Hizmet Alımına Dair Sözleşmesi ile sürücülü araç kiralama işi akdettiklerini Hizmet Alımına Dair Sözleşmesi ile sürücülü araç kiralama işi akdettiklerini Terimi kaldır: Belediyeye bir kısmı sürücülü olmak üzere 200 ün üzerinde araç teslim edildiğini Belediyeye bir kısmı sürücülü olmak üzere 200 ün üzerinde araç teslim edildiğini araçların teslimine müteakip her ayın sonunda diğer davalı tarafından çalıştırılan araçların puantaj kayıtlarının müvekkil şirkete gönderildiğini araçların teslimine müteakip her ayın sonunda diğer davalı tarafından çalıştırılan araçların puantaj kayıtlarının müvekkil şirkete gönderildiğini müvekkili şirket tarafından hak edişlerinin ödenmesi talepli üst dilekçe ile birlikte maaş tablosu ve araçlara ilişkin aylık ödeme taleplerinin yapıldığını müvekkili şirket tarafından hak edişlerinin ödenmesi talepli üst dilekçe ile birlikte maaş tablosu ve araçlara ilişkin aylık ödeme taleplerinin yapıldığını araçların kullanılmasına ilişkin emir ve talimatların şoförlere *tarafından verildiğini araçların kullanılmasına ilişkin emir ve talimatların şoförlere *tarafından verildiğini Terimi kaldır: gözetim ve denetiminin Belediye tarafından yapıldığını gözetim ve denetiminin Belediye tarafından yapıldığını davaya konu kaza yapan plaka sayılı aracın da bahsedilen yazılı sözleşme gereği dilekçe ekinde sunulu teslim tutanağı ile * teslim edildiğini davaya konu kaza yapan plaka sayılı aracın da bahsedilen yazılı sözleşme gereği dilekçe ekinde sunulu teslim tutanağı ile * teslim edildiğini yine sundukları puantaj listesinde de aracın Belediyede olduğunun sabit olduğunu yine sundukları puantaj listesinde de aracın Belediyede olduğunun sabit olduğunu bu bağlamda müvekkilinin araç maliki olsa da bu bağlamda müvekkilinin araç maliki olsa da aracın işleteni olmadığını aracın işleteni olmadığını işleten sıfatının Belediye Başkanlığı’na ait olduğunu belirterek işleten sıfatının Belediye Başkanlığı’na ait olduğunu belirterek davanın husumetten reddinin gerektiğini davanın husumetten reddinin gerektiğini kazanın meydana gelmesinde sürücünün kusurlu olup olmadığı kazanın meydana gelmesinde sürücünün kusurlu olup olmadığı Terimi kaldır: varsa kusurun kaza ile zarar arasındaki illiyet bağını kesen durumların mevcut olup olmadığı hk yargı kararı varsa kusurun kaza ile zarar arasındaki illiyet bağını kesen durumların mevcut olup olmadığı hk yargı kararı

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/954 Esas
KARAR NO : 2019/144
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/10/2017
KARAR TARİHİ : 20/02/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/11/2016 tarihinde Sarıyer’de meydana gelen trafik kazasında, sürücü …’nin aşırı hız nedeniyle … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybettiğini, orta refüje çarparak, havalanarak karşı şeride geçtiğini, karşı yönden gelen …’un idaresindeki … plakalı aracın üstüne düştüğünü ve …’un vefat ettiğini, …’nin … Şti.’nin çalışanı olması, … plakalı aracın işleteni … Ltd.Şti. 2918 sayılı KTK md. 85 gereğince sorumluluğunun doğduğunu, … plakalı aracın genişletilmiş kasko poliçesinde mevcut ihtiyati Mali Sorumluluk teminatı nedeniyle manevi tazminat talepleri için … A.