Takip alacaklısı bankanın taşınmazı alacağa mahsuben satın alması halinde alacaklı bankaya tanınan katma değer vergisi muafiyetinden ihale alıcısı olan şikayetçi gerçek kişi yararlanamaz

T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/23992
Karar No:2014/30276
K. Tarihi:15.12.2014

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Maliye Bakanlığı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı Halkbankası A.Ş. tarafından borçlular aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatıldığı, ipotek borçlusu A. Metal Tekstil Sanayi Ticaret A.Ş.’ye ait olan taşınmazın 03.10.2010 tarihinde ihale alıcısı olan şikayetçi H.. C..’ye ihale edildiği, ihale alıcısının satışın katma değer vergisinden istisna olduğu ve kendilerinden katma değer vergisi alınmamasına dair taleplerinin reddine ilişkin 20.11.2012 tarihli müdürlük işleminin iptali istemi ile şikayet yoluyla İcra Mahkemesi’ne başvurduğu, Mahkemece, 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-r maddesine göre katma değer vergisinden istisna koşullarının oluştuğu gerekçesi ile şikayetin kabulüne ve müdürlük işleminin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesinde, “Türkiye’de yapılan aşağıdaki işlemler katma değer vergisine tabidir.” hükmü yer almaktadır. Aynı kanunun 1. maddesinin (d) bendinde; müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmış 15 ve 48 seri nolu Katma Değer Vergisi genel tebliğlerinin müzayede mahallinde yapılan satışları düzenleyen bölümünde cebri icra, izaleyi şuyu, ipoteğin paraya çevrilmesi ve tasfiye nedenleriyle müzayede mahallerinde yapılan açık artırma, pazarlık ve diğer şekillerdeki satışların katma değer vergisine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Yasa maddesi ve uygulamaya ilişkin tebliğler birlikte değerlendirildiğinde müzayede mahallerinde yapılan aleni ve özel satışlar ile cebri satışların ticari olup olmadığına bakılmaksızın katma değer vergisine tabi olması gerekmektedir. Danıştay kararları da bu yöndedir. Uygulamada cebri icra satışlarında KDV alınmakta olup KDV Kanununda cebri icra ile ilgili özel bir düzenleme mevcut değildir. Cebri icradaki KDV alımı, Katma Değer Vergisi Kanununun 1/3-d bendi uyarınca yapılmaktadır. Yasa koyucu Katma Değer Vergisi Kanununun 11. ve sonraki maddelerinde, kanunun 1. maddesine göre KDV den sorumlu olanlarla ilgili olarak bazı hallerde muafiyete ilişkin düzenlemeler getirmiştir. Katma Değer Vergisi Kanununun 17.maddesinin değişik (r) bendinde “…bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimleri”nin KDV den muaf olduğu açıkça belirtilmiştir. Bu durumda Danıştay kararları, Yargıtay ve diğer Daire görüşlerine ve uygulamaya uygun olarak yeniden oluşturulan içtihatlarımız doğrultusunda, alacaklı banka, alacağına karşılık borçlu ve kefilinin borçları ile ilgili olarak onlara ait taşınmazları cebri icra yolu ile aldığı takdirde KDV den muaftır.
Somut olayımızda, alacaklı banka, kredi alacağından dolayı icra takibi başlatmış, kesinleşen takip üzerine, yapılan ihalede borçluya ait taşınmaz ihale alıcısı olan şikayetçi gerçek kişiye satılmıştır. Takip alacaklısı bankanın taşınmazı alacağa mahsuben satın alması halinde alacaklı bankaya tanınan katma değer vergisi muafiyetinden ihale alıcısı olan şikayetçi gerçek kişi yararlanamaz. İhale alıcısı olan gerçek kişi şikayetçiye yapılan satış katma değer vergisi muafiyeti kapsamında olmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :Maliye Bakanlığı’nın temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.