Taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Ancak akdî ilişkinin varlığı dosya içeriği belgeler ve tanık sözleriyle açıklık kazanmıştır. Yanlar arasındaki temel uyuşmazlık davacı taşeronun ne kadar iş yaptığı kaç TL bedele hak kazandığı noktasında toplanmaktadır. Yerel mahkemede yapılan yargılama sürecinde icra takip dosyası, fatura örneği, defter kayıtları getirilmiş tanıklar da dinlenerek dosya üzerinden inceleme yapılıp muhasebeci bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi raporu ve dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece hükme dayanak yapılan gerekçe yetersiz olup eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır. Şöyleki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup yerinde tatbikat keşif yapılıp konunun uzmanı teknik bilirkişiden rapor da alınarak işin yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçlerine göre işin bedeli hesaplanıp sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken anılan hususların gözetilmemesi doğru olmamış, bozma nedeni sayılmıştır

<![CDATA[T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2015/441 Karar No:2015/4193
  1. Tarihi:8.9.2015
    Mahkemesi         :Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi Tarihi     :26.06.2014 Numarası            :2012/91-2014/247   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr giderimi tayini istemine ilişkindir. Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda davanın kabulü ile Sincan 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/496 Esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının yapmış olduğu itirazın iptâline, takibin 7.691,83 TL alacak yönünden devamına bu miktara takip tarihi itibariyle değişen oranda avans faizi uygulanmasına, davacının icra inkâr giderimi isteminin kabulü ile takibe konu edilen 7.691,83 TL üzerinden %40 icra inkâr gideriminin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davalı yüklenici şirket dava dışı G… ve S… sitelerinin elektrik işlerinin yapımını üstlenmiş bu işi taşeron olarak davacı T.. Ö..’e vermiştir. Davacı taşeron işe başlayıp edimini ifa ettiğini ancak iş bedelinin ödenmediğini, davalı taraf ise davacı ile aralarında akdî ilişki kurulmadığını ileri sürmüştür. Taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Ancak akdî ilişkinin varlığı dosya içeriği belgeler ve tanık sözleriyle açıklık kazanmıştır. Yanlar arasındaki temel uyuşmazlık davacı taşeronun ne kadar iş yaptığı kaç TL bedele hak kazandığı noktasında toplanmaktadır. Yerel mahkemede yapılan yargılama sürecinde icra takip dosyası, fatura örneği, defter kayıtları getirilmiş tanıklar da dinlenerek dosya üzerinden inceleme yapılıp muhasebeci bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi raporu ve dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece hükme dayanak yapılan gerekçe yetersiz olup eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır. Şöyleki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup yerinde tatbikat keşif yapılıp konunun uzmanı teknik bilirkişiden rapor da alınarak işin yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçlerine göre işin bedeli hesaplanıp sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken anılan hususların gözetilmemesi doğru olmamış, bozma nedeni sayılmıştır. Diğer yandan dava konusu itibariyle yargılamayı gerektirir özellik arzetmektedir. İcra takibine konu edilen alacak likit değildir. Miktarı, yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda belirlenecektir. Davalı borçlu takibe itirazında haklıdır. Davacı yararına icra inkâr giderimi tayini için gerekli yasal koşullar oluşmamıştır. İcra inkâr giderinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması da yerinde görülmemiştir. Tüm bu nedenlerle kararın temyiz eden davalı şirket yararına bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 08.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi]]>