Ş. nin poliçe limiti ile sorumluluğunun doğduğunu, …’un bu ülkenin yetiştirdiği en değerli tiyatro ve sinema sanatçısı olduğunu, ortalama aylık kazancının 25.000,00-TL-40.000,00-TL olduğunu, kazanın oluşuna ilişkin dosya içeriğinde açık kanıtlar mevcut iken, davalının sorumluluktan kurtulmak yada sorumluluğunu azaltmak amacı ile kazaya su birikintisinin neden olduğu gibi yanıltıcı beyanlarda bulunduğunu, bu beyanın müvekkillerini derinden etkilediğini, müvekkili … ‘nin, müteveffanın eski eşi olduğunu, boşanmalarına rağmen halen olay gününe kadar karı-koca ilişkilerinin devam ettiğini, müvekkili …’un müteveffanın kızı, … ‘un ise …’un annesi olduğunu ve tüm bakım ve ihtiyaçlarının … tarafından giderildiğini, müteveffanın kızının ise öğrenci olduğunu, yurt içi ve yurt dışında yüksek lisans eğitimi plânları olduğunu, …’un vefatı ile müvekkillerinin ekonomik yıkımına ve manevi olarak da tam bir çöküş ve yıkım yaşamalarına neden olduğunu belirterek; ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile, … plakalı aracın trafik kaydına teminatsız olarak tedbir konulmasına, her üç müvekkili için ayrı ayrı 100.000,00-er TL den toplam 300.000,00-TL manvei tazminatın davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile 3.10.2017 temerrüt tarihinden itibaren, diğer davalıların ise haksız fiil tarihi olan 30/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, masraf ve vekalet ücretiyle birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamıma gelememek kaydıyla, talep edilmiş olan manevi tazminat miktarının olağan şartlara göre yüksek olduğunu, mahkemenin hakkaniyete uygun bir miktar belirlemesi gerektiğini, kendisinin bu elim kaza sonucunda çok büyük üzüntü yaşadığını, olaydan sonra psikolojik tedavi gördüğünü ve tedavisinin halen devam ettiğini, maddi durumunun bu tazminat miktarını ödeyebilecek konumda olmadığını, şu an asgari ücretle bir iş yerinde yeni çalışmaya başladığını, davacı … ‘nin müteveffa …’un eski eşi olduğunu, 2015 yılında boşandıklarını, davacı …’un manevi tazminat isteminin yerinde olmadığını, diğer davalı …’a kendisinin bakmakta olduğunu belirtmesine rağmen dava dilekçesinde ki adreslerinin farklı olduğunu, talep edilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olması sebebiyle iş bu haksız ve mesnetsiz talebin reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … Tic.Ltd.Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kazaya konu … plaka sayılı aracın maliki olduğunu, araç işleteni sıfatının …’nde olduğunu, işleten sıfatı olmayan müvekkili şirket yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesini, müvekkili şirketin 4734 sayılı kamu İhale Kanunu ve 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu kapsamında devlet kurumları, belediyeler, il özel idareleri ile taşıma,bakım ve onarım, temizlik, güvenlik, kiralama, temizlik, taşınır ve taşınmaz mal ve hakların kiralanmasını ve benzeri diğer hizmetlerin alımı işini yaptığını, müvekkil şirket ile … Destek Hizmetleri Müdürlüğü 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ile Hizmet İşleri Genel Şartnamesinde ve ihale dokümanı kapsamında 30.09.2014 tarihli “Hizmet Alımına Dair Sözleşmesi” ile sürücülü araç kiralama işi akdettiklerini, Belediyeye bir kısmı sürücülü olmak üzere 200′ ün üzerinde araç teslim edildiğini, araçların teslimine müteakip her ayın sonunda diğer davalı … tarafından çalıştırılan araçların puantaj kayıtlarının müvekkil şirkete