taraflar arasında düzenlenen tüm hakedişleri, davalı yüklenici ve dava dışı iş sahibi arasında düzenlenen hakedişleri ve lüzumlu görülen diğer belgeleri getirterek iki inşaat mühendisi ve yorumda yardımcı olmak üzere bir hukukçudan oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapmak, davacı tarafından yapılan işleri ve metrajlarını kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlemek, tespit olunan metrajlara ve taşeron sözleşmesindeki birim fiyatlara göre taraflar arasındaki kesin hesabı çıkarmak, varsa kanıtlanan ödemeleri düşerek sonucu dairesinde asıl alacak yönünden itirazın iptâli ile takibin devamına karar

<![CDATA[Özet: Dairemizin 18.05.2011 tarih, 2010/3535 Esas, 2011/3024 Karar sayılı bozma ilamında; "...O halde mahkemece yapılacak iş; taraflar arasında düzenlenen tüm hakedişleri, davalı yüklenici ve dava dışı iş sahibi arasında düzenlenen hakedişleri ve lüzumlu görülen diğer belgeleri getirterek iki inşaat mühendisi ve yorumda yardımcı olmak üzere bir hukukçudan oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapmak, davacı tarafından yapılan işleri ve metrajlarını kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlemek, tespit olunan metrajlara ve taşeron sözleşmesindeki birim fiyatlara göre taraflar arasındaki kesin hesabı çıkarmak, varsa kanıtlanan ödemeleri düşerek sonucu dairesinde asıl alacak yönünden itirazın iptâli ile takibin devamına karar vermek, işlemiş faize ilişkin itirazın iptâli istemi ile icra inkâr tazminatını ise reddetmekten ibarettir. Mahkemece çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmadan ve metraj ihtilafı giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” denilmek suretiyle bozma kararı verilmiş ve mahkemece yapılan yargılama sırasında 25.01.2012 tarihli oturumda bozma ilamına uyulmuştur....   Yargıtay'ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak doğmuştur. Somut olayda; bozma ilamına uyan mahkeme bozma doğrultusunda keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak bilirkişi heyetinde rapor ve ek rapor alınıp sonrasında ... Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmış ise de; alınan raporların bozmaya uygun olarak düzenlendiği söylenemez. Bozma ilâmında özellikle taraflar arasındaki kesin hesabın metrajlara ve taşeron sözleşmesindeki birim fiyatlara göre çıkarılarak, varsa kanıtlanan ödemelerin düşülerek sonucu dairesinde karar verilmesine işaret edildiği halde alınan raporlar bu ilkelere uygun olmamıştır. Öte yandan bozma ilâmında işlemiş faize ilişkin itirazın iptâli talebi ile icra inkâr tazminatı talebinin reddedilmesi gerektiğinin belirtilmesine rağmen bu taleplerin de yeniden kabul edilmesi doğru olmamış, bozma ilâmına uygun inceleme yapılmak üzere hükmün yeniden bozulması gerekmiştir....   T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2014/4899 Karar No:2015/1849
  1. Tarihi:9.4.2015
  Mahkemesi         :Asliye Hukuk Hakimliği   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, taşeron sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan “… Nolu … Fabrikası Mühendislik İşlerinin Yaptırılması İşine Ait Çatı ve Cephe Kaplama ve İzolasyon Montaj Sözleşmesi” düzenlendiğini, müvekkilinin bu sözleşmeden kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirdiğini ve 1. hakediş raporunun düzenlenip ilgili kişiler tarafından imzalandığını, müvekkilinin işi devam ettirerek 2. Hakedişe ilişkin işleri bitirdiğini ve raporu düzenleyip yetkililere teslim ettiğini, ancak davalı tarafından tüm ödemelerin durdurulduğunu bunun üzerine bu bedelin tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğünün 2009/344 Esas sayılı icra dosyası ile takibe geçtiklerini, davalı borçlunun haksız ve yersiz şekilde takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptalini ve % 40’dan aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalı yüklenici vekili ise, iş sahibinin işi tasfiye ettiğini, kesin hesap çıkarma sürecinin başladığını, iş sahibinin kesin hesabı çıkarmaması nedeniyle taraflar arasında kesin hesabın da çıkarılamadığını, davacıya borçlu olup olmadıklarının belli olmadığını, kesin hesap çıkarılmasından sonra borç çıkarsa ödeneceğini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, verilen kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 18.05.2011 tarih, 2010/3535 Esas, 2011/3024 Karar sayılı kararı ile kararın bozulmasına karar verilmiş, mahkemece yapılan yargılama sonrası bozma ilâmına uyularak yeniden davanın kabulüne karar verilmiş ve verilen bu karar da davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dairemizin 18.05.2011 tarih, 2010/3535 Esas, 2011/3024 Karar sayılı bozma ilamında; “…O halde mahkemece yapılacak iş; taraflar arasında düzenlenen tüm hakedişleri, davalı yüklenici ve dava dışı iş sahibi arasında düzenlenen hakedişleri ve lüzumlu görülen diğer belgeleri getirterek iki inşaat mühendisi ve yorumda yardımcı olmak üzere bir hukukçudan oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapmak, davacı tarafından yapılan işleri ve metrajlarını kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlemek, tespit olunan metrajlara ve taşeron sözleşmesindeki birim fiyatlara göre taraflar arasındaki kesin hesabı çıkarmak, varsa kanıtlanan ödemeleri düşerek sonucu dairesinde asıl alacak yönünden itirazın iptâli ile takibin devamına karar vermek, işlemiş faize ilişkin itirazın iptâli istemi ile icra inkâr tazminatını ise reddetmekten ibarettir. Mahkemece çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmadan ve metraj ihtilafı giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” denilmek suretiyle bozma kararı verilmiş ve mahkemece yapılan yargılama sırasında 25.01.2012 tarihli oturumda bozma ilamına uyulmuştur. Yargıtay’ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak doğmuştur. Somut olayda; bozma ilamına uyan mahkeme bozma doğrultusunda keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak bilirkişi heyetinde rapor ve ek rapor alınıp sonrasında … Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmış ise de; alınan raporların bozmaya uygun olarak düzenlendiği söylenemez. Bozma ilâmında özellikle taraflar arasındaki kesin hesabın metrajlara ve taşeron sözleşmesindeki birim fiyatlara göre çıkarılarak, varsa kanıtlanan ödemelerin düşülerek sonucu dairesinde karar verilmesine işaret edildiği halde alınan raporlar bu ilkelere uygun olmamıştır. Öte yandan bozma ilâmında işlemiş faize ilişkin itirazın iptâli talebi ile icra inkâr tazminatı talebinin reddedilmesi gerektiğinin belirtilmesine rağmen bu taleplerin de yeniden kabul edilmesi doğru olmamış, bozma ilâmına uygun inceleme yapılmak üzere hükmün yeniden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 09.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.]]>