rağmen, ilk derece mahkemesinin itiraz edilmemiş sayılması yönündeki 15.08.2016 tarihli kararında temyiz/itiraz eden olarak davalı idarenin gösterildiği, bu nedenle usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir kararın varlığından söz edilemeyeceğinden, sözü edilen yanlışlığın giderilmesi sonrasında yapılan itirazın süresinde olduğunun kabulü gerekmektedir.

 

Bu itibarla, davacı tarafından itiraz edilmemiş sayılmasına ilişkin 15/08/2016 günlü E:2016/283 sayılı karara yapılan itiraz başvurusunun tekemmülü sağlandıktan sonra, dava dosyasının itiraz incelemesi için dairemize gönderilmek üzere mahkemesine iadesi gerekmektedir.

 

Açıklanan nedenlerle, davacı itirazının KABULÜNE, İstanbul 7. İdare Mahkemesi Hakimliğinin itiraz edilmemiş sayılmasına ilişkin 15/08/2016 tarih ve E:2016/283, sayılı kararının BOZULMASINA, davacının itiraz başvurusunun tekemmülü sağlandıktan sonra yeniden Dairemize gönderilmek üzere dosya esas kaydının kapatılarak MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 25/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.