gönderildiğini, müvekkili şirket tarafından hak edişlerinin ödenmesi talepli üst dilekçe ile birlikte maaş tablosu ve araçlara ilişkin aylık ödeme taleplerinin yapıldığını, araçların kullanılmasına ilişkin emir ve talimatların şoförlere … tarafından verildiğini, gözetim ve denetiminin Belediye tarafından yapıldığını, davaya konu kaza yapan … plaka sayılı aracın da bahsedilen yazılı sözleşme gereği dilekçe ekinde sunulu teslim tutanağı ile …ne teslim edildiğini, yine sundukları puantaj listesinde de aracın Belediyede olduğunun sabit olduğunu, bu bağlamda müvekkilinin araç maliki olsa da, aracın işleteni olmadığını, işleten sıfatının … Belediye Başkanlığı’na ait olduğunu belirterek, davanın husumetten reddinin gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde sürücünün kusurlu olup olmadığı, varsa kusurun kaza ile zarar arasındaki illiyet bağını kesen durumların mevcut olup olmadığı hususunun yargılamaya ve ispata muhtaç olduğunu, müvekkili şirketin maliki olduğu … plaka sayılı araç sürücüsü …’nin 30.11.2016 tarihinde yaşanan trafik kazasının kendi kusuru ile meydana gelmediğini, aracı trafik kurallarına uygun kullanıyor iken aşırı yağış olması, yolda su birikintilerinin oluşması, sabahın çok erken saatlerinde havanın aydınlanmamış olması, zeminin kaygan olması nedenleri ile yani aracı uygun hız ve trafik kurallarına uygun kullanıyor olmasına rağmen dış etkenlerle meydana geldiğini, kendisine atfedilecek herhangi bir kusurunun olmadığını beyan ettiğini, sürücünün kazanın meydana gelmesinde kusuru olup olmadığının, varsa kusuru oranının tespiti, kabul anlamına gelmemek kaydıyla yargılamanın ilerleyen safhalarında yapılacak bilirkişi incelemesi ile sürücünün kusurunun tespiti durumunda ise kaza ile zarar arasında illiyet bağı olup olmadığının, sürücünün ifade ettiği hava koşullan, zemin kayganlığı, su birikintileri ve sair durumun iiliyeti kesip kesmediğinin tespitinin gerektiğini, Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözeterek, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasafetle), uygun miktarda tazminat takdir edilmesi gerektiğini belirterek, mahkemece, manevi tazminata hükmedilirken dikkate alınması gereken hususlar belirtilerek, sonuç olarak; fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı tutarak, işleten sıfatı olmayan müvekkili şirket yönünden haksız ve mesnetsiz işbu davanın öncelikle husumetten, belirtilen diğer nedenlerle de esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … A.Ş vekili, cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 26.02.2015 başlangıç ve 26.02.2017 bitiş tarihli … no’lu İhtiyari Mali Mesuliyet teminatını havi Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, talep edilen manevi zarar miktarının fahiş olduğunu, mahkemenin hakkaniyete uygun bir tutar belirlemesi gerektiğini, davacı tarafın poliçe limitinin azami sınırı üzerinden manevi zarar talep ettiğini, talep edilen tutarların fahiş olduğunu, mahkeme tarafından sigortalı araç sürücüsünün kusuru nispetinde poliçedeki manevi tazminata ilişkin kombine teminat limitleri gözetilerek hakkaniyete uygun bir tutar belirlenmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olması sebebiyle iş bu haksız ve mesnetsiz talebin reddi ile red sebepli vekalet ücretinin davacı aleyhine lehlerine takdir edilmesini s savunmuştur.
Davalı … Belediye Başkanlığı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davanın gerek usul, gerek esas yönlerinden haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu ve reddinin gerektiğini, Belediyelerin kamu hizmeti görmekle yükümlü bulunmaları sebebiyle kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı oluşan sorumluluklarının özel hukuk hükümlerine tabi olmadığını, kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davasının ikame edilmesi gerektiğini, hizmet kusuruna dayalı olarak müvekkili aleyhine açılan davanın görevsizlik sebebiyle öncelikle yargı yolu bakımından usulden reddini talep ettiklerini, aksi takdirde; müvekkili aleyhine açılan dava ticari dava olmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin görev alanında kaldığından, işbölümü itirazlarının kabulü İle görevsizlik kararı verilmesini talep ettiği, trafik kazasına karışan … plakalı aracın … Tic. Ltd. Şti’ye ait olduğunu, araç şoförü …’nin de diğer davalı … Ltd. Şti.’nin personeli olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın diğer davalı … Ltd. Şti. ile müvekkili arasında 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 67. maddesi doğrultusunda imzalanan 30.09.2014 tarihli Sürücülü Araç Kiralama Hizmet Alımı Sözleşmesi ile müvekkiline bağlı Müdürlüklerde görev yapmak üzere kiralandığını, 30.09.2014 tarihli sözleşmenin eki niteliğindeki teknik şartnamenin 5/5 maddesinde 3. kişilere verilen zararlardan yüklenici firmanın sorumlu olacağına dair hüküm yer aldığını, yine “kiralanacak araçların zorunlu ve ihtiyari trafik sigortaları zorunlu (kasko) ve vergi vb. yasal sorumluluklarının yükleniciye ait olduğunu, bu eksikliklerden doğan cezaların yükleniciye ait olduğunu, araçlardaki şoför ve yolcuların yaralanma ve ölümü halinde ödenecek tazminatlar kasko sigortasında belirlenecek ve bu teminatlar sigorta poliçesinde görülecektir.” denilmek suretiyle yaralamalı ve ölümlü trafik kazalarında ödenecek tazminatlardan müvekkilinin sorumlu olmayacağının düzenlendiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacılar tarafından işbu dava ile talep edilen tazminat bedellerinin fahiş olduğunu ve sebepsiz zenginleşmeye yol açacağını belirterek, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E. 2016/365 K. 2016/877 T. 25.1.2016 tarihli kararından bahsetmiş, sonuç olarak, müvekkili açısından husumet yönünden ve esastan davanın reddini savunmuştur.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların sosyal ekonomik durumu araştırılmış, trafik, sigorta ve nüfus kayıtları, poliçe hasar dosyası, ceza dosyasının UYAP’a kayıtlı evrakları celp edilmiş, kazaya karışan … plakalı aracın da yer aldığı kiralamaya ilişkin davalı … ile davalı … arasında akdedilen Sürücülü Araç Kiralama Sözleşmesi ve ekleri dosyaya ibraz edilmiş, davacı ve davalı tanıkları duruşmada dinlenmiştir.
Davalı sigorta şirketinin sigortalısı … plâkalı aracın davalı … A.Ş’ye 26/02/2015-26/02/2017 tarihleri arasında genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalandığı, kaza tarihi itibari ile ihtiyari mali mesuliyet tutarı 100.000,00-TL ile sınırlı olduğu, kazanın 30/11/2016 tarihinde sigorta teminatları süresi içinde meydana geldiği görülmüştür.
… Asliye Ceza Mahkemesinin … esas, … karar sayılı ilamı ile, davaya konu trafik kazası nedeni ile davalı … hakkında taksirle öldürme suçunu işlediğinden, 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür. Ceza dosyası kapsamında re’sen seçilen trafik bilirkişisi ile mahallinde keşif yapılmış, kusur oranının tespiti bakımından bilirkişi raporunda kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü davalı …’nin 1. derece tek kusurlu olduğu, … plakalı diğer otomobil sürücüsü …’un bu kazada kusurunun bulunmadığı kanaati ile rapor düzenlenmiş, kusur durumuna itiraz edilmesi neticesinde Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 09/08/2017 tarihli raporda ” izlenen kamera görüntüsü, ifade içerikleri, sanık sürücü yönetimindeki otomobilin önünde aynı yöne seyir halde olan vasıtanın solundan geçerek seyrini sürdürmeye çalıştığı sırada orta refüjü farkedemeyip önlemsiz şekilde orta refüje çarptığı, akabinde direksiyon hakimiyetini kaybedip havalanarak karşı yönden şeridini takiben gelmekte olan maktul sürücü yönetimindeki otomobile çarptığı, kendi şeridinde seyir halinde olan maktul sürücünün olayın oluş şekli itibariyle alabileceği herhangi bir önlemin olmadığı hususları dikkate alındığında 30.01.2017 tarihli keşfe binaen tanzim edilen 09.02.2017 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen maktul sürücünün atfı kabil kusurunun olmadığı kanaati isabetli bulunmuş ve incelenen kamera görüntüsü, araçların seyir durumları, bilirkişi raporunda yer alan tespitler, kaza tespit tutanağı içeriği dikkate alındığında mevcut şartlarda kazaya etken herhangi bir yol sorununun bulunmadığı kanaatine varılarak, Sanık sürücü …’nin asli kusurlu olduğu, Müteveffa sürücü …’un kusursuz olduğu kanaatini bildirir müşterek rapor düzenlenmiştir.
Dosyaya ibraz edilen ve davalıların kabulünde olan Sürücülü Araç Kiralama Hizmet Alımına ait sözleşme uyarınca, … plakalı aracın 01/10/2014 tarihinden 30/09/2017 tarihine kadar sürücülü olarak davalı …ne kiralandığı ve aracın davalı …ne teslim edildiği anlaşılmıştır.
Davacılar ve davalı … tanıkları duruşmada dinlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; olay günü, kazaya etken yol sürünü bulunmadığı, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda izlenen kamera görüntüsü de dikkate alınarak, davalı …’nin yönetimindeki otomobil ile yolda seyir halinde iken, aynı istikamette seyir halinde olan vasıtanın solundan geçerek seyrini sürdürmeye çalıştığı sırada orta refüje çarparak aracın direksiyon hakimiyetini kaybettiği, akabinde havalanarak karşı yönden gelen davacıların desteği …’un yönetimindeki otomobile çarpmak suretiyle davacıların desteği …’un hayatını kaybettiği trafik kazasında asli ve tam kusurlu olduğu, müteveffa sürücü …’un meydana gelen kazada olayın oluş şekli itibariyle alabileceği her hangi bir önlem olmadığından, atfı kabil kusuru bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı …’un müteveffanın annesi, … ‘ da kızıdır. Diğer davacı … ise resmi olarak mütevveffa ile evlilik bağını sonlandırmış olsa da olay anına kadar müteveffa ile aynı evde eş olarak yaşamını idame ettirdiği, aile ortamında ve yaşantılarında herhangi bir kesinti ve değişiklik meydana gelmediği hatta müteveffanın ölümünden sonra bile kayınvalidesi ile beraber yaşamaya devam ettiği bu sebeple doğal
evlilik bağı kopmamış olduğu anlaşılmıştır.
Bu itibarla davacıların 818 Sayılı T.B.K.’ nun 56. maddesi uyarınca müteveffanın ölümünden dolayı manevi tazminat talep etme hakları da bulunmaktadır. Davacıların manevi tazminat taleplerinden davalı … haksız fiil hükümleri uyarınca davalı … A.Ş. Genişletilmiş kasko poliçesinde mevcut İhtiyati Mali Sorumluluk Teminatı kapsamında 100.000,00-TL teminat limitine kadar, davalı … işleten sıfatı ile davacılara karşı sorumludur. Davalı …’nin, sevk ve idaresindeki … plakalı araç, kaza anında davalı … adına kayıtlı ise de; aracın kaza tarihinden önce 30/09/2017 tarihine kadar 3 yıl süre ile şoförlü olarak davalı …’ne uzun süreli kiralandığı ve teslim edildiği, aracın tamamen belediyenin idaresi altında işletildiği, bu sebeple işleten sıfatının davalı …ne geçtiği anlaşılmıştır. Davalı … vekili, … ile yapılan araç kiralama sözleşmesinde, 3. kişilere verilen zararlardan yüklenici firmanın sorumlu olacağına dair hüküm bulunduğunu iddia etmiş ise de; davalı …’nin işleten sıfatını değiştirmeyeceği, davacılara karşı sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağından, davalının savunmasına itibar edilmemiş, işleten sıfatı ile davacılara karşı sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
Davacı vekili, davalı …’ un işleten sıfatı ve adam çalıştıran istihdam eden sıfatı ile sorumlu olduğunu iddia etmiş ise de, işleten sıfatının davalı …ne geçtiği görülmüştür. İstihdam ilişkisinin varlığı içinde, istihdam edene bağımlı olarak çalışma koşulu arandığı, yani müstahdem, istihdam edenin emir ve talimatına göre yani ona bağımlı olarak ve zararın işin görülmesi sırasında ve işle ilgili olarak verilmiş bulunması gerektiği, oysa kazanın …ne ait işin görülmesi sırasında meydana geldiği, aracın işletilmesinde tüm tasarruf yetkisinin …’ne ait olduğu anlaşılmakla, davalı … arasında işleten ve istihdam eden ilişkisi bulunmadığından, davalı … adına açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Bu noktada hüküm altına alınacak manevi tazminatın miktarının belirlenmesi önem arz etmektedir. Yargısal içtihatlarda, anılan yasa maddesi hükmüne göre özel haller göz önünde tutularak hükmolunacak manevi zarar tutarının adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek bu tazminatın bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği,bu tazminatın sınırının onun amacına göre belirlenmesi gerektiği,takdir edilecek miktarın mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği,manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar her olaya göre değişebileceğinden hakimin bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerektiği belirtilmektedir.
Buna göre, üst paragraftaki ilkeler göz önüne alınarak yapılan değerlendirmede, davacıların desteğinin ölümüne neden olan olayın oluş şekli, kazanın meydana gelmesinde kusur durumu, davacıların müteveffa ile yakınlık dereceleri (birinci derecede yakın olmaları) itibarıyla duymuş oldukları elem ve ızdırabın ağırlığı ile tarafların ve müteveffanın sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında mahkememizce takdir edilen manevi tazminat miktarlarının uğranılan zararla/zararlarla orantılı olduğu, bu miktarın davacılar için zenginleşme aracı olmayacağı gibi davalılar yönünden de ekonomik yıkıma neden olmayacağı değerlendirildiğinden hak ve nesafet kuralları çerçevesinde manevi tazminat miktarı belirlenmiş aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davalı … Taş. Ltd. Şti yönünden açılan davanın REDDİNE,
2-Diğer davalılar yönünden açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE
Davacı … için 40.000,00 TL, davacı … için 40.000,00 TL, davacı … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 130.000,00 TL manevi tazminatın davalı … A.Ş yönünden poliçe limiti olan 100.000,00 TL ile sınırlı olmak ve davacılara garameten paylaştırılmak üzere temerrüt tarihi olan 14/10/2017 tarihinden itibaren davalı … ve … Başkanlığı yönünden tazminatın tamamından sorumlu olmak üzere kaza tarihi olan 30/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 8.880,30-TL karar ilam harcından peşin alınan 1.024,65-TL nin mahsubu ile eksik kalan
7.855,65-TL bakiye ilam harcının davalılar …, … ve … A.Ş’den ( davalı … A.Ş.’nin 5.806,35-TL ye kadar olan kısmından sorumlu olmak üzere ) müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
4- Davacının yatırmış olduğu 1.024,65- TL peşin harç bir kısım davalılar tarafından yatırılması gereken karar ilam harcından düşüldüğünden, toplam bu miktarın 1.024,65-TL nin davalılar …, … ve … A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bunun dışında davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 36,00-TL (başvurma ve vekalet harcı ) davetiye, posta gideri: 270,30- TL, (davalı … için yapılan tebligat masrafı düştükten sonra kalan kısım ) olmak üzere toplam: 306,30- TL yargılama giderinden kabul/red oranı (% 43,33) üzerinden hesaplanan 132,70- TL yargılama giderinin davalılardan …, … ve … A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, kalanın davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’ nin uyarınca hesap ve takdir olunan 13.150,00- TL vekalet ücretinin davalılardan …, … ve … A.Ş’den ( davalılardan … A.Ş.’nin 10.750,00-TL ye kadar olan kısmından sorumlu olmak üzere ) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalılar …, … ve … A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT’ nin uyarınca hesap ve takdir olunan 13.150,00- TL vekalet ücretinin ( davalı … A.Ş. yönünden 10.750,00-TL ye kadar olmak üzere ) davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden; AAÜT’ nin 10/3 maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00- TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …’a verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalılar vